407 research outputs found
Micropropagation of chestnut (Castanea sativa Mill.) in semi solid and liquid culture
Bu çalışma da üç farklı kestane genotipinin GD+ MS (1/2*NH4NO3 ve KNO3) ve MS (1/2*NH4NO3 ve KNO3) yarı-katı ortamlarında mikroçoğaltımını karşılaştırmak hedeflenmiştir. Ayrıca yarı-katı ortamlara göre daha düşük işgücü maliyetlerine sahip sıvı ortamda (MS 1/2*NH4NO3 ve KNO3) çalkalama kültüründe kestane bitkisinin gelişme durumunu saptamak amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılan kestane genotiplerini, Aydın İli Nazilli İlçesi kestaneliklerinde meyve kalite özelliklerine göre selekte edilmiş N-3-4 no'lu, N-23-1 no'lu ve N-7-3 no'lu genotipler oluşturmuştur. Denemede Ocak ayında GD ortamında kültüre alınan kestane tomurcukları 6 hafta sonra Mart ayında MS (1/2 Nitrat) ortamına aktarılarak 6 hafta süre ile gelişmeleri gözlenmiştir. Ayrıca Mart ayında araziden tekrar tomurcuklar alınarak MS (1/2 Nitrat) ortamına dikim yapılmış ve 6 hafta süre ile gelişmeler kaydedilmiştir. Denemede elde edilen sonuçlar genel olarak değerlendirildiğine, MS (1/2 Nitrat) ortamında %41.48 oranında, GD+ MS (1/2 Nitrat) ortamında ise %25.51 oranında sürgün gelişimi elde edilmiştir. MS (1/2 Nitrat) ortamının en yüksek sürgün gelişimi ise N-23-1 genotipinde (%47.48) gözlemlenmiştir. En yüksek kabaran tomurcuk oranı ve en düşük kararma yüzdesi GD+ MS (1/2 Nitrat) besin ortamında, en yüksek ortalama yaprak sayısı MS (1/2 Nitrat) ortamında elde edilmiştir. Sıvı MS (1/2 Nitrat) ortamı içeren çalkalama kültüründe bitki eksplantlarında kararmalar oluşmuş ve gelişme gözlenmeden 3. haftada kayıplar yaşanmıştır.In this study, micro-multiplication of three different chestnut genotypes have been compared in the GD+MS (1/2*NH4NO3 and KNO3) and MS (1/2*NH4NO3 and KNO3) semi-solid media. In addition to semi-solid media, their status of development has been observed in liquid medium (MS 1/2*NH4NO3 ve KNO3) shake culture which having less workforce cost. Genotypes used in this study have been selected among the chestnut stands from Nazilli district of Aydın province. The genotype numbers are N-3-4, N-23-1 and N-7-3. During the experiments, chestnut buds cultured in January in GD medium have been transferred in to MS (1/2 Nitrate) medium after six weeks, in March. Their development in this culture has been observed for a period time of six weeks. Moreover, in March another set of buds have been directly planted into MS (1/2 Nitrate) medium and they were also observed for six weeks. From our results, it can be seen that the shoot formation level has reached to 41.48% for MS (1/2 nitrate) medium and 25.51% for GD+ MS (1/2 Nitrate) medium relatively. The highest value of development has been obtained with offshoots from the N-3-4 (37.21%) genotype for MS (1/2 nitrate) medium. In addition, while the highest value of bud out and browning percentage isobserved in the GD+ MS (1/2 Nitrate) medium, the number of avarage leaves is achieved in the MS (1/2 nitrate) medium. When the results of liquid MS (1/2 Nitrate) are taken into consideration, it can be seen that a browning has been appeared on the explants. Some losses occured already before the third week of cultuvation
Fabrication and charcterizarion of superconductor YBCO Josephson junctions
