32 research outputs found

    ÜRETİM SEKTÖRÜNDEKİ İŞLETMELERİN ÖRGÜT İÇİ STRES KAYNAKLARI VE MOBİLYACILIK SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA

    Get PDF
    Stres kişinin etkinliğini ve verimliliğini olumsuz yönde etkileyen bir kavram olarak ortaya çıkmakta; kişi ile çevresinin etkileşimini içeren, tutum ve davranışlarına yön veren güç, yada organizmanın bazıuyarıcılara beden ve zihinsel sağlığının tehdit edilmesi ile ortaya çıkan bir durum olarak tanımlanmaktadır. İnsanlarısosyal yada işyaşamında sebebi ne olursa olsun olmakta, olumlu veya olumsuz etkilerini yaşamaktadır. Stresin yalnızca olumsuz ve başarıyıazaltan etkisinin yanında, olumlu yönleri olduğunu kabul eden çalışmalarında yer aldığıbilinmektedir. Fazla stres ile karşıkarşıya kalan kişinin verimliliği düşebileceği gibi az strese sahip kişinin de verimliliği olumsuz yönde etkilenecektir. Buna karşılık üretim verimliliğini artıran ve çalışanların sağlığınıetkilemeyen stres olumlu olarak kabul edilmektedir. İşhayatında stres daha çok çalışanların verimliliği üzerine yoğunlaşmaktadır. Kişi için önemli olan optimum stres düzeyini yakalamak ve bundan olumlu yönde yararlanmaktır

    İşletmelerin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kampanyalarının Tüketici Bakış Açısıyla Değerlendirilmesi1 Evaluation of The Enterprises’ Social Responsibility Campaigns with Point of View of the Customers

    Get PDF
    Araştırmanın amacı, yerel bazda faaliyet gösteren gıda işletmelerinde alışveriş yapan tüketicilerin, sosyal sorumluluk kampanyalarına yönelik desteklerini, olumsuz düşüncelerini ve olumlu düşüncelerini, demografik özellikleri bakımından incelemek ve değerlendirmektir. Böylece işletmelerin uyguladığı kurumsal sosyal sorumluk kampanyalarının, tüketiciler tarafından nasıl değerlendirildiğini inceleyerek konunun önemi aydınlatılmakta ve işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk bilincine sahip olmalarına yardımcı olmak için öneriler sunulmaktadır. Araştırmada, öncelikle, konuyla ilgili kavramları açıklamak üzere literatür taraması yapılmıştır. Daha sonra, kalitatif araştırma yöntemlerinden birincil veri taraması yapılarak kurumsal sosyal sorumluluk kampanyalarına yönelik tüketici düşüncelerinin nasıl şekillendiği ortaya konulmaktadır. Araştırma örneklemini Kırşehir ilinde yerel bazda faaliyet gösteren gıda işletmelerinde alışveriş yapan 430 tüketici oluşturmaktadır. Çalışmanın sonunda, yerel düzeyde faaliyet gösteren gıda işletmelerine ait kurumsal sosyal sorumluluk kampanyalarının tüketicileri nasıl etkilediği ortaya konularak, işletmelerin sosyal sorumluluk kampanyalarının desteklenmesinin gerekliliği ile ilgili tespitler yapılmakta ve tüketicilere yönelik benimsenecek kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının etkin bir biçimde seçilebilmesi için çeşitli öneriler sunulmaktadır. The aim of this study is to examine and evaluate the support, negative thoughts and positive thoughts of consumers who shop in local food companies, for social responsibility campaigns with regard to their demographic characteristics. Thus, the significance of the subject is enlightened by examining how corporate social responsibility campaigns applied by companies are assessed by consumers and suggestions are provided to help companies to have a sense of corporate social responsibility. In the study, at first, a literature search is carried out to explain concepts related to the subject. Then, primary data are searched through qualitative research methods to indicate how consumer thoughts are shaped for corporate social responsibility campaigns. The sample of the study consists of 430 consumers who shop in the food companies operating locally in Kırşehir province. At the end of the study, it is revealed how corporate social responsibility campaigns of local food companies affect consumers, and determinations are made about the necessity of supporting social responsibility campaigns of companies. In addition to this, various proposals are presented in order to effectively select corporate social responsibility practices to be adopted for consumers

