9 research outputs found

    Discourses of psychologists on sex/gender in Turkey: a qualitative study

    Get PDF
    The aim of this study is to find out ‘interpretative repertoires’ used as discursive resources for sex/gender explanations of psychologists working in various fields in Turkey. Within the scope hereof, in-depth interviews were conducted with fourteen psychologists. Interviews were recorded and then transcribed. Interview texts were analyzed through discourse analysis. As a result of the analysis, four different interpretative repertoires were identified; dichotomy, feelings, nurture and difference. As to dichotomy repertoire, sex/gender is constructed within biology-society and woman-man dichotomies while it is defined as an individual and inner phenomenon in the feelings repertoire. When it comes to nurture repertoire, sex/gender is described as an identity acquired by nurturing processes while sexual differentiation is constructed as the source of difference and variety among people in difference repertoire. The results of the study manifest that the participants conceptualize sex/gender and sexuality within a dichotomous and essentialist framework to a large extent. The discourses of psychologists in Turkey have undergone some shifts in parallel with the transformations in Western psychology, however it is still possible to argue that essentialist, dichotomous and heteronormative assumptions on sex and sexuality keep forming their discourses to a certain extent in explicit or implicit ways. This is connected with the limited relation of (mainstream) psychology to other disciplines, critical and social constructionist perspectives, qualitative methodologies and activism as well as the fact that psychology in Turkey has mostly been imported from the West.Bu çalışmada, Türkiye’de farklı alanlarda çalışan psikologların cinsiyete/toplumsal cinsiyete ilişkin açıklamalarına kaynaklık eden ‘açıklayıcı repertuarların’ tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında, on dört psikologla derinlemesine bireysel görüşmeler yapılmıştır. Katılımcıların onayı dahiilinde görüşmelerin ses kaydı alınmış ve ardından yazıya dökülmüştür. Görüşme metinleri söylem analizi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, cinsiyete/toplumsal cinsiyete ilişkin konuşmalara kaynaklık eden dört farklı açıklayıcı repertuara ulaşılmıştır; ikilik, hissiyat, yetiştirilme ve farklılık. İkilik repertuarında cinsiyet, biyoloji-toplum ve kadın-erkek ikilikleri içinde inşa edilmekteyken; hissiyat repertuarında içten gelen bireysel bir olgu olarak, yetiştirilme repertuarında ise yetiştirilme sonucu edinilen bir kimlik olarak tanımlanmaktadır. Farklılık repertuarında ise cinsiyet ayrımı insanlar arasındaki farklılık ve çeşitliliğin kaynağı olarak inşa edilmektedir. Çalışmanın sonuçları, katılımcı psikologların cinsiyeti ve ilişkili olguları, büyük ölçüde ikili ve özcü bir çerçevede kavramsallaştırdıklarını ortaya koymaktadır. Batı psikolojisinde cinsiyetin ele alınışında son otuz yılda gerçekleşen dönüşümlere paralel olarak Türkiye’deki psikologların söylemlerinde de birtakım dönüşümler olduğunu; ama özcü, ikili ve heteronormatif cinsiyet/cinsellik varsayımlarının -açık veya örtük biçimlerde- Türkiye’deki psikologların söylemlerini belirli ölçülerde şekillendirmeye devam ettiğini söylemek mümkündür. Bu durum, (anaakım) psikolojinin diğer disiplinlerle, eleştirel ve sosyal inşacı perspektiflerle, niteliksel yöntemlerle ve aktivizm alanıyla kurduğu sınırlı ilişkisellikle bağlantılı olduğu kadar, Türkiye’deki psikolojinin büyük ölçüde ithal edilmiş oluşuyla da bağlantılı görünmektedir.Publisher's Versio

