23 research outputs found

    A WAY TO TEACH PRACTICAL LIFE SKILLS IN SPECIAL EDUCATION: MONTESSORI PEDAGOGY

    Get PDF
    Montessori stated that the most critical purpose of education is making the children discover themselves and achieve their freedom. Children, whether they are typically developed or have mental disorders, are born with a competence named “absorptive mind” which helps mental activities to emerge. For mental activities to begin to emerge, the child is given a number of keys in a “prepared environment”. When all children are given freedom in a prepared environment, then they feel “happy and motivated” towards a specific skill or knowledge in their sensitive period. When they are allowed to use the equipment freely, they will do practice with it and never get tired of repeated practices. “Repetition” has a key role in “enhancing focused attention, mental strength and ability to grasp and understand”. This review article describes and discusses the Montessori pedagogy and its one type of material, practical life skills.  Article visualizations

    Research on Quality of Life of Parents Having Disabled Children

    Get PDF
    DergiPark: 326082trakyasobedThe aim of this study is to research the quality of life of families having disabled children and to determine the factors that affect quality of their lives. A total of 311 parents with disabled children who attend special education-rehabilitation programs in Edirne were included in this study. In the study, “Demographic Information Form”, which was prepared by the researchers, was used to receive some demographic information about disabled children and their families. “The World Health Organization Quality of Life (WHOQOLBref)” was another scale used in the study in order to measure the quality of life of parents. T- Test (if the groups are two) and One-way Anova (if the groups are three or more) were used in the analysis of the data collected under the SPSS-17 program. In order to find the differences between data, LSD Test was used. The results show that the average total scores of life quality of parents having disabled students is found in different fields such as physical field [13.67 ± 2.92], mental field [13.35 ± 2.94], social field [13.04 ± 3.56], and environmental field [12.49 ± 2.66]. Moreover, all dimensions, that are being a parent, being paid fee on account of having disabled children, being supported by someone in the family and the family’s level of income, of the scale named WHOQOL-Bref are found significantly importantBu araştırmada, engelli çocuğa sahip ailelerin yaşam kalitesinin incelenmesi ve yaşam kalitelerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya, Edirne il merkezinde özel eğitim-rehabilitasyon programlarına devam eden engelli çocukların anne ve babaları olmak üzere toplam 311 ebeveyn dahil edilmiştir. Araştırmada, aile bireyleri ile engelli çocuk hakkındaki bazı demografik bilgileri elde etmek amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan “Genel Bilgi Formu” ve ailenin yaşam kalitesini belirlemek için “Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu (WHOQOL-Bref)” kullanılmıştır. Araştırma verilerinin istatistiksel analizinde grup sayısı iki ise t testi, üç ya da daha fazla ise tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Ortalama puanlar arasındaki farkı belirlemek için LSD testi yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS-17 paket programında çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda engelli çocuğa sahip ailelerin yaşam kalitesi alanlarındaki puan ortalamaları; bedensel alanda [13.67 ± 2.92], ruhsal alanda [13.35 ± 2.94], sosyal alanda [13.04 ± 3.56] ve çevresel alanda [12.49 ± 2.66] bulunmuştur. Ayrıca anne baba olma durumu, ailenin ekonomik düzeyi, ailede kendilerine destek olan kişi(ler) olup olmaması ve ailenin engelli çocuğundan dolayı bakım ücreti/aylık alıp almaması WHOQOL-Bref Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin tüm boyutlarında anlamlı farklılık oluşturmaktadı

    The Adaptation Study of the Penn Interactive Peer Play Scale-Teacher Form (PIPPS-T)

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı, Penn Etkileşimli Akran Oyun Ölçeği-Öğretmen Formunu (PEAOÖ-Ö) (Fantuzzo, Mendez, & Tighe, 1998) Türkçeye uyarlamak, ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizlerini yapmaktır. Penn Etkileşimli Akran Oyun Ölçeği, erken çocukluk ortamlarındaki akran oyun davranışlarını öğretmenlerinin anlamaları için 32 maddelik üç alt boyutlu bir ölçektir. Araştırma verileri İstanbul İl Merkezinde bulunan, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeyde, yaş ortalaması 60.27 (SS= 9.71) olan, okul öncesi eğitim alan, 442 çocuğun öğretmenlerinden elde edilmiştir. İlk adım olarak, Penn Etkileşimli Akran Oyun Ölçeği-Öğretmen Formu dil ve kültürel açıdan Türkçeye uyarlanmıştır. Daha sonra ölçeğin geçerliliği Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA), alt ölçekler arası korelasyonlar ve alt-üst %27 lik grup puanları kullanılarak sınanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı de Cronbach's alpha yöntemi ile hesaplanmıştır. Buna ek olarak, ölçeğin diğer ölçekler ile yordayıcı geçerliliğine bakılmıştır. Yapılan Doğrulayıcı Faktör Analizleri sonucunda, ölçeğin orijinal ölçekteki gibi Oyun Etkileşimi (?2(32) = 179.461, CFI=0.914, RMSEA=0.10, SRMR=0.04), Oyunun Bozulması (?2(39) = 245.199, CFI=0.911, RMSEA=0.10, SRMR=0.049) ve Oyundan Kopma (?2(24) = 149.857, CFI=0.90, RMSEA=0.10, SRMR=0.05) olmak üzere üç faktörlü bir yapıya sahip olduğu belirlenmiştir. İç güvenirlik katsayıları; Oyun Etkileşimi için ?=.85, Oyunun Bozulması için ?=.89 ve Oyundan Kopma için ?=.81 olarak bulunmuştur. Ayrıca ölçeğin öğretmen tarafından değerlendirilen sosyal gelişim ve problem davranış ölçekleriyle korelasyon göstermesi ölçeğin geçerlilik ve genellenebilinirliğini göstermiştir. Bu analizler doğrultusunda Penn Etkileşimli Akran Oyun Ölçeği-Öğretmen Formunun, geçerli, güvenilir ve Türk çocuklarına uygun olduğu kabul edilmiştir.The aim of this study is to adapt Penn Interactive Peer Play Scale- Teacher Form (PIPPS-T), which was developed by Fantuzzo, Mendez & Tighe (1998) to Turkish and conduct the reliability and validity analyses. Penn Interactive Peer Play Scale is a scale with 32 items and 3 subdimensions which is designed to help teachers understand the peer play behaviors in early childhood settings. The data were collected from the teachers of 442 children with an average of 60.27 (SD=9.71) who are of upper and middle socioeconomic status in İstanbul, Turkey. Firstly, Penn Interactive Peer Play Scale-Teacher Form was adapted to Turkish language and culture. The validity of the scale was measured with Confirmatory Factor Analysis (CFA), the correlations between subdimentions and the difference between the Upper %27/Lower %27. The internal reliability of the scale was calculated by Cronbach's alpha method. Besides this, the predictive validity of the scale compared to the other scales was also probed. The results of the Confirmatory Factor Analyses showed that the scale has a three-factor structure as in the original version, which are Play Interaction (?2(32) = 179.461, CFI=0.914, RMSEA=0.10, SRMR=0.04), Play Disruption (?2(39) = 245.199, CFI=0.911, RMSEA=0.10, SRMR=0.049), and Play Disconnection (?2(24) = 149.857, CFI=0.90, RMSEA=0.10, SRMR=0.05). The internal reliability coeffiecients were found ?=.85, ?=.89 and ?=.81 for Play Interaction, Play Disruption and Play Disconnection, respectively. Moreover, the correlation found between this version and the social development and cognition based problem behavior scales, which are rated by the teachers showed that the scale is valid and generalizable. The analyses showed that Penn Interactive Peer Play Scale-Teacher Form is a valid, reliable and appropriate tool for Turkish children

    Otizmli Kaynaştırma/Bütünleştirme Öğrencisine Yönelik His, Tutum ve Görüşler Ölçeği’nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması

