18 research outputs found

    Çevrimiçi Cinsel Taciz Ölçeği’nin Türkçe’ye Uyarlanması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, Çevrimiçi Cinsel Taciz Ölçeği’nin Türkçe’ye uyarlamasını gerçekleştirmek, bu kapsamda geçerlik ve güvenirlik çalışmalarını yapmaktadır. Çalışmanın bir diğer amacı ise üniversite öğrencilerinin çevrimiçi cinsel tacize maruz kalmalarının cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Çalışmaya 340 üniversite öğrencisi (221 kadın, 119 erkek) katılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğini incelemek amacıyla 340 katılımcıdan elde edilen veri seti ile Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) yapılmıştır. Ölçeğin orijinalinde olduğu gibi 12 maddeden oluşan 2 faktörlü (cinsel ilgi ve cinsiyet temelli taciz) yapısı doğrulanmıştır. DFA sonucunda ulaşılan uyum iyiliği değerlerinin kabul edilebilir düzeyde olduğu görülmüştür (χ2/df= 3.77; GFI= .91; SRMR= .045; CFI= .95; NFI= .93; IFI= .95; TLI= .94). Cinsel ilgi ve cinsiyet temelli taciz boyutlarına ve ölçeğin bütününe ilişkin Cronbach alfa değerleri sırasıyla .93, .83, .94 olarak bulunmuştur. Çevrimiçi Cinsel Taciz Ölçeği (ÇCTÖ)’nin Türkçe formunun çevrimiçi cinsel taciz deneyimini ölçmek amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte araştırmada kadın katılımcıların çevrimiçi cinsel taciz puan ortalamalarının hem alt boyutlarda hem de ölçeğin bütününde erkeklere göre anlamlı şekilde yüksek olduğu, istenmeyen cinsel ilgiye ve cinsiyet temelli tacize daha yoğun şekilde maruz kaldıkları belirlenmiştir

    Beliren Yetişkinler için İyilik Hali Ölçeği’nin Geliştirilmesi, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması

    No full text
    Bir işte çalışmaya başlamak, evlenmek ve ebeveyn olmak gibi gelişim görevlerini içeren genç yetişkinlik döneminden farklı olarak beliren yetişkinlik dönemi özellikle sanayi ve bilgi toplumlarında gözlenen karmaşık ekonomik yapı ve eğitim hayatının uzamasıyla birlikte bireyin kendisini özgürce keşfettiği, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerini birbirine bağlayan dönem olarak tanımlanmaktadır (Arnett, 2000; 2007a; 2007b). Bireyin yaşamında farkındalıklarının arttığı ve yaşama dair önemli seçimlerin yapıldığı bu dönemde bireylerin bedensel, ruhsal ve sosyal boyutlarda işlerliğini geliştirmesini amaçlayan iyilik halinin değerlendirilmesinin önemli olduğu düşünülmektedir. Alan yazında yurtdışında geliştirilip Türkçe’ye uyarlanan iyilik halini değerlendirmeye yönelik ölçme araçları olmakla birlikte ve bunların bir kısmının üniversite öğrencileriyle geçerlik güvenirlik çalışmaları yapılmış olmasına rağmen kültüre duyarlı bir ölçme aracının geliştirilmesinin de alan yazına katkı sağlayacağına inanılmaktadır. Bu araştırmanın amacı, beliren yetişkinler için geliştirilen Beliren Yetişkinler için İyilik Hali Ölçeği’nin (BYİHÖ) geçerlik ve güvenirlik çalışmasının yapılmasıdır. Araştırma kapsamında ilk olarak araştırmacılar tarafından 12 maddelik bir madde havuzu oluşturulmuş ve kapsam geçerliği için uzman kanısına sunulmuştur. Uzmanların önerileri doğrultusunda ifadelerde düzeltme yapılmış ancak kapsam geçerlik indeksleri .80’in üzerinde olduğu için ölçekte yer tüm maddeler korunmuştur. BYİHÖ’nün geçerlik ve güvenirlik çalışması için ilk aşamada bir devlet üniversitesinde üç fakültede lisans eğitimine devam eden 343 öğrenciden (226 kadın, 117 erkek) veri toplanmıştır. Katılımcıların yaş aralığı 18- 25 (= 21.25, SS = 1.65) arasında değişmektedir. BYİHÖ’nün yapı geçerliği incelenmeden önce her bir madde için alt üst %27’lik grup ortalamaları bağımsız gruplar t testi ile incelenmiş ve her bir maddenin puan ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. BYİHÖ’nün yapı geçerliğini incelemek için yapılan Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA) sonucunda toplam varyansın %34,83’ünü açıklayan tek faktörlü bir yapı elde edilmiştir. Ölçütbağıntılı geçerlik için BYİHÖ ile Yaşam Doyumu Ölçeği (Köker, 1991) ve İyilik Hali Yıldızı Ölçeği (Korkut Owen, Doğan, Demirbaş Çelik ve Owen, 2016) arasındaki ilişki incelenmiş ve pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Ölçeğin güvenirlik çalışması kapsamında ise Cronbach alfa güvenirlik katsayısı hesaplanmış .81 olarak bulunmuştur. AFA sonucu elde edilen faktör yapısını doğrulamak için 250 lisans öğrencisinden (150 kadın, 100 erkek) daha veri toplanarak Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) yapılmıştır. DFA sonucunda da tek faktörlü yapı doğrulanmıştır. Sonuç olarak BYİHÖ