    Stratejik Pazarlama Performansını Belirlemeye Yönelik Bir Model Önerisi

    Get PDF
    Küreselleşme ile birlikte teknolojide yaşanan gelişmeler, rekabetin yoğunlaşması, insan ihtiyaçlarının artması ve çeşitlenmesi pazarlama faaliyetlerinde pek çok gelişmeye neden olurken, pazarlamanın kontrolünü de zorunlu hale getirmiştir. Pazarlama kontrolü için performans ölçütlerinin seçimi son derece önemlidir. Bu nedenle pazarlama yöneticileri faaliyet gösterilen sektör ve işletme türüne göre doğru performans ölçütlerini belirlemeye çalışırlar. Bazı ölçütler sektöre ve işletmeye uymamasına rağmen sadece kantitatif verilere dayanması gibi sebeplerle yine de tercih edilmektedir. Ancak ölçüt seçiminde gerçekçi davranmak gerekir. Kolay ölçülmesinden dolayı sadece kantitatif verilerden yararlanmak geleceğe yönelik doğru bir bilgi sunmayabilir. Bu nedenle pazarlama performansının belirlenmesinde kantitatif ve kalitatif verilerin birlikte değerlendirildiği bir yaklaşım izlemek daha uygun olabilir. Bu çalışmada pazarlama performansının belirlenmesi için hem finansal hem de finansal olmayan ölçütlerin bir arada yer aldığı hiyerarşik bir model önerilmiştir. Çalışmada kullanılan pazarlama performans ölçütleri literatür taraması ve konuyla ilgili bilimsel çalışmalara sahip olan akademisyenlerin görüşleri sonucunda şekillenmiştir. Bununla birlikte, çalışmaya konu olan işletmenin pazarlama performansını ölçerken baz aldığı pazarlama stratejileri öğrenilmiştir. Değerlendirme, pazarlama yöneticisinin bu stratejiler doğrultusunda performans ölçütlerine verdiği puanlama ile gerçekleşmiştir. Performans ölçütlerinin ağırlığı Analitik Hiyerarşi Prosesi yöntemi ile hesaplanmış ve hiyerarşik model oluşturulmuştur. Çalışmanın son aşamasında ise işletmenin pazarlama performans ölçütlerinin mevcut durumu hakkında genel değerlendirme yapılmıştır

    Şikâyet Yönetim Süreci Sonrası Memnuniyeti Etkileyen Faktörler Üzerine Uygulamalı Bir Araştırma

    Get PDF
    Müşteri beklentilerinin karşılanmamasısonucu oluşan tatminsizliğin ifade edilmesi olarak tanımlanan müşteri şikâyetlerinin özenle ele alınıp çözülmesi, pazarlama biliminde müşteri memnuniyetinin sağlanmasıve müşterilerin elde tutulmasında önemli bir yöntem olarak görülmektedir. Bu çalışmanın ana hedefi; işletmelerin müşteri şikâyetlerini ele alışıve çözme süreci sonrasında müşteride meydana gelen memnuniyeti etkileyen faktörlerin tespit edilmesidir. Ayrıca şikâyet yönetim süreci sonunda müşteride oluşan memnuniyet durumu ile tekrar satın alma ve olumsuz ağızdan ağıza iletişim davranışıarasındaki ilişkileri aydınlatmak amaçlanmaktadır. Bu kapsamda yüz yüze anket yöntemi ile toplanan veriler SPSS paket programıile analiz edilmişve bulgular yorumlanmıştır. Araştırma çerçevesinde; “Şikayet Süreci Memnuniyeti”, “Olumsuz Ağızdan Ağıza İletişim”, “Tekrar Satın Alma Eğilimi”, “Kurum güvenirliği”, “A Tipi Kişiliğe Sahip Olma Düzeyi”, “Algılanan Sonuca Yönelik Adalet”, “Algılanan Prosedüre Yönelik Adalet”, “Algılanan Etkileşime Yönelik Adalet” olarak belirlenen değişkenler arasındaki ilişkiler korelasyon analizi ile incelenmişve sonuçlar yorumlanmıştır. Bu çerçevede algılanan kurum güvenilirliği, A tipi kişiliğe sahip olma düzeyi, algılanan etkileşime yönelik adalet, prosedüre yönelik adalet ve sonuca yönelik adalet ile şikâyet sürecinden duyulan memnuniyet arasında olumlu ilişkiler tespit edilmiştir. Bunların yanında şikâyet süreci sonrasıoluşan memnuniyet düzeyi ile tekrar satın alma eğilimi ve olumsuz ağızdan ağza iletişim davranışlarıarasında anlamlıilişkiler tespit edilmiştir