    Get PDF
    DergiPark: 551104trakyasobedBu çalışmada, Segall (2011) tarafından sınıföğretmenlerinin Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların yerleştirilmesi vekaynaştırılmasına/bütünleştirilmesine yönelik görüşlerini belirlemek amacıylageliştirilen Yerleştirme ve Hizmet Anketi’nin “Otizm Spektrum Bozukluğu OlanKaynaştırma/Bütünleştirme Öğrencisine Yönelik His, Tutum ve Görüşler Ölçeği(OKHTÖ)” olarak adlandırılan dördüncü bölümünü Türkçeye uyarlamak, geçerlik vegüvenirlik analizlerini yapmak amaçlanmıştır. Araştırma verileri 2016-2017eğitim-öğretim yılında Tekirdağ ve Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı bulunandevlet/özel 85 ilkokulda görev yapan 231 sınıf öğretmeninden (153 kadın ve 66erkek) toplanmıştır. Çalışma bulgularına göre sınıf öğretmenlerinin yaş aralığının24-60 yaş arasında değişmektedir. Ayrıca öğretmenlerin 91’inin sınıflarındakaynaştırma bütünleştirme eğitimine dâhil edilen öğrencinin olduğu, 128’ininise olmadığı belirlenmiştir. Age of elementary school teachers ranged from 24 to 60years. A total of 91 teachers reported that they had mainstreaming/inclusionstudents in their classrooms, while 128 of them reported that they did not havemainstreaming/inclusion students in their classrooms. Çalışmada veri toplama aracı olarak sınıföğretmenlerinin kaynaştırma bütünleştirme öğrencilerine ilişkin hisleri, tutumve görüşlerini belirlemek amacıyla OKHTÖ ve sınıf öğretmenlerin kişiselbilgilerinin toplanması amacıyla GenelBilgi Formu kullanılmıştır. OKHTÖ Ölçeğinin geçerlik analizi içinDoğrulayıcı Faktör Analizi kullanılmış, alt-üst %27’lik grup puan farklarıylaölçülmüştür. Ölçeğin iç güvenirliğinin hesaplanması için de Cronbach’s alphayöntemi kullanılmıştır. Yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin dörtalt boyutunun olduğu, Öznel Yargı (?= .77), Öngörü (?= .84), Öz Yeterlik (?=.82) ve Duygusal Tutum (?= .79) olarak belirlendiği tespit edilmiştir. Validity of themeasure was tested via Bu araştırma sonuçlarından elde edilen bulgulara göreOKHTÖ’nün Türk kültürüne uygun olduğu belirlenmiştir. Araştırma bulgularındanelde edilen sonuçlara göre, bu ölçeğin Türkiye’de öğretmenlerle uygulanmasıiçin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu kabul edilmiştir.The purpose of the currentstudy was to adapt, examine validation and reliability of the scale named Attitudes,Feelings, and Perceptions towards inclusive education for students with AutismSpectrum Disorders (TIFAS)” as fourth part of the Placement and ServicesSurvey-PASS developed by Segall (2011). The participants were 231 teachers (66male and 153 female) working at 85 elementary public and private schools during2016-2017 academic year within boundaries of Edirne and Tekirdag ProvincialNational Education Directorates. Age of elementary school teachers ranged from24 to 60 years. A total of 91 teachers reported that they hadmainstreaming/inclusion students in their classrooms, while 128 of themreported that they did not have mainstreaming/inclusion students in their classrooms.We used Demographic Information Form to obtain personal information aboutteachers and the TIFAS to obtain information about attitudes, feelings, andperceptions of teachers towards inclusive education for students with autismspectrum disorders. Validity of the measure was tested via Confirmatory FactorAnalyses and differences between bottom and top 27% of the participants wastested.  Internal consistency of themeasure was examined through Cronbach’s alpha. Results from the confirmatoryfactor analyses showed that the measure has four subscales. These subscales areCognitive Attitudes (?= .84), Affective Attitudes (?= .79), Subjective Norms(?= .77) and Self-Efficacy (?= .82). These findings showed us that this scalecould be used with teachers in Turkey. Through these results, the TIFAS could beaccepted as a valid and reliable measure

