10 research outputs found

    Sınav Kaygısı Psikoeğitim Programının Sınav Kaygısı ve Akılcı Olmayan İnançlara Etkisi

    Get PDF
    This study aims to examine the effect of test anxiety psychoeducation program on test anxiety and irrational beliefs. In the study, a semi-experimental pattern with pretest and posttest control group was used, and 13 subjects were included in the experimental group, and in the control group who are 8th graders. In the data collection, the Test Anxiety Inventory and the Irrational Beliefs Scale were adopted. Ten weeks of test anxiety education was applied to the experimental group. No application was made with the control group. Mann-Whitney U test were used in independent groups in the analysis of the data gathered from 8th grade students. Research findings showed that test anxiety education has a significant effect on the reduction of test anxiety and irrational belief scores of students in the experimental group. Based on research findings interpretations were made and suggestions on application and research were developed. Based on the findings of the research, the students who experienced the test anxiety intensely were identified and the implementation of the psychoeducation program to cope with the test anxiety was recommended to guidance teachers.Bu araştırmanın amacı, sınav kaygısı psikoeğitim programının sınav kaygısı ve akılcı olmayan inançlara etkisini incelemektir. Araştırmada öntest sontest kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmış olup, deney ve kontrol grubunda 13, 8. sınıf öğrencisi yer almıştır. Verilerin toplanmasında Sınav Kaygısı Envanteri ve Mantıkdışı İnançlar Ölçeği kullanılmıştır. Deney grubuna on haftalık sınav kaygısı eğitimi uygulanmıştır. Kontrol grubuna herhangi bir uygulama yapılmamıştır. 8. sınıf öğrencilerinin ön test son test puan farklarının anlamlılığı Mann-Whitney U testi ile analiz edilmiştir. Araştırma bulguları, sınav kaygısı eğitiminin deney grubunda yer alan öğrencilerin sınav kaygısı ve akılcı olmayan inanç puanlarının azalmasında anlamlı düzeyde etkisinin olduğunu göstermiştir. Araştırma bulgularına dayalı olarak yorumlarda bulunulup, sınav kaygısını yoğun yaşayan öğrencilerin tespit edilerek sınav kaygısıyla başa çıkma psikoeğitim programının uygulanması rehberlik öğretmenlerine önerilmiştir

    Ücret toplama araçlarında karekod algılama performansının arttırılması ve gömülü sistem gerçeklenmesi

    No full text
    Toplu taşıma sistemleri; işe ve alışverişe gitmek gibi hayatımızın bir çok noktasında seyahat ihtiyaçlarımızı karşımaktadır. Toplu taşıma sistemlerinde kullanılan ödeme yöntemleri güvenilir olmalıdır. Bu amaç doğrultusunda birden farklı yöntem ücret toplama sistemi içerisinde yer almaktadır. Bunlardan başlıcaları, tek ve çok kullanımlık temazsız kart ile ödeme, tek kullanımlık biletler ile ödeme, taşınabilir cihazlar ile ödeme ve daha geleneksel bir yöntem olan nakit para ile ödemedir. Güvenli bir yolculuk deneyimi yaşayabilmek için şöför ile para arasında en az seviyede iletişim kurulması gerekmektedir. Aksi taktirde şöförün kaza yapma ihtimali artmaktadır. Bu amaç doğrultusunda ücret düşüm terminalleri ile yolcu arasında etkileşim sağlanması en doğru yöntemler arasındadır. Turistik seyahatler gibi tek binişlik uygulamalarda birden çok okumaya elverişli kartlar kullanıcı açısından maliyetli olmaktadır. Bu yüzden tek kullanımlık bilet uygulamaları tercih edilmektedir. İki boyutlu karekod barındıran kâğıt biletler, bir kamera veya okuyucu sayesinde algılanır ve ardından geçiş onayı verilir. Ancak kare kod bulunduran biletlerin kolay kopyalanabilmesi, bu sistemlerin en büyük açıklarındandır. Bu sorunun çözümü için oluşturulan karekodun güvenlik katmanı içermesi gerekmektedir. Morötesi ışık altında görünebilen ikinci bir QR kodun da kâğıt üzerine basılması ile oluşturulan biletler, Linux temelli bir gömülü sistem cihazında bulunan kamera ile algılanmaktadır. Algılanan görüntü Otsu algoritması kullanılarak analiz edilmiş ve üçlü veri şifreleme yöntemiyle çözümlenmiştir.Public transportation systems; It meets our travel needs at many points of our lives, such as going to work and shopping. Payment methods used in public transport systems must be reliable. For this purpose, multiple different methods are included in the fare collection system. The most important of these are single and multi-use contactless cards, payment with single-use tickets, payment with mobile devices and payment with cash, which is a more traditional method. In order to have a safe journey experience, minimum communication between the driver and the money is required. Otherwise, the chances of the driver having an accident increase. For this purpose, it is among the most accurate methods to provide interaction between fare collection terminals and passengers. In single-use applications such as tourist travel, multiple readable cards are costly for the user. Therefore, single-use ticket are preferred for that. Paper tickets containing two-dimensional data matrix are detected by a camera or reader, and then pass is granted. However, the easy copying of tickets with QR codes is one of the biggest deficits of these systems. To solve this problem, the data matrix created must contain a security layer. Tickets generated by printing a second QR code, which can be seen under ultraviolet light, are detected by the camera in a Linux-based embedded system device. The perceived image was analyzed using Otsu algorithm and analyzed by triple data encryption method

