13 research outputs found
Sağlıklı Bireylerde Ağırlık Kaldırmanın Omuz Kas Aktivasyonlarına Etkisi
Giriş: Günlük yaşam sırasında ağırlık kaldırmak sıklıkla kullanılmakta olup, omuz eklemi de üst ekstremitenin hareket serbestliğinin çoğundan sorumludur. Amaç: Bu çalışmada, sağlıklı bireylerde omuz ekleminin fleksiyon ve abdüksiyon hareketleri sırasında ağırlık kaldırmanın kas aktivasyonlarına farklı açı değerlerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma, yaş ortalaması 22.60 ± 0.44 olan 28 sağlıklı erkek bireyin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bireyler ağırlıksız ve 3 kilogramlık bir ağırlık ile omuz fleksiyon ve abdüksiyon hareketi yaptığı sırada kas aktivasyonları trapezius kası üst orta ve alt parçaları ile deltoid kasının ön ve orta parçalarından yüzeyel elektromiyografi cihazı ile kaydedilmiştir. Hareketler 0-30, 0-60, 0-90, 0-120, 0-150 ve 0-180 dereceler arasında ve metronom eşliğinde yapılmıştır. Bulgular: Ağırlıksız olarak gerçekleştirilen fleksiyon ölçümlerinde tüm hareket açıklıklarında aktivitesi en fazla olan kas ön deltoid kası iken ağırlık ile gerçekleştirilen fleksiyon ölçümlerinde ise hareketin erken açılarında en aktif kasın üst trapezius, diğer açılarda ise ön deltoid kası olduğu görülmüştür. Ağırlıksız olarak gerçekleştirilen abdüksiyon ölçümlerinde ise yine erken derecelerde en aktif kas ön deltoid iken ağırlık ile gerçekleştirilen ölçümlerde ise üst trapezius kasının aktif olduğu belirlenmiştir. Sonuç ve Öneriler: Ağırlık ile veya ağırlıksız yapılan fleksiyon ve abdüksiyon hareketlerinde çalışma grubumuzda yer alan bireylerde en fazla aktivasyon gösteren kaslar, üst trapezius ve ön deltoid kasları olmaktadır. Bu kasların aktivasyonunu düzenlemeyi hedefleyen tedavilerde omuzun dirençli fleksiyon veya abdüksiyon hareketlerinin kullanımı göz önünde bulundurulabilir
ALI OBSTAJA VPLIV RESNOSTI GIBLJIVOSTI PLOSKEGA STOPALA NA SPOSOBNOST OHRANJANJA RAVNOTEŽJA PRI VRHUNSKIH TELOVADCIH?
Flexibility is an important component of athleticism in gymnasts\u27 training, as its insufficient development can significantly complicate the process of formation of specific skills and movement coordination and limit the possibility of manifesting and increasing strength and speed abilities (Дейнеко & Біленька, 2021). The aim of this study was to analyse the impact of the severity of FPP on balance performance in different planes (frontal, sagittal and overall balance) in the Turkish national youth team. This study is a prospective and double-blinded cohort study conducted in the Department of Physiotherapy and Rehabilitation of Bolu Abant Izzet Baysal University. The evaluation protocol consists of two main phases: first, the measurement of joint positions or angles (subtalar joint position, subtalar joint angle, first metatarsophalangeal (MTP) extension angle and tibia-femoral angle measurement), second, the measurement of balance. 20 participants aged 13-18 years, male and female, from the Turkish national youth gymnastics team were included in this study. Linear regression analysis was performed to determine whether there is an effect of severity of FPP on balance performance. There is no clear effect of FPP severity on balance performance in youth gymnastics at the national level. However, some evaluations show significant associations in the frontal plane in relation to the mediolateral stability index. None of the assessments showed a significant association with the anteroposterior stability index.Gibljivost je pomembna gibalna sposobnost pri vadbi telovadcev, saj lahko njena nezadostna razvitost pomembno oteži proces oblikovanja določenih veščin in skladnosti gibanja ter omeji možnost nadzora in povečevanja moči in hitrostnih sposobnosti (Dejneko in Vilenjka, 2021). Namen te študije je bil razčleniti vpliv resnosti gibljivosti ploskega stopala (FPP) na ravnotežje v različnih ravninah (čelni, vodoravni in bočni) v turški mladinski vrsti. Ta raziskava je presečna raziskava, izvedena na oddelku za fizioterapijo in zdravljenje po poškodbah univerze Bolu Abant Izzet Baysal. Postopek vrednotenja je sestavljen iz dveh glavnih delov: prvi je meritev položajev ali kotov sklepov (položaj skočnega sklepa, kot skočnega sklepa, kot iztegnitve prvega sklepa palca na nogi (MTP) in meritev golensko stegenskega kota), druga pa meritev ravnotežja. V to raziskavo je bilo vključenih 20 udeležencev, starih od 13 do 18 let, moških in žensk, iz turškega državne mladinske vrste. Izvedena je bila linearna regresijska razčlenitev, da bi ugotovili, ali obstaja učinek resnosti FPP na zmogljivost ravnotežja. Ni jasnega vpliva resnosti FPP na uspešnost ravnotežja v mladinski orodni telovadbi na državni ravni. Vendar pa nekatere ocene kažejo pomembne povezave v čelni ravnini glede na razmerje srednje zunanjega ravnotežja. Nobena od ocen ni pokazala pomembne povezave z razmerjem sprednje zadnjega stabilnosti
Tek Yıllık Çim (Lolium multiflorum Lam.) Hatlarının Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi
Bu çalışmada yarı kardeş aile seleksiyonu ıslah yöntemiyle geliştirilen tek yıllık çim hatlarının yem verim ve kalite özelikleri araştırılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme deseninde üç tekerrürlü olarak 2009-2011 yılları arasında Samsun/Türkiye'de yürütülmüştür. İki yıllık ortalama sonuçlara göre incelenen tüm parametrelerde önemli farklılıklar bulunmuştur. İncelenen hat ve çeşitlerde kuru madde verimleri 6.66-9.37 t ha-1, ham protein oranları % 11.46-13.81ham protein verimleri 0.80-1.18 t ha-1, asit deterjan lif oranları % 31.41-34.75, nötral deterjan lif oranları % 48.77-52.80, toplam sindirilebilir besin oranları % 56.49-60.80, toplam sindirilebilir besin verimleri 376.35-556.42 t ha-1 ve nispi yem değerleri 109.33-122.83 arasında belirlenmiştir. Üstün verim ve kalite özellikleri nedeniyle 4, 5, 6, 10 ve 11 numaralı yıllık çim hatları bölge verim denmeler için seçilmişlerdirIn the present study, we examined forage yield and quality features of annual ryegrass (Lolium multiflorum Lam.) lines developed by using half-sib family selection breeding method. The study was conducted in a randomized complete block design with three replications between 2009 and 2011 years in Samsun, Turkey. Based on the average of the results of two years, significant differences were found for all parameters. In the studied lines and varieties, dry matter yields were found between 6.66 and 9.37 t ha-1, crude protein contents 11.46-13.81%, crude protein yields 0.80-1.18 t ha-1, acid detergent fiber 31.41-34.75%, neutral detergent fiber 48.77-52.80%, total digestible nutrient contents 56.49-60.80%, total digestible nutrient yields 376.35-556.42 t ha-1 and relative feed values 109.33-122.83. Annual ryegrass lines 4, 5, 6, 10 and 11 were selected for further regional yield assessments due to their superior yield and quality attribute
Serinletilen Alman Alaca oğlaklarının Akdeniz iklim koşullarındaki fizyolojik ve biyokimyasal tepkileri
Bu çalışma, oğlaklarda sıcaklık stresi oluşumunu engellemek amacıyla duş ve fan gibi farklı fiziksel uygulamaların fizyolojik tepkiler (solunum sayısı, rektal sıcaklık, nabız sayısı, testis sıcaklığı ve kafa sıcaklığı) ve kandaki biyokimyasal değişikliklerin saptanması amacı ile yürütülmüştür. Altı aylık toplam 32 baş erkek oğlak 8’er baş olacak şekilde 4 eşit gruba ayrılmıştır. Deneme grupları şu şekilde oluşturulmuştur; Grup A (kontrol grubu, duş ve fan uygulaması yok), Grup B (1000-1100 ve 1400-1500 arasında duş uygulanmış), Grup C (1000-1800 arasında 1,5 m/s fan uygulanmış), Grup D (1000-1100 ve 1400-1500 arasında duşa ek olarak 1000-1800 arasında 1,5 m/s fan uygulanmış). Duş-fan uygulamasının birlikte kullanıldığı veya duş ya da fan uygulamalarının tek başına kullanıldığı oğlaklarda nabız sayısında artışa neden olmasına rağmen, duş ve fan uygulanan hayvanlarda rektal sıcaklık, solunum sayısı, testis sıcaklığı ve kafa sıcaklığı daha düşük bulunmuştur (P < 0,05). Fan ve duş uygulamaları T3 ve T4 salgısını önemli düzeyde azaltmıştır (P < 0,05). HCT değerleri üzerine zaman × fan × duş interaksiyon etkisinin olduğu tespit edilmiş (P < 0,05) fan × duş uygulamasının CHO değeri üzerine etkisi önemli bulunmuştur (P < 0,05). Elde edilen bulgular ışığında Akdeniz iklim koşulları açısından fan ile serinletmenin oğlaklardaki sıcaklık stresinin azaltılmasında son derece etkili olduğu ve önerilebileceği belirlenmiştir. Ancak, duş ile serinletmenin optimizasyonu için daha detaylı araştırılması gerekmektedir.This study was conducted to determine the effects of different physical modifications (sprinkler and fan) related to heat stress during summer on relevant blood biochemical measures and physiological responses, such as rectal temperature (RT), respiration rate (RR), heart rate (HR), testis temperature (TT), and head temperature (HT), in kids. In total, 32 male German