86 research outputs found

    Kangal köpeklerinde normal intrarenal ve intrahepatik doppler parametrelerinin tespiti

    Get PDF
    Doppler ultrasonography is one of the tools that started to use recently in human and veterinary medicine for this purpose. Currently, there are many studies to investigate methods of earlier diagnosis of prognosis of renal and hepatic diseases. However there is stil no consensus among researchers about the normal values. To our knowledge no systematical research exits revealing the normal values of Kangal breed dogs. Our purpose in this research is to determine the normal renal and hepatic doppler values of Kangal breed. For this purpose, 30 Turkish Kangal dogs and 20 healty dogs from several breeds were included to the study. The mean value of renal resistive index (RI) and pulsative index (PI) were 0,65±0,04 and 1.13±0,05 for Turkish Kangal dogs; 0,64±0,08 and 1.12±0,05 for different breed dogs. For the hepatic RI and PI values 0,65±0,04 and, 1.16±0,03 for Turkish Kangal dogs; 0.63±0,04 and 1.15±0.04 for different breed dogs respectively. The hepatic and renal PI and RI values of Kangal dogs were found to be compatible with other breeds.Doppler ultrasonografi son zamanlarda insan hekimliği ve veteriner hekimlikte bu amaçla kullanılmaya başlanan araçlardan biridir. Halen, böbrek ve karaciğer hastalıklarının prognozunun erken teşhisi yöntemlerini araştıran birçok çalışma vardır. Ancak, araştırmacılar arasında normal değerler hakkında hala bir fikir birliği yoktur. Bildiğimiz kadarıyla Kangal cinsi köpeklerin normal değerlerini ortaya koyan hiçbir sistematik araştırma yapılmamıştır. Bu araştırmadaki amacımız Kangal ırkının normal böbrek ve karaciğer doppler değerlerini belirlemektir. Bu amaçla 30 Türk Kangal köpeği ve çeşitli ırklardan 20 sağlıklı köpek çalışmaya dahil edildi. Türk Kangal köpekleri için renal RI (rezistif indeks) ve PI (pulzatif indeks) ortalama değeri 0,65 ± 0,04 ve 1,13 ± 0,05; farklı cins köpekler için ise 0,64 ± 0,08 ve 1,12 ± 0,05 olarak belirlendi. Karaciğer için RI ve PI değerleri Türk kangal köpeklerinde 0,65±0,04 ve 1.16±0,03 olarak belirlenirken diğer köpeklerde ; 0.63±0,04 ve 1.15±0.04 olarak saptandı. Kangal köpeklerinin hepatik ve renal PI ve RI değerleri diğer ırklarla uyumlu bulundu

    Sütçü sığırlarda Q hummasının seropozitifliği ve eser elementler arasındaki i̇lişkinin araştırılması

    Get PDF
    Query fever (Q fever) which is caused by Coxiella burnetii is a continuing problem as a zoonotic disease in the world. In ruminants, infections are mostly asymptomatic however, abortions and stillbirths may occur during late pregnancy. Trace elements are important for the reproductive performance of ruminants and all have roles in immune function. However, serum trace element levels of Coxiella seropositive infertile and healthy dairy cows have not been investigated yet. The present was aimed to evaluate the trace element status of cattle associated with Coxiella burnetii. For this purpose, 200 dairy cattle with and without clinical problems (infertility, metritis and abortion) were compared. Q fever infection was confirmed with ELISA. Levels of trace elements of samples were analysed utilizing inductively coupled plasma-optical emission spectrophotometer. Serum levels of trace elements of the samples were expressed as μg/mL. In total, 20 of 200 sera were diagnosed to be positive by ELISA. Nine of 20 sera were positive from asymptomatic cattle. Seven of 11 sera were positive from cattle with infertility, while 4 of 11 sera were positive from cattle with abortion. No significant differences were found between trace element levels of ELISA seropositive cattle and asymptomatic seropositive cattle. In conclusion, although statistical analysis of serum trace elements is no significant, our findings clearly show that analysis of trace element levels in cattle may be useful predictors in early treatment and prognosis. Further studies are required to clarify the connection between Coxiella seropositivity, trace elements and clinical symptoms in cattle.Q humması, Coxiella burnetii tarafından oluşturulan ve tüm dünyada devam eden zoonoz bir hastalıktır. Ruminantlarda enfeksiyon genellikle asemptomatik seyretmekte, ancak gebeliğin geç döneminde abort ve ölü doğumlar görülebilmektedir. Eser elementler ruminantlarda üreme performansı ve immün fonksiyon üzerinde önemli rol oynar. Coxiella pozitif olan kısır ve sağlıklı süt ineklerinde serum eser element düzeyleri henüz araştırılmamıştır. Bu çalışmanın amacı; sığırlarda Coxiella burnetii ile ilişkili serum eser element düzeylerinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla klinik olarak hasta olan (infertilite, metritis, abort) ve olmayan süt sığırları karşılaştırıldı. Q ateşi ELISA yöntemiyle teşhis edildi. Eser element seviyelerinin ölçümü, indüktif olarak eşleşmiş plazma-optik emisyon spektrofotometresi kullanılarak gerçekleştirildi. Serum örneklerinden elde edilen sonuçlar μg/mL cinsinden belirtildi. Toplamda 200 örnekten 20 serum ELISA ile pozitif olarak saptandı. Asemptomatik sığırlardan elde edilen 20 serumun 9’u pozitif olarak tespit edildi. Abort yapan sığırlardan elde edilen 11 serumdan 4’ü pozitifken, infertilitesi olan sığırların7’si pozitif olarak belirlendi. ELISA seropozitif ve asemptomatik seropozitif sığırların serum eser element düzeyleri arasında önemli bir farklılık görülmemiştir. Sonuç olarak; serum eser element seviyelerinde istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmamasına rağmen çalışmamızda sığırlarda erken tedavi ve prognozun belirlenmesinde eser element analizlerinin kullanışlı bir yöntem olduğu görüldü. Sığırlarda Coxiella seropozitifliği, eser elementler ve klinik semptomlar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amacıyla daha fazla çalışma yapılması gerektiği düşüncesindeyiz