    Öğretmen Etkileşim Ölçeği (Öeö) ve Çocuk-Öğretmen Etkileşim Ölçeği (Çöeö) Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları

    Get PDF
    DergiPark: 754702tredOkul öncesi eğitimin niteliği tüm dünyada yaygın olarak 1970’lerden beri araştırılmaktadır. Okul öncesi eğitiminin kalitesinin artırılmasında şüphesiz ki öğretmen en etkili unsurlardan biridir. Öğretmenin okul öncesi dönem çocuğuyla aralarındaki etkileşim çocuğun yaşamında hayati öneme sahiptir. Nitelikli bir okul öncesi eğitiminde çocukların öğretmen ile etkileşimleri onların zihinsel kapasitelerini artırmakta, sosyal becerilerinin gelişimini desteklemekte ve toplumdaki ahlak kurallarına uygun davranışlar göstermelerini sağlamaktadır. Bunun yanında kaliteli öğrenci-öğretmen etkileşimi çocuğun akademik yaşantısına katkı sağlarken bir yandan da çocuğun daha katılımcı, girişken ve uyumlu olmasına ve akademik gelişimini tamamlamasına katkıda bulunmaktadır. Öğretmen-öğrenci etkileşiminin, çocuğun gelişimi üzerinde önemli etkiye sahip olması, öğretmen-çocuk arasındaki etkileşimin niteliğinin ölçülmesi için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı ihtiyacını doğurmaktadır. Bu çalışmanın amacı “Öğretmen Etkileşim Ölçeği- ÖEÖ” (Caregiver Interaction Scale-CIS; Arnett, 1989) ve “Çocuk Öğretmen Etkileşim Ölçeği- ÇÖEÖ” (Child Caregiver Interaction Scale-CCIS; Carl, 2010) ölçme araçlarının geçerlik ve güvenirlik çalışmalarını ve Türkçe adaptasyonlarını yapmaktır. Çalışmaya Edirne’de okulöncesi eğitim kurumlarındaki çalışma grubu olarak 41 öğretmen ve 147 çocuk dâhil edilmiştir. İlişkisel tarama modeli olarak tasarlanmış olan bu çalışmada çalışma grubunu oluşturan öğretmenler ve çocuklar arasındaki ilişkiler araştırmacılar tarafından gözlenmiştir. Çalışmada ulaşılan verilerin analizi doğrulayıcı faktör analizi ile test edilmiştir. Ölçeklerin geçerli ve güvenilir olduğuna yönelik sonuçlar, çalışmanın bulgular ve sonuç kısmında açıklanmıştır

    Teachers' perceptions of educational practices through successful inclusion of students with autism

