8 research outputs found

    Üniversite Öğrencilerinin Tolerans Düzeylerinin Farklı Değişkenlerle İlişkisi

    Get PDF
    Tolerans bireyler arası ilişkilerde, genel olarak diğerlerini olduğu gibi kabul edebilmeyi, onlara saygı duymayı; inancı, yaşantısı, kimliği veya aidiyeti her ne olursa olsun özgürlük alanına müdahale etmemeyi ifade etmektedir. Kavram bu çerçevesi ile eşitlik, özgürlük gibi liberal değerlere atıf yapan önemli bir tarihsel arka plana sahiptir. Günümüzde farklılıklar konusu, tarihsel sürecin ve sosyolojik dinamiklerin etkisi ile çok daha görünürleşerek sosyal bilimlerin önemli tartışma çerçevelerinden birisi haline gelmiştir. Bu bağlamda tolerans kavramı ve sosyal ilişkilerdeki yeri, bu ilişkilerin niteliği, sınırı ve düzeyi konusunda fikir veren, modern dünyada sosyal etkileşimin potansiyeli ve sorun alanları üzerinde düşünülmesini sağlayan önemli anahtar kavramlardan birisidir. Bu çalışma ise tolerans olgusunun sosyal düzeydeki yerini ampirik olarak görebilmek amacı ile üniversite gençliğinin bireylerarası toleransı ifade eden bazı yargılar konusunda verdikleri cevaplara ilişkin istatistiksel anlamlılık ilişkilerini test etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada konu ile ilgili bazı teorik yaklaşımlar ve ilgili literatüre değinilmiştir. Yurtdışında konu ile ilgili çalışmaların genellikle politik tolerans alanında gerçekleştirildiği görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çoğunlukla toleransın eğitim ile ilişkisi ve kavramsal analizlere değinilmiştir. Bu çalışmada farklı fakülte ve sınıflarda öğrenim gören 452 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen alan araştırmasından elde edilen veriler analiz edilerek bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmada Bireyler Arası Tolerans Ölçeği BATÖ Türkçeye ilk kez uyarlanarak uygulandığı için saha araştırmasından elde edilen veriler yapı geçerliliğini tespit etmek amacı ile doğrulayıcı faktör analizi CFA sonuçları üzerinden değerlendirilmiştir. Ölçeğin orjinalinde tolerans düzeyleri, soğuk, sıcak ve tolerans limiti olmak üzere üç farklı faktöre ayrımlaşmıştır. Üniversite gençliğinin tolerans tutumları, bireyler arası tolerans ölçeğine verilen cevaplar doğrultusunda, aslı ile aynı biçimde ayrımlaşan sıcak, soğuk ve tolerans limitleri faktörleri üzerinden değerlendirilerek bir takım istatistiksel bulgulara ulaşılmıştır. Verilere göre cinsiyet, dindarlık ve eğitim görülen fakülte değişkenleri ile sıcak tolerans arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu çerçevede bireylerarası toleransın ölçüldüğü üniversite öğrencileri örnekleminde, kadınlar ve edebiyat fakültesinde okuyan kişilerin sıcak tolerans düzeyi yüksek iken aynı durumun dindar olmayanlar için de geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır

    DİNDARLIĞIN ÖLÇÜLEBİLİRLİĞİ ÜZERİNE GELİŞTİRİLEN DİNDARLIK ÖLÇEKLERİ / THE RELIGIOSITY SCALES DEVELOPED ON THE MEASURABILTY OF RELIGIOSITY

    No full text
    Din, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren sosyologların dikkatini çekmeye başlamıştır ve bu alanda detaylı çalışmaların ise yirminci yüzyıla denk geldiği görülür. Yapılan çalışmalarda birçok din tanımı olması yansıra dinin evrensel bir tanımının yapılamamış olması, ona bağımlı olarak yapılabilecek bir dindarlık tanımlaması yapmayı da oldukça güç hale getirecektir. Ayrıca, tek tip bir dindarlıktan söz etmenin mümkün olamadığı gibi ampirik yöntemlerle bilgi toplayarak dindarlığı ölçmek de hiç kolay olmamaktadır. Literatürde sadece dindarlığın nasıl ölçüleceği değil, ölçülüp ölçülemeyeceği konusu üzerine bile tartışmalar yapıldığı görülmektedir. 1960’lardan sonra dindarlık çok boyutlu bir fenomen olarak görülmeye başlanmış ve dindarlığı çok boyutlu ölçen ölçekler geliştirilmiştir. Bu yıldan sonra dinin ölçülmesi ile ilgili yapılan çalışmalarda dinin tek boyutlu, homojen bir yapıda olmadığını görülür. Bunlara bağlı olarak bu çalışma kapsamında; dindarlığın ölçülebilirliği tartışmaları ile beraber oluşturulan çok boyutlu dindarlık ölçeklerine yer verilmiştir. Bunu yaparken ülkemizde yapılan dindarlık ölçme çalışmaları da incelenerek dindarlığın farklı boyutlarının kimler tarafından nasıl oluşturulduğu da incelenmiştir. Ayrıca; dindarlık ölçme çalışmalarının zorluğu ile beraber dindarlığın bundan sonra da ölçülmeye devam edeceğini söylemek mümkündür.</p

