22 research outputs found

    Kiraz Dal Yanıklığı Etmenlerinin Tanısı, Fenotipik Ve Genotipik Karakterizasyonu

    Get PDF
    Kiraz (Prunus avium L.) Tekirdağ’ da yetiştirilen önemli bir meyve türüdür. Kirazda verim ve kaliteyi düşüren, ağaçları kurutan kiraz dal kanseri hastalığı etmen(ler)i bu çalışma ile araştırılmıştır. Tekirdağ ili kiraz bahçelerinde 2012-2013 yıllarında gerçekleştirilen sörvey araştırmaları sonucu 135 hasta bitki örneği belirti gösteren ağaçlardan toplanmıştır. Tekirdağ ilinde sörveylenen bahçelerin tümünde hastalık %20-57 oranında yaygın olduğu, hasta ağaçların %20-85 oranında hastalık şiddetine sahip olduğu tespit edilmiştir. Laboratuarda yapılan izolasyon çalışmalarsonucu bu örneklerden 60 adet Pseudomonas syringae izolatı elde edilmiştir. Yapılan LOPAT testleri sonucunda izolatlar oksidaz, pektolitik aktivite, arginine dehidrolaz negatif, tütünde aşırı duyarlılık ve levan pozitif olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca izolatların GATTa özellikleri ise 29 adet izolat (+,+,-,-) özellik gösterirken, 20 adet izolat ise (-,-,+,+) özellik göstermiştir. Tesadüfen seçilen izolat %62-90 oranında benzerlik göstermiştir. Yapılan fenotipik karakterizasyonda izolatlar 2 farklı kümede toplanmaktadır. Moleküler testlerde kullanılan spesifik primerler ile 29 adet izolat 650 bp tekrarlanabilir bant oluşturarak Pseudomonas syringae pv. morsprunorum ve 20 adet izolat 752 bp tekrarlanabilir bant oluşturması nedeniyle Pseudomonas syringae pv. syringae olarak tanılanmıştır. Genotipik olarak izolatlar birbirinden farklı iki kümeye ayrılmıştırSweet cherry (Prunus avium L.) is one of the most important fruit trees grown in Tekirdağ. Causal disease agent(s) of bacterial canker which reduces yield and quality of sweet cherry fruit and cause death of trees were investigated. For this purpose a survey study was conducted in 2012-2013 and 135 infected plant samples were collected from symptomatic trees. As a result of survey studies, bacterial canker was determined in all orchards, while diseases prevalence rate of bacterial canker was determined as 20-57%, severity of disease was measured as 20-85% in surveyed orchards in Tekirdağ Province. As a result of isolation studies, 60 bacterial isolates of Pseudomonas syringae were obtained. Results obtained from LOPAT, oxidase, pectolytic activity and arginine dihydrolase revealed that all isolates were recorded as negative for oxidase, pectolytic activity and arginine dihydrolase, but were positive on tobacco and levan production. Further GATTa characters of tested isolates were found as(+,+,- ,-) for29 isolates, while 20 isolates were recorded as (-,-,+,+). Coincidentally 62-90% of selected isolates showed similarity. All isolates were separated into two clusters based on their phenotypic characterization. By using specific primers, 29 isolates formed 650 bp repeatable band so identified as Pseudomonas syringae pv. morsprunorum, 20 isolates formed 752 bp repeatable band so identified as Pseudomonas syringae pv. syringae. All isolates were separated into two clusters based on their genotypic characterization