    Critical discourse analysis: main approaches

    Get PDF
    Eleştirel söylem analizi, söylemin eleştirel analizine yönelik çeşitli yaklaşımları içeren disiplinlerarası bir alandır. Eleştirel söylem analizi, 1970’lerin sonuna doğru şekillenen Eleştirel Dilbilim çalışmalarına dayanmakla birlikte, 1990’lardan itibaren dile ilişkin farklı ve radikal bir teori olarak ele alınmaya başlamıştır. Dili bir sosyal pratik olarak gören ve dil ile iktidar arasındaki ilişkilere odaklanan eleştirel söylem analizi; sosyal eşitsizlik, ayrımcılık, iktidar ve hegemonyanın dil kullanımı içerisinde nasıl vücut bulduğunu, inşa edildiğini ve meşrulaştırıldığını eleştirel bir şekilde inceler. Bu makalede, eleştirel söylem analizi içerisindeki temel yaklaşımları temsil eden Norman Fairclough, Teun A. Van Dijk, Ruth Wodak, Ron Scollon ve Siegfried Jager’in yaklaşımları ele alınmakta ve tartışılmaktadır. Eleştirel söylem analizine dair çeşitli teorisyenler, ESA’nın temel prensiplerini (sosyal problemlere odaklanma, eleştirel olma, özgürleştirici bir bilgi birikimine hizmet etme, disiplinlerarasılık gibi) paylaşmakla birlikte, teorik ve yöntemsel olarak birbirinden farklı yönleri olan yaklaşımlar ortaya koymuşlardır. Yine de bu yaklaşımların tümü, çoğu zaman birbirlerinden beslenmekte ve çeşitli teorik ve yöntemsel benzerlikler ihtiva etmektedirler.Critical discourse analysis is an interdisciplinary field which includes various approaches of critical analysis of discourse. While its roots are based on the studies of Critical Linguistics in the late 1970s, it has started to be seen as a 'different and radical theory of the language' with the 1990s. Critical discourse analysis conceptualizes language as a social practice, focuses on the relations between language and power, and examines how social injustice, discrimination, power and hegemony are constructed and justificated in the usage of language. In this paper, the approaches of Norman Fairclough, Teun A. Van Dijk, Ruth Wodak, Ron Scollon and Siegfried Jager are discussed as the main approaches of critical discourse analysis. Various theorists on critical discourse analysis have shared the basic principles of ESA (focusing on social problems, being critical, serving an emancipatory knowledge, interdisciplinary, etc.), but have introduced theoretically and methodologically different approaches. Nevertheless, all of these approaches often feed on each other and contain various theoretical and methodological similarities.Publisher's Versio

    “Long-term and safe partner relationship” as a happiness discourse of middle aged gay men

    Get PDF
    Türkiye’de bugüne kadar geylerin mutluluklarını üzerine inşa ettikleri söylemlere veya söylemsel kaynaklara dair bir çalışma yapılmamıştır. Özkan’ın (2019) yüksek lisans tezi kapsamında gerçekleştirdiği araştırma sonucunda İstanbul’da yaşayan orta yetişkinlik dönemindeki geylerin mutluluğa dair konuşmalarına kaynaklık eden 7 açıklayıcı repertuar tespit edilmiştir. Bu makalede ise Özkan’ın çalışmasında ulaşılan açıklayıcı repertuarlardan biri olan “Uzun Süreli/Güvenli Partner İlişkisi” repertuarı detaylı bir şekilde analiz edilmektedir. Makaleye temel oluşturan araştırmada, İstanbul’da yaşayan 45-62 yaş arasında, farklı eğitim, gelir ve meslek gruplarından 10 gey ile yarı-yapılandırılmış derinlemesine bireysel görüşmeler yapılmıştır. Ses kayıt cihazıyla kaydedilen görüşmeler yazıya aktarılmış ve metinler söylem analizi yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma kapsamında, hazırlık amacıyla öncelikle bir pilot görüşme gerçekleştirilmiştir ve görüşmede “öznel iyi oluş” kavramının psikoloji alanı profesyoneli olmayan kişilere uzak gelmesi nedeniyle soru formunda bu kavram, “mutluluk” ve “yaşam doyumu” ile ikame edilmiştir. Görüşmelerde öznel iyi oluşun parametreleri olan ilişkiler, kişilik yapısı, inanç, eğitim seviyesi, gelir düzeyi ve sağlığın mutlu ve doyumlu yaşama sahip hissetmeleriyle ilişkisi sorulmuştur. Katılımcıların öznel olarak kendilerini iyi ve mutlu olarak tanımlamalarında bir yandan uzun süreli/güvenli bir partner ilişkisinin varlığını öne çıkardıkları, diğer yandan gerek yaşlandıkça beğenilmeyecek olmaları gerekse gey camiada güvenli/uzun süreli ilişkilerin pek mümkün olmaması itibariyle de ilişki olasılıklarını düşük gördükleri tespit edilmiştir. Gey camiada geçmişe göre sadakatin azaldığı ve hatta artık olmadığına dair sıkça ifade edilen görüş, güvenli bir ilişki yaşamanın önünde duran ve kabullenilmiş bir “gerçeklik” olarak inşa edilmiştir. Görüşülen katılımcılar, sadakatin artık olmadığını ifade ettikleri gey cemaatten bireyler olarak hem bundan şikâyet edip bunun karşısında kendilerini edilgen konumluyor hem de bunu normal kabul ediyor görünmektedirler.So far, there has been no study of the discourses that gay people build on their happiness in Turkey. As a result of the Özkan’s (2019) research as her master theis, 7 interpretative repertoires have been identified that refer to the conversations of gays in middle adulthood living in Istanbul about happiness. In this article, the repertoire of “long term/secure partner relationship”, which is one of the explanatory repertoires reached in Özkan's work, is analyzed in detail. Within the scope of the research, which formed the basis for the article, semi-structured in-depth individual interviews were conducted with 10 gays from different education, income and professional groups between the ages of 45 and 62 living in Istanbul. The interviews recorded with the voice recorder were transcribed into writing and the texts were examined by the method of discourse analysis. In interviews, relationships, personality structure, belief, education level, income level and health were asked about their relationship with the feeling of having a happy and satisfied life. It was determined that the participants of the study subjectively considered themselves to be good and happy, on the one hand, suggesting the existence of a long-term/safe partner relationship, on the other hand, they would not be liked as they got older, and they considered their relationship probability low due to the fact that safe/long-term relationships. In gay community, the often expressed view that loyalty has diminished and even no longer exists is constructed as an accepted “reality” that stands in the way of having a safe relationship. The interviewees, as individuals from the gay community where they express no more loyalty, both complain about it and position themselves passive in the face of it and seem to accept it as normal.Publisher's Versio

    The discourses of individuals from different sexual orientations on romantic love

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de yaşayan farklı cinsel yönelimlerden bireylerin “romantik aşka” dair açıklamalarını hangi söylemsel kaynaklara dayandırdıklarını incelemektir. Çalışmanın katılımcılarını 21-43 yaş arası, farklı cinsel yönelimlerden 15 kişi oluşturmaktadır. Her bir katılımcıyla bireysel olarak gerçekleştirilen görüşmeler, katılımcıların onayı dahilinde ses kaydedilmiş ve ardından birebir şekilde yazıya geçirilmiştir. Görüşme metinleri, Wetherell ve Potter (1988) tarafından geliştirilen “açıklayıcı repertuarlar” yaklaşımı çerçevesinde analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, katılımcıların romantik aşka dair açıklamalarına kaynaklık eden yedi farklı açıklayıcı repertuara ulaşılmıştır: Sevgiden farklı olarak aşk, ilk aşk, stratejiye dayanan aşk, bilinmezlikten beslenen aşk, işlevselliği etkileyen aşk, ihtiyaç olarak aşk ve heteroseksüel olmayan aşk. Bulgulara genel olarak bakıldığında, romantik aşkın farklı alanlarda ve farklı söylemsel bağlamlarda yansımaları olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, romantik aşk, egemen kültürün ataerkil düzeni içinde, toplumsal cinsiyet normlarının, heteronormatif söylemlerin ve popüler kültürün şekillendirdiği aşk temsilleriyle ve öznel deneyimlerle yoğrulurken tek bir düzlemde onu tanımlamaya çalışmak mümkün görünmemektedir.The aim of this study is to examine how individuals from different sexual orientations living in Turkey construct the meaning of “romantic love” and on which discursive resources they base their explanations. The participants of the study consist of 15 individuals from different sexual orientations between the ages of 21-43. The interviews were conducted individually, recorded with the approval of the participants, and then transcribed. Interview texts were analyzed within the framework of the “interpretative repertoires” approach developed by Wetherell and Potter (1988). As a result of the analysis, seven interpretative repertoires are obtained; ‘love as opposed affection’, ‘first love’, ‘love based on strategy’, ‘love fed by obscurity’, ‘love affecting functionality’, ‘love as need’ and ‘non-heterosexual love’. When the findings are examined, it is observed that romantic love has reflections in different fields and different discursive contexts. As a result, while romantic love, in the patriarchal order of dominant culture, is molded by the love representations and subjective experiences shaped by gender norms, heteronormative discourses and popular culture, it does not seem to be possible to define it in a single way.Publisher's Versio

