29 research outputs found

    The effect of socio-economic characteristics of parents on student achievement: Is poverty destiny?Ailelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin öğrenci başarısı üzerindeki etkisi: Fakirlik kader midir?

    Get PDF
    The social, economic and cultural characteristics of family, that is transmitted to children biologically and culturally, has an impact on socio-economic achievements of individuals in question throughout their life. In that respect, we analyzed the impact of socio-economic characteristics of families on numerical and equal-weighted “The Transition to Higher Education Examination” (YGS) scores of high-school graduate students in Denizli in 2012. The findings of the study show that private teaching institution, education level of father and elementary family variables have a positive impact, while being transferred from another school has a negative impact on these scores. On the other hand the result of numerical scores are effected by much more socio-economic variables than equal-weighted scores have important clues for the politics devoted to increasing academic achievements and decreasing income-inequalities. ÖzetAilelerin sosyal, kültürel ve ekonomik özellikleri biyolojik ve kültürel olarak çocuklara aktarılarak, söz konusu bireylerin hayatları boyunca elde edecekleri ekonomik, sosyal ve kültürel kazanımlarını bir bütün olarak etkilemektedir. Bu doğrultuda çalışmamızda ailelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin Denizli’de 2012 yılında mezun olan lise öğrencilerinin YGS sayısal ve eşit ağırlık puanları üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. Çalışmamızın sonuçlarına göre dershane, babanın eğitim düzeyi ve çekirdek aile durumu sayısal ve eşit ağırlık puan türlerinin her ikisinde de başarıyı olumlu etkileyen, başka bir okuldan nakil ise olumsuz etkileyen ortak değişkenler olarak öne çıkmaktadır. Sayısal puan türünde başarıyı etkileyen sosyo-ekonomik faktörlerin çok daha fazla olması ise, eğitimde başarıyı artırmaya ve gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmaya yönelik politikalar için önemli ipuçları vermektedir

    Nocturnal pain in adhesive capsulitis and subacromial ımpingement syndrome

    Get PDF
    Background: Subacromial impingement syndrome (SIS) and adhesive capsulitis (AC) are the most common causes of shoulder pain. It is known that patients with both disorders have impaired sleep quality and increased levels of anxiety and depression. This study aimed to compare the sleep, disability, and affective states of patients with untreated AC and SIS. Method: Patients with shoulder pain for more than three months and diagnoses of AC and SIS were included in the study. Pain was assessed by visual analog scale (VAS), disability by shoulder pain and disability index (SPADI), sleep quality by Pittsburgh sleep quality index (PSQI), and anxiety and depression by hospital anxiety and depression scale (HADS). Results: The study included 65 patients (n=24 AC, n=41 SIS. Sleep was affected in both of the groups. The patients with AC had worse scores than patients with SIS including SPADI pain, SPADI-total, sleep latency, sleep duration, sleep disturbance, using sleep mediation (p<0.05).  Sleep problems were correlated to anxiety and depression. Conclusions: Despite the patients with SIS had higher SPADI-pain levels, the patients with AC had higher scores of SPADI-disabilities. Both of the groups had nocturnal pain and sleep problems but patients with AC had higher amount of sleep problems and depression mood compared to patients with SIS

    Türkiye ölçeğinde hizmet vermeyi planlayan ortak sağlık güvenlik biriminin şube yerlerinin küme örtme yaklaşımı ile belirlenmesi

    No full text
    2012 yılında yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanunu tamamlayan yönetmelikler, işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini Ortak Sağlık Güvenlik Birimi'nden (OSGB) almasına olanak sağlamıştır. OSGB’ler yetkilendirildikleri ve sınır komşusu illerdeki işletmelere hizmet verebilmektedir. Bu çalışmada ulusal ölçekte hizmet vermeyi amaçlayan (hipotetik) bir OSGB’nin hangi illerde şube açması gerektiği belirlenmiştir. Bu bağlamda ilk olarak illerin sınır komşuluğunu ve illerin komşu illere olan toplam uzaklığını minimum yapan iki yaklaşıma göre şube yerleri belirlenmiştir. Daha sonra Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul ve İzmir’e şube açıldığı varsayımından hareketle problem, iki yaklaşımla tekrar ele alınmıştır. OSGB şubesinin çalışan sayısının yoğun olduğu illerde açılması tercih edilebilir. Bu nedenle, sosyal güvenlik kapsamındaki aktif çalışan sayısına göre ilk iki yaklaşıma benzer iki model daha geliştirilmiştir. Problem, Küme Örtme Problemi olarak modellenmiş ve çözülmüştür. Birinci yaklaşıma göre 15, ikinci yaklaşıma göre 19, dördüncü yaklaşıma göre 18 ve diğer yaklaşımlara göre 17 şube açılması önerilmiştir