    Get PDF
    Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin otizm spektrum bozukluğu olan öğrencilerin katıldıkları başarılı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamalarına ilişkin algılarını belirlemek amacıyla Segall (2011) tarafından geliştirilen Yerleştirme ve Hizmet Anketi’nin (Placement and Services Survey-PASS) “Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Öğrencilerin Katıldıkları Başarılı Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamalarını Tanımlama Ölçeği” (OBKTÖ) ile “Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Öğrencilerin Katıldıkları Başarılı Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamalarını Etkileyen Faktörler Ölçeği’ (OBKEFÖ) olarak adlandırılan ikinci ve üçüncü bölümünü Türkçe’ye uyarlamak, geçerlik ve güvenirlik analizlerini yapmak amaçlanmıştır. Araştırma verileri 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Tekirdağ ve Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı devlet ve özel olmak üzere 85 ilkokulda görev yapan, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 231 sınıf öğretmeninin (M=41,48 yaş, SS=9,01) katılımı ile toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, öğretmenlerin kişisel bilgilerinin toplanması amacıyla Genel Bilgi Formu, sınıf öğretmenlerinin otizm spektrum bozukluğu olan öğrencilerin katıldıkları başarılı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamalarına ilişkin algılarını belirlemek amacıyla OBKTÖ ile OBKEFÖ kullanılmıştır. Araştırmada öncelikle her iki ölçeğin dil ve kültürel açıdan Türkçe’ye uyarlanması yapılmıştır. Ölçeklerin iç güvenirliği Cronbach’s alpha yöntemi ile hesaplanmıştır. Araştırmada, OBKTÖ iç tutarlılık değeri α= .86 ve OBKEFÖ iç tutarlılık değeri ise α= .89 olarak bulunmuştur. Araştırma bulgularına göre her iki ölçeğin de geçerli, güvenilir olduğu ve Türkiye’deki öğretmenler ile kullanılması uygun görülmüştür.The purpose of this study is to adapt into Turkish and analyze the validity and reliability of the second and third parts of the Placement and Services Survey (PASS), namely “Personal Definition Scale of Successful Inclusion of Students with ASD” and “Scale of Factors for Successful Inclusion of Students with ASD”, developed by Segall (2011) which is used to determine perceptions of classroom teachers about educational practices through successful inclusion/integration of students with autism spectrum disorder. Research data were collected from 231 primary school teachers (M= 41,48 years old, SD = 9,01) who worked in 85 primary schools in the state and private under the Tekirdağ and Edirne Provincial Directorates of Education in the academic year of 2016-2017 and they voluntarily agreed to participate in the research. In order to collect teachers' personal information, General Information Form was used as a means of data collection in the research. “Personal Definition Scale of Successful Inclusion of Students with ASD" and "Scale of Factors for Successful Inclusion of Students with ASD” were used to identify the perceptions of the classroom teachers. In the study, firstly both scales were adapted to Turkish in terms of language and culture. The internal reliability of the scales was calculated by Cronbach's alpha method. Internal consistency value of Personal Definition Scale of Successful Inclusion of Students with ASD was α=.86 and the internal consistency value of the Scale of Factors for Successful Inclusion of Students with ASD was α=.89. According to the findings, both scales were reliable and valid and the use of the scales by teachers in Turkey was deemed appropriate

    Assessment of Science, Technology, Engineering and Mathematics Skills in Early Childhood

    Get PDF
    DergiPark: 750174trakyasobedThe purpose of the current study is to evaluate preschoolers’ Science, Technology, Engineering and Mathematics (STEM) skills. In line with this purpose, reliability and validity examination of the C-PALLS+STEM Science, Technology, and Engineering Scale (STE) and Mathematics Scales (MS). A total of 279 preschoolers (138 girls and 141 boys) aged 48-74 months (M= 58,49, Ss= 8,37) in Central District of Edirne participated in the study. Demographics Form and adapted versions of the Science, Technology and Engineering /STE) and Mathematics skills (MS) measures were used. The scales were adapted to Turkish in terms of language and cultural perspectives. The validity of scales was examined through Confirmatory Factor Analysis and distinction between Upper and Lower 27% of Groups. McDonald’s Omega was used to assess the internal reliability of the scales. Internal consistency for STES and MS were ? = .83 and ? = .92, respectively. Based on the results of the current study, it would be said that both scales could be used with preschool-aged children.  Araştırmada, okul öncesi eğitime devam eden çocukların bilim, teknoloji, mühendislik (BTM) ve Matematik becerilerinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, C-PALLS+STEM ölçme aracının Bilim, Teknoloji ve Mühendislik Ölçeği ile Matematik Ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Nicel araştırma yöntemiyle tasarlanan araştırmaya Edirne İli Merkez İlçe’sinde yer alan ve okul öncesi eğitime devam eden 48-74 aylık (M= 58,49, SS= 8.37) 279 çocuk katılmıştır. Bu çocuklardan 138’i kız, 141’i erkektir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, genel bilgi formu ve Bilim, Teknoloji ve Mühendislik (BTM) ile Matematik Becerilerinin (MB) ölçülmesi için uyarlaması yapılan iki ölçek kullanılmıştır. Araştırmada öncelikle her iki ölçeğin dil ve kültürel açıdan Türkçe’ye uyarlanması yapılmıştır. Her iki ölçeğin geçerliği Doğrulayıcı Faktör Analizi, alt-üst %27 lik grup puan farklarıyla ölçülmüştür. Ölçeklerin iç güvenirliği McDonald’s Omega (? yöntemi ile hesaplanmıştır. Araştırmada, BTM iç tutarlılık değeri ? = .83 ve Matematik iç tutarlılık değeri ise ? = .92 olarak bulunmuştur. Araştırma bulgularına göre her iki ölçeğin de okul öncesi döneme devam eden çocuklar ile kullanılabileceği söylenebilir

