5 research outputs found

    Pnömokokal menenjit tedavisinin tamanlanmasını takiben gelişen akut dissemine ensefalomiyelit: Olgu sunumu ve literatür taraması

    Get PDF
    Acute disseminated encephalomyelitis (ADEM) is an immune-mediated inflammatory disease of the central nervous system (CNS) and is commonly seen in children. It has seasonal peaks in winter and spring, consistent with its infectious etiologies, and it rarely occurs as a reaction to vaccination. ADEM is less common in adults and progresses with a more severe clinical course. Cases diagnosed with ADEM by CNS demyelination after streptococcal meningitis have rarely been reported in adult patients. In this report, we present a rare case of a 31-year-old female diagnosed with ADEM following pneumococcal meningitis treatment and treated successfully with low-dose methylprednisolone.Akut dissemine ensefalomiyelit (ADEM), merkezi sinir sistemini etkileyen immün sistem ilişkili enflamatuvar bir hastalık olup sıklıkla çocuklarda görülür. Enfeksiyöz etiyolojiler ile ilişkili olması sebebiyle sonbahar ve kış dönemlerinde mevsimsel pik yapmakta olup nadiren aşılara karşı bir reaksiyon olarak da görülmektedir. Akut dissemine ensefalomiyelit erişkinlerde daha nadir görülmekte ve daha ağır bir klinik tabloya sebep olmaktadır. Erişkin hastalarda nadiren streptokoksik menenjit sonrası merkezi sinir sistemi demiyelinizasyonu ile ADEM tanısı konulan olgular bildirilmiştir. Bu yazıda pnömokokal menenjit tedavisini takiben ADEM tanısı alan ve düşük doz metilprednizolon ile başarılı bir şekilde tedavi edilen 31 yaşında bir kadın olgu sunulmuştur

    HIV İLE YAŞAYANLARDA ÖLÜM NEDENLERİNİN İRDELENMESİ: ÇOK MERKEZLİ RETROSPEKTİF BİR ÇALIŞMA

    No full text
    SS-03HIV İLE YAŞAYANLARDA ÖLÜM NEDENLERİNİN İRDELENMESİ: ÇOK MERKEZLİRETROSPEKTİF BİR ÇALIŞMASelda Sayın Kutlu1, Ezgi Gülten2, Adalet Altunsoy3, Arzu Nazlı4, Lütfiye Nilsun Altunal⁵,Nuriye Taşdelen Fışgın⁶, Dilek Yağcı Çağlayık⁷, Halime Araz3, Hatice Burcu Açıkalın Arıkan⁸,Arda Kaya⁹, Kamil Mert10, Şeyma Öncül11, Ayşe Batırel12, Arzu Kantürk13, Aydın Deveci14,Melis Demirci15, Asuman İnan16, Sinem Akkaya Işık17, Çiğdem Ataman Hatipoğlu18,Figen Kaptan Aydoğmuş8, Deniz Gökengin9, Sabri Atalay10, Halis Akalın11, Taner Yıldırmak13,Volkan Korten⁷1Pamukkale Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Denizli2Ankara Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Ankara3Ankara Bilkent Şehir Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Ankara4Dokuz Eylül Üniversitesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İzmir5İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İstanbul6İstinye Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İstanbul7Marmara Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İstanbul8İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İzmir9Ege Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İzmir10S.B.Ü Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İzmir11Uludağ Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Bursa12İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İstanbul13İstanbul Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İstanbul14Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Samsun15Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İzmir16Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İstanbul17Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, İstanbul18Ankara Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, AnkaraAmaç: HIV ile yaşayan bireylerde antiretroviral tedavi (ART) ile AIDS ile ilişkili morbidite ve mortalite oranlarıönemli oranda azalırken, AIDS ile ilişkili olmayan hastalıklara bağlı ölüm oranları artmaktadır. Hastaların tanı almazamanı ve ülkelerin sosyoekonomik düzeylerine göre ölüm nedenleri değişebilmektedir. Ülkemizde HIV ile infektebireylerde ölüm nedenleriyle ilgili geniş kapsamlı bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada, HIV ile yaşayanbireylerde ölüm nedenlerinin irdelenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Çok merkezli retrospektif bu çalışmada, Ocak 1994-Temmuz 2023 tarihleri arasında takip edilen 16 yaş veüstü HIV ile yaşayan bireyler arasında ölümle sonuçlanan olguların demografik bilgileri, bulaş yolu, tanı sırasındave ölüme yakın CD4 sayısı ve HIV RNA düzeyi, eşlik eden hastalıklar, ART ve süresi ve ölüm nedenleri hastadosyalarından elde edildi.48Bulgular: Toplam on altı merkezde takip edilen 9.334 HIV ile infekte bireyden 414 (%4,4)’ü ölümle sonuçlandı.Ölen olguların 370 (%89,4)’i erkek, yaş ortalaması tanı sırasında 44,52 (±12,97) ve ölüm anında 47,76 (±13,29) veHIV tanısından ölüme kadar geçen süre 2,97 (±4,24) yıl olarak hesaplandı. Olgularda HIV bulaşı 256 (%61,8)’sındahetereoseksüel cinsel temasla bulaştığı görüldü. Damar içi madde kullanımı 11 (%2,7) olguda, aktif sigara içiciliği 155(%37,7) olguda ve aşırı alkol kullanımı 46 (%11,1) olguda vardı. HIV tanısı konduğunda 360 olguda bakılan ortalamaCD4 sayısı 169 (minimum 3-maksimum 1188)/mm3, 322 olguda bakılan HIV RNA 2.835.440 kopya/ml olarakbulundu. Kronik Hepatit B ve C infeksiyonu sırasıyla 25 (%6) ve 9 (%2,2) olguda mevcuttu. Olguların 333 (%80,4)’üölmeden önce ART almış ve ART süresine ulaşılan 245 olgu ölmeden önce ortalama 32 ay tedavi almıştı. Ölen olgularıntanı sırasında 288 (%69,6)’inde AIDS tanımlayıcı hastalık, 62 (%14,9)’sinde birden fazla AIDS tanımlayıcı hastalıktespit edildi. Ölüme yakın 303 olguda bakılan ortalama CD4 sayısı 211,85 (minimum 1-maksimum 1300)/mm3 ve 302olguda bakılan HIV RNA 692.754 (minimum 0-maksimum 63.000.000) kopya/ml olarak bulundu. Ölüm nedenlerisıklık sırasıyla kanser 108 (%26,1), tüberküloz 60 (%14,5), HIV tükenmişlik sendromu 49 (%11,8), kardiyovaskülerhastalık 43 (%10,4) ve sepsis 36 (%8,7) olguda saptandı (Tablo 1). AIDS ilişkili ölümler tüm nedenlerin %60,1’ini(n=249) oluşturmaktaydı.Sonuç: Bu çalışmada HIV ile yaşayan bireylerde en sık ölüm nedeni kanser, ikinci sırada tüberküloz olarak bulundu.HIV ile yaşayan bireylerde ölüm nedenleri ve ölümü etkileyen faktörlerin bilinmesi, politika, planlama, erken tanı veönleyici tedbirlerin geliştirilmesine yardımcı olacaktır.Anahtar Kelimeler: HIV, tüberküloz, ölüm, kanser</p