    Discourses of students studying in a private university on being a “Private University Student”

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin “vakıf üniversitesi öğrencisi” olmaya dair açıklamalarının incelenmesidir. Bu amaçla, vakıf üniversitelerinde okumakta olan öğrencilerle derinlemesine görüşmeler yapılmış ve öğrencilerin açıklamalarına kaynaklık eden söylemlere bakılmıştır. Çalışma kapsamında; çoğunluğu 20’li yaşlarda olmakla birlikte, 18-45 yaş aralığında 19 vakıf üniversitesi öğrencisi ile görüşülmüştür; 12 öğrenci ile bireysel görüşme yapılmış, diğerleriyle de 2 ayrı odak grup görüşmesi yapılmıştır. Görüşmeler yarı-yapılandırılmış tarzda yürütülmüş ve ses kayıt cihazı ile kaydedilmiştir. Kaydedilen görüşmeler, söylem analizi tekniği ile analiz edilmek üzere yazıya dökülmüştür. Görüşmelerin analizi sonucunda; katılımcıların açıklamalarının “vakıf üniversitesine dair söylemler” ve “vakıf üniversitesi öğrencisi olmaya dair söylemler” şeklinde iki başlık altında toplandığı görülmüştür. Vakıf üniversitesine dair söylemler başlığı altında iki temaya ulaşılmıştır; “eğitim kalitesi” ve “erişim kolaylığı”. Benzer şekilde, vakıf üniversitesi öğrencisi olmaya dair söylemler başlığı altında da iki farklı temaya ulaşılmıştır; “başarısız/yetersiz öğrenci” ve “ayrıcalıklı/zengin öğrenci”. Ayrıca katılımcıların açıklamalarında “kendini olumsuzlamaya karşı kendini eşitleme” şeklinde bir ideolojik ikilemin söz konusu olduğu görülmüştür. Analiz sonuçları bir bütün olarak ele alındığında, “vakıf üniversitesi”nin ve “vakıf üniversitesi öğrencisi”nin öncelikle olumsuz bir şekilde anlamlandırıldığı görülmektedir. Her ne kadar vakıf üniversitelerinin bazı açılardan olumlu yönleri veya avantajları olduğu söylense de özellikle “eğitimin kalitesi” ve “akademisyenlerin niteliği” bakımından devlet üniversitelerine kıyasla daha olumsuz değerlendirildiği; bununla bağlantılı şekilde vakıf üniversitesi öğrencisinin de devlet üniversitesi öğrencisine göre daha “başarısız/yetersiz” olarak konumlandırıldığı söylenebilir.The aim of this study is to examine the explanations of students studying in a private (foundation) university on being a “private university student”. Within this scope, in-depth individual and focus group interviews were conducted with 19 students from different private universities so as to find out the discursive resources of their explanations. Interviews were recorded and then transcribed. Interview texts were analyzed through discourse analysis. As a result of the analysis, the explanations of the participants were separated into two main categories; “discourses on the private university” and “discourses on being a private university student”. Within the first category, two themes were obtained; “the quality of education” and “accessibility”. Within the second category, two themes were obtained; “unsuccessful/insufficient student” and “privileged/wealthy student”. Additionally, a typical ideological dilemma was seen in the explanations of the participants; “self-negation versus self-equalization”. The results of the study manifest that the participants explain “the private university” and “being a private university student” within a negative framework. Even though some advantages of private universities were mentioned, they were mostly described more negatively than public universities with regard to “the quality of education and academicians”. Relatedly, private university students were described as “unsuccessful/insufficient students” in comparison with public university students.Publisher's Versio

    Eşcinselliğe, Biseksüelliğe ve Transseksüelliğe İlişkin Tanımlamaların Homofobi ve LGBT Bireylerle Tanışıklık Düzeyi ile İlişkisi

