Bireysel farklılıklarımız olan akıl ve kalbin eğitimdeki yeri

Human universe is an entity that related. Creative education of the recipient of the first orders have to use compatible human heart and mind. The universe of Names in the form of the existence of to reach people with our own booze occurs in the mind and heart of the landscape reveals that it is quite important. Education, not known exactly when it first came out or what kind of process it has gone through and on which elaborate studies are being carried out today, turn out to be one of the most fundamental aspects in the world of the person. It is emphasised that the heart, along with the emotional quotient, counts for the bonds that individuals establish with the other people around in both their private and business lives. While findings of some recent researches that an individual is also affected by the environmental factors even whilst in uterus has brought into question earlier periods for the beginning of education, also the concept of “learning from cradle to grave” which argues that learning may have begun even in the single cell stage- the zygote- formed by the union of gametes cells appears to predominate. However no explicit information is available on the fact that what kind of changes are, or are not, brought about in human spirit, behaviours and creation by bringing together ,in highly complex yet controlled ways, the minerals dispersed throughout the world to form the human body. Mental and emotional differences result in the fact that each individual, during learning processes, develops in different ways within the same environment. Hence, borders of the on course learning system used in Turkey should be removed for the education of individuals, and learning capabilities of the man should no longer be oppressed in the “class” society.İnsan kainat ile alakalı bir varlıktır. Yaratıcının ilk emriyle eğitime muhatap olan insan kalp ve akılnı uyumlu kullanmak durumundadır. Kainattaki İsimlerin varlıklar şeklinde insana ulaşması ile kendi aleminde oluşan manzara akıl ve kalbin oldukça önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Günümüzde üzerinde detaylı çalışmaların yapıldığı ne zaman başladığı ve nasıl bir süreç içerisinde gelişim gösterdiği tam olarak bilinmeyen eğitim, kişinin dünyasında en önde gelen önemli unsurlardan biridir. Bireylerin özel hem de iş hayatlarında çevresindeki bireyler ile kurdukları bağlarda duygusal zekâ ile beraber kalbin önemli olduğu vurgulanmaktadır. “Beşikten mezara” eğitim anlayışı günümüzde yapılan bazı araştırmalarda bireyin ana rahmi içerisinde de çevre faktörlerinden etkilendiğini ortaya koyması, eğitimin başlangıcını daha erken dönemleri gündeme getirmiş olmakla gamet hücrelerinin birleşiminden oluşan zigot isimli tek hücre safhasında bile eğitimin başlıyor olabileceği tezi kuvvet kazanmaya başlamıştır. Bununla birlikte dünyanın her tarafına yayılmış insan bedenini teşkil amacıyla çok karmaşık ama kontrollü yollarla bir araya getirilen minerallerin insan ruhunda, davranışlarında, yaratılışında ne gibi değişimlerin oluşturduğu ya da oluşturmadığı net olarak bilinen bir bilgi mevcut değildir. Bireylere verilenin zekâ ile kalp duygularının farklılıkları eğitim süreçlerinde aynı ortamda farklı süreçlerde gelişim gösterebilmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Bundan dolayı bireylerin eğitiminde eğitim sistemimizde kullanılan ders öğrenmenin önü açılmalı ve bireylerin öğrenme istidatları “sınıf” topluluğu içerisine hapsedilmemelidir

Joining of Fe based intermetallics to stainless steel, steel, aluminum stud by using capacitor discharge stud welding

Fe-Al intermetalik malzemeler, seramikler ve metallerin sahip olduğu karakteristik özelliklere sahip olan bir malzeme sınıfıdır. Yüksek sıcaklık dayanımı ve oksidasyon dirençleri intermetalik malzemeleri yüksek sıcaklıkların söz konusu olduğu dizaynlar için en iyi aday malzemeler haline getirmiştir, fakat üretimlerinin zor oluşu ve kaynak kabiliyetlerinin kötü oluşundan dolayı Fe-Al intermetalik malzemelerin mühendislik malzemeleri olarak kullanımı sınırlı kalmaktadır. Bu çalışmada, Fe26Al, Fe30Al, Fe33Al ve Fe50Al intermetalikleri ark ergitme yöntemi ile üretilmiştir. Bu malzemeler kondansatör Deşarjlı Saplama kaynağı yöntemiyle farklı kaynak gerilimleri kullanılarak Ø 4 mm çapında paslanmaz çelik, alüminyum ve çelik saplamalarla birleştirilmiştir. Üretilen Fe-Al intermetaliklerin mikroyapı ve XRD analizleri yapıldıktan sonra kaynaklı bölgelerin de analizleri yapılmıştır. Bununla birlikte kaynaklı birleştirmelerin mekanik testleri yapılarak en yüksek mukavemetin Fe26Al intermetalik malzeme ile paslanmaz çelik saplama kaynağında oluştuğu gözlemlenmiştir.Fe-Al intermetallics materials are unique class of materials having characteristics of both metals and ceramics. The high temperature strength and their superior oxidation resistance make intermetallic materials excellent candidates for the use in high temperature component design, however, the use of intermetallics as engineering materials are still limited because of difficulty in production and bad weldability of these materials. In this study, Fe26Al, Fe30Al, Fe33Al and Fe50Al intermetallics were produced by arc melting method and joined to 4 mm Ø stainless steel, aluminum alloy and steel stud by using stud welding method with different welding voltage. XRD and microstructural analysis were conducted to characterize Fe-Al intermetallics and their welding zones formed with stud welding. Weldability of samples was investigated by examining the microstructure of the welding zone. Also, the mechanical testing of welding was performed and it is found that the best joining was between Fe26Al and stainless steel studs

