20 research outputs found
İnsanlığın hafızasına ne oldu?
Okuduğum bir haberde Suriye iç savaşına dair insanların kendi imkânlarıyla amatör olarak çektiği birçok video içeriğinin Youtube tarafından şiddet içeriği taşıdığı gerekçesiyle kaldırıldığını yazıyordu. Haber dili açısından son derece normal ve sıradan sayılabilecek bir spot cümle olarak okunabilirdi. Fakat haber değeri açısından böyle bakılabilir miydi? Evet, sosyal medya araçlarında eklemek-çıkarmak, olmak-olmamak, bulunmak-yok olmak, o kadar kolay şeyler ki
Dijital Gözetim ve Mahremiyet
Surveillance conceptualization means the collection and monitoring of information sources in a
systematic way. The act of surveillance has been an important pillar in the formation of the social
control mechanism that governments have tried to build on societies and individuals throughout
history. In the 21st century, new communication technologies and an internet-centered social
change and transformation practice have begun to be experienced. The dominant
conceptualization that defines the social structure that emerges in the axis of these changes and
transformations is the surveillance society conceptualization first used by Gary Marx. The main
difference that distinguishes individuals in the surveillance society from the phenomenon of past
surveillance is that there is a consent-based acceptance of being able to be observed. One of the
areas where new communication technologies used in many different areas of our lives are used
is the field of combating the Covid19 pandemic. However, the new communication technologies
used in this process brought with it the concern of eliminating two important concepts such as
privacy and freedom with digital surveillance. The location information, contact tracking,
recording of personal data and sharing of data through the applications used to combat the
Covid19 process justify the concern. While global-scale authorities focus on the benefits of
applications that provide digital surveillance, especially in terms of filiation, they ignore the reality
that individuals are exposed to serious digital surveillance and their personal privacy is destroyed.
From this point of view, this study aims to analyze the five most downloaded smartphone
applications worldwide (Turkey-Hayat Eve Sığar, Germany-Corona Warn App, France-StopCovid,
England-NHS Covid19, Italy-Immuni) in the context of combating Covid19, in terms of digital
surveillance and privacy. aims. In this study, content analysis technique, one of the quantitative
research methods, was used. In the study, the conceptual framework is limited to the concept of
surveillance and digital surveillance, and applications that provide health services in the Covid19
process and digital surveillance relevance. As a result of the literature review, the absence of any
study that deals with the applications used by foreign countries during the Covid19 process from
the perspective of digital surveillance and privacy is the main factor that reveals the importance
of this study.Gözetim kavramsallaştırması enformasyon kaynaklarının toplanması ve izlenmesi işleminin
sistematik bir şekilde gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir. Gözetim eylemi, tarih boyunca
iktidarların toplumlar ve bireyler üzerinde inşa etmeye çalıştıkları toplumsal kontrol
mekanizmasının oluşmasında önemli bir saç ayağı konumunda yer almıştır. 21. yy ’da yeni iletişim
teknolojileri ve internet merkezli bir toplumsal değişim ve dönüşüm pratiği yaşanmaya
başlamıştır. Bu değişim ve dönüşümler ekseninde ortaya çıkan toplumsal yapıyı tanımlayan başat
kavramsallaştırma, ilk olarak Gary Marx tarafından kullanılan gözetim toplumu
kavramsallaştırmasıdır. Gözetim toplumundaki bireyleri geçmiş dönem gözetim olgusundan
ayıran temel farklılık, gözetlenebiliyor olma durumlarına yönelik rıza temelli bir kabullenişin
olmasıdır. Hayatımızın birçok farklı alanında kullanılan yeni iletişim teknolojilerinin kullanıldığı
alanlardan birisi de Covid19 pandemisi ile mücadele sahasıdır. Ancak bu süreçte kullanılan yeni
iletişim teknolojileri beraberinde mahremiyet ve özgürlük gibi önemli iki kavramın dijital gözetim
ile ortadan kaldırılması kaygısını getirmiştir. Covid19 süreci ile mücadele edebilmek adına
kullanılan aplikasyonlar aracılığıyla bireylerin, konum bilgileri, temaslı takibi, kişisel verilerinin
kayıt altına alınması ve verilerin paylaşımı duyulan kaygının haklılığını ortaya koyar niteliktedir.
