97 research outputs found

    Feminist Söylemin Çevirisi: Fihrist’in Feminist Ütopyalar Serisinde Makro Çeviri Stratejileri

    Get PDF
    Starting from the late 18th century, the feminist movement has evolved throughout the world, and literature has a crucial role in its development. Not only the feminist literary works or their translations but also research based on these works help women raise their voices in order to stand against inequalities arising from their gender. With a broad perspective, in this study, feminist translation is not just regarded as a struggle against domination, but it is rethought through feminist strategies and practices applied by the translators and the other agents involved in the translation process. In 2021, the publisher, Fihrist published a series under the title of “Feminist Utopias”. In this series, there are five late 19th-century utopias, which highlight the temporal gap between the source texts and their translation. Within this regard, this study aims to analyze feminist translation macro- strategies in these utopias within Luise von Flotow’s framework. The results of the analysis have shown that Fihrist’s launch of this series aims to introduce Western feminist utopias which present new dimensions by envisioning alternative societies that challenge traditional gender roles and power dynamics to the Turkish reader. The publisher's intention has been strengthened through the strategies employed by the translators, particularly the utilization of footnotes, addressing sexist concepts, and highlighting original feminist discourse.Feminist hareket 18. yüzyılın sonlarından başlayarak tüm dünyada gelişim göstermiştir ve bu gelişimde edebiyat önemli bir role sahiptir. Sadece feminist edebi eserler ya da çevirileri değil, bu eserlere dayanan araştırmalar da kadınların cinsiyetlerinden kaynaklanan eşitsizliklere karşı durmak için seslerini duyurmalarına yardımcı olmaktadır. Feminist harekete yönelik geniş bir perspektifle, bu çalışmada feminist çeviri yalnızca tahakküme karşı mücadele olarak görülmemekte, feminist çeviri, çevirmenler ve çeviri sürecine dahil olan diğer aktörler tarafından uygulanan feminist stratejiler ve pratikler aracılığıyla yeniden düşünülmektedir. 2021 yılında Fihrist yayınevi, "Feminist Ütopyalar" başlığı altında bir seri yayınlar. Bu seride 19. yüzyıl sonlarına ait beş ütopya yer almaktadır. Bu ütopyaların 1800'lü yılların sonlarına ait olduğu, ancak 2021 yılında Türkçeye çevrildiği düşünüldüğünde, kaynak metinler ile çeviriler arasındaki zaman farkı dikkat çekmektedir. Buradan hareketle bu çalışma, feminist ütopyalardaki feminist söylemin izini sürmeyi ve Luise von Flotow'un ortaya koyduğu stratejiler doğrultusunda feminist ütopyalardaki makro feminist çeviri stratejilerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. İnceleme sonuçları, Fihrist'in bu seriyi başlatmaktaki amacının, geleneksel cinsiyet rollerine ve iktidar dinamiklerine meydan okuyan alternatif toplumlar tasavvur ederek yeni boyutlar sunan Batılı feminist ütopyaları Türk okuyucusuna tanıtmak olduğunu göstermiştir. Yayınevinin bu niyeti, çevirmenler tarafından kullanılan stratejiler, özellikle de dipnot kullanımı, cinsiyetçi kavramların ele alınması ve özgün feminist söylemin vurgulanması yoluyla desteklenmiştir