Joining of microwave sintered Fe-26Al, Fe-30Al, Fe-26Al-14Ti and fe30al-14Ti powder mixtures by diffusion bonding using cu interlayer

Bu çalışmada, mikrodalga sinterleme yöntemi ile 550 ○C de 1 saat süreyle sinterlenmiş Fe-26Al, Fe-30Al, Fe-26Al-14Ti ve Fe-30Al-14Ti toz karışımlarının, elektrolitik bakır aratabaka kullanılarak difüzyon kaynağı yöntemiyle birleştirilebilirliği araştırılmıştır. Sinterleme sonrası Fe-30Al ve Fe-30Al-14Ti karışımlarında B2(FeAl) düzen kristal yapısının oluştuğu ancak Fe ve Al alaşımlarında ortaya çıkan diğer bir düzen kristal yapısı olan D03(Fe3Al) kristal yapının oluşmadığı gözlemlenmiştir. Difüzyon kaynağı, 550 ○C de 1 saat bekleme süresi ile gerçekleştirilmiş ve kaynak bölgesine uygulanan kesme dayanım testleri sonucunda, Cu aratabakalı difüzyon kaynağı ile birleştirilen numunelerin kesme mukavemetlerinin bileşimden bağımsız olduğu bulunmuştur. Ortalama kesme dayanım değerleri 23 MPa olarak ölçülmüştür. Karışımı oluşturan Fe, Al ve Ti tozlarının kendi arasında ve bu tozların temas halinde olduğu Cu aratabaka ile yayınım reaksiyonuna girdiği, SEM çalışması sonucunda görülmüştür. Bu bölgelerde element dağılım analizi yapılarak kimyasal reaksiyonlar ve difüzyon kinetiği hakkında bilgi elde edilmiştir.In this study, the joinability by diffusion bonding of Fe26Al, Fe26Al14Ti, Fe30Al and Fe30Al14Ti elemental powder mixtures microwave sintered at 550○ C for 1 hr have been investigated by using electrolytic Cu interlayer. Following the sintering, the ordered B2(FeAl) phase was observed in the specimens Fe30Al and Fe30Al14Ti, however, another type of ordered phase of D03(Fe3Al) which is found in Fe-Al alloys was not detected in any of the powder mixtures examined in this study. Diffusion bonding was carried out at 550○ C for 1 hr and it was shown that, based on the results from shear testing applied on the weld zone of diffusion bonded specimens, shear stresses of the specimens diffusion bonded by using Cu interlayer are independent of composition. The average shear stress was measured to be 23 MPa. Scanning electron microscopy (SEM) studies revealed that a diffusion zone was observed within elemental powders of Fe, Al and Ti that form the mixtures and in Cu interlayer that is in contact with these elements. Elemental distribution analysis on these zones was also made in order to predict the chemical reactions and their kinetics in the diffusion bonded area

The effect of voltage on the arc stud welding of microwave sintered Fe+Al powder mixture

The joining of powder metallurgy products is of importance because of high demand in many industrial applications. In this study, the effect of welding voltage on the joint quality has been investigated using discharge arc stud welding, a low heat input welding method, without gas protection to join steel stubs to microwave sintered compacts containing a powder mixture of 26 atomic % Al and Fe (balance). It has been shown that welds with steel stubs are prone to side cracking in the weld zone and they also suffer from the oxidation of metal powders adjacent to the weld zone. The forms of oxides are continuous and laminar type in welds with steel stubs and the composition of weld zone changes with increasing arc voltage

Diffusion bonding of electroless Ni plated WC composite to Cu and AISI 316 stainless steel

In this study, a composite containing WC (Tungsten Carbide) and Ni was produced by two different processing routes. Electroless Ni coated WC powders were consolidated and sintered at 1200 ◦C. Diffusion bonding couples of WC(Ni)-electrolytic Cu, WC(Ni)-AISI 316 stainless steel and WC(Ni)-WC(Ni) were manufactured by using a preloaded compression system under Ar atmosphere. Diffusion bonding was carried out at varying bonding temperatures; 750 ◦C for (WC)Ni-Cu diffusion couple and 1200 ◦C for (WC)Ni-(WC)Ni and (WC)Ni-AISI 316 stainless steel diffusion couples. Standard metallographic techniques, Scanning Electron Microscopy, and a shear test was employed to characterize the microstructure of bonding and mechanical properties of each diffusion couple, respectively

Changes in mechanical and morphological properties of AISI 420 stainless steels welded with M42 steel wire Associated with weld cooling medium