    Okul öncesi öğretmen adaylarının televizyon ve internette izlediği reklamlardaki çocuk haklarına ilişkin görüşleri

    Get PDF
    The presence of elements and symbols that attract the attention of the child, such as songs, music and dance, in advertisements causes the child to be affected by the images s/he sees in the advertisements. Preservice teachers who will work with preschool children should uphold children's rights, act towards the principle of the benefit of the child, and have awareness. -In the study, it was aimed to determine the opinions of pre-school teacher candidates about the advertisements they watch on the screen (television and internet) include children's rights.The research planned in accordance with the mixed method so both quantitative and qualitative assessment were carried out. The study group consisted of 45 pre-school preservice teachers who voluntarily agreed to participate in the research. The findings were analyzed by frequency and content analysis. Accordingly, most of the preservice teachers know children's rights. Reklamlarda şarkı, müzik, dans gibi çocuğun ilgisini çeken unsurların ve sembollerin yer alması çocuğun reklamlarda gördüğü görüntülerden etkilenmesine neden olmaktadır. Reklamların çocuk haklarına uygun öğeler içermesi önemlidir. Erken çocukluk dönemi çocuklarla çalışacak öğretmen adaylarının çocuk haklarını gözetmesi ve çocuğun yararı ilkesine yönelik hareket etmesi, farkındalık sahibi olması gerekmektedir. Araştırmada, okul öncesi eğitimi alan öğretmen adaylarının ekranda (televizyon ve internet) izledikleri reklamların çocuk haklarına yer vermesine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Karma yönteme uygun olarak planlanan araştırmada hem nicel değerlendirme hem de nitel değerlendirme gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 45 okul öncesi öğretmen adayı çalışma grubunu oluşturmuştur. Bulgular frekans analizinin yanı sıra içerik analizi gerçekleştirilerek incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre öğretmen adaylarının çoğu çocuk haklarını bilmektedir. En çok yaşama hakkı kategorisinde yer alan haklara örnekler vermekte ve çok azı reklamların çocuk haklarını koruduğunu düşünmektedir

    The Development of the Scale of the Factors Affecting the Success of Inclusion Practices

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı kaynaştırma uygulamalarının başarısını etkileyen etmenleri değerlendirmek için gereksinim duyulan geçerli ve güvenilir bir ölçeğin geliştirilmesidir. Çalışma, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı 19 resmi ilkokulda görev yapan toplam 121 sınıf öğretmeni ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından öğretmenlere uygulanmak üzere hazırlanan "Kaynaştırma Uygulamalarının Başarısını Etkileyen Etmenler Ölçeği" kullanılmıştır. Ölçek 5'li derecelemeli 66 sorudan oluşmaktadır. Ölçek geliştirme istatistikleri olarak alt boyutları belirlemek için Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) kullanılmıştır. Her alt boyut için ayrı ayrı madde-toplam korelasyon katsayısı ve madde-hariç toplam korelasyon katsayısı hesaplanarak madde geçerlik kanıtları elde edilmiştir. Benzer şekilde maddelerin ayırt etme gücünü saptamak için üst çeyrek ve alt çeyrekler arası t-testi uygulanmış ve ayırt etme güçleri yüksek bulunmuştur. Ölçek ve alt boyutlar için Cronbach Alfa ve Rulon katsayıları hesaplanarak güvenirlik belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel işlemler sonrasında 10 alt boyuttan oluşan ölçeğin geçerli, güvenilir ve kullanılabilir olduğu belirlenmiştir.The aim of this study was to develop a valid and reliable scale that was needed to assess and evaluate the factors affecting the success of inclusion practices. The study was conducted on 121 classroom teachers who work in 19 public primary schools appertaining to Edirne Directorate of National Education during the 2014-2015 academic year. "The Scale of the Factors Affecting the Success of Inclusion" was used for the data collection. The five-point scale includes 66 questions. Exploratory factor analysis was used to identify the sub dimensions as the scale development statistics. The internal consistency was found by calculating the item-total correlation coefficient and item-excluding total correlation coefficient for each of the sub dimensions. Similarly, t-test was used to examine the item discrimination between the upper and lower quarters. Cronbach's alpha and Rulon coefficients were calculated for the scale and its sub dimensions. The statistical data obtained showed that the scale consisting of 10 sub dimensions is a valid, reliable and useable tool

