14 research outputs found

    Gıda İşleme Proseslerinde İndüksiyon ile Isıtma Kullanımının Değerlendirilmesi

    No full text
    İndüktif ısıtma vasıtası ile ısıl işlem uygulamaları, genel olarak makine imalat sektöründe ve metalürjik üretim yapan işletmelerde kullanılmaktadır. Gıda uygulamalarında indüksiyon kullanımı, endüstriyel olmayan çok sınırlı uygulamalardır. İndüksiyon, ısınmanın çok hızlı şekilde gerçekleştiği verimli bir ısınma yöntemdir. Pastörizasyon, sterilizasyon, kurutma, pişirme vs. gibi gıda ısıl işlem uygulamalarına indüksiyonun entegre edilmesi ile, gıda işleme sisteminde, sıcak su, buhar gibi aracı akışkanların elde edilmesini ve sistemde kullanılmasını sağlayan ısı değiştirici kullanımına gerek kalmayacaktır. Bu durum, sistemin ilk yatırım ve işletme maliyetlerini düşürmenin yanı sıra fosil türevli yakıtlarının tüketilmesini ve bunların çevreye verdikleri zararı azaltacaktır. Bu çalışmada gıda işleme proseslerine entegre edilebilecek indüksiyon ile ısıtma uygulamaları, enerji verimliliği ve ilk yatırım maliyetleri göz önüne alınarak incelenmiştir. Sonuç olarak, gıda işleme uygulamalarında indüksiyon kullanımının, enerji ve ekserji verimliliği ve ilk yatırım maliyeti açısından mevcut uygulamalardan çok daha verimli olacağı önerilmektedir

    The Effect of Polymer Type on the Thermal Stability and Mechanical Behavior of Blue Phase Cholesteric Liquid Crystal

    Get PDF
    Bu çalışma kapsamında, ilk olarak, mavi faz kolesterik sıvı kristal örnekleri hazırlanmıştır. Hazırlanan bu numuneler içerisine farklı konsantrasyonlarda ve farklı kimyasal yapılardaki çeşitli polimerler eklenerek UV (ultraviyole) ışık altında polimerizasyonları yapılmıştır. UV ışığının yoğunluğu, polimerizasyon süresi polimerizasyonun tamamlanması açısından oldukça önemli olduğu için polimerzasyon koşulları optimize edilmiştir. Polimerizasyonları tamamlanan numunelerin termal kararlılıkları, mekanik davranışları incelenmiştir. Polimerizasyon sonucunda incelenen numunelerde termal kararlılığın ve mekanik dayanıklılığın, kullanılan polimerin bir fonksiyonu olarak değiştiği görülmüştür.In this study, blue phase liquid crystal mixtures were formulated as a first step. These specimens were polymerized via UV (ultraviolet) light after the polymers with different functionality at the different concentrations were added into the blue phase liquid crystals mixtures. Polymerization conditions have been optimized since the intensity of the UV light is very important in completing the polymerization. The thermal stability and mechanical behavior of the polymerized samples were investigated. It has been observed that the thermal and mechanical stabilities of the samples changed as a function of the polymer used

    Quenching and tempering of 51CrV4 (SAE-AISI 6150) steel via medium and low frequency induction

    No full text
    Mechanical and microstructural properties of quenched steel are directly related to tempering time and temperature. In many applications, conventionally quenched and tempered steel is widely used for acquiring high strength and toughness. The present study was carried out to investigate the variation in mechanical properties, observation of diminished energy consumption and evaluation of the microstructural properties in SAE-AISI 6150 steel components by induction heating, compared with those of steel tempered by conventional method. Induction quenched and tempered steel provides a shorter process time, less energy consumption and improved mechanical properties through the inhibition of grain growth. In this study, quenching and tempering processes were carried out on medium and low frequency induction units and by using a conventional electrical resistance furnace for the sake of comparison. It was observed that cementite particles began changing their shape from spherical to fine-grained in the induction tempered samples. The sample tempered by low frequency induction manifests superior mechanical properties and offers a potential advantage for significant cost savings

    Evaluation of depression and quality of life with short form 36 of inpatients at the thoracic surgery service