Thesis (Master)--Izmir Institute of Technology, Physics, Izmir, 2008Includes bibliographical references (leaves: 68-72)Text in English; Abstract: Turkish and Englishxi, 72 leavesA well-controlled, high-yield Josephson junction production process forms the basis of superconducting electronic device and circuit technology. In order to use the Josephson junctions effectively and fabricate them reproducibly, their structural and electrical characterization should be performed.This study concentrates on the fabrication and characterization of high temperature bicrystal grain boundary Josephson junctions fabricated onto 24-dand 30-degree SrTiO3 bicrystal substrates using high quality YBa2Cu3O7-. (YBCO) thin-films.200 nm thick YBCO thin films were deposited using a dc Inverted Cylindrical Magnetron Sputtering technique by investigating the thin film deposition conditions in order to obtain device quality films. The superconducting properties of the thin films were determined by electrical characterizations, consisting of resistance versus temperature and magnetic susceptibility versus temperature measurements. Structural properties were analyzed by Atomic Force Microscope, Scanning Electron Microscope and X-Ray Diffraction.Prepared thin film samples were patterned as bicrystal grain boundary Josephson junctions by standard photolithography and chemical etching processes. The current-voltage characteristics of the Josephson junctions were performed at 77 K under zero and non-zero applied field in magnetically shielded environment. The critical current values (Ic), normal resistance (Rn) and IcRn product of the output signals were determined, and the values were discussed as function of the film growth conditions. The optimization of the Josephson junctions was performed in order to improve both the signal performance and the stability of our devices against thermal cycling
Romantizm Akımının Karşıtlığı İçinde Abdülhak Hâmit Tarhan’ın Hacle Adlı Kitabında Yaşama Yeniden Tutunması
Bu çalışmada, Abdülhak
Hâmit’in Hacle adlı yapıtından ve Romantizm akımından yararlanılarak eşi
Fatma Hanım’ı kaybettikten sonra içine düştüğü karamsarlıktan tekrar yaşama
dönmesi ele alınmaktadır. 1852’de doğan Abdülhak Hâmit Tarhan, kendisini ikiye
bölünmüş bir toplumda bulur. Çok sevdiği Fatma Hanım’ı kaybettikten sonra da dışarıda
reel olarak yaşadığı ikilemi bu kez iç dünyasına taşır. Umut-umutsuzluk,
yaşam-ölüm, varlık-yokluk arasında bocalayan şâir, kendini sanata vererek
eşinin önce hastalığından sonra da ölümünden duyduğu acıyı Romantizm akımının da
etkisi altında Bunlar Odur, Makber, Ölü ve Hacle adlı
kitaplarında dışa vurur. Bu eserlerinde öte dünyadan bu dünyaya doğru bir
yönelişi ortaya koyan Hâmit, metafizik ve felsefeyi de şiir dünyasına taşıyarak
Türk edebiyatının tematik açıdan zenginleşmesini de sağlar. Çalışmada ele
alınan Hacle, Abdülhak Hâmit’in olumsuzluktan olumluya geçmesini konu
edinir. 1886’da yayımlanan yapıtta şâir makber ve hacle arasında çatışma yaşar.
Eserin sonunda da yeniden doğuşu sembolize eden hacle, bu çatışmadan üstün
çıkar
New social movements and social media: a case study about northern forests defense movement
Sosyal medya, aktivist protestoların dijital olarak örgütlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu
araştırmada teorik açıdan yeni toplumsal hareketlerin tarihçesine değinilecek, çalışmanın ilerleyen
kısımlarında sosyal medya ile yeni toplumsal hareketlerin geçirdiği dönüşüm ele alınacaktır. Çalışmada
“Sosyal medya yeni toplumsal hareketleri nasıl ve ne şekilde dönüştürmüştür?”, “Sosyal medyanın
yeni toplumsal hareketlerin örgütlenme ve organizasyon yapısına etkisi nasıl ve ne şekildedir?” ve
“Türkiye’de yeni toplumsal hareketlerle gerçek bir kamusal alan oluşuyor mu?” gibi soruların cevapları
“Kuzey Ormanları Savunması” hareketi kapsamında aranacaktır.