    A Rare Case of Renal Leiomyoma Treated with Laparoscopic Partial Nephrectomy

    No full text
    Renal leiomyomas mas are rare and benign tumors. It is not possible to differentiate between renal leiomyomas and other malignant renal tumors with imaging methods; the diagnosis is established only with histopathological examination. Herein, we present a case of renal leiomyoma which was treated with laparoscopic partial nephrectomy with the prediagnosis of renal cell carcinoma

    Determination of metal content of waste mobile phones and estimation of their recovery potential in Turkey

    No full text
    Waste mobile phones constitute one of the fastest growing Waste Electrical and Electronic Equipment (WEEE) types all over the world due to technological innovations and shortening of their life span. They contain a complex mix of various materials, such as basic metals, precious metals and rare earth elements and represent an important secondary raw metal source. The main objectives of this study were to characterize the metal concentration of waste mobile phones by optimizing the inductively coupled plasma optical emission spectrometer (ICP-OES) operation parameters and estimate the metal recovery potential of waste mobile phones in Turkey. Therefore, selected mobile phone samples collected from a recycling center in Turkey were analyzed to determine their metal concentrations. Then, the theoretical recovery potentials of precious and rare earth metals from waste mobile phones were estimated for Turkey. The analytical methods optimized in this study can help further research activities to obtain comprehensive data for determination of the critical metals (precious metals and rare earth elements) in WEEE samples so that proper recycling and recovery strategies can be selected and implemented.COST Action ES140

    On sekiz yaş üstü kanser tanısı almamış bireylerde kanser algısı: Niteliksel araştırma

