30 research outputs found

    Bioremediation Performance of Sphingomonas melonis and Bacillus muralis on Herbicide Diquot Dipremide-(ethylene-d4)

    Get PDF
    Bioremediation is a process that utilizes the degradation potential of microorganism to provide a cost-effective and reliable approach for pesticide biodegradation. For this purpose, chosen bacteria Sphingomonas melonis and Bacillus muralis were isolated from an agricultural soil sample. The biodegradation performance of these isolated bacteria at different Diquot Dipremide-(ethylene-d4) (DDE4) herbicide concentrations (250, 500 and 1000 ppm) was investigated under submerged culture conditions. Biodegradation performance of isolated bacteria was monitored with COD, TOC and, BOD5 reduction rates in culture medium at different incubation periods. According to the results%253B S. melonis has the highest bioremediation capacity for COD removal (91%25 at 250 ppm). For TOC, B. muralis has the highest removal rate as 82%25 at 250 ppm. On the other hand, For BOD5 at 250 ppm 85%25 S. melonis showed the best removal performance. Most effective removal rate at 250 ppm concentrations was obtained as 91%25 and 88 by S. melonis and B. muralis respectively at the end of the 216th hour for COD. Additionally, the increase in turbidity related with population dynamics at the end of the 216 th hour positively effected the bioremediation parameters included COD, TOC and BOD5 reductions. These results showed that it can be used for effective COD, TOC and BOD5 removal in S. melonis and B. muralis on DDE4 remediation

    Feasibility of pumped storage hydropower with existing pricing policy in Turkey

    No full text
    Pumped-storage hydroelectricity (PSH) has been used worldwide as a means of energy storage for many years. Unlike many countries with pumped storage, Turkey has not needed a PSH facility until very recently since the existing hydropower plants with large reservoirs provided the required flexibility to meet daily demand variations. The share of renewable energy in Turkey's electrical grid has significantly increased in the last decade. Moreover, the first nuclear power plant of the country is planned to start operating in 2023, reducing the hydropower share. All of these combined have begun to bring forth the need for energy storage and PSH. On the other hand, the high investment costs of PSH and present electricity pricing policy raises questions about the profitability of a projected PSH facility. In this paper, the Godkcekaya PSH project is selected as a case study to determine the profitability of a PSH implementation in Turkey considering probable operation scenarios based on hourly prices without any reference to environmental issues to highlight the consequences of pricing policy on storage schemes. Evaluations are made using real-time electricity prices and generation-consumption values through the perspective of both the public and private sectors. Results show that the current prices in the Turkish electricity market are not profitable enough for potential PSH projects to attract investment by the private sector

    Curative radiotherapy in early stage glottic laryngeal carcinoma

    No full text
    AMAÇ Küratif radyoterapi uygulanan erken evre glottik larenks kanserli olgularda tedavi sonuçları ve prognostik faktörlerin değerlendirilmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM 1995-2004 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalında, küratif radyoterapi uygulanan 83 hasta (80 erkek; 3 kadın; ort. yaş 62; dağılım 40-85) geriye dönük olarak değerlendirildi. BULGULAR Değerlendirmeye alınan 83 olgunun 29'u (%34.9) T1a, 29'u (%34.9) T1b, 25'i (%30.1) T2 evresinde idi. Ortalama 56 aylık takipte toplam 13 olguda yineleme görüldü. Beş yıllık lokal kontrol oranları T1 olgularda %90.5, T2 olgularda %73.2, lokal bölgesel kontrol oranları ise T1 olgularda %89, T2 olgularda %70.5 idi. Radyoterapiye beş günden fazla ara verilmesi lokal, lokal-bölgesel kontrolü etkileyen prognostik faktör olarak saptandı. Beş yıllık hastalığa özgü sağkalım oranları; T1 olgularda %94, T2 olgularda %79 olarak belirlendi; T evresi ve radyoterapiye beş günden fazla ara verilmesi hastalığa özgü sağkalımı etkileyen prognostik faktörler olarak saptandı. SONUÇ Erken evre glottik larenks kanserlerinde, tek başına küratif radyoterapi, etkin bir tedavi modelidir.OBJECTIVES To evaluate the prognostic factors and the treatment results in early stage glottic laryngeal carcinoma patients treated with radiation therapy. METHODS The records of 83 patients (80 males; 3 females; mean age 62 years; range 40 to 85 years) treated with radical radiotherapy at Ege University Medical School Department of Radiation Oncology during January 1995-December 2004 were studied retrospectively. RESULTS Twenty-nine patients had (34.9%) T1a, 29 patients had (34.9%) T1b and 25 patients had (30.1%) T2 stage disease. During a median follow-up of 56 months, 13 patients had failures. Five year local control rates were 90.5% in T1 and 73.2% in T2 patients. Locoregional control rates were 89% in T1 and 70.5% in T2 patients. Treatment interruption more than 5 days was noted as a prognostic factor affecting local and locoregional control. Five year disease specific survival rates were 94% in T1 and 79% in T2 patients, T stage and radiotherapy interruption more than 5 days were noted as prognostic factors affecting disease specific survival. CONCLUSION Curative radiotherapy is an effective treatment modality in early stage glottic laryngeal cancer