    Dindarlık, kendini izleme ve siyasal katılım : üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma

    No full text
    First of all, this study deals with the religiosity in terms of intrinsic and extrinsic religiosity; and investigates whether there is a relationship between the self-monitoring and these types. The important point here is that non-religious individuals were studied under this scope, as well. Another building block of the study is the relationship between religiosity and political participation forms. Just as religiosity, political participation was reviewed from a multi-dimensional point of view and conventional, unconventional and post-modern participation were investigated both in terms of non-religious, intrinsic and extrinsic religious individuals. Likewise, the relationship between political participation and self-monitoring was analyzed, as well. The important point for the study here is that no other study of a similar nature has been found neither in the national nor international literature, and that, therefore, the study will contribute to both in this sense. A questionnaire was conducted on 872 university students. Numerous analyses were conducted in this study in order to reveal the relationship among these concepts. As a result of the study, it was found that the intrinsic religiosity is associated with low-self-monitoring while the extrinsic religiosity is associated with high-self-monitoring. In addition, it was determined that self-monitoring is positively influential on the political participation. In parallel to the relationship of the self-monitoring with the religiosity, it was found out that the extrinsic religious perform more participation in every form of political participation than the intrinsic religious. .Ph.D. - Doctoral Progra

    Differentiating Aspect of University Youth's Values: What Does the Relationship Between Values and Religiosity Tell Us Today?

    No full text
    anemonStudies conducted on the valuesof university youth since 1980s in our country mention negative relationshipsbetween the expressions of factors related to religiosity and moral values andthe factors related individualistic, hedonist and material values. One of therecent study has found a positive relationship between the material and moralvalues as opposed to previous studies. This indicates that nowadays youthperceives stimulus values such as pleasure, ambition, image and traditionalvalues such as religiosity in a similar way. In order to understand thedifference, the relationship between values and religiosity is discussed moredeeply in the study by measuring youths intrinsic and extrinsic religiousorientation. This research was conducted with 1194 students studying at SelçukUniversity in 2019 and a positive correlation was found between the sub-scalesof values and religiosity without any difference in orientation. This indicatesus there is a serious change in values of university youth. Üniversite gençliğinin değerleriüzerine ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren yapılan çalışmalar; dindarlığa vemanevi yaşama ilişkin ifadeler ile bireyci, hazcı ve maddi değerlere yönelikifadelerin gruplandığı faktörler arasında negatif yönlü bir ilişkininvarlığından bahsetmektedir. Güncel çalışmalardan biri, üniversite gençliğinde maddive manevi değerler arasında daha öncekilerin aksine pozitif yönlü bir ilişki bulgulamıştır.Bu durum günümüzde gençliğin haz, hırs, imaj gibi uyarıcı değerlerle dindarlığıda içeren geleneksel değerleri benzer biçimde algıladığını işaret etmektedir.Bufarklı anlamak amacıyla bu çalışmada, gençliğin içsel ve dışsal dini yönelimdüzeyleri ölçülerek değerler ve dindarlık arasındaki ilişki daha derinlemesineele alınmıştır. Araştırma Selçuk Üniversitesinde 2019 yılında öğrenim gören 1194kişi ile gerçekleştirilmiş ve değer alt boyutları ile dindarlık arasındayönelim farkı olmaksızın pozitif yönlü bir ilişikli tespit edilmiştir. Bu durumbize üniversite gençliğinin değerlerinde ciddi bir değişim olduğunu göstermektedir.55210

    KADIN DERGİLERİ, TOPLUMSAL CİNSİYET İDEOLOJİSİ VE KADIN KİMLİĞİ

    No full text
    Kadın dergileri, farklı sosyal alt yapılardan gelen kadınları eğlendiren ve bilgilendiren basılı materyallerdir. Bu dergiler, farklılaşan toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın kimliklerini temsil eder. Bu çalışma, kadın kimliğinin ve toplumsal cinsiyet rollerinin, reklam, ünlülere mülakatlar ve diğer sayfalarda nasıl temsil edildiğini göstermeyi amaçlıyor. Bütün kadın dergilerinde, ideal kadın kimliğinin, giysi ve kozmetik reklamları, diyetler, fiziksel egzersiz alternatifleri yoluyla zayıf ve güzel kadın bedenlerine bir vurgu yapılayarak, sunulduğu gözlemlenmiştir. Bu çalışmada, ayrıca, dergilerin, ideal kadın kimliğini, düzenli okurlarının sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklerine göre sundukları da gözlenmiştir. Bu anlamda, Cosmopolitan dergisi ideal kadın kadını, cinsel olarak aktif, bağımsız ve bir kariyeri olan biri olarak betimlerken; Seda dergisi, hem anne olan hem de kısıtlı bir bütçeyle; güzelliğine, beslenmesine ve modaya dikkat eden bir kadını betimliyorWomen’s magazines are printed materials which entertain and inform women from different social backgrounds. They represent differing gender roles and female identity and create and flourish consumer culture for women. This study aims to depict how female identity and gender roles are represented in the advertisements, interviews with famous people and other pages. It is observed that all women’s magazines present an ideal women identity with an emphasis on slim and beautiful women bodies through their advertisements of clothes and cosmetics, diets, physical exercise alternatives etc… In this study, it is also observed that the magazines present the ideal female identity according to their regular customer’s socio-economic, and cultural characteristics. In this sense, while the Cosmopolitan portrays an ideal woman who is sexually active, independent and have a career, Seda Magazine portrays a woman who is a mother but also caries for her beauty, diet and being fashionable with a limited budge