    Impact of the COVID-19 Pandemic on Diabetic Foot Patients: A Shift in the Infectious Agent Profile Toward Nonfermentative Gram-Negative Bacilli

    No full text
    BACKGROUND: Diabetes foot infection is a very important public health problem that causes serious health problems, mortality, and high health expenditures, and is one of the most important complications of diabetes mellitus. There are concerns that approaches such as limited personal visits to doctors, avoidance of hospitals, and restrictions on nonemergency surgical procedures during the coronavirus disease of 2019 pandemic pose a threat to those with diabetic foot problems, including diabetic foot ulcers (DFUs), ischemia, and infection, resulting in increased limb loss and mortality. METHODS: This multicenter, retrospective, cross-sectional study was conducted in 14 tertiary care hospitals from various regions of Turkey. A total of 1,394 patient records were evaluated, 794 of which were between January 1, 2019, and January 30, 2020 (prepandemic [Pre-P]), and 605 of which were between February 1, 2020, and February 28, 2021 (pandemic period [PP]). RESULTS: During the PP, diabetic foot patient follow-up decreased by 23.8%. In addition, the number of hospitalizations attributable to DFU has decreased significantly during the PP (P = .035). There was no difference between the groups regarding patient demographics, medical history, DFU severity, biochemical and radiologic findings, or comorbidities, but the mean duration of diabetes mellitus years was longer in patients in the Pre-P than in those in the PP (15.1 years versus 13.7 years). There was no difference between the two groups in terms of major complications such as limb loss and mortality, but infection recurrence was higher in the PP than in the Pre-P (12.9% versus 11.4%; P < .05). The prevalence of nonfermentative gram-negative bacteria as causative agents in DFU infections increased during the PP. In particular, the prevalence of carbapenem-resistant Pseudomonas spp. increased statistically during the PP. CONCLUSIONS: The rapid adaptation to the pandemic with the measures and changes developed by the multidisciplinary diabetic foot care committees may be the reasons why there was no increase in complications because of DFU during the pandemic in Turkey
    corecore