    Prevalence and Comorbidity of Attention Deficit/Hyperactivity Disorder and Social Anxiety Disorder Among Teacher Candidate University Students

    Get PDF
    Bu araştırmanın amacı Türkiye'deki genç yetişkinlerden oluşan bir örneklemde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile sosyal anksiyete bozukluğunun (SAB) yaygınlığını ve komorbiditesini incelemektir. 21-24 yaş arasındaki üniversite öğrencileri araştırma ekibi tarafından hazırlanan sosyo-demografik formu, Yetişkin DEB/DEHB DSM IV Temelli Tarama ve Değerlendirme Ölçeği ile Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeğini doldurmuştur. Sona erme noktası üzerinde puan alan katılımcılar, DEHB ve SAD için DSM-IV kriterlerini gözeten deneyimli psikiyatristler tarafından teşhis amaçlı bir görüşmeye davet edilmiştir. Tüm katılımcıların yüzde 30'u (152/494) tarama ölçeklerindeki sona erme noktası üzerinde bir puan almış ve bu katılımcıların yüzde 60'ı (92/152) klinik görüşmeye katılmıştır. Klinik görüşmeye katılan katılımcıların yüzde 38'i (35/92) DEHB ve/veya SAB teşhisi almıştır. Tüm örneklem içinde DEHB ve SAB yaygınlık oranı DEHB için 3.23% (16/494) ve SAB için 4.45% (22/494) olarak belirlenmişken katılımcıların 0.6% (3/494)'sının komorbid DEHB ve SAB'na sahip olduğu saptanmıştır. Burada sunulan bulgular SAB ve DEHB'nin oldukça yaygın komorbiditeler olduğunu belirten literatür çalışmalarını destekler niteliktedir. Sosyal Anksiyete Bozukluğu olan öğretmen adaylarına teklif edilen profesyonel yardımın reddedilmesi ise daha fazla araştırılması gereken bir konudur. Resmi bir teşhis ile etiketlenmekten ve mesleki hayatlarında tedavi görmekten duyulan korku ve endişenin kültüre özgü bir yaklaşımla incelenmesi gerekmektedir.To investigate prevalence and comorbidity of attention-deficit hyperactivity disorder (ADHD) and social anxiety disorder (SAD) in a Turkish community sample of young adult population. University students aged 21-24 years completed a socio-demographic form developed by the study team; Adult ADD/ ADHD DSM IV- Based Diagnostic Screening and Rating Scale and Liebowitz Social Anxiety Scale. Subjects, who scored above the cut off points in each scales, were invited for a diagnostic interview conducted by experienced psychiatrists using DSM-IV criteria for ADHD and SAD. 30 percent (152/494) of all participants had a score above of the cutoff point in screening scales and 60 percent of them attended clinical interview. 38 percent (35/92) of those who had clinical interview received diagnoses of ADHD and/or SAD. Prevalence of ADHD and SAD among the whole sample was 3.23% for ADHD (16/494) and 4.45% for SAD (22/494), whilst 0.6 % (3/494) had comorbid ADHD and SAD. Findings presented here support the existing literature that SAD and ADHD are relatively common comorbidities. Rejection of professional help offered to the teacher candidates with Social Anxiety Disorder need further analysis. Their fear of stigmatization and concerns about the impact of a formal diagnosis and having treatment on their professional career needs to be addressed in a culture-specific approach
    corecore