    Üstün yetenekli öğrencilerde yaratıcı biliş ve özerk öğrenme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu araştırmada üstün yetenekli öğrencilerde yaratıcı biliş ve özerk öğrenme becerileri arasındaki ilişki ve bu iki yapı açısından cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre farklılıklar olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu Bursa Bilim ve Sanat Merkezi, Sakarya Bilim ve Sanat Merkezi, Kayseri Bilim ve Sanat Merkezi ile Aksaray Bilim ve Sanat Merkezinde öğrenim gören yaşları 11 ile 13 arasında değişen 120 erkek, 146 kız öğrenci olmak üzere toplam 266 üstün yetenekli ortaokul öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmada özerk öğrenme ve alt boyutları ile yaratıcı biliş değişkenleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu ilişkilerin incelenmesinde Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu, Kısmi Korelasyon yöntemleri kullanılmıştır. Özerk öğrenme ve alt boyutları ile yaratıcı biliş değişkenleri açısından, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre oluşan gruplar arasındaki farklılıklar ise ikili gruplarda t testi; ikiden fazla olan gruplarda Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanılarak incelenmiştir. Bunların dışında değişkenleri betimleyen ortalama, standart sapma, yüzdelik dilim gibi değerler hesaplanmıştır. Katılımcıların özerk öğrenme düzeylerini ölçmek amacıyla Macaskill ve Taylor (2010) tarafından geliştirilen, Arslan ve Yurdakul (2015) tarafından Türkçe'ye uyarlanan 12 maddelik Özerk Öğrenme Ölçeği kullanılmıştır. Katılımcıların Yaratıcı Biliş düzeylerini ölçmek amacıyla ise Rogaten ve Moneta (2015) tarafından geliştirilen, Arslan ve Ünal (2016) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Yaratıcı Biliş Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma kapsamında; hem özerk öğrenme hem de yaratıcı biliş açısından cinsiyete ve sınıf düzeylerine göre anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Elde edilen bulgular kavramlarla ilgili alan yazın kapsamında detaylı şekilde tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Yaratıcı Biliş, Özerk Öğrenme, Demografik Değişkenler.The present study aims to investigate the relationship between creative cognition and autonomous learning skills to investigate whether there are differences on the levels of two constructs in terms of gender and class level. Study group consists of 266 gifted secondary school students enrolled in Bursa Science and Arts Center, Sakarya Science and Arts Center, Kayseri Science and Arts Center, and Aksaray Science and Arts Center, aged 11 – 13. In this study, relationships between the variables of autonomous learning and creative cognition and the sub-dimensions of autonomous learning were investigated. Pearson Product Moment Correlation, Partial Correlation methods were utilized in order to investigate these relationships. The differences on the levels of autonomous learning and creative cognition in terms of gender and class level variables were examined with the statistical procedures of independent samples t-test (for variables having two groups) and One-Way Analysis of Variance (ANOVA; for variables having more than two groups). Besides, descriptive statistics such as mean, standard deviation and percentile values were calculated. Autonomous Learning Scale (12 items) that was developed by Macaskill and Taylor (2010), was adapted to Turkish by Arslan and Yurdakul (2015) was conducted to measure autonomous learning. Creative Cognition Scale (5 items) which was developed by Rogaten&Moneta (2015), was adapted to Turkish by Arslan and Ünal (2016) was carried out to assess creative cognition level. The research findings showed that autonomous learning and creative cognition scores were correlating significantly. The sub-dimensions of autonomous learning including independence of learning and study habits were found to be the predictors of creative cognition in a positive way. According to the results, it can be argued that autonomous learning meaning taking charge of one's own learning process has a positive interaction with creative cognition which views creativity as a universal human characteristic and a multidimensional construct depending on multiple cognitive processes. As a result of the research, neither autonomous learning nor creative cognition showed a statistically significant difference in terms of gender and class level. Findings were discussed in detail within the related literature. Keywords: Creative Cognition, Autonomous Learning, Demographic Variables

    Compression properties of woven carpet performance under dynamic loading

    Get PDF
    Although carpets are seen as decorative products for consumers, it is important that they must have optimum quality performance. The most important features affecting quality performance are pile fiber, pile yarn, pile height, pile density, carpet surface structure (cut pile or loop pile), carpet construction etc. During usage the carpet are exposed to a number of forces due to compressional loading such as dynamic or static. To counteract these forces, the resilience of pile yarn is vital. This paper demonstrates the influence of pile density and pile height of structure parameters on compression performance which was exposed to dynamic loading. In that respect, acrylic fiber was used as pile to manufacture Wilton face-to-face cut-pile carpets at two pile densities (2400 piles/dm2, 2880 piles/dm2) and three pile heights (7 mm, 11 mm and 16 mm). To determine the compression properties, carpets were subjected to dynamic loading at 50, 100, 200 and 1000 impacts. Thickness of carpets was taken at each of these four impacts. Finally, thickness loss of carpets as well as compression performance was detected. In order to identify the effect of pile density, pile height and number of impact on thickness loss of carpet after dynamic loading, analysis of variance was performed statistically. Results showed that pile height, pile density and number of impact have statistically significance on compression performance of carpet samples

    Düşük bant aralıklı benzotiyodiazol ve 3,4-etilendioksitiyofen bazlı yeni bir elektrokromik kopolimer

    No full text
    TEZ 542.087/ÇELdKaynakça: 39-41 ss.[Özet Yok

    The Antıoxıdant And Antıbıofılm Actıvıtıes Of Lactıc Acıd Bacterıa Exopolısaccaharıdes Whıch Are Isolated From Chıcken Feces