    No full text
    Amaç: Bu çalışmada Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Kliniği'nde yatarak tedavi gören hastaların depresyon durumu ve yaşam kaliteleri değerlendirildi. Çalışma planı: Bu kesitsel, analitik çalışmaya 15 Haziran 2012-15 Şubat 2013 tarihleri arasında Göğüs Cerrahisi kliniğinde yatarak tedavi gören 170 hasta (124 erkek, 46 kadın, ort. yaş 45.718.2 yıl; dağılım 7-80 yıl) dahil edildi. Depresyon durumu Beck Depresyon Ölçeği ile yaşam kalitesi ise 36 maddelik Kısa Form Sağlık Anketi (kısa form 36) ile değerlendirildi. Bulgular: Beck depresyon puanı ortalaması 11.068.79 idi. Kısa form 36'nın alt ölçeklerinden fiziksel rol kısıtlılıkları, emosyonel güçlük ve genel sağlık puan ortalamaları düşük; mental sağlık ve sosyal fonksiyon puan ortalamaları en yüksek idi. Yaşam kalitesi puanları ile depresyon durumu karşılaştırıldığında, kısa form 36'nın tüm alt ölçeklerinde depresyonu olanlarla olmayanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar var idi. Depresyonu olmayanlarda yaşam kalitesi puanları daha yüksek idi. Hastalar akciğer kanseri, akciğer enfeksiyonu ve göğüs acilleri olarak üç tanı grubunda incelendiğinde, tüm gruplarda erkek hasta sayısı kadınlara göre daha yüksek idi; bu durum, tanı ile cinsiyet arasında anlamlı ilişki olduğuna işaret ediyor idi (p0.004). Akciğer kanseri tanısı en çok fiziksel fonksiyon ve emosyonel güçlüğü etkiler iken, göğüs acilleri en çok genel sağlığı, yaşama gücünü ve emosyonel güçlüğü etkiliyor idi. Akciğer enfeksiyonları ise en çok emosyonel güçlüğü etkiliyor idi. Sonuç: Tüm kronik hastalıklarda yaşam kalitesi, sosyal ve fiziksel işlevsellik olumsuz etkilenmekte ve bireylerin yaşamdan aldıkları doyum azalmaktadır. Hastaların depresyon düzeylerinin ve yaşam kalitelerinin ölçülmesi hastalığı daha iyi tanımamıza yardımcı olmakla kalmayıp tedavi yanıtlarının da daha iyi değerlendirilmesini sağlayacaktır.Background: This study aims to evaluate the depression status and quality of life of the patients at the Department of Thoracic Surgery of Necmettin Erbakan University, Meram Medical School. Methods: This cross-sectional, analytic study included 170 inpatients (124 males, 46 females, mean age 45.7±18.2 years; range 7 to 80 years) at the Department of Thoracic Surgery between 15 June 2012 and 15 February 2013. Depression status was evaluated with Beck Depression Inventory, quality of life was evaluated with 36-Item Short Form Health Survey (short form-36). Results: Mean Beck depression score was 11.06±8.79. Of subscales of short form-36; mean scores of physical role limitations, emotional difficulties and general health were low; and mean scores of mental health and social functioning were the highest. When scores of quality of life were compared with depression status, there were statistically significant differences in all subscales of short form-36 between those with and without depression. Scores of quality of life were higher in those without depression. When patients were analyzed in three diagnosis groups as lung cancer, lung infection and thoracic emergencies, number of male patients in all groups was higher than females, indicating a significant relationship between diagnosis and sex (p0.004). While the diagnosis of lung cancer affected physical functioning and emotional difficulties the most, thoracic emergencies affected general health, vitality and emotional difficulties the most. However, lung infections affected emotional difficulties the most. Conclusion: The quality of life, social and physical functionality are negatively affected in all chronic diseases, and the individuals' satisfaction from life decreases. Measuring the depression levels and quality of life of patients will not only assist us in having a better understanding of the disease, but also provide better evaluation of treatment responses

    Quenching and tempering of 51CrV4 (SAE-AISI 6150) steel via medium and low frequency induction

    No full text
    Mechanical and microstructural properties of quenched steel are directly related to tempering time and temperature. In many applications, conventionally quenched and tempered steel is widely used for acquiring high strength and toughness. The present study was carried out to investigate the variation in mechanical properties, observation of diminished energy consumption and evaluation of the microstructural properties in SAE-AISI 6150 steel components by induction heating, compared with those of steel tempered by conventional method. Induction quenched and tempered steel provides a shorter process time, less energy consumption and improved mechanical properties through the inhibition of grain growth. In this study, quenching and tempering processes were carried out on medium and low frequency induction units and by using a conventional electrical resistance furnace for the sake of comparison. It was observed that cementite particles began changing their shape from spherical to fine-grained in the induction tempered samples. The sample tempered by low frequency induction manifests superior mechanical properties and offers a potential advantage for significant cost savings
    corecore