    Quality of Life of The Provinces: An Index Based on Data Envelopment Analysis with Turkish Statistical Institute Data

    No full text
    With the Index of Life in Provinces, TURKSTAT has made an index study to measure, compare, monitor the life of individuals and households at the local level in the distinction of life dimensions using objective and subjective criteria. A total of 41 indicators are used in 11 dimensions in the TURKSTAT Life Index. Life Index is found with arithmetic average of sub-indices obtained by minimum-maximum normalization. In this study, it is recommended to use Data Envelopment Analysis to find sub-indices. In addition, the Quality of Life Index of the provinces was taken as the geometric mean of the obtained sub-indices. The Quality of Life Index of the provinces in 2015 was obtained without weight restriction with the data of TURKSTAT 2015 Life Index. Then, the Quality of Life Index of the provinces in 2015 was determined by weight restriction. Geographically, the quality of life of the western provinces of Turkey was found to be higher than quality of life of the eastern provinces

    Ailelerin sosyo ekonomik özelliklerinin öğrenci başarısı üzerindeki etkisi Fakirlik kader midir?

    No full text
    Ailelerin sosyal, kültürel ve ekonomik özellikleri biyolojik ve kültürel olarak çocuklara aktarılarak, söz konusu bireylerin hayatları boyunca elde edecekleri ekonomik, sosyal ve kültürel kazanımlarını bir bütün olarak etkilemektedir. Bu doğrultuda çalışmamızda ailelerin sosyoekonomik özelliklerinin Denizli’de 2012 yılında mezun olan lise öğrencilerinin YGS sayısal ve eşit ağırlık puanları üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. Çalışmamızın sonuçlarına göre dershane, babanın eğitim düzeyi ve çekirdek aile durumu sayısal ve eşit ağırlık puan türlerinin her ikisinde de başarıyı olumlu etkileyen, başka bir okuldan nakil ise olumsuz etkileyen ortak değişkenler olarak öne çıkmaktadır. Sayısal puan türünde başarıyı etkileyen sosyo-ekonomik faktörlerin çok daha fazla olması ise, eğitimde başarıyı artırmaya ve gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmaya yönelik politikalar için önemli ipuçları vermektedir.The social, economic and cultural characteristics of family, that is transmitted to children biologically and culturally, has an impact on socio-economic achievements of individuals in question throughout their life. In that respect, we analyzed the impact of socio-economic characteristics of families on numerical and equal-weighted “The Transition to Higher Education Examination” (YGS) scores of highschool graduate students in Denizli in 2012. The findings of the study show that private teaching institution, education level of father and elementary family variables have a positive impact, while being transferred from another school has a negative impact on these scores. On the other hand the result of numerical scores are effected by much more socioeconomic variables than equal-weighted scores have important clues for the politics devoted to increasing academic achievements and decreasing income-inequalities

    Stokastik sınır analizi İstanbul Sanayi Odasına kayıtlı firmalara yönelik bir uygulama

    No full text
    Bu çalışmanın amacı İstanbul Sanayi Odası (İSO)’na kayıtlı ilk 500 firmanın etkinliklerinin ölçülmesidir. Etkinlik ölçümü için, parametrik bir yöntem olan, Aigner, Lovell ve Schmidt (1977) ve Meusen ve Van Den Broeck (1977) tarafından geliştirilen Stokastik Sınır Analizi (SSA) kullanılmıştır. Çalışmada 2011-2014 yıllarının İSO 500 firma verileriyle firmaların etkinliklerinin belirlenmesi için her yıla ilişkin Cobb-Douglas (C-D) üretim fonksiyonuna göre model oluşturulmuştur. Yatay kesit verilerle firma bazlı etkinlik ölçümü yapılmış; ayrıca Kamu-Özel ve NACE REV 2 ekonomik faaliyet sınıflamasına göre firmalar sektörlere ayrılarak incelenmiş, sektörlerin ortalama etkinlik skorları da irdelenmiştir. SSA’da verilerin pozitif olması gerekmektedir. Çalışmada kullanılan değişkenlerde negatif değerlerin olması nedeniyle verileri pozitif yapmak için iki farklı dönüştürme yapılmıştır. Yapılan ilk dönüştürme işlemi istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar vermesine rağmen finansal açıdan uygun olmadığı için ikinci dönüştürme yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre kamu sektöründe etkinliklerin özel sektördekinden düşük olduğu, 2014 yılına kadar giyim, 2014 yılında gıda sektörünün etkinlik skorlarının diğerlerine oranla daha yüksek olduğu bulunmuştur. Firmaların etkinlik skorları 2011 yılından 2013 yılına kadar düşerken, 2014 yılında yükselmiştir

    İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin veri zarflama analizi ve TOPSIS yöntemiyle karşılaştırılması

    No full text
    Çalışmanın amacı, 2013 yılına ilişkin sosyodemografik ve ekonomik değişkenler kullanılarak, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)’na üye ülkelerin göreli etkinliklerinin incelenmesidir. İİT ülkelerinin etkinlikleri sosyoekonomik, ekonomik ve sosyodemografik olmak üzere üç farklı model ile değerlendirilmiştir. İncelemeler parametrik olmayan yöntemlerden Veri Zarflama Analizi (VZA) ve TOPSIS yöntemiyle yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre BAE, Bahreyn, Benin, Brunei, Gambia, Gine, Gine Bissau, Katar, Komorlar Birliği, Maldivler, Malezya ve Surinam’ın üç modelde de teknik ve saf teknik etkin olduğu görülürken, diğer ülkelerin teknik ve saf teknik etkin olmadıkları görülmüştür. Türkiye, sosyoekonomik ve ekonomik modellerde teknik ve saf teknik etkin değilken, sosyodemografik modelde teknik ve saf teknik etkindir. Ağırlık kısıtları altında sosyoekonomik ve sosyodemografik modelde BAE, Bahreyn, Bangladeş, Brunei, Endonezya, Gambia, Katar, Kırgızistan, Maldivler, Malezya, Pakistan, Türkmenistan ve Umman teknik ve saf teknik etkin iken, diğer ülkelerin teknik ve saf teknik etkin olmadıkları gözlenmiştir. Ekonomik modelde sadece Katar teknik etkinken, bu ülkelere Benin ve Brunei eklenerek saf teknik etkin oldukları görülmüştür. Ağırlık kısıtları altında Türkiye’nin üç modelde de teknik ve saf teknik etkin olmadığı saptanmıştır. AHP ağırlıklarının kullanıldığı TOPSIS yönteminde üç modelde Katar ilk sırada yer almıştır. Sosyoekonomik modelde Moritanya, ekonomik modelde Yemen, sosyodemografik modelde ise Nijerya son sıralarda yer almıştır. Türkiye, TOPSIS yönteminde sosyoekonomik modelde 42. sırada, ekonomik modelde 30. sırada ve sosyodemografik modelde de 8. sırada yer almıştır

    Türkiye'de kadın eksik i̇stihdamını belirleyen faktörler TÜİK 2009 hanehalkı işgücü anketi ham verileri i̇le cinsiyete dayalı bir karşılaştırma

    No full text
    Kadın işgücü Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ), Dünya Bankası, Avrupa Birliği, Uluslararası Sosyal Güvenlik Birliği gibi uluslararası ve ulusal istatistiklerde dezavantajlı grup içinde yer almaktadır. Türkiye’de kadınların işgücüne katılma oranı ve genel istihdam içindeki oranları sosyal, ekonomik, kültürel vb. nedenlerle gerek Dünya, gerekse AB ölçeğine göre çok düşüktür. Eksik istihdam ise tüm ülkeler için üretim, yatırım, tasarruf, tüketim, milli gelir gibi ekonomik göstergelerle düşünüldüğünde en ciddi sorunlardan birini oluşturmaktadır. Her iki olumsuz koşul bir araya geldiğinde, toplumlar ekonomik, sosyal, hukuksal hayatta uzun vadeli ve çok boyutlu sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu çalışma, Türkiye’de eksik istihdamda olan kadınların temel işgücü piyasası göstergeleri ile profil özelliklerini ve kadınların eksik istihdamında etkili olan faktörlerin tespitini kapsamaktadır. Çalışmanın konusu, eksik istihdamı ekonomi teorileri açısından incelemekten çok, kadının eksik istihdamını belirleyen faktörleri, cinsiyet temelli bir inceleme ile ortaya çıkarmaktır. Bu noktada, TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) 2009 yılı ham veri setinden yararlanılmış; analizler SPSS 11.5 paket programı ile yapılmıştır. Toplam, zamana dayalı ve yetersiz istihdamı belirleyen faktörleri incelemek için lojistik regresyon modeli oluşturulmuştur. HİA 2009 verileri TÜİK tarafından tanımlanan ağırlıklar ile Türkiye boyutunda genelleştirilmiştir. Çalışmanın amacı, kadınların eksik istihdamına ilişkin durum tespiti yapılarak, kadına yönelik istihdam politikaları ya da eksik istihdamı politikaları önerilerinin geliştirilmesine katkı sağlamaktır. Bu çalışmada, hem kadınlar, hem erkekler için boşanmış olmak, kayıt dışı çalışmak, eğitim düzeyinin yükselmesi, kırda yaşamak eksik istihdam riskini artıran özellikler olarak tespit edilmiştir