    A Research On The Determination Of The Need Of Personnel According To The Globalization In The Businesses: Sample Of Kirikkale

    Get PDF
    Küreselleşme, teknolojik gelişim, artan rekabet ve iş gücü piyasasındaki değişim aynı zaman da insan kaynakları yönetiminin, işletmeler içerisindeki rolünü de etkilemiştir. İşletmeler bu değişimlere ayak uydurabilmek için personel ihtiyacını da tekrar gözden geçirmek zorunda kalmaktadır. Bu çalışmada temel amaç Kırıkkale İlinde yer alan çok az sayıdaki büyük ölçekli işletme ve küçük ölçekli işletmeler için personel ihtiyaç durumunu küreselleşme etkisi ile incelemektir. Bu amaçla bir bilgi formu Kırıkkale İlinde faaliyet gösteren 150 işletmeye yüz yüze görüşme yapıldı. Elde edilen verilere t-testi ve varyans analizi yapılmıştır. Böylece işletmelerin küreselleşme ve teknolojik değişimlere göre personel ihtiyaç durumundaki değişimin durumu ortaya konulmaya çalışıldı. Bu kapsamda işletmelerin İldeki personel ihtiyacının karşılanması yönünde yerel dinamiklerden Kırıkkale Üniversitesi ve diğer meslek liseleri, mesleki eğitim kurumlarına açılacak bölümler, mezun edilecek öğrencilerin özelliklerinin piyasaya uygunluğu gibi birçok konuda planlama yapılması ile mevcut sorunlar tespit edilerek, sorunlara çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.Globalization, technological development, increasing competition and the change in the labor market also affected the human resources management's role in the businesses. Businesses have to revise their personnel needs to keep up them. The main aim of this study is to examine the need of personnel for the a few number of large-scale enterprises and small-scale businesses in Kırıkkale with the effect of globalization. For this purpose, an information form was applied to 150 enterprises in Kırıkkale by face-to-face interviews. In the analysis of the data obtained, t-test and variance analysis were performed. In this context, in order to meet the needs of the personnel in the province, the local dynamics in Kırıkkale University and other vocational high schools, the departments to be opened to the vocational education institutions, and the current problems are determined. Solutions were tried to be introduced

    Paternalist Liderlik Davranışının Örgütsel Özdeşleşme Üzerindeki Etkisinde Çalışanların İşe Tutkunluk Düzeylerinin Aracılık Rolü12 The Mediating Role of Employee’s Work Engagement in the Effect on Organizational Identification of Paternalistic Leadership Behaviour

    Get PDF
    Bu çalışmada, algılanan paternalist liderlik davranışının yardımsever, ahlâki ve otoriter liderlik alt boyutları ile çalışanların örgütsel özdeşleşme düzeyleri arasındaki etki ve bu etkide çalışanların işe tutkunluk düzeylerinin aracılık rolü incelenmektedir. Bu kapsamda; öncelikle paternalist liderlik, örgütsel özdeşleşme ve işe tutkunluk konusunda oluşturulan kavramsal çerçeve sunulmaktadır. Ardından, araştırma kapsamında gerçekleştirilen anket uygulamasına ilişkin bulgu ve sonuçlara yer verilmektedir. Araştırmanın örneklemi, yüz yüze anket yöntemi ile ulaşılan, Kırşehir ilinde faaliyet gösteren kamu kurumları ve özel sektör kuruluşları bünyesinde çalışan toplam 1032 çalışandan oluşmaktadır. Anket formunda likert tipi ölçek kullanılmış, araştırma modeli olarak ise yapısal eşitlik modeli (YEM) tercih edilmiştir. Verilerin analizi için SPSS 22.0 paket programı ve AMOS 24 YEM programı birlikte kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgu sonuçlarına göre, paternalist liderliğin otoriter liderlik alt boyutunun örgütsel özdeşleşme üzerinde anlamlı bir etkisinin bulunmadığı ve dolayısıyla işe tutkunluğun aracılık rolünün incelenemeyeceği, bunun yanı sıra paternalist liderliğin yardımsever liderlik alt boyutunun örgütsel özdeşleşme üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkisinin bulunduğu, işe tutkunluğun bu etkide tam aracılık rolünün olduğu, aynı zamanda paternalist liderliğin ahlaki liderlik alt boyutunun da örgütsel özdeşleşme üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkisinin bulunduğu, fakat işe tutkunluğun bu etkide kısmi aracılık rolünün olduğu tespit edilmiştir. This study examines the influence of perceived paternalist leadership behavior on the level of organizational identification of employees with benevolent, ethical and authoritarian leadership subdivisions, and in this effect the mediator role of employees' levels of work engagement. In this scope; the conceptual framework established primarily for paternalist leadership, organizational identification and work engagement is presented. Then, findings and conclusions related to the survey implemented within the scope of the research are included. The sample of the study consists of a total of 1032 employees working in the public sector and private sector organizations operating in the province of Kırşehir, which is reached through the face-to-face survey method. Likert type scale was used in the questionnaire form and structural equality model (SEM) was chosen as the research model. For the analysis of the data, the SPSS 22.0 package program and AMOS 24 SEM program were used together. The findings of the research show that the paternalist leadership’s authoritarian leadership subdimension does not have a meaningful effect on the organizational identification and therefore the role of mediation of work engagement can not be examined as well as that the paternalist leadership’s the benevolent leadership subdimension has a positive and meaningful effect on the organizational identification and the work engagement has a fully mediator role in this effect. It is also found that the moral leadership subdimension of the paternalist leadership has a positive and meaningful effect on organizational identification, but that work engagement has partly mediator role in this effect

