38 research outputs found

    Metabolik sendromlu hastalarda koroner arter hastalığı İle postprandiyal hipertrigliserideminin ilişkisi

    Get PDF
    Metabolik sendrom (MS) gittikçe büyüyen bir sağlık sorunudur. Trigliserid (TG) yüksekliğinin koroner arter hastalığı (KAH) ile ilişkisi bir çok çalışmada gösterilmiştir. Açlık düzeylerinden çok postprandiyal TG düzeylerinin KAH açısından risk oluşturduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada MS olan hastalarda KAH ile postprandiyal hipertrigliserideminin ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. MS tanısında Erişkin Tedavi Paneli III’ün (ATP III) ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) önerdiği kriterler çalışmaya alınan hastalara ayrı ayrı uygulanarak tanımlar arasındaki farkların çalışma sonuçlarına etkisinin araştırılması da hedeflenmiştir. Bu çalışmaya Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji polikliniğinde değerlendirilen ve koroner anjiyografi yapılmasına karar verilen 122 hasta dahil edildi. Hastalar MS ve KAH varlığına göre 4 gruba ayrıldı. On iki saat açlık sonrası hastalara 891 kkal, % 60 yağ, % 16.8 protein ve % 23.2 karbohidrattan oluşan bir kahvaltı oral lipid yükleme testi olarak verildi. Açlık, 2., 4., 6. ve 8. saat kan örneklerinde trigliserid (TG) düzeylerine bakıldı. Hastaların ortalama yaşı 59.2 ± 10.4 yıl olup %61.5’i erkekti. Hastaların %40.2’sinde ATP III tanımına göre, %49.2’sinde ise IDF tanımına gore MS saptandı, %41.8’inde KAH tesbit edildi. ATP III ve IDF kriterlerine göre değerlendirildiğinde, MS olan hastaların açlık ve oral lipid yüklemesi sonrası 2, 4, 6 ve 8. saatlerde yapılan ölçümlerinde TG düzeylerinin yüksek olduğu görüldü (p<0.05). KAH olan kişilerde TG düzeyleri KAH olmayanlara göre yüksek olmasına rağmen, bu gruplar arası farkı belirleyen bir faktör değildi. Bu veriler MS olan hastalarda postprandiyal TG düzeylerinin daha fazla yükseldiğini ve daha uzun süre yüksek kaldığını göstermektedir. MS olan hastalarda KAH ile postprandiyal hipertrigliseridemi arasında ise anlamlı bir ilişki saptanmamıştır

    Social stratification in the social sharing network: Advertisement texts against to conservative bourgeoisieToplumsal paylaşım ağlarında sosyal tabakalaşma: Muhafazakâr burjuvaziye yönelik reklam metinleri

    Get PDF
    Making themselves felt in various areas from political and economic changes and transformations across the world to the practices of daily life, social networks have started building a virtual culture within the network environment. Today, great social changes are observed and, maybe, one of the most important factors of this change is technology. With the changes caused by the technological development, different perspectives, values and perceptions can create and relay their own contents via social networks. The conservative bourgeoisie which can consequently be evaluated within the scope of transformations, changes and consequently innovations and as a consequence of the social stratification is addressed in terms of its representation on social networks and within the scope of Weber's social stratification theory. While the social stratification on social networks is emphasized in this evaluation, the advertisement texts used on these networks are examined based on the characteristics of the conservative bourgeoisie from a sociological perspective. ÖzetDünya’da siyasi ve ekonomik değişim ve dönüşümlerin yaşanmasından, gündelik hayatın pratiklerine kadar birçok alanda etkisini hissedilir şekilde gösteren toplumsal paylaşım ağları, sanal ortamda sanal bir kültürün de inşasına başlamıştır. Sosyal anlamda büyük değişimlerin yaşandığı günümüzde bu değişimde belki de en önemli etkenlerden biri gelişen teknolojidir. Teknolojik gelişimin getirdiği değişimlerin etkisiyle farklı bakış açıları, değerler, algılar toplumsal paylaşım ağları vasıtasıyla kendi içeriklerini oluşturmakta ve bunu yansıtabilmektedir. Dönüşümler, değişimler ve nihayet yenilikler kapsamında ve sosyal tabakalaşmanın bir neticesi olarak değerlendirilebilecek muhafazakâr burjuvazi, bu çalışmada toplumsal paylaşım ağlarındaki temsili çerçevesinde ve Weber’in sosyal tabakalaşma kuramı kapsamında ele alınacaktır. Bu değerlendirmede toplumsal paylaşım ağlarındaki sosyal tabakalaşma vurgulanırken, özellikle bu ağlarda yer alan reklam metinleri sosyolojik perspektiften muhafazakâr burjuvazi hedef kitlesinin özellikleri dikkate alınarak içerik analizi yöntemiyle incelenecektir

    Does Male Factor Infertility Affect Intracytoplasmic Sperm Injection Pregnancy Results?