    Geriatri ve Geriontoloji

    No full text

    The ecophysiology of halophytic Salsola grandis Freitag, Vural & N. Adıgüzel and Anabasis aphylla L.

    No full text
    Çalışmamızda, Chenopodiaceae familyasına ait Salsola grandis Freitag, Vural & N. Adıgüzel ve Anabasis aphylla L.'nın, Ankara Nallıhan bölgesinden toplanan toprak üstü organlarında inorganik iyon (Na+, K+, Ca+2 ve Mg+2) ve organik madde (glikoz ve fruktoz) miktarları ve taksonlara bağlı farklılıklar belirlenerek değişimler incelenmiştir. Hakim tuz tipi örneklerin toplandığı bölgede Sodyum Klorür'dür. Salsola grandis'de yer alan K+, Na+, Ca+2 miktarının Anabasis aphylla'dan daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ancak Mg+2 miktarı incelendiğinde diğer iyonlardan farklı olarak Salsola grandis'de Anabasis aphylla'dan daha az oranda Mg+2 olduğu görülmektedir. Organik madde miktarları olarak fruktoz ve glikoz miktarlarının Salsola grandis'de Anabasis aphylla'dan daha yüksek olduğu görülmektedir. Türlerimiz tuza adaptasyon bakımından incelendiğinde Salsola grandis'in Anabasis aphylla'dan daha yüksek bir adaptasyon yeteneğine sahip olduğu görülmektedir.In our study, we were investigated Salsola grandis Freitag, Vural & N. Adıgüzel and Anabasis aphylla L. Chenopodiaceae family natives of Nallıhan Ankara, investigated in terms of the changes in amounts of inorganic ion (Na+, K+, Ca+2, Mg+2) and amounts of organic matter (glucose and fructose) determined, the differences between taxa were identified and investigated. The dominant salt type of all sations is NaCl. It was determined that the amount of K+, Na+ and Ca+2 in Salsola grandis is higher than Anabasis aphylla. The amount of Mg+2 ions were examined but unlike other ions, Mg+2 in Salsola grandis is observed that to a lesser extent than in Anabasis aphylla. If we look at the amounts of organic matter in the amount of fructose is higher than Salsola grandis than Anabasis aphylla. The amount of glucose is higher than Salsola grandis than Anabasis aphylla seen again. Anabasis aphylla is analyzed in terms of adaptation to salt, Salsola grandis species have seen to be capable of adaptation to a more advanced. Our species analyzed in terms of adaptation to salt, Salsola grandis seems to be capable of adaptation to a more advanced from Anabasis aphylla

    Value of cardiac markers in dogs with chronic mitral Disease

    No full text
    kronik mitral kapak hastalıklı köpeklerde kardiyak hasarın belirlenmesindeserumtroponin I (cTnI), troponin T (cTnT), lactate dehydrogenase (LDH) andCKisoenzimi MB'nin (CK-MB) öneminin belirlenmesi için yapılan bu araştırmada bu parametrelerin önemli oranda yükselmesinin kardiyak hasarın şiddetinin ve hastalığın prognozunun belirlenmesinde kullanışlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır
    corecore