    ADJUVAN RADYOTERAPİ (ART) UYGULANAN MEME KANSERLİ ERKEK HASTALARDA UZUN DÖNEM SONUÇLARI

    No full text
    ADJUVAN RADYOTERAPİ (ART) UYGULANAN MEMEKANSERLİ ERKEK HASTALARDA UZUN DÖNEMSONUÇLARI (DEMTG)İlknur Bilkay Görken1, Zümre Arıcan Alıcıkuş1, Volkan Semiz1,Barbaros Aydın1, Tuğba Yavuzşen2, Serdar Saydam31Dokuz Eylül Üniversitesi Rasyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı2Dokuz Eylül Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı3Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim DalıGiriş-Amaç: Bu çalışmada Dokuz Eylül Meme Tümörleri Grubuprotokolüne uygun olarak adjuvan radyoterapi uygulanan memekanseri tanısı almış erkek olguların uzun dönem takip sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir.Gereç ve Yöntem: Eylül 1992- Şubat 2014 yılları arasında kliniğimizde tedavi edilen 4100 meme kanserli olgudan toplam 56 erkekhasta değerlendirilmiş (%1.36) olup bunlardan tanıda metastatik olmayan 22 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Bir hastaya meme koruyucu cerrahi (MKC), 20 hastaya modifiye radikal mastektomi (MRM), 1hastaya sadece lenf nodu disseksiyonu uygulanmıştır. Klinik ve patolojik evreleme AJCC-2018’e göre yapılmıştır. Ondokuz hastada göğüsduvarı ve/veya meme ile birlikte periferik lenfatiklere (%86.4), 3 hastada sadece göğüs duvarına 50 Gy ve üstü radyoterapi uygulanmıştır(%13.6). Hastaların 10’una adjuvan (%45.5), 3’üne neoadjuvan kemoterapi (KT) (6 kür CAF – CEF, 4 kür AC veya CMF) uygulanmıştır(%13.6). Sağkalımlar Kaplan-Meier analizi ile hesaplanmıştır.Bulgular: Hastalarda medyan yaş (47-79 yaş) 68, medyan takipsüresi 115 (21-225) aydır. Histolojik tanı; hastaların 17’sinde invaziv duktal karsinom (İDK) (%77.3), 2’sinde invaziv lobuler karsinom(İLK) (%9.1), 2’sinde hem İLK hem İDK (%9.1), 1’inde ise diğer histopatolojik tipler şeklinde raporlanmıştır (%4.5). Hastaların T evreleri;4 pT1 (%18.2), 11 pT2 (%50), 6 pT4 (%27.3), 1 kTX (%4.5) olarak;N evreleri ise; 8 pN0 (%36.4), 8 pN1 (%36.4), 1 pN2 (%4.5), 4 pN3(%18.2), 1 kNX (%4.5) şeklindedir. Hastaların evrelere göre dağılımı;evre 1; 3 hasta (%13.6), evre 2; 9 hasta (%40.9), evre 3; 10 hasta(%45.3) şeklindedir. On bir hastada perikapsüler invazyon pozitiftir(%50). Oniki hastada cilt invazyonu (%54.5), 4 hastada cerrahi sınır pozitifliği mevcuttur (%18.2). 19 hastada (%86.3) ER, 17’sinde(%77.2) PR pozitifken, 1’inde (%4.5) cerbb2 pozitiftir. Hastaların9’unda uzak (%40.9), 4’ünde lokal yineleme saptanmıştır (%18.2).5, 10, 15 ve 20 yıllık genel (GSK) ve hastalıksız sağkalım (HSK) oranları sırasıyla; %70, %47.3, %39.4, %31.5 ile %66.8, %55.1, %55.1,%55.1 şeklindedir.Tartışma-Sonuç: Meme kanseri erkeklerde nadir görülen ve kadınlara göre daha ileri evrede tanı konabilen bir hastalıktır. Uzun dönem takip sonuçları değerlendirildiğinde erkek hastalarda hastalığındaha kötü prognozlu olduğu görülmektedir.Anahtar Kelimeler: erkek meme kanseri, radyoterapi</p
    corecore