    Get PDF
    Objective: Male infertility has conflicting results in assisted reproductive technology (ART). In this study we aimed to investigate whether male factor infertility affect intracytoplasmic sperm injection (ICSI) outcomes and pregnancy results in ICSI cycles. Materials and Methods: A total of 1118 ICSI cycles from January 2007 through November 2014 were analyzed retrospectively:596 patients that were treated for male factor infertility, and 522 patients for tubal or unexplained infertility were included in the study. It was investigated whether sperm count has any effect on fertilization and implantation rates. Also the results of embryo quality and pregnancy were compared with the groups. Results: In both groups there was no difference between the numbers of collected oocytes and mature oocytes. Although there was a higher fertilization rate in the control group, no significant difference was spotted between fertilization failure and embryo developmental arrest in groups (P = 0.07 vs P = 0.4, respectively). Between groups, there were no statistically significant differences according to the clinical pregnancy rate per transfer and live birth rates (P = 0.3 vs P = 0.5, respectively). The risk of preterm birth in the infertile male group was significantly higher (P < 0.007). When the patients whom sperm was obtained with surgery were compared with oligozoospermic patients with ejaculated sperm, no significant difference between the implantation rates and clinical pregnancy rates was found (P = 0.1 vs P = 0.3, respectively). Conclusion: The patients who underwent ICSI due to male factor and tubal-unexplained infertility showed no difference according to fertilization, implantation and clinical pregnancy rates. The good quality of sperm retrieved from surgery indicated positive effects on the clinical results

    Thiols and Their Uses in the Food Industry

    Get PDF
    Yapılan çalışmalar gıdalara farklı amaçlar doğrultusunda eklenen sentetik katkı maddelerinin_x000D_ birçoğunun insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymaktadır. Bu sebeple,_x000D_ araştırmacılar hem sentetik katkı maddelerinin yerini alabilecek hem de çeşitli fonksiyonları ile_x000D_ sağlığı olumlu etkileyecek doğal katkı maddeleri üzerine yoğunlaşmıştır. Biyotiyoller, gıdalarda_x000D_ renk, tat ve aroma üzerinde etkileri bulunan aynı zamanda antioksidan ve koruyucu etkileriyle_x000D_ oksidatif hasarı engelleyerek kanser, Alzheimer, Parkinson, akciğer ve kalp hastalıklarının_x000D_ önlenmesinde çeşitli fonksiyonlara sahip olan bileşiklerdir. Bu derlemede, gıdaların tiyol içerikleri,_x000D_ fonksiyonları ve gıda sektöründe sentetik katkı maddelerinin yerine kullanım olanakları üzerine_x000D_ yapılmış çalışmalar bir araya getirilmiştir. _x000D_ _x000D_Studies have shown that many of the synthetic additives which are added to food for different_x000D_ purposes have negative impacts on human health. For this reason, researchers have focused on_x000D_ natural additives that can replace with synthetic ones and positively affect health through their_x000D_ various functions. Biothiols have effects on color, taste and aroma in foods. In addition, they possess_x000D_ various functions in the prevention of cancer, Alzheimer's, Parkinson's, lung and heart diseases by_x000D_ decreasing oxidative damage with their antioxidant and protective effects. In this review, the studies_x000D_ about thiol contents of food, their functions and the possibilities of using thiols in the food industry_x000D_ instead of synthetic additives have been brought together

    Metabolik sendromlu hastalarda koroner arter hastalığı İle postprandiyal hipertrigliserideminin ilişkisi