Küresel ölçekteki otoriteler dijital gözetimi sağlayan aplikasyonların özellikle filyasyon açısından
faydaları üzerine yoğunlaşırken, bireylerin ciddi bir dijital gözetime maruz kalarak kişisel
mahremiyetlerinin ortadan kalktığı gerçekliğini göz ardı etmektedirler. Buradan hareketle
yapılan bu çalışma Covid19 ile mücadele bağlamında dünya genelinde en çok indirilen beş akıllı
telefon aplikasyonunun (Türkiye-Hayat Eve Sığar, Almanya-Corona Warn App, Fransa-StopCovid,
İngiltere-NHS Covid19, İtalya-İmmuni) dijital gözetim ve mahremiyet özelinde incelenmesini
amaçlamaktadır. Yapılan bu çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden içerik analizi tekniği
kullanılmıştır. Yapılan çalışmada kavramsal çerçeve gözetim ve dijital gözetim kavramı ve
Covid19 sürecinde sağlık hizmetleri sunan aplikasyonlar ve dijital gözetim ilişkiselliği ile
sınırlandırılmıştır. Yapılan literatür taraması sonucunda yabancı ülkelerin Covid19 sürecinde
kullanmış oldukları aplikasyonların dijital gözetim ve mahremiyet perspektifinde ele alan hiçbir
çalışmanın olmaması yapılan bu çalışmanın önemini ortaya koyan başat unsurdur
An Evaluation on Relations Between Technology and Humans in Media and Communication Studies Dissertations in Turkey
This study focuses on the establishment of relations between communication
technologies and humans in doctoral dissertations conducted in the last fifty
years, when media and communication studies have become prominent as an
independent field in Turkey. In this sense, it seeks to reveal the way in which
technology in general and the relations between communication technologies and
humans in particular have been tackled in doctoral dissertations. The dissertations
have been identified through a keyword search in the YÖK database including
“communication technologies,” “new communication technologies,” and “media
and communication”. This article provides a general evaluation of media and
communication studies conducted in Turkey by focusing on the way in which
twenty-two doctoral dissertations, completed in different universities and
departments in different time intervals, have approached the relationship between
communication technologies and humans on the basis of subject, purpose, scope
and method. The data obtained through qualitative-quantitative content analysis
method reveals that they have each handled the question in different ways. At the
same time, this article has concluded that only a few studies have focused on the
existential status of humans, while there has been more focus on change and
impact in various areas of new communication technologies such as different
concepts, institutions, sectors and processes.Bu çalışma Türkiye’de medya ve iletişim çalışmalarının müstakil bir alan olarak
daha belirgin hale geldiği son yarım yüzyılda yapılmış doktora tezlerinde iletişim
teknolojileri ve insan ilişkisinin nasıl kurulduğuna odaklanmaktadır. Bu anlamda
YÖK veri tabanında ‘iletişim teknolojileri, yeni iletişim teknolojileri, medya ve
iletişim’ anahtar kelimeleri etrafında yapılan arama sonucunda ulaşılan tezlerde
genelde teknoloji, özelde iletişim teknolojileri ve insan ilişkisinin ele alınma biçimi
araştırılmaktadır. Makalede farklı tarih, üniversite ve ana bilim dallarında
yürütülmüş yirmi iki doktora tezinin ‘konu, amaç, kapsam ve yöntem’ başlıkları
etrafında iletişim teknolojileri ve insan ilişkisinin ele alınma biçimlerine
odaklanılarak Türkiye’de yürütülen medya ve iletişim çalışmalarına ilişkin bir
değerlendirme yapılmaktadır. Nicel-nitel içerik analizi tekniği ile elde edilen
bulgular sonucunda tezlerin hemen hepsinde iletişim teknolojileri ve insan
ilişkilerinin farklı biçimlerde ele alındığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte
değerlendirilen tezlerde insanın varoluşsal konumunun az sayıda tezde
tartışılmaya açıldığı, buna karşılık yeni iletişim teknolojilerine ilişkin daha çok
farklı kavram, kurum, sektör, süreç gibi alanlarda değişim ve etki boyutlarının
çalışıldığı sonucuna ulaşılmıştır
Social Depth, Social Media and Youth
Social media showing itself in every aspect of daily life and changing and transforming individuals and society relations at all points. Due to the structural form, social media mainly allows individual use; but on the other hand, its development through a network connecting individuals makes it entirely social. In this respect, understanding the relationship between social media and youth, as one of dozens of elements that comprise the social structure and as one of the most important dynamics, is becoming extremely important. Meanwhile, an effort should be developed around the concept of ‘social depth’ which can be defined as the sum of many different elements of the social structure. What should be understood from social depth is construction of a mind that does not ignore the humanity accumulation of history but not fall into anachronism, seize and apprehend today and show will. And ability to penetrate this mind into all the elements and cells of social structure. In other words, what is necessary for harmony of a healthy body is mind and will. In this aspect, our study, which discusses theoretically social media usage of youth around the concept of social depth, focuses on understanding and apprehending the relationship of youth with social media around fundamental mind creating social depth