    Career planning in private sector and public administration

    No full text
    Kariyer kavramı; bir mesleği, kişinin hayat boyu gerçekleştirdiği faaliyetleri, kişinin girdiği meslekte kademeli olarak ilerlemesine ya da hayattaki başarı derecesine veya toplum tarafından saygın olarak kabul edilen bir statüyü çağrıştırmaktadır. Bu anlayışların çoğaltılması mümkündür. Kariyer, kamu yönetiminde bir meslek olarak veya yüksek dereceli kadro olarak değerlendirilirken, özel sektörde ağırlıklı şekilde mesl ek hayatındaki başarı olarak değerlendirilmektedir. Kariyer farklı teorileriyle özel sektöre yeni girerken Türk Kamu yönetiminde yer alışının Osmanlılara kadar uzandığı görülmektedir. Ancak yeni teorilerle, kamu yönetimi kariyer yaklaşımları arasında çok farklılıklar bulunmaktadır. Özel sektör, kariyerde meydana gelen değişimleri iş hayatına hızlı bir şekilde uyumlaştırmaktadır. Kamu yönetimi, sistemi içerisinde var olan kariyeri uygularken meydana gelen değişimlere çabuk adapte olamamaktadır, özel sektör yapısı gereği başarı ve kar anlayışı üzerine kurulduğundan çalışanları da başarılı olmak zorundadır. Kamu yönetiminde ise, hak anlayışı hâkim olduğundan çalışanlar bu hakkı elde edebilmek için uğraşı vermektedirler. Çalışmanın konusu, özel sektör ve kamu yönetiminde çalışanlar ve yöneticiler için önemli olarak değerlendirdiğimiz ve ülke ekonomisinin kalkınmasında temel rol üstlenen insan kaynaklarının önemini vurgulamaktır. Genel anlamda çalışanların çoğunluğu mesleklerine karar verirken ailelerinin etkisi olmadığını kabul etmektedirler. Ancak bu sonucun sektörel değerlendirmesine bakıldığında kamu yönetimindeki çalışanların kariyer seçiminde ailelerinin etkisi, özel sektörde çalışanlara göre daha fazla olduğu görülmektedirThe concept of career has included a job, activities of individual who realized in all his life, who progressed stage by stage in his job or successful degree in his life or the job which was respected in the community. This understanding way can be increased. Career has been assested a job in the adminîstrave activities of a government, it has been assessed as a success in job life in private sector. It has been seen as for as Ottoman Emprie of t he existence in Turkish Administrative activities of a government. However, a lot of differences between new theories and the ca reer approaches of administratives activities have been found. Private sector has ingrated quickly to work life the changes occurred in career. Administrative activities of a goverment has not adapted to very quikly the changes in career. Because private sector is founded on the basis of success and profit, employes (offıcals, clerks) have to become succesful too. As for administative activities of a government, for deservation understanding is dominant employes have striued to deserve. The subject of the work is to emphasize the importance of the human resources considering important for the employees and managers in the private sector and public administration and play a fundamental role in the development of the country's economy. Generally, the majority of employees agree that their families are not influenced by their profession. However, according to the sectoral evaluation of this resul t, it is seen that the employees of the public administration have more influence in the career selection than the employees in the private sector