    No full text
    Metabolik sendrom (MS) gittikçe büyüyen bir sağlık sorunudur. Trigliserid (TG) yüksekliğinin koroner arter hastalığı (KAH) ile ilişkisi bir çok çalışmada gösterilmiştir. Açlık düzeylerinden çok postprandiyal TG düzeylerinin KAH açısından risk oluşturduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada MS olan hastalarda KAH ile postprandiyal hipertrigliserideminin ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. MS tanısında Erişkin Tedavi Paneli III’ün (ATP III) ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) önerdiği kriterler çalışmaya alınan hastalara ayrı ayrı uygulanarak tanımlar arasındaki farkların çalışma sonuçlarına etkisinin araştırılması da hedeflenmiştir. Bu çalışmaya Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji polikliniğinde değerlendirilen ve koroner anjiyografi yapılmasına karar verilen 122 hasta dahil edildi. Hastalar MS ve KAH varlığına göre 4 gruba ayrıldı. On iki saat açlık sonrası hastalara 891 kkal, % 60 yağ, % 16.8 protein ve % 23.2 karbohidrattan oluşan bir kahvaltı oral lipid yükleme testi olarak verildi. Açlık, 2., 4., 6. ve 8. saat kan örneklerinde trigliserid (TG) düzeylerine bakıldı. Hastaların ortalama yaşı 59.2 ± 10.4 yıl olup %61.5’i erkekti. Hastaların %40.2’sinde ATP III tanımına göre, %49.2’sinde ise IDF tanımına gore MS saptandı, %41.8’inde KAH tesbit edildi. ATP III ve IDF kriterlerine göre değerlendirildiğinde, MS olan hastaların açlık ve oral lipid yüklemesi sonrası 2, 4, 6 ve 8. saatlerde yapılan ölçümlerinde TG düzeylerinin yüksek olduğu görüldü (p<0.05). KAH olan kişilerde TG düzeyleri KAH olmayanlara göre yüksek olmasına rağmen, bu gruplar arası farkı belirleyen bir faktör değildi. Bu veriler MS olan hastalarda postprandiyal TG düzeylerinin daha fazla yükseldiğini ve daha uzun süre yüksek kaldığını göstermektedir. MS olan hastalarda KAH ile postprandiyal hipertrigliseridemi arasında ise anlamlı bir ilişki saptanmamıştır

    FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ/LİSANSÜSTÜ TEZ PROJESİ

    No full text
    SODYUM BORHİDRÜR HİDROJEN GAZI JENERATÖRÜNÜN MODELLENMES

    Background of “Pinned” Images: Lifestyle Advertising in Social Media

    No full text
    The presence of a hidden enforcement is a matter in social media networks, whose contents are made attractive by rich images illustrating the rearrangement of the living spaces belonging to the followers of these networks. Every detail of private life including personal appearance, spaces where time is spent with friends, food is consumed, coffee is drunk, and houses are decorated, is presented through charming images. Inspired by these images, people have started to make their preferences regarding what mobile phone to use, what sports to practice, or what films to watch. The content of social media has begun to draw attention to “lifestyle advertising” and has provided a convenient ground for the advertising industry. Pinterest is a network where images reflecting modern people’s daily habits, including consumption, are pinned in order to serve as sources of inspiration. In this study, the perfect living spaces which have been fictionalised as models in the images shared on Pinterest will be investigated in terms of “lifestyle advertising” and in comparison to real life

    A Leading Volunteering Project in Digital Medium: An Evaluation on the Position of Youth in Turkey’s Needs Map