    Thiols and Their Uses in the Food Industry

    Get PDF
    Yapılan çalışmalar gıdalara farklı amaçlar doğrultusunda eklenen sentetik katkı maddelerinin_x000D_ birçoğunun insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymaktadır. Bu sebeple,_x000D_ araştırmacılar hem sentetik katkı maddelerinin yerini alabilecek hem de çeşitli fonksiyonları ile_x000D_ sağlığı olumlu etkileyecek doğal katkı maddeleri üzerine yoğunlaşmıştır. Biyotiyoller, gıdalarda_x000D_ renk, tat ve aroma üzerinde etkileri bulunan aynı zamanda antioksidan ve koruyucu etkileriyle_x000D_ oksidatif hasarı engelleyerek kanser, Alzheimer, Parkinson, akciğer ve kalp hastalıklarının_x000D_ önlenmesinde çeşitli fonksiyonlara sahip olan bileşiklerdir. Bu derlemede, gıdaların tiyol içerikleri,_x000D_ fonksiyonları ve gıda sektöründe sentetik katkı maddelerinin yerine kullanım olanakları üzerine_x000D_ yapılmış çalışmalar bir araya getirilmiştir. _x000D_ _x000D_Studies have shown that many of the synthetic additives which are added to food for different_x000D_ purposes have negative impacts on human health. For this reason, researchers have focused on_x000D_ natural additives that can replace with synthetic ones and positively affect health through their_x000D_ various functions. Biothiols have effects on color, taste and aroma in foods. In addition, they possess_x000D_ various functions in the prevention of cancer, Alzheimer's, Parkinson's, lung and heart diseases by_x000D_ decreasing oxidative damage with their antioxidant and protective effects. In this review, the studies_x000D_ about thiol contents of food, their functions and the possibilities of using thiols in the food industry_x000D_ instead of synthetic additives have been brought together

    Prevalence, isolation and identification of bacterial canker pathogens on sweet cherry trees in Tekirdag

    No full text
    Kiraz (Prunus avium L.) Tekirdağ’ da yetiştirilen önemli bir meyve türüdür. Kirazda verim ve kaliteyi düşüren, ağaçları kurutan kiraz dal kanseri hastalığı bu çalışma ile araştırılmıştır. Tekirdağ ili kiraz bahçelerinde 2012-2013 yıllarında gerçekleştirilen sörvey araştırmaları sonucu 129 ayrı hasta bitki örneği toplanmıştır. Tekirdağ ilinde sörveylenen bahçelerin tümünde hastalık %20-57 oranında yaygın olduğu, hasta ağaçların %20-85 oranında hastalık şiddetine sahip olduğu tespit edilmiştir. Laboratuarda yapılan çalışmalar sonucu bu örneklerden 41 farklı Pseudomonas syringae izolatı elde edilmiştir. Yapılan klasik ve moleküler tanı testleri sonucunda 23 izolatın Pseudomonas syringae pv. morsprunorum, 18 izolatın ise Pseudomonas syringae pv. syringae olduğu tanılanmıştır.Sweet cherry (Prunus avium L.) is one of the most important fruit trees grown in Tekirdağ. Bacterial canker which reduces yield and quality of sweet cherry fruit and cause death of trees were investigated. For this purpose a survey study was conducted in 2012-2013 and 129 plant tissue samples were collected from symptomatic trees. As a result of survey studies, bacterial canker was determined in all orchards and diseases prevalence rate of bacterial canker was determined as 20-57%. Severity of disease was measured as 20-85% in Tekirdağ Province depending on orchards. As a result of laboratory studies 41 bacterial isolates of Pseudomonas syringae were obtained. As a result of classical and molecular identification tests, 23 isolates were identified as Pseudomonas syringae pv. morsprunorum and 18 out of 41 isolates were identified as a Pseudomonas syringae pv. syringae

    HAVELSAN (Hava Elektrik Sanayii'ın kurumsal kimliğinin incelenmesi

    No full text
    Ankara : İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, 2013.This work is a student project of the The Department of History, Faculty of Economics, Administrative and Social Sciences, İhsan Doğramacı Bilkent University.by Hasan Çolak.Çolak, Hasan. HIST 200-15ÇOLAK HIST 200-15/6 2012-1

    Stria Gravidarumu Olan Gebelerde Risk Faktörlerinin ve Vücut Algısının Belirlenmesi