    Üretim Sektöründeki İşletmelerin Örgüt İçi Stres Kaynakları ve Mobilyacılık Sektöründe Bir Uygulama

    No full text
    Stres kişinin etkinliğini ve verimliliğini olumsuz yönde etkileyen bir kavram olarak ortaya çıkmakta; kişi ile çevresinin etkileşimini içeren, tutum ve davranışlarına yön veren güç, yada organizmanın bazı uyarıcılara beden ve zihinsel sağlığının tehdit edilmesi ile ortaya çıkan bir durum olarak tanımlanmaktadır. İnsanları sosyal yada iş yaşamında sebebi ne olursa olsun olmakta, olumlu veya olumsuz etkilerini yaşamaktadır. Stresin yalnızca olumsuz ve başarıyı azaltan etkisinin yanında, olumlu yönleri olduğunu kabul eden çalışmalarında yer aldığı bilinmektedir. Fazla stres ile karşı karşıya kalan kişinin verimliliği düşebileceği gibi az strese sahip kişinin de verimliliği olumsuz yönde etkilenecektir. Buna karşılık üretim verimliliğini artıran ve çalışanların sağlığını etkilemeyen stres olumlu olarak kabul edilmektedir. İş hayatında stres daha çok çalışanların verimliliği üzerine yoğunlaşmaktadır. Kişi için önemli olan optimum stres düzeyini yakalamak ve bundan olumlu yönde yararlanmaktır.Stress emerges as a concept which negatively affects the efficiency and the productivity of an individual, as a power determining the attitudes and the behavior of individuals including the interaction between the person and his/her environment, or it is defined as a situation surfacing after an organism is threatened physically or mentally as a reaction to a stimulator. Individuals experience the negative or positive effects of such situations in their social and work lives for some reasons. In addition to the negative and productivity lessening effects of stress, some researchers cited various positive effects of it. While the productivity of a person may drop if he/she is under intense stress, as a matter of fact the productivity of a person may also drop under low stress. On the other hand, a stress level that effects an increase in productivity and that doesn't cause a deterioration of health is generally accepted as a positive one. The studies about stress in work life mostly focus on the productivity of the employees. What is essential for an individual is to establish an optimum level of stress and benefit from it

    The relationship between job satisfaction and occupational choice: An application in the banking sector

    No full text
    Meslek seçimi, bireylerin hem özel yaşamındaki hem de iş hayatındaki mutluluklarını ve doyumlarını etkileyen en önemli kararlardan biridir. Bu çalışmada bankada çalışan bireylerin meslek seçimi ile iş tatmini (iş doyumu) arasındaki ilişkiye korelasyon analizi yardımı ile incelenmeye çalışılmıştır. Sonuçta meslek seçimi boyutlarından saygınlık, güvenlik/istikrar, teknik/fonksiyonellik, girişimcilik ve bağımsızlık ile iş tatmini arasında anlamlı ilişkilere ulaşılmıştır. Diğer taraftan rekabet, özel yaşam ve yönetimsellik ile iş tatmini arasında ilişki olmadığı görülmüştür. Ayrıca cinsiyete göre iş tatmininin farklılık arzedip arzetmediği de çalışma kapsamında incelenmiştir. Buna bağlı olarak cinsiyete göre iş tatmininin farklılık arzettiği ve ayrıca erkeklerin iş tatminlerinin bayanlardan yüksek olduğu gözlemlenmiştir.The occupational choice of individuals is one of the most important decisions that affect happiness and satisfaction of both private and public life of people. In this study, the relationship between occupational choice and job satisfaction of banking workers is tried to be investigated by correlation analysis. In conclusion, significant relationships among dignity, security/stability, technical/functional, entrepreneurship, independence and job satisfaction are reached which are dimensions of occupational choice. On the other hand, there is not seen a meaningful relationship among private life, managerial priorities and job satisfaction. Moreover it is also examined that whether job satisfaction differs according to gender. At a result it is seen that job satisfaction differs in terms of gender and job satisfaction of males is higher than females
    corecore