    No full text
    This research aims to evaluate volunteering within the frame of concepts of conscious societyconscious citizen, which have been frequently encountered in recent years due to various factors. In Turkey, just as in the whole world, the individuals who now are freed from impediments of place and time in digital environment thanks to the technological innovations in particular, have developed new types of communication and interaction, which led to pleasing developments for volunteering on a social level. The Needs Map Project can be considered as an important project that can be evaluated within this scope and spreads volunteering more. The target audience of the project, which connects digital communication technologies with needers and supporters, includes various segments of the society. In this research, it is aimed to thoroughly evaluate the voluntary aid provided by the Needs Map Project to the youth. The youth who are in need, their needs according to the regions they live, the supporters and their characteristics will be analysed with the method of case study. As a result of this study, it was made a general assessment of youth’s position in Turkey’s Needs MapBu çalışmada, son yıllarda farklı etkenlere bağlı olarak sıkça karşılaşılan bilinçli toplum-bilinçli vatandaş kavramları çerçevesinde gönüllülük yaklaşımına ilişkin bir değerlendirme yapılmak istenmiştir. Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de özellikle teknolojik gelişmelere bağlı olarak dijital ortamda zaman ve mekân engelinden kurtulan bireyin, bu yeni ortamlarda geliştirdiği iletişim ve etkileşim, gönüllülük çalışmalarında da toplumsal anlamda memnuniyet verici gelişmeleri beraberinde getirmiştir. İhtiyaç Haritası Projesi de bu kapsamda değerlendirilebilecek, toplumsal anlamda gönüllülüğü geniş bir alana yayan önemli bir proje olarak nitelenebilir. Özellikle dijital iletişim teknolojileriyle farklı ihtiyaç sahiplerini, destekçileri ile buluşturan projenin hedef kitlesi de toplumun farklı kesimlerinden oluşmaktadır. Çalışmada, örnek olay incelemesi yöntemiyle İhtiyaç Haritası Projesi’nin gençlere yönelik gönüllü olarak gerçekleştirdiği yardımların farklı açılardan değerlendirilmesi amaçlanmıştır. İhtiyaç sahibi gençler, ihtiyaç konusu olan başlıklar, bölgelere göre ihtiyaçların özellikleri, destekçiler ve destekçilerin özellikleri konusunda örnek olay yöntemiyle bir inceleme yapılmıştır. Bu inceleme neticesinde Türkiye’nin ihtiyaç haritasında gençlerin konumlarına yönelik genel bir değerlendirme yapılmıştı

    A Descriptive Analysis For Digital Transformation In Higher Education And Digital Literacy Course

    No full text
    In many countries, digitalization, which has begun to show its influence in almost every area of social life over time and brings with it an important transformation, has also led to changes in the field of higher education. Digital Transformation concepts that have been discussed recently in Turkey as well, "National Technology Moves and Digital Turkey" has come into question in the frame. Within the scope of this title, it has been decided to apply all aspects of digital transformation in higher education, theory and practice. In this study, applications for the Digital Transformation Project subject in Higher Education in Turkey starting in November 2018, was wanted to be analyzed with academic perspective. The Digital Transformation Project in Higher Education, which was launched in November 2018 with 8 pilot universities, and other 8 in July 2019, includes the Digital Literacy course, which is applied to the faculty members of these 16 universities and then to the undergraduate students with the 2019-2020 Academic Year Spring Semester. In the study, it was aimed to determine the current situation by using descriptive analysis method. Within the scope of the study, among the results obtained and evaluated regarding the implementation of the "Digital Transformation Project in Higher Education", the relationship of the responsible lecturers with the field, the acquisition and measurement process of the competence required by the course, the sharing of the course content and teaching materials.Pek çok ülkede zamanla toplumsal yaşamın hemen hemen her alanında etkisini göstermeye başlayan ve önemli bir dönüşümü de beraberinde getiren dijitalleşme, yükseköğretim alanında da değişimlerin yaşanmasını sağlamıştır. Türkiye’de de yakın zamanda tartışılmaya başlayan Dijital Dönüşüm kavramı, “Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye” başlığı çerçevesinde gündeme gelmiştir. Bu başlık kapsamında yükseköğretimde dijital dönüşüm tüm yönleriyle, teori ve pratikte uygulanma kararı alınmıştır. Bu çalışmada, Türkiye’de Kasım 2018’de başlayan Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi konusuna yönelik uygulamalar, akademik bakış açısıyla analiz edilmek istenmiştir. Kasım 2018’de 8, Temmuz 2019’da da diğer 8 pilot üniversite ile başlatılan Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi, önce bu 16 üniversitenin öğretim elemanlarına, ardından da 2019- 2020 Akademik Yılı Bahar Dönemi ile birlikte lisans öğrencilerine yönelik olarak uygulanan Dijital Okuryazarlık dersini içermektedir. Çalışmada, betimsel analiz yöntemi kullanılarak, mevcut durumun da tespiti yapılmak istenmiştir. Çalışma kapsamında, “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi”nin uygulanması konusunda ortaya çıkan ve değerlendirilen sonuçlar arasında, dersin sorumlusu öğretim elemanlarının alanla ilişkisi, dersin gerektirdiği yetkinliğin kazanım ve ölçülme süreci, ders içeriğinin ve öğretim materyallerinin paylaşımı gibi maddeler yer almaktadır
    corecore