Toplumsal paylaşım ağlarında sosyal sermaye pratikleri
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Yeni medya araçları ve bu araçlardan sosyal medyaya ilişkin çalışmalar son yıllarda yoğunluğunu artırarak devam etmektedir. Günümüzde sosyal bilimlerin birçok disiplini tarafından araştırma konusu olan sosyal medya, özellikle sosyoloji disiplinin de en önemli çalışma konuları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda sosyal medyanın birey ve toplum hayatına etkisinin ne'liği sosyoloji disiplini açısından araştırılmayı gerekli kılmaktadır. Sosyal medyanın söz konusu etkisinin araştırılabileceği en çarpıcı göstergelerden biri hiç kuşkusuz sosyal sermaye birikimidir. Bu anlamda ülkemizde iletişim teknolojilerini en çok kullanan kesim olan üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanım pratikleriyle, kendi sosyal sermayeleri arasında nasıl bir ilişki olduğunu araştırmak çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Bu kapsamda hazırlanan anket formuna Türkiye'de devlet ve özel olmak üzere toplam 62 üniversiteden, 1254 öğrenci katılmış ve elde edilen veriler analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, tezin temel hipotezinde yer alan bireylerin daha çok sahip oldukları sosyal sermayelerini ağ ortamına taşıdıkları ifadesine paralel sonuçlar elde edilmiştir. Bununla birlikte sosyal medya ortamının ve kullanım pratiğinin kullanıcı açısından anlam ve öneminin son derece değişken olabildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle sosyal medya ve kullanım pratiklerine ilişkin net sonuçların elde edilebilmesinin, daha derin ve daha çok sayıda çalışmanın yapılmasıyla mümkün olduğuna sonuç ve değerlendirme bölümünde yer verilmiştir.Anahtar Kelimeler: yeni medya araçları, sosyal medya, toplumsal payla?ım ağları, sosyal sermaye,An increasing number of studies on new media instruments and social media among such instruments are carried out. Social media, which by itself is the subject of research in various disciplines under social sciences, particularly has an important place among research topics in sociology. Within this context, impact of social media both on the individual and social levels needs to be studied under the discipline of sociology. One of the most striking indicators of such an impact that the social media might have on individual and social level is undoubtedly the social capital accumulation of individuals and societies. The fundamental question of this study therefore becomes the nature of the relationship between college students? social media practices and their social capitals, who are the top users of communication technologies in the country. Some 1254 college students from 62 state or private (foundation) universities responded to the designed survey in this regard and the collected data is analyzed. Results are confirmatory to the basic hypothesis of the study that individuals usually tend to translate their social capitals into their social networking site practices. Nevertheless, it is observed that the meaning and importance of social media environment and practices for its users could become significantly different among individuals. Because of this, it is stated in our concluding remarks that better results regarding social media and its user practices could only be produced through more in-depth studies.Keywords: New media instruments, social media, social networking sites, social capit
Teknoloji, iletişim ve insanlık 2.0
Son yüzyılda iletişim kavramı teknolojinin gelişimine paralel biçimde daha çok iletişim teknolojileri
parantezinde anlaşılmıştır. Bu bakımdan iletişimin insan ve toplum ilişkilerinde çok daha geniş bir anlam
ekosistemi oluşturduğu göz ardı edilmiştir. Buna karşılık iletişim kavramı, iletişim teknolojilerinin
gelişimi, yeniliği ve kapasitesinin büyüklüğüne indirgenmiştir. Özellikle yeni medya teknolojilerinin
gelişimi ile birlikte iletişim kavramı güçlü bir şekilde bir kez daha teknolojiye paralel biçimde
düşünülmüştür. Yeni medya teknolojilerinin birey ölçeğinde, kişiler arası iletişimde ve toplumsal
ilişkilerde muazzam bir potansiyele sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu anlamda yeni medya araçları sağlıklı
iletişimin, özgürlüğün, demokrasinin, insan haklarının vb. daha bir çok pozitif olgunun olmazsa olmaz
şartı olarak düşünülmüştür.