    Veri Zarflama Analizi ve Analitik Hiyerarşi Süreci ile Sigorta Şirketlerinin Finansal Oran Analizi

    No full text
    Sigorta şirketlerinin yükümlülüklerini yerine getirebilmek için güçlü bir finansal yapıya ihtiyaçları vardır. Finansal yeterliliğin ölçülmesinde sermaye yeterliliğine ilişkin oranlar, aktif kalitesi ve likiditeye ilişkin oranlar, faaliyet oranları, karlılık oranları değerlendirilmektedir. Finansal oran analizi şirketlerin göreli etkinliklerinin değerlendirilmesi için çok yaygın kullanılan bir analitik araçtır. Finansal oran analizinde şirketlerin bir çıktısının bir girdisine oranı alınarak göreli etkinlik ölçümü yapılırken, hesaplanan çok sayıda oranın ağırlıklı toplamı olarak alınabilecek tek bir ölçü belirlemek gerekmektedir. Bu noktada farklı oranların ağırlıklarının belirlenmesi ihtiyacı doğmaktadır. Pakkar (2014a), Veri Zarflama Analizi (VZA) ve Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) yardımıyla bu ağırlıkların belirlenmesine ilişkin bir yöntem önermiştir. Bu yöntemde değerlendirmeye alınan finansal oranlar normalleştirilerek girdisi olmayan VZA modelinde çıktı olarak kullanılmıştır. Orana dayalı bu VZA modelinden her bir şirketin etkinliği hesaplandıktan sonra her bir karar verme birimi için minimum etkinlik kaybı ile çıktı oranlarının ağırlıkları elde edilmiştir. Daha sonra AHS ile uzman görüşü yardımıyla belirlenen oranlar ve oranların kategorilerine ilişkin öncelikli ağırlıklar, maksimum etkinlik kaybının ve çıktı oranlarının ağırlıklarının bulunması için modelde (ağırlıkların sınırlandırılmasında) kullanılmıştır. Son olarak, her bir şirketin performansı, çıktı oranlarının öncelikli ağırlıklarına göreli yakınlığı açısından değerlendirilmiştir. Bu amaçla geliştirilen parametrik hedef programlama modeli ile tanımlanmış etkinlik kaybı aralığında parametre değeri arttırılarak karar vericinin istediği hedefe ne kadar ulaşabileceği belirlenmiştir. Bu çalışmada ise Pakkar (2014a)’ın yaklaşımından faydalanılarak Türkiye’de faaliyet göstermekte olan hayat dışı sigorta şirketleri incelenmiştir. Verisine ulaşılabilen 8 adet hayat dışı sigorta şirketi 4 kategorideki 14 finansal orana ilişkin değerlendirilmiştir. Yöntemin farklı uzman görüşlerinden nasıl etkilendiğini görebilmek amacıyla iki uzmandan faydalanılmıştır. İki farklı uzmanın finansal oranlara dayalı oluşturdukları karşılaştırma matrisleriyle yapılan analizlerde finansal oranlar açısından Ziraat Sigorta ve Liberty Sigorta en etkin iki şirket olarak bulunmuştur. Etkinlik sıralamasında son iki sırayı ise Sompo Japan Sigorta ve Güneş Sigorta almıştır. Böylece iki uzman görüşüne göre en etkin ilk iki şirket aynı kalırken sadece sırası değişmiştir. Etkinlik sıralamasında son iki sırada yer alan şirketler ve sıraları değişmemiştir. Ayrıca tanımlanmış etkinlik kaybı (?) değerleri değiştirilerek şirketlerin sıralamalarının nasıl değişeceği de gözlenmiştir
    corecore