Fawn x Hair kids at 6 months of age were divided into 4 groups of 8. Treatments were as follows: group A: (no sprinkler, no fan) (control); group B: sprinkler only (at 1000-1100 and 1400-1500), no fan; group C: fan (1.5 m/h between 1000-1800), no sprinkler; group D: sprinkler (at 1000-1100 and 1400-1500) and fan (1.5 m/h between 1000-1800). Sprinkler + fan treatment decreased RR, RT, TT, and HT (P < 0.05), whereas sprinkler + fan, sprinkler only, and fan only increased HR. Sprinkler + fan treatment significantly decreased T3 and T4 secretion (P < 0.05). Time x fan x sprinkler interaction significantly affected HCT (P < 0.05), whereas F x S interaction affected CHO (P < 0.05). According to blood chemistry and physiological responses, fan treatment was more effective than sprinkler and may be recommended as a means to alleviate heat stress in goats under Mediterranean climate conditions; however, further research is needed to optimize sprinkler cooling
Diz osteoartritinde kinezyolojik bantlamanın ağrı ve fonksiyonellik üzerine etkisi: Pilot Çalışma
Amaç:
Diz
osteoartriti ağrı ve fonksiyon kayıplarına yol açan önemli bir sağlık
sorunudur. Tedavisinde ana hedef ağrının azalması, fonksiyonların geri
kazanılması ve özürlülüğün önlenmesidir. Tedavide hastanın eğitimi, kilo
vermesi ve uygun egzersiz programları kadar fizik tedavi ajanları ve
kinezyolojik bantlama da yer almaktadır. Diz bölgesinde önemli bir kas olan
kuadriseps femoris kasının fasilite edilmesi diz stabilizasyonu ve yükleri
taşımada destek görevi görebilir. Bu çalışmanın amacı fasilitasyon yöntemiyle
uygulanan kinezyolojik bantlamanın ağrı ve fonksiyon üzerine etkisini
araştırmaktır. Materyal ve metod: Pilot
çalışma olarak planlanan araştırmaya 50 yaş üzeri 25 kadın 3 grup şeklinde alındı:
fizik tedavi ve kinezyolojik bantlama grubu, fizik tedavi grubu ve kinezyolojik
bantlama grubu. Demografik verilerin alınmasından sonra, WOMAC, KOOS anketleri,
visual analog skala ve merdiven tırmanma testleri tedavi öncesi ve sonrası uygulanıldı.
Y şeklinde bantlama kuadriseps femoris kaslarına 1., 5. ve 10. günlerde
uygulandı. Bulgular: Tedavi sonrası elde
edilen değerler 3 grupta da anlamlı gelişme gösterdi (p<0,05). Gruplar arası
karşılaştırmalarda ağrı için anlamlı farklılık kinezyolojik bantlama grubunda
bulundu (p=0,035). WOMAC sonuçlarında anlamlı farklar fizik tedavi ve
kinezyolojik bantlama grubu (p=0,017) ile kinezyolojik bantlama (p=0,002)
gruplarında bulundu. KOOS sonuçlarında anlamlı fark ise yine aynı gruplarda (p=0,006),
(p=0,033) bulundu. Ancak her iki grup da birbirine üstünlük göstermedi. Merdiven
tırmanma testinde gruplar arasında fark bulunmadı (p=0,063). Sonuç: Ağrıdaki en iyi azalmanın
kinezyolojik bantlama grubunda olması bantın fasilitatör etkisinden veya ilk
kez böyle bir tedavi ile karşılaşmanın motivasyonundan olabilir. Kinezyolojik bantlamanın
gonartrozda kesinlikle kullanılması gerektiğini söyleyebilmek için daha çok
çalışmaya ihtiyaç vardır
Morphological, Agronomical, Phenological and Stand Persistence Traits of Some Wild Narrowleaf Birdsfoot Trefoil (Lotus tenuis Waldst. & Kit.) Populations
Existing information on the ecology, distribution and plant traits of Lotus taxa is scant for the natural flora of Turkey,
which is one of the most important countries in the Mediterranean zone for genetic resources and genetic diversity of these
species. Therefore, the aim of this study was to determine (i) morphologic, agronomic, phenologic, stand persistence traits
and growth habits of some wild narrowleaf birdsfoot trefoil (NBT; Lotus tenuis Waldst. & Kit.), and (ii) the relationships
between these traits and altitude, latitude or longitude of the natural habitats, the samples of which were obtained from
diverse natural areas of Black Sea Region, Turkey. The altitudes of sampling sites ranged from 1 to 1510 m. A total of 86
wild NBT were sampled in the study. NBT was present in all ranges of altitude, although its frequency was the highest in
altitudes between 1-300 m. On the other hand, considerable variations were determined for the investigated traits, except
for growth habit in which all populations had decumbent growth habit. The results of the present study indicate that NBT
better adapted to lowlands and studied region offers important genetic resources for further researches and also may serve
as a valuable breeding material for new grazing-type and disease resistant NBT varieties