Dünyanın bir çok yerinde yeni medya araçlarına böyle pozitif bir anlam atfedilirken; diğer yandan söz
konusu bu yeni teknolojilerin insanın varoluşsal pozisyonunu yerinden sarsan bir süreci beslediği ise
dikkatlerden kaçmaktadır. Örneğin Raymond Kurzweil gibi teknoloji felsefesi ile ilgilenen kimi
fütüristlerin tahayyül ettiği yapay zeka donanımlı teknolojilerin yakın gelecekte insanın yerini alacağı bir
evren tasarımında yeni medya teknolojilerinin nereye tekabül ettiği sorgulanmalıdır.
Bu çalışmada Raymand Kurzweil’in çalışmaları esas alınarak, teknolojinin gelişimi, özellikle yeni medya
teknolojilerinin gelişimi karşısında insanın varoluşsal durumu tartışılmaktadır. Çalışmada tarih boyunca
insanın evren içerisinde iradi bir varlık olarak konumlanışından kopartılarak, günümüzde teknoloji
marifatiyle tarihsel bir geri çekilişi yaşadığı iddiası mevcut literatür üzerinden tartışılmaktadır
Conservative fashion magazines in the context of consumption culture in Turkey a comparison of conservative and secular fashion magazines with the case of Aysha and Elle
Online-FirstFarklı disiplinler tarafından farklı şekillerde ele alınan muhafazakâr moda dergileri, Türkiye’de tarihî süreçte yaşanan sosyal, siyasal ve ekonomik değişimlerin açık bir şekilde izlenebileceği bir mecra olarak önem taşımaktadır. Bu bağlamda muhafazakâr moda dergilerini, tüketim kültürü çerçevesinde ele almak çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca tüketim kültürü açısından muhafazakâr moda dergilerinin seküler moda dergileriyle olan benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymak bu çalışmanın diğer bir amacını oluşturmaktadır. Bu sebeple Aysha ve Elle dergileri örneklem olarak seçilmiştir. İlgili dergilerin 2016 yılında yayımlanan sayıları, kapsadıkları tüketim iletileri doğrultusunda ele alınmıştır. Dergiler, metinlerde yer alan tüketim iletilerinin deşifre edilmesi amacıyla nicel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmada: “Tüketim iletileri içeren yazıların toplam yazı türüne oranı nedir?”, “Tüketim iletileri içeren yazıların konu dağılımı nedir?”, “Tüketim iletileri dergilerde ne oranda yer almaktadır?”, “Aysha dergisinin Elle dergisiyle benzerlik ve farklılıkları nelerdir?” şeklindeki sorulara yanıt aranmaktadır. Çalışmada, Aysha dergisinde tüketim iletileri içeren yazıların toplam yazı türüne oranının %70 olduğu, tüketim iletileri içeren yazıların konularının genellikle ürün, mekân tanıtımı ve moda olduğu, dergide yoğun şekilde tüketim iletilerinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca tüketim kültürü bağlamında Aysha dergisinin, temel birtakım farklar dışında Elle adlı moda dergisinden çok fazla farklı olmadığı bulgulanmıştır.Conservative fashion magazines dealt with in different ways by different disciplines, social and historical process taking place in Turkey, is important as an area of political and economic change can be monitored in an open manner. In this context, the main subject of the study is to consider conservative fashion magazines within the framework of consumer culture. In addition, the aim of this study is to reveal the similarities and differences between conservative fashion magazines and secular fashion magazines in terms of consumption culture. For this reason, Aysha and Elle journals were chosen as samples. The issues of the related journals published in 2016 were handled in line with the consumption messages they covered. The journals were analyzed with quantitative content analysis method in order to decipher the consumption messages in the texts. In the study, “What is the ratio of articles containing consumption messages to the total text type?”, “What is the subject distribution of articles containing consumption messages?”, “How much are consumption messages in magazines?”, “What are the similarities and differences between Aysha and Elle?” answers are sought. In the study, it is concluded that the ratio of articles containing consumption messages to Aysha magazine is 70%, the subjects of articles containing consumption messages are generally product, space promotion and fashion, and there are intensive consumption messages in the magazine. In addition, in the context of consumer culture, it was found that Aysha magazine was not very different from Elle fashion magazine, except for some basic differences.Q4WOS:00052175030000
Clinical and polysomnographic features of a large Turkish pedigree with restless leg syndrome and periodic limb movements
Restless leg syndrome (RLS) and periodic limb movements (PLMS) are common neurological diseases often associated with insomnia. A familial aggregation in RLS has been identified since it was first described; however, inheritance patterns of RLS/PLMS are poorly understood and their exact pathophysiology is not well-known. We have identified a Turkish pedigree with RLS/PLMS, which is a rare condition, in five generations of a family, including nine affected family members