Bu çalışmada, AISI 420 martenzitik paslanmaz çeliklere TIG kaynak yöntemiyle Argon gazı korumalı ortamda, 75 amper 45cm/dk kaynak ilerleme hızıyla kaynak dikişleri çekilmiştir. Bu amaç için Ø 50mm çapında ve 2, 3.5, 5 ve 6.5 mm kalınlıklarında disk şeklinde parçalar hazırlanmıştır. 50 mm boyunca kaynak dikişi oluşturulan bu parçaların kaynaktan hemen sonra farklı soğutma sıvılarına daldırılarak oda sıcaklığına kadar soğumaları sağlanmıştır. Deney numunelerinin sertlik ölçümü kaynak dikişinden esas metale doğru gerçekleştirilmiştir. Mikroyapı karakteristikleri ise optik mikroskop, taramalı elektron mikroskobu (SEM) vasıtasıyla incelenmiştir. Sonuç olarak, östenitik yapının yüksek soğuma hızından etkilenerek martenzitik yapıya dönüşmesi gerçekleşmiştir. Bu tür paslanmaz çeliklerin kritik soğuma hızının altında soğutulmaması için uygun tedbirlerin alınması gereklidir.In this study, the method AISI 420 TIG welding of martensitic stainless steels in the protected environment of Ar gas and 75 amps and with a weld speed of 45cm/min was carried out. For this purpose, specimens of Ø 50mm diameter and thickness of 2, 3.5, 5 and 6 mm was sliced. Weld bead was formed along the specimen for about 50mm long and following the welding, specimens were immersed into a different cooling fluids to cool to room temperature. Microhardness measurement was carried out mainly from the base metal towards the weld seam. Microstructural characteristics were investigated by optical microscope, scanning electron microscopy (SEM). As a result, the martensitic transformation of the austenitic structure has been influenced by the high cooling rate. This type of stainless steel must not be cooled below a critical cooling rate and it is necessary to take the appropriate measures

Analysis of the effect of MAG welding parameters on microstructure and mechanical properties of TRIP 800 steels with finite elements

In this study, MAG welding method was used. 2 mm thick TRIP 800 steel sheets are used in different welding parameters. Microstructures of welded joints were analyzed by taking OM (optical microscope) images from the main metal areas of the welding zone, HAZ (the region under the influence of heat). Depending on the welding parameters, (welding current: 40-50-60 Ampere, and welding speed: 5-7.5 mm/sn), ferritic, HAZ and martensitic phase regions were determined in microstructures in the main metal, HAZ and welding regions, respectively. The strengths of the welded connections were measured using the tensile test. Welding wire speed is chosen to obtain high penetration and ideal width welding seams. The strength of the welded bond using these parameters is determined as 1266 MPa as the highest value. It was determined that grain growth and martensitic phase transformations occur in fusion regions and result in brittle fracture. The Fusion zone and other regions were analyzed with finite elements

Microstructure Analysis of Brake Pads with Bronze Matrix and Silverberry Seed Powder

Brake linings using in automobile brake systems are generally composed of sort of abundant materials and an amount of asbestos. In this case, seeking of different materials continues naturally, because old types containing asbestos, harmful for humanity and cause environmental pollution have been prohibiting of use in 2000. In this study, effects of the addition of silverberry seeds into a common type lining are examined and compared with those in terms of strength. First of all, varied percentages of seeds are added into the composition of brake lining, which was produced without bonder sunder 75 MPa pressure, and the specimen is heated up to 650 ⁰C, for each case. Secondly, another lining including an amount of bonder is manufactured under 15 MPa with addition of seeds in the same way. Then these samples are sintered under 200 ⁰C and microstructures of those are examined with a scanning electron microscope (SEM). According to SEM analysis, size of grains decreased which brake linings of produced with two different production methods which caused an increment into the length of grain boundaries, with the increment in to the percentage amount of seeds.Binek taşıtların fren sisteminde kullanılan balatalar, birçok malzemenin birleşimi sonucu meydana gelir. 2000 yılında kullanımı yasaklanan ve asbestten yapılan fren balatalarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ve çevre kirliliği nedeniyle farklı malzeme arayışları sürmektedir. Bu çalışmada malzeme kompozisyonuna organik bir madde olan iğde çekirdeği tozu ilavesinin etkileri araştırılmıştır. Bunun için ilk olarak 75 MPa basınçta bağlayıcı madde kullanılmadan üretilen numuneler 650 ⁰C’de sinterlenerek balataya farklı yüzde oranlarında iğde çekirdeği tozu eklenip, tane sınırlarındaki değişim gözlenmiştir. İkinci olarakda bağlayıcı madde kullanılarak 15 MPa basınçta numuneler farklı yüzde oranlarında iğde çekirdeği tozu katılarak üretilmiştir. Üretilen numuneler daha sonra 200 ⁰C’de sinterlenerek SEM mikro yapıları incelenmiştir. İki farklı üretim yöntemi ile üretilen balataların mikroyapıları incelendiğinde bağlayıcı madde kullanılan balatalarda iğde çekirdeği kullanım yüzde oranı arttıkça tane boyutları küçülerek, tane sınırları artmıştır