Kuzey Ormanları Savunması hareketi üzerine bir örnek olay incelemesi olan bu çalışmada yöntem
olarak nitel yöntem seçilmiş, Kuzey Ormanları Savunması aktivistleri ve KOS Medya ekibi mensupları
ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Diğer yandan bundan bir yıl önce hareketin e-posta grubuna
üye olunarak katılımcı gözlem ile yine bir nitel yöntem olan netnografi yöntemi uygulanmıştır. Tüm
bunların yanı sıra KOS hareketinin web sitesi (www.kuzeyormanlari.org) ile Facebook, Twitter, Youtube
ve Instagram sayfalarındaki veriler analiz edilmiştir
Kurumsal ve demografik özelliklerin internet haber medya güvenilirliği üzerine etkisi
Haberin sosyal medyada yoğun kullanımı, haber açısından sosyal medyanın güvenilir olup olmadığı
tartışmalarına neden olmaktadır. Çalışmanın amacı, internet haber medya güvenilirliğini etkileyen unsurların
neler olduğu, kurumsal ile kurumsal olmayan internet haber kuruluşları arasında medya güvenilirlik
farklılığı olup olmadığı ve demografik özelliklerin internet haber medya güvenilirliği üzerindeki
etkilerini ortaya çıkarmaktır. Bu nedenle, Nisan 2015 tarihinde, rastgele örnekleme metodu kullanılarak,
936 üniversite öğrencisiyle anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucu, medya kullanımı açısından
mobil cihaz ve kişisel bilgisayar kullanımının diğer medya türlerine göre yüksek oranda olsa
da, medya haberlerine güven düzeyinde televizyonun birinci sırada yer aldığını ortaya koymaktadır.
Diğer bir önemli sonuç ise, katılımcıların yaşları arttıkça, internet haber medya güvenilirliğinde azalma
olduğu, bu nedenle bu medyadan kopuş yaşandığını ortaya koymaktadır. Kurumsal olsun veya olmasın
internet haber medya organizasyonlarının güvenilirlik algılamaları arasında pozitif ilişki olması, avantaj
gibi g.rünse de, katılımcıların yaşı arttıkça algılanan güvenilirlikte azalma meydana gelmesi, güvenilirlik
açısından kazanılması gereken çok kale olduğuna işaret etmektedir
Psychiatric disorders and Nesfatin-1Psikiyatrik hastalıklar ve Nesfatin-1
Nowadays psychiatric disorders is complex group of diseases that many factors play a role in the etiology and prevalence of it's very higher. Neurotransmitters levels such as serotonin norepinefrin and dopamine in the brain is changed in case of illness. For instance Neurotransmitters such as serotonin, norepinefrin and dopamine is decreased in depression and dopamine is increased in schizophrenia. Many of the antidepressants drugs that used in the treatment of depression leads to weight gain in patients. Nesfatin-1 is expressed that recently discovered, being an anorexigenic peptid and derived NEFA / nukleobindin2 (NUCB2) in the brain's stress-related field. Plasma nesfatin-1 levels were found to be very high psychiatric patients than normal people with. Peptids' brings to mind the idea that may be important in the prognosis of the disease which the decreased of the level of hormone following treatment process and high in case of illness. It's will provide a better understanding of the prognosis of the disease that can also be explained the effect of these hormones under stress in this disease. In future studies, to understand the antidepressants effect of nesfatin-1 the important molecular mechanisms related with the nesfatin-1 receptor should be necessary to define. In light of recent studies, it is thought that nesfatin-1 could be a important antidepressant drug in the near future.Özet Psikiyatrik hastalıklar günümüzde prevalansı çok yüksek olan etiyolojisinde birçok faktörün rol oynadığı yaygın ve kompleks bir hastalık grubudur. Hastalık durumunda beyinde serotonin, norepinefrin, dopamin gibi nörotransmitterlerin düzeyleri değişmektedir. Örneğin depresyonda serotonin, norepinefrin ve dopamin azalmaktayken; şizofrenide ise dopamin artmaktadır. Major depresyon tedavisinde kullanılan antidepresan ilaçların çoğu hastalarda kilo alımına yol açmaktadır. NEFA/nukleobindin2 (NUKB2)'den kaynaklanan son yıllarda keşfedilen anoreksijenik bir peptid olan nesfatin-1, beynin stresle alakalı alanlarında bulunmaktadır. Psikiyatrik hastalarda normal insanlara kıyasla plazma nesfatin-1 düzeyi çok yüksek bulunmuştur. Hastalık durumunda yüksek iken, tedavi sürecini takiben hormon seviyesinin düşmesi peptidin hastalığın prognozunda önemli olabileceği fikrini akla getirmektedir. Bu rahatsızlıklarda stres altında bu gibi hormonların etkilerinin açıklanması hastalığın prognozunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Gelecek çalışmalarda, nesfatin-1'in antidepresif etkisini anlamak için; nesfatin-1 reseptörleri ile ilgili önemli moleküler mekanizmaların tanımlanması gerekmektedir. Son yapılan çalışmaların ışığında, nesfatin-1'in yakın gelecekte önemli bir antidepresan ilacı olabileceği düşünülmektedir
Lityum hava pilleri için Ag/Mg katkılı anot malzemelerinin geliştirilmesi
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Benzinle kıyaslanabilir bir spesifik enerji yoğunluğu olan, oksijen kütlesi hariç 11,5 kWhkg-1 teorik spesifik enerjiye sahip lityum-hava pilleri büyük ilgi çekmektedir. Bu değerde yüksek bir enerji yoğunluğuna sahip piller, gelişmiş elektrikli araçlar için güç kaynağı olma potansiyeline sahiptirler. Ancak lityum anot yüzeyinde dendrit oluşması nedeniyle çevrim verimliliğinin az olması gibi birçok zorlukla karşılaşılmaktadır. Bu tezde lityum-hava pillerinde kullanılan lityumun gümüş ve magnezyum ile alaşımlandırılarak dendrit oluşumunu önlemek ve çevrim ömrünü ve kararlılığını artırmak amaçlanmıştır. Lityum hava pillerinde kullanılan lityum anoda eklenen gümüş ve magnezyum miktarlarının elektrokimyasal davranışa etkisi özellikle incelenmiştir. Başlangıç malzemesi olarak ultra ince Li tozları ile gümüş ve magnezyum metalleri kullanılmıştır. Mekanik alaşımla yöntemi kullanılarak Li-Ag ve Li-Mg alaşımları üretilmiştir. Yüksek enerjili bilyalı öğütme oda sıcaklığında ve argon atmosferi altında yapılmıştır. Üretilen numunelerin fiziksel özellikleri X-ışınları kırınımı (XRD) ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. Lityumun ve lityum alaşımlarının elektrokimyasal analizleri de Swagelok tipi hücrede elektrolit olarak TEGDME içerisinde 1 M LiPF6 tuzu, katot olarak GDL (gaz difüzyon tabakası) ve anot olarak üretilmiş olan Li-Ag ve Li-Mg tozları kullanılmıştır.Lithium-air batteries have attracted great interest due to theoretical specific energy of Li-air excluding oxygen is 11.5 kWhkg−1, the value of which is comparable with that of gasoline/air device. This kind of battery which has as high as this energy density has the potential to be the power source for the advanced electric vehicles. However there are a lot of challenges, one of which is low cycleability of lithium-air batteries because of dendrite formation on top of the lithium anode. The aim of this thesis is to alloy lithium with silver and magnesium powders mechanically for suppressing dendrite formation and enhancing the cycleability and stability of lithium air batteries. The effect amount of adding the silver and magnesium into the lithium anode especially on the electrochemical behavior of lithium anode for lithium-air batteries is investigated. Ultra-fine powders of the Li and silver or magnesium metals were used as starting materials. Li-Ag or Li-Mg