    Üniversite Gençliğinin Değerlerinin Farklılaşan Yönleri: Değerler ve Dindarlık İlişkisi Bugün Bizlere Ne Anlatıyor?

    No full text
    anemonStudies conducted on the valuesof university youth since 1980s in our country mention negative relationshipsbetween the expressions of factors related to religiosity and moral values andthe factors related individualistic, hedonist and material values. One of therecent study has found a positive relationship between the material and moralvalues as opposed to previous studies. This indicates that nowadays youthperceives stimulus values such as pleasure, ambition, image and traditionalvalues such as religiosity in a similar way. In order to understand thedifference, the relationship between values and religiosity is discussed moredeeply in the study by measuring youths intrinsic and extrinsic religiousorientation. This research was conducted with 1194 students studying at SelçukUniversity in 2019 and a positive correlation was found between the sub-scalesof values and religiosity without any difference in orientation. This indicatesus there is a serious change in values of university youth. Üniversite gençliğinin değerleriüzerine ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren yapılan çalışmalar; dindarlığa vemanevi yaşama ilişkin ifadeler ile bireyci, hazcı ve maddi değerlere yönelikifadelerin gruplandığı faktörler arasında negatif yönlü bir ilişkininvarlığından bahsetmektedir. Güncel çalışmalardan biri, üniversite gençliğinde maddive manevi değerler arasında daha öncekilerin aksine pozitif yönlü bir ilişki bulgulamıştır.Bu durum günümüzde gençliğin haz, hırs, imaj gibi uyarıcı değerlerle dindarlığıda içeren geleneksel değerleri benzer biçimde algıladığını işaret etmektedir.Bufarklı anlamak amacıyla bu çalışmada, gençliğin içsel ve dışsal dini yönelimdüzeyleri ölçülerek değerler ve dindarlık arasındaki ilişki daha derinlemesineele alınmıştır. Araştırma Selçuk Üniversitesinde 2019 yılında öğrenim gören 1194kişi ile gerçekleştirilmiş ve değer alt boyutları ile dindarlık arasındayönelim farkı olmaksızın pozitif yönlü bir ilişikli tespit edilmiştir. Bu durumbize üniversite gençliğinin değerlerinde ciddi bir değişim olduğunu göstermektedir.55210

    Relationship Between Marital Offense-Specific Forgiveness and Marital Adjustment

    No full text
    anemonBu araştırma, evli bireylerin suçu affetme düzeyleri ve evlilik uyumu arasındaki ilişkileri belirlemeyi amaçlayan ilişkisel tarama modeli ile gerçekleştirilmiş nicel bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini 125’i kadın ve 85’i erkek 210 evli birey oluşturmuştur. Araştırma kapsamında, Evlilik uyumu Locke ve Wallace (1959) tarafından geliştirilmiş Evlilik Uyumu Ölçeği (EUÖ) ile Suçu Affetme ise Palegari, Regalia ve Fincham (2000) tarafından geliştirilmiş Evlilikte Suçu Affetme ölçeği (ESAÖ) ile ölçülmüştür. Araştırmanın sonuçlarına göre EUÖ anlaşma boyutu ile ESAÖ dargınlık-kaçınma boyutu arasında negatif yönlü yüksek düzeyde bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca, EUÖ ilişki tarzı boyutu ile ESAÖ dargınlık-kaçınma boyutu arasında negatif yönlü orta düzeyde bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Son olarak, araştırmadan elde edilen bulgular literatür eşliğinde tartışılmış ve ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda öneriler getirilmiştir.This study is a quantitative research conducted with correlational survey model and aiming to determine the relationships between marital adjustment and marital offense-specific forgiveness level of married individuals. The sample of the study consisted of 210 married individuals including of 125 women and 85 men. While marital adjustment was measured in order to measure the quality of marriage by the Marital Adjustment Test (MAT) developed by Locke and Wallace (1959), marital offense-specific forgiveness was measured with the Marital Offense-Specific Forgiveness Scale (MOFS) developed by Palegari, Regalia and Fincham (2000). Finally, the findings of the research was discussed in the light of the literature and recommendations were made according to the results.77292
    corecore