    No full text
    Bu çalışmada, Ankara ili ilçelerinden toplanan tavuk dışkılarından 44 laktik asit bakterisi izole edilmiş ve izolatların ekzopolisakkarit (EPS) üretim yetenekleri belirlenmiştir. Bakterilerin ürettikleri ekzopolisakkaritlerin prebiyotik olarak kullanılabilirliklerinin belirlenmesi amacıyla yüksek ve düşük EPS üretim kapasitesine sahip izolatlar seçilerek liyofilize EPS (l-EPS)'ler elde edilmiştir. Yüksek EPS üretimine sahip iki izolat (KC27L/KC66L) ile düşük EPS üretimine sahip iki izolatın (KC21L/KC76L) moleküler tanımlamaları yapılmıştır. En yüksek EPS üreticisi Lactobacillus salivarius KC27L suşundan elde edilen l-EPS'nin moleküler karakterizasyonu yapılmıştır. Seçilen suşlara ait bakteri süspansiyonları, kültür filtratları, 0,5 ve 1 mg/mL l-EPS'leri ve bakteri+0,5 ve 1 mg/mL l-EPS'leri ve ticari bir prebiyotik olarak kullanılan inülinin (0,5 ve 1 mg/mL) (kontrol) antimikrobiyal, antibiyofilm ve antioksidan aktiviteleri tespit edilmiştir. Bakteri süspansiyonları, l-EPS'ler ve bakteri+l-EPS'lerde test edilen patojen bakterilere karşı herhangi bir antimikrobiyal aktiviteye rastlanmazken, en yüksek antimikrobiyal etkinin L. salivarius KC27L suşunun kültür filtratında Staphylococcus aureus EB1 patojenine (10 mm) karşı olduğu görülmüştür. En yüksek antibiyofilm etki, L. salivarius KC27L suşuna ait 1 mg/mL l-EPS'de E. coli ATCC 11229 üzerinde (%87 inhibisyon) gözlenmiştir. Üç farklı metot ile antioksidan aktivitenin belirlendiği çalışmada, en yüksek 1,1-difenil-2- pikrilhidrazil (DPPH) radikalini giderme etkisinin L. reuteri KC21L suşunun 1 mg/mL l- EPS'sinde (%84,9), Fe+2 iyonu şelatlama aktivitesinin L. reuteri KC21L suşunun bakteri süspansiyonu+1 mg/mL l-EPS'sinde (%76,3), süperoksit anyon radikali süpürücü aktivitenin ise L. salivarius KC27L suşuna ait bakteri süspansiyonunda (%73,2) olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında elde edilen sonuçlar neticesinde tavuk dışkısı kaynaklı laktobasillerin ürettikleri EPS'lerin tavuk yeminde prebiyotik olarak önerilmesi amaçlanmıştır.In this study, 44 lactic acid bacteria isolated from chicken feces collected from districts of Ankara and exopolysaccharide (EPS) production capabilities of isolates were determined. In order to determine the prebiotic availability of exopolysaccharides produced by bacteria, isolates with high and low EPSs production capacity were selected and lyophilized EPSs (1-EPSs) were obtained. Two isolates with high EPS production (KC27L/KC66L) and two isolates with low EPS production (KC21L/KC76L) were molecularly identified. Molecular characterization of 1-EPS obtained from the highest EPS producer Lactobacillus salivarius KC27L strain was performed. Antimicrobial, antibiofilm, and antioxidant activites of the bacterial suspensions, culture filtrates, 1-EPSs (0.5-1 mg/mL), bacteria+1-EPSs (0.5-1 mg/mL) of the selected strains and inulin (0.5-1 mg/mL) were determineted. The bacterial suspensions, culture filtrates, l-EPSs and bacteria+l-EPSs of the strains did not inhibit the growth of all test bacteria while the highest antimicrobial activity of the culture filtrate of L. salivarius was 10 mm S. aureus EB1. The highest antibiofilm effect of 1 mg/mL 1-EPS of L. salivarius KC27L strain was 87% inhibition on E. coli ATCC 11229. Antioxidant activity was determined by three different methods and the highest 1,1-diphenyl-2- picrylhydrazase (DPPH) radical removal effect was obtained in 1 mg/mL 1-EPS (84.9%) of L. reuteri KC21L strain, Fe+2 ion chelating activity was found to be the bacterial suspension of L. reuteri KC21L strain+1 mg/mL in 1-EPS (76.3%) and superoxide anion radical scavenging activity was determined in the bacterial suspension of L. salivarius KC27L (73.2%). As a result of the results obtained in this study, it was aimed to suggest the EPSs produced by lactobacilli isolated from chicken feces as prebiotic in chicken feed

    Dünya’ nın İkizini Aramak

    No full text

    SEÇİLMİŞ TÜRK VE AVRUPA ÜLKELERİNİN KALKINMIŞLIK DÜZEYLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN İKİLİ LOGİT MODEL İLE İNCELENMESİ

    No full text
    DergiPark: 370615kusbderÇalışmamızın amacı seçilmiş Türkülkelerinin ve seçilmiş Avrupa ülkelerinin kalkınmışlık düzeylerine etki eden faktörleriincelemektir. Ekonometrik modellerde sayısal olarak ifade edilemeyendeğişkenleri analize sokmak için bağımlı değişken olarak yer alan nitel tercihmodelleri geliştirilmiştir. Çalışmamızda ilk olarak kalkınmışlıkgöstergelerinden İnsani Kalkınma Endeksi açıklanmıştır. Ampirik kısımda 2015yılı verileri kullanılarak 38 ülke için logit model oluşturulmuştur. Ülkelerinkalkınmışlık düzeylerini etkileyen faktörleri belirlemek için yetişkinlerinokuma yazma oranı, satın alma gücü paritesi ile düzeltilmiş kişi başına gayrisafi milli hasıla ve 0-4 yaş arası nüfusun toplam nüfus içindeki payı,kadınların parlamentoya katılma oranı ile analiz gerçekleştirilmiştir
    corecore