alloys were synthesized as an anode material using mechanical alloying process. The high energy ball milling was performed under an argon atmosphere at room temperature. The physical characterizations of the produced anodes were investigated by X-ray diffraction (XRD) and scanning electron microscopy (SEM) methods. Electrochemical analysis of the lithium and lithium alloys were carried out by using a Swagelok-type cell with 1 M LiPF6 in TEGDME as electrolyte and GDL (gas diffusion layer) as cathode and produced Li-Ag and Li-Mg powders as anode
Kalıcı Makyajın İslâm Hukuku Açısından Değerlendirilmesi
Son zamanlarda oldukça popülerleşen kalıcı makyaj uygulamaları gerek sosyal medya fenomenleri gerekse yapılan reklamlar sonucunda yaygınlaşmaya başlamıştır. Hatta günümüzde en ücra mahallelerde bulunan güzellik salonları ve kuaförler bile müşterilerine bu hizmeti vermektedir. Deri altına bir iğne vasıtası ile boya enjekte edilmesi şeklinde yapılan bu işlem uzun süre rengini ve boyasını muhafaza edebilmesiyle dikkatleri üzerine çekmiştir. Birkaç farklı seçeneği olan kalıcı makyajın en sık rastlanan çeşitleri; dudağı kalıcı olarak renklendirip ruj görünümü vermek, kaş üzerine sahte kıllar çizerek kaşı şekillendirmek ve göz kapağı üzerinde yapılan işlemlerdir. Kalıcı dövme türlerinden birisi sayılan kalıcı makyajın fıkhî perspektiften değerlendirilmesini konu edinen bu çalışma, İslam fıkhının bu türden uygulamalara izin verip vermediğini, şayet izin veriyorsa ne gibi sınırlar belirlediğini açıklamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda çalışmada ilk olarak kalıcı makyaj uygulamalarının ne olduğu hakkında bilgi verilip söz konusu uygulamanın vücuda dövme yaptırmak ile ne gibi benzerlikler taşıdığı incelenecektir. Bu karşılaştırma yapılırken ise İslâm hukukunun aslî delilleri arasında sayılan kıyas yönteminden faydalanılacaktır. Akabinde ise bu türden yaratılışı değiştiren ve doğal görünümü perdeleyen uygulamaların İslam hukuku açısından sakıncalı olup olmadığına değinilerek İslâmiyet’in süslenme ve bakım konusunda insanlara ne gibi sınırlar çizdiği dile getirilecektir. Ayrıca Hz. Peygamberin bakım ve güzelleşme ile alakalı hadis-i şeriflerine de yer verilip sahabe hanımlarının ve peygamber eşlerinin bu konuda nasıl bir yol izlediğinin de genel bir çerçevesi çizilecektir
Comparison of Employment Impacts of Renewable and Fossil Energy Based Electricity Sectors: The Case of Turkey
Considering rapidly rising air pollution and unemployment problem in Turkey, renewable energy may be the most appropriate solution for both of the problems. While positive effect of renewable energy on the environement is widely acknowledged, there isn’t sufficient research about its effect on employment statistics. For this reason, in this study, the net employment benefit of the renewable-based electricity sector, against the fossil-based electricity sector, is investigated through Input-Output methodology. The estimation is done for both manufacturing/installation and operation/maintenance phases of solar, wind, hydropower, bioenergy, geothermal, coal, petrol, and natural gas-based electricity sectors, including all of the direct, indirect, and induced effects. According to the estimation results of both approaches and both of the phases, renewable-based electricity sectors are more effective than fossil-based electricity sectors in terms of employment generation. Therefore, besides its claimed benefits in terms of environment, the renewable energy sector may be a major instrument in the sustainable development efforts in Turkey, considering its employment benefits too
- …