    No full text
    Giriş ve amaç:Günümüzde kanser sıklığı giderek artarken, kanserde sağ kalım ve tedavi oranları da artmıştır. Kanserle mücadelede bireylerin davranış ve tutumlarını belirleyecek olan kanser algı ve bilgi durumları önemlidir. Bu araştırmada bireylerin kanser algısının niteliksel olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem:Niteliksel yapıda planlanan bu araştırmaya 18 yaş üzerinde, değişik sosyodemografik düzeyde bireyler dahil edilmiştir. Yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmelerde alınan ses kayıtları bire bir çözümlenip, karşılıklı okunarak kodlar belirlenmiş, tematik analiz yapılmıştır. Görüşmelerde “Sizce kanser nasıl bir hastalıktır; kanser olmak insanların hayatını nasıl etkiler; kanser tanısı alsaydınız kendinizi nasıl hissederdiniz?” sorulan temel sorulardır. Görüşme öncesi katılımcılara sosyodemografik verileri ve kanser hakkındaki tutum, algı ve bilgileri sorgulayan bir anket formu uygulanmıştır. Veriler SPSS 20.0 programı ile analiz edilmiştir.Bulgular:Beş araştırmacı tarafından toplam 43 görüşme yapılmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 39,9±16,1’dir. Katılımcıların %72,1’i kadın, %27,9’u erkektir. Katılımcılar çevresel etkenlerin (%95,3) kansere neden olduğunu düşünmektedir. Katılımcıların tamamı kanserin başkalarının da hayatını etkilediğini düşünmektedir. Toplam 11 kod ve dört tema belirlenmiştir. Tema I. Hastalığın duyusal boyutu “Neden ben oldum? Neden başkası değil de ben? Ben ne yaptım da …” Bir suçluluk duygusu gelişiyor; Tema II. Düşünce ve inanışlar “Zaten yakın olan ölümü insana hatırlatan bir rahatsızlıktır”; Tema III. Kanserin insan üzerindeki etkisi “… iyileştirmek için zehir veriyorlar ve bu zehir seni de beraberinde yok ediyor”; Tema IV. Kansere ve kanserli hastaya karşı tutum ve davranışlardır “… Allahtan gelene bir şey yapamıyorsun. Bunu sen değil biz hep beraber aşacağız.” Kanserin bir mücadele süreci olduğu, bireyi ve yakınlarını değiştirdiği, sürecin yıpratıcı ve yorucu olduğu yönünde bir genel algı olduğu saptandı. Hasta yakını olanların bilgi ve farkındalık seviyesinin daha yüksek olduğu belirlendi.Sonuç:Araştırma kanser algısının, içinde duygusal, sosyal boyutlar taşıyan; hasta ve yakınlarını, bedensel zihinsel ve ruhsal olarak etkileyen, çevresel etkilerle şekillenen çok karmaşık bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir

    A qualitative study on equal opportunity in education

    No full text
    <p>This study was conducted to understand and interpret how teachers working in primary schools affiliated with the Ministry of National Education in the provinces of Antalya and Bursa during the 2022-2023 academic year evaluated equal opportunities in education based on their opinions. The research was a qualitative study, and it was designed as descriptive fenomenology. According to the findings of the research, it was highlighted that enhancing technological equipment (such as smart boards, tablets, etc.) for students' access to education, opening libraries in schools, and taking measures to reduce student absenteeism were necessary. The research findings also concluded that teachers' instructional strategies played a significant role in providing equal opportunities in education to students. Collaborative teaching strategy stood out as the least utilized method. The reasons behind disparities in student achievement include parental attitude, intelligence level, environment, and the education curriculum. Suggestions were made to continue activities like Remedial Education Course (DYK), Primary School Enrichment Program (İYEP), and Supportive Education to reduce achievement disparities. Additionally, it was found that instructional materials such as reference books were necessary to reduce achievement disparities.</p&gt

    Relationship between anaemia and cognitive functions in elderly people

    No full text
    Küçükardalı, Betül (Dogus Author)Background: The primary goal of the present study was to investigate the effects of anaemia on the cognitive functions and daily living activities in elderly people. Methods: This sectional study was performed using 180 elderly people. Face-to-face interviews and questionnaires were conducted to evaluate daily activities. To evaluate cognitive functions we used the Folstein's Mini-Mental State Examination (MMSE). Results: The mean age of the anaemic group and the nonanaemic group were 76.0 ± 11.7 and 72.5 ± 15.2 years, respectively. The average haemoglobin level among the anaemic population was 10.4 g/dL compared with 13.6 g/dL among the nonanaemic population; a statistically significant difference. There was more impairment in functional status (Katz ADL) (6.8 ± 4.3 vs 9.3 ± 3.7) and cognition (MMSE) (17.9 ± 6.4 vs 21.7 ± 6.7) in anaemic than nonanaemic groups, respectively. Albumin and body mass index were lower and the percentage of two or more comorbidities was higher in anaemic group compared to the nonanaemic group, which was a statistically significant variation. The anaemic group was more dependent in terms of bathing, dressing, toileting and transferring. Conclusion: In the elderly anaemic group, the dependency for daily activities that require physical effort was higher compared to the nonanaemic group. The MMSE score in the elderly anaemic group was lower than subjects who had normal haemoglobin levels. We conclude that anaemia may impair cognitive functions and some daily living activities in the elderly
    corecore