6 research outputs found

    Duodenumdaki Kitleden Akciğer Kanserine;Nadir Bir Metastaz Olgusu

    No full text
    GİRİŞ &nbsp;&nbsp;&nbsp; Akciğerkanseri erkeklerde prostat kanserinden, kadınlarda meme kanserinden sonra ensıkgörülen kanserdir. Mortalite nedenleri içinde her iki cinsiyette ilksıralarda yer alır. Yaklaşık olguların2/3’ü tanı anında uzak organ yayılımıyapmış durumdadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserli hastalardaadrenal bezler,karaciğer, beyin, iskelet sistemi başlıca metastazların sık görüldüğüalanlardır.Gastrointestinalsistem metastazları nadir görülür.Olguların takibinde genellikle bağırsakperforasyonuve obstrüksiyonu gözlenir. Bağırsak metastazı yapmış akciğer kanserli olgularınprognozukötüdür ve sıklıkla kısa sürede kaybedilirler.Biz de nadir görülmesi nedeniyleduodenum metastazı yapmış bir küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK)olgusunu sunuyoruz..OLGU&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; 57 yaşerkek&nbsp; hastaepigastrik ağrı ve erkendoyma şikayetleri ile hastanemiz&nbsp;gastroenteroloji birimine başvurdu. Yapılan endoskopi sonucundaduodenum2.-3.segment bileşkeden başlayan lümeni çepeçevre saran ülserovegetan kitledenbiyopsi sonucunda&nbsp; bulgular ön planda azdiferansiye bir adenokarsinom ile uyumlu görünümünderaporlandı.İmmunhistokimyasal bulgular mevcut tümörün primerduodenum kaynaklıolmayabileceğini düşündürmüş olup, yaygın TTF-1 pozitifliği nedeniyle olgudaprimer odak açısından öncelikle akciğerin araştırılması patoloji birimitarafından önerildi.Tiroid transkripsiyon faktör-1 (TTF-1)adenokanserlerinprimer ve sekonder ayırımında kullanılan önemli birimmünohistokimyasal boyama yöntemidir.Ayrıca tümör hücreleri Napsin-A ile depozitif olarak saptanmış olup, bu bulgu da ön planda akciğer primeriolasılığını desteklemiştir.Bunun üzerine hastaya&nbsp; çekilen toraks ve tüm abdomen BT’desağakciğer üst zondaparavertebral yerleşimde plevral&nbsp; tabanlıkavitel bir alanı da bulunan 48x30 mmboyutlarında konsolide kitlesel bir alan ve duedonumda 3.kıtaya komşu, inferiorkonumda, sınırları silik yaklaşık 2 cm çapında hipodens bir kitlesaptandı.Kaohsiung ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada pulmoner orijinliolmayan adenokanserlerin hiçbirinde TTF-1 ile boyanma saptanmamıştır (1).Hastanın primer akciğer kitlesinden patolojik tanı amaçlı biyopsi işlemleri vetedavisi için gerekli planlamalar yapıldı..SONUÇ &nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Akciğer kanseri sıklıkla hematojen metastaz yapar.En sık beyin,karaciğer, sürrenal bezlere, kemiğe, karşı akciğere nadiren de gastrointestinalbölgeye ve yumuşak dokulara metastaz yapar.Akciğer kanserinin bağırsakmetastazı oldukça nadir görülür. Genellikle de ince bağırsaklar tutulur. Otopsiserilerinde bu oran %4.7 ve %14 olarak tespit edilmiştir.TTF-1immünohistokimyasal boyama ile bağırsaktaki tümörün primer ya da metastazayırımı yapılabilir.TTF-1 bu ayırımı yapmada kullanılan önemli birbelirleyicidir.Olgumuzda duodenumdan alınan biyopsi örneklerindeki TTF-1 ileboyanan tümör hücrelerinin tamamında difüz bir nükleer boyanma izlenmiştir. BuTTF-1 pozitifliği ile vakamızda akciğerin duodenuma metastazını kanıtlamışolduk.&nbsp; KAYNAKLAR1.Tsao SC, Su YC, Wang SL, et al. Use of caveolin-1,throidtranscription factor-1, andcytokeratins 7 and 20 indiscriminatingbetweenprimaryandsecondarypulmonaryadenocarcinomafrombreastorcolonicorijin.Kaohsiung J MedSci 2007;23:325-31.</p

    Carboplatin hypersensitivity in children with glial tumors: a report of two cases

    No full text
    Carboplatin, commonly used chemotherapeutic agent in treatment of pediatric cancers, can cause life-threatening hypersensitivty reactions. Carboplatin hypersensitivity is protocol-specific and associated with repeated doses and prolonged use of the drug. Vincristin and carboplatin combination is used efficiently in treatment of pediatric low-grade gliomas. However, hypersensitivity reactions are frequently observed during usage of this protocol. Desensitization strategies with variable success rates were reported. Failure of these strategies may lead to cessation of carboplatin Here, we report two cases with carboplatin hypersensitivity treated with epinephrine administration, in whom carboplatin was discontinued after hypersensitivity reaction. [Cukurova Med J 2016; 41(4.000): 796-798

    Çocukluk çağı kanserlerinde transfüzyon ile ilişkili aşırı demir yükü

    No full text
    Purpose: We aimed to evaluate iron burden and possible target organ damage in childhood cancer survivors Materials and Methods: Files of patients treated for cancer and completed treatment at least 6 months ago were retrospectively evaluated for treatment duration, duration after cessation of treatment, relapse status, erythrocyte transfusion number given during treatment, liver function tests, ferritin levels, T*2 Magnetic resonance imaging (MRI) results. Results: 118 patients with solid tumors and hematological malignancies were included in the study. There were 44 (37.2%) female, 74 (62.8%) male patients with a mean age of 10.71 ± 4.64 years. There was a weak negative correlation between time after cessation of treatment and ferritin levels. A statistically significant weak positive correlation between ferritin levels and number of erythrocyte transfusions were. Ferritin levels were significantly higher in patients who had relapse (9/118) compared to patients with no relapse (109/118). Conclusion: Transfusion associated iron overload measured by ferritin level was higher patients who were more frequently transfused during treatment. However, abnormal iron accumulation in liver was not detected using qualitative analysis with T*2 MRI method.Amaç: Bu çalışmada kanser tedavisini tamamlamış çocuklarda demir yükünü ve olası hedef organ hasarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kanser tedavisinin tamamlanması üzerinden en az 6 ay geçmiş olan hastaların dosyaları tedavi süresi, tedavi kesildikten sonra geçen süre, nüks durumu, tedavi sırasında verilen eritrosit süspansiyonu sayısı, karaciğer fonksiyon testleri, ferritin düzeyi, T2*Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) bulguları yönünden retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Solid tümör ve hematolojik malignite tanılı 118 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 44’ü (%37,2) kız, 74’ü (%62,8) erkek idi. Ortalama yaş 10,71±4,64 yıldı, Ferritin düzeyleri ile tedavi kesildikten sonra geçen süre arasında negatif yönde zayıf korelasyon saptandı. Tedavi süresince verilen eritrosit süspansiyonu sayısı ile ferritin düzeyleri arasında pozitif yönde zayıf korelasyon saptandı. Ferritin düzeyi nüks olan hastalarda (9/118) olmayanlara (109/118) göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulundu. Sonuç: Demir yükünün değerlendirilmesi amacıyla bakılan ferritin düzeyleri tedavi sırasında daha sık transfüzyon yapılan hastalarda daha yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte, T2*MRG ile karaciğerde anormal demir birikimi tespit edilmemiştir
    corecore