    No full text
    Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin eşcinselliğe, biseksüelliğe ve transseksüelliğe ilişkin tanımlamalarının homofobi düzeyi ve lgbt bireylerle tanışıklık düzeyiyle olan ilişkisine bakılmıştır. Araştırma kapsamında,325 kişiye, eşcinselliği, biseksüelliği ve transseksüelliği nasıl tanımladıklarına dair açık uçlu sorular sorulmuş; eşcinsel, biseksüel ve transseksüellerle tanışıklık düzeylerine dair bilgiler alınmış ve homofobi düzeylerini ölçmek üzere Hudson ve Ricketts Homofobi Ölçeği verilmiştir. Katılımcılar, Ankara ve İstanbul'da yaşayan üniversite öğrencileri ve mezunları arasından, yaşları 17 ile 35 arasında olan, 140 erkek ve 185 kadından oluşmaktadır. Araştırmanın amacı doğrultusunda, açık uçlu sorulara verilen cevapların içerikleri katılımcıların homofobi puanları ve lgbt bireylerle tanışıklık düzeyleri açısından değerlendirilmiştir. Sonuçlar, katılımcıların yaptıkları tanımlamaların homofobive tanışıklık düzeylerinden etkilendiğini; yüksek homofobi ve düşük tanışıklık düzeylerinin daha olumsuz tanımlamalarla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur

    Romantik Aşka Dair Söylemler

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de yaşayan farklı cinsel yönelimlerden bireylerin “romantik aşka” dair açıklamalarını hangi söylemsel kaynaklara dayandırdıklarını incelemektir. Çalışmanın katılımcılarını 21-43 yaş arası, farklı cinsel yönelimlerden 15 kişi oluşturmaktadır. Her bir katılımcıyla bireysel olarak gerçekleştirilen görüşmeler, katılımcıların onayı dahilinde ses kaydedilmiş ve ardından birebir şekilde yazıya geçirilmiştir. Görüşme metinleri, Wetherell ve Potter (1988) tarafından geliştirilen “açıklayıcı repertuarlar” yaklaşımı çerçevesinde analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, katılımcıların romantik aşka dair açıklamalarına kaynaklık eden yedi farklı açıklayıcı repertuara ulaşılmıştır: Sevgiden farklı olarak aşk, ilk aşk, stratejiye dayanan aşk, bilinmezlikten beslenen aşk, işlevselliği etkileyen aşk, ihtiyaç olarak aşk ve heteroseksüel olmayan aşk. Bulgulara genel olarak bakıldığında, romantik aşkın farklı alanlarda ve farklı söylemsel bağlamlarda yansımaları olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, romantik aşk, egemen kültürün ataerkil düzeni içinde, toplumsal cinsiyet normlarının, heteronormatif söylemlerin ve popüler kültürün şekillendirdiği aşk temsilleriyle ve öznel deneyimlerle yoğrulurken tek bir düzlemde onu tanımlamaya çalışmak mümkün görünmemektedir.The aim of this study is to examine how individuals from different sexual orientations living in Turkey construct the meaning of “romantic love” and on which discursive resources they base their explanations. The participants of the study consist of 15 individuals from different sexual orientations between the ages of 21-43. The interviews were conducted individually, recorded with the approval of the participants, and then transcribed. Interview texts were analyzed within the framework of the “interpretative repertoires” approach developed by Wetherell and Potter (1988). As a result of the analysis, seven interpretative repertoires are obtained; ‘love as opposed affection’, ‘first love’, ‘love based on strategy’, ‘love fed by obscurity’, ‘love affecting functionality’, ‘love as need’ and ‘non-heterosexual love’. When the findings are examined, it is observed that romantic love has reflections in different fields and different discursive contexts. As a result, while romantic love, in the patriarchal order of dominant culture, is molded by the love representations and subjective experiences shaped by gender norms, heteronormative discourses and popular culture, it does not seem to be possible to define it in a single way.Publisher's Versio

    Toplum ve Psikoloji İlişkisini Kürt Meselesi Üzerinden Okumak (preprint)

    No full text
    Bayad A, Şen E, Alparslan K, Eser Ü. Toplum ve Psikoloji İlişkisini Kürt Meselesi Üzerinden Okumak (preprint). In: Şah U, Gürel Kayaoğlu A, Gürsel B, Eroğlu D, Sandıkçı E, eds. Eleştirel Psikoloji Yaklaşımlar, Gündemler, Tartışmalar. Araştırma-İnceleme Dizisi. Vol 541. İletişim; 2022: 311-335
    corecore