    No full text
    STRIA GRAVİDARUMU OLAN GEBELERDE RİSK FAKTÖRLERİNİN VE VÜCUTALGISININ BELİRLENMESİ&nbsp;ÖZETGebelikte oluşan fizyolojik ve patolojik süreçlerdeki değişimler sonucunda gebenin derisindekloazma, stria gravidarum (SG), melazma, palmar eritem vb. deri değişikliklerioluşabilmektedir. Bunların içerisinde en sık görülen deri değişikliği SG’dir.Genellikle 24. gebelik haftasından sonra abdomen, uyluk, distal femoral alanlar, inguinalbölge ve memelerde ortaya çıkmaktadır. SG baslangıçta eritemli veya viyolase renkte olupdoğumdan sonra giderek deri rengi hipopigmente, atrofik çizgilere dönüşen, ince veya kalınlineer bantlar ile karakterizedir. SG sağlığı riske edecek ciddi bir durum olmamasına karşınciltte kaşıntı ve yanma gibi yakınmalara neden olabilmektedir. Derideki bu fizyolojikdeğişiklikler, bazen gebede ciddi anksiyeteye yol açabilecek düzeyde olabilmektedir. SGvarlığında gebe kadınların beden algısının kötüleştiği ve SG’li gebelerin SG’si olmayangebelere göre daha mutsuz olduğu belirlenmiştir.SG ile ilişkili yapılmış klinik ve epidemiyolojik çalışmalar ülkemizde sınırlı sayıdadır. Bunedenle risk faktörleri ile SG arasındaki ilişki tam olarak kanıtlanmamıştır. Bu araştırmaSG’si olan gebelerde risk faktörlerinin ve vücut algısının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Araştırma, Kayseri il merkezinde bulunan Erciyes Üniversitesi Sağlık Araştırma ve UygulamaMerkezi Perinatoloji Servisi’nde 23 Eylül 2018-31 Temmuz 2019 tarihleri arasında, 226 kişiile yapılmıştır. Araştırmay18 yaş üzerinde, okur-yazar olan, iletişim engeli olmayan, kronikbir sağlık sorunu olmayan, tek fetüsu bulunan, dermatolojik problemi olmayan vetopikal/sistemik kortikosteroid kullanmayan gönüllü gebeler ile yapılmıştır. Çalışmanınyapılabilmesi için ilgili kurum izni, Etik Kurul onayı ve katılımcılardan bilgilendirilmişgönüllü olur formu alınmıştır.Araştırmada veriler; tanıtım formu, Fitzpatrick Classification Scale (FCS), Atwal skoru,Vücut Algısı Ölçeği ve kadınların cilt nem düzeylerini ölçmek için DMM Cilt Nem Ölçeraleti kullanılarak toplanmıştır.Yapılan analizler sonucunda, gebelerin %59.29’unda memede, %86.28’inde abdomende,%86.28’inde kalçada, %85.39’unda uylukta stria saptanmıştır. Memedeki (p&lt;0.001) veuyluktaki (p&lt;0.001) stria varlığı ile bölgelerin nemlilik oranları arasında arasında istatistikselolarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Bölgelerdeki nem düzeyi, stria yok kategorilerinde,stria var kategorisine göre daha yüksek bulunmuştur. Bölgelere göre stria varlığı ile VücutAlgısı Ölçeği toplam puanı ve FCS’ye göre cilt tipi arasında istatistiksel olarak anlamlı birilişki bulunmamaktadır (p&gt;0,05).Kadınların sosyo-demografik ve obstetrik özellikleri ile bölgesel stria varlığı arasındakiilişkiye bakıldığında; kalçadaki stria varlığı ile gelir düzeyi ve gebelik öncesi kilo arasında;memedeki stria varlığı ile gebelik öncesi aktivite şekli ve yaş arasında; karındaki stria varlığıile gebelik öncesi kilo, gebelik öncesi BKİ (Beden Kütle İndeksi), gebelikte alınan toplamkilo, gebelik sonrası kilo, gebelikten sonraki BKİ, doğum yapılan gebelik haftası, bebeğinkilosu ve gaita sıklığı arasında; uyluktaki stria varlığı ile gebelik öncesi spor yapma durumu,gebelikten önce kilo dağılımı arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmaktadır(p&lt;0.005).Sonuç olarak SG oluşumunda genetik ve fiziksel faktörlerin rolünün olduğudüşünülmektedir. Ancak daha fazla sayıda olgu içeren geniş ölçekli çalışmalara ihtiyaçduyulmaktadır.TEŞEKKÜR: Bu çalışma; Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi TSA-2019-8766 proje tarafından desteklenmiştir.Anahtar Kelimeler: Kadın, Gebe, Striae Gravidarum, Risk, Vücut Algısı&nbsp;</p
    corecore