    Öğretmen adaylarında kariyer arzusunu yordayıcı değişkenler olarak duygusal zeka, özgecilik ve demografik değişkenler  

    No full text
    Kariyer psikolojik danışmanlığı alanında son yıllarda öne çıkan kavramlardan birisi olan kariyer arzusu (career calling), kişisel olarak anlamlı olan ve diğerlerine yardım etme ile ilişkili bir kariyer hedefi olarak tanımlanmaktadır (Praskova, Creed ve Hood, 2015). Yardım meslekleri kategorisinde yer alan öğretmenlik mesleği de özünde adanmışlık ve altruizm gerektirmektedir. Bu araştırmanın amacı öğretmen adaylarında duygusal zekâ ve özgecilik ile cinsiyet ve bölüme isteyerek gelme değişkenlerinin kariyer arzusunu yordama gücünü incelemektedir. Araştırmanın örneklemini bir devlet üniversitesinde eğitim fakültesine devam eden 455 öğrenci (290 kadın, 165 erkek) oluşturmaktadır. Araştırmaya katılanların 17 – 29 yaş aralığında (= 20.78, SS = 1.85) olduğu görülmüştür. Katılımcıların %79,1’i (n = 352) devam ettikleri bölüme isteyerek geldiklerini belirtirken, %20,9’u (n = 93) ise devam ettikleri bölüme istemeden geldiklerini belirtmişlerdir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kariyer Arzusu Ölçeği (Seymenler, Küçü ve Siyez, 2015), Duygusal Zekâ Özelliği Ölçeği (Deniz, Özer ve Işık, 2013), Özgecilik Ölçeği (Tekeş ve Hasta, 2015) ile kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırmanın bağımlı değişkeni kariyer arzusu, bağımsız değişkenleri ise duygusal zekâ özelliği ölçeğinin alt boyutları (iyi oluş, öz kontrol, duygusallık, sosyallik ve toplam duygusal zekâ) ile özgecilik ölçeğinin alt boyutları (bağışçılık ve yardım etme), cinsiyet ve bölümü isteyerek tercih etme değişkenleridir. Araştırmanın amacı doğrultusunda aşamalı regresyon analizi yapılmıştır. Aşamalı regresyon analizi için gerekli varsayımlar (katılımcı sayısı, bağımlı ve bağımsız değişkenlere ilişkin uç değerler, çoklu bağıntı, tek değişkenli ve çok değişkenli normallik ve doğrusallık, eşvaryanslılık) incelenmiş ve uç değer olarak belirlenen 10 katılımcının verisi analizden çıkarılarak analizler yapılmıştır. Aşamalı regresyon analizinde bağımsız değişkenlerin hangi sıra ile analize alınacağına istatistiksel kriterlere göre karar verilmesi gerektiğinden dolayı kariyer arzusu ile bağımsız değişkenler arasındaki ilişki Pearson Korelasyon Analizi ile incelenmiştir. Yapılan analiz sonucunda kariyer arzusu ile iyi oluş alt ölçeği (r = .35, p <.001), bölüme isteyerek gelme (r = .31, p < .001), toplam duygusal zeka (r = .27, p < .001), bağışçılık alt ölçeği (r = .24, p < .001), cinsiyet (r = .24, p < .001), duygusallık alt ölçeği (r = .23, p < .001), yardım etme alt ölçeği (r = .21, p < .001), sosyallik alt ölçeği (r = .17, p < .001) ve özkontrol alt ölçeği (r = .14, p < .01), arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Bağımlı değişkenler korelasyon katsayıları dikkate alınarak regresyon analize alındığında beş değişik regresyon modeli elde edilmiştir. R2 değerleri incelendiğinde kariyer arzusunu en çok açıklayan değişkenin %12’lik varyans açıklama yüzdesi ile duygusal zekâ özelliğinin alt boyutlarından iyi oluş olduğu, bunu sırasıyla %6’lık varyans açıklama yüzdesi ile cinsiyet, %5’lik varyans açıklama yüzdesi ile bölüme isteyerek gelme, %2’lik varyans açıklama yüzdesi ile özgeciliğin alt boyutlarından bağışçılık ve %1’lik varyans açıklama yüzdesi ile duygusal zekâ özelliğinin alt boyutlarından duygusallık olduğu görülmektedir. Tüm değişkenlerin kariyer arzusunu yordama ortak varyansı açıklama yüzdesi %25’tir. Regresyon analizi sonucunda elde edilen sonucun ilgili evrene genellenebilmesi için çapraz geçerlik yönteminin kullanılarak modelin test edilmesi 225 önerilmektedir. Bu çalışmada da elde edilen modelin geçerliğini test etmede Stein eşitliği kullanılarak düzeltilmiş R2 değerleri incelenmiş ve Stein eşitliği sonucu elde edilen değerin (Düzeltilmiş R2 = .23) gözlenen R2 = .25 değerine oldukça yakın olduğu görülmektedir. Bu sonuç, modelin çapraz geçerliğin oldukça iyi olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak bu araştırma, kariyer arzusunu yordamada duygusal zekâ, özgecilik, cinsiyet ve bölüme isteyerek gelmenin rolüne ilişkin alan yazına katkı sağlamakla birlikte bu konuda yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır

    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARI: SİSTEMATİK GÖZDEN GEÇİRME

    No full text
    Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerine yönelik olarak geliştirilen cinsel sağlık eğitimi programları ve bu programların etkililiğini sistematik bir Şekilde gözden geçirilmesidir. Sistematik gözden geçirme için PRISMA rehberi kullanılırken, EBSCO Host, Science Direct, PubMed, Wiley Online Library ve Ulakbim veri tabanlarında tarama gerçekleştirilmiştir. Tarama Türkçe ve İngilizce dillerinde, yedi anahtar sözcük (“cinsel sağlık”, “üreme sağlığı”, “cinsel eğitim”, “cinsel sağlık eğitimi”, “HIV/AIDS”,“AIDS önleme”, “HIV önleme”) ve kombinasyonları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Seçim ve dışlama kriterleri doğrultusunda altı makale bu çalışmaya dahil edilmiştir. Altı çalıma; araştırma modeli ve grupları; oturum sayıları ve süresi; oturum içerikleri; öğrenme çıktıları, kullanılan öğretim teknikleri; programların etkililiği kriterlerine göre incelenmiştir. Araştırma modeli ve araştırma grupları açısından incelendiğinde; ağırlık olarak ön-test son-test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullandığı ve araştırma gruplarına atamanın tesadüfi olarak yapıldığı görülmektedir. Ele alınan araştırmalar oturum sayıları ve süresi açısından incelendiğinden oturum sayılarının 3 ila 10 arasında değiştiği, oturum sürelerinin 90 ila 180 dakika arasında değiştiği belirlenmiştir. Araştırma kapsamında incelenen çalışmaların içeriklerinde yer alan ortak temaların; üreme sistemi, CYBH, HIV/AIDS, kondom kullanımı, korunma yöntemleri, riskli cinsel davranışlardan kaçınma olduğu görülmektedir. Sonuç olarak cinsel sağlık eğitimi ile ilgili üniversite öğrencilerine yönelik psiko-eğitim çalışmalarının arttırılması gerektiği; programların içeriklerinin hazırlanırken pilot uygulama sonrasında asıl uygulamaya geçilmesinin programın etkililiğini arttıracağı düşünülmektedir.In the present study, sexual health education programs and their effectiveness for university students were systematically reviewed. In the present study for a systematic review, PRISMA guideline was used. The literature was reviewed though EBSCO Host, Science Direct, ProQuest Central, Wiley Online Library and Ulakbim data bases and no restriction was applied in terms of publication date. The review was conducted in Turkish and English and seven key words; “sexual health”, “reproduction health”, sexual education”, sexual health education”, “HIV/AIDS” and “Prevention AIDS” were used. 2984 studies were reached. After the elimination based on selection and exclusion criteria, six studies (1 national and 5 international) were chosen for the present study. When the studies were reviewed it was seen that most of the studies were experimental studies conducted as pre-test/ post-test controlled group design and groups were randomly formed. In five of the studies, follow up studies were conducted. It was found that the number of sessions range between 3 to 10 and the duration of the sessions range between 90 to 180 minutes. The themes examined in the programs were reproduction system, sexually transmitted illnesses, HIV/AIDS, condom usage, protection methods and avoiding risky sexual behaviors. As a result, it is believed that the number of programs about sexual health educations for university students should increase, and pilot studies should be conducted prior to actual programs in order to increase the effectiveness of the programs
    corecore