8,291 research outputs found

    Bilinçli farkındalık ve problem çözme becerisinin demografik ve psikolojik değişkenler bakımından incelenmesi

    Get PDF
    The aim of the study is to examine relationships between mindfulness and problem solving skills and the effects of some independent variables in terms of cognitive psychological approach. The relational screening method is used in the research. A Personal Investigation Questionnaire, the Turkish versions of “The Mindful Attention Awareness Scale (MAAS)” and “The Problem Solving Inventory (PSI)” have been used as data collection tools. The sample research population determined by disproportionate element sampling and consisted of 125 third and fourth grade students in the faculty of education. The demographic and psychological information questionnaire, “The Mindful Attention Awareness Scale (MAAS)” and “The Problem Solving Inventory (PSI)”, T-test analysis, one-way analysis of variance (ANOVA) and pearson moment correlation analysis were performed for data analysis No significant relationship has been found between mindfulness and problem solving skills of participants. There was also no significant effect seen on mindfulness and problem solving skills indicated from students studying in the technical or social studying departments in the faculty. Mindfulness levels of participants with traumatized and psychological complaints were lower. Furthermore, of the participants mindfulness levels matches their life philosophies were high. Participants with persistent discomfort are to see themselves more inadequate in problem solving skills. Participants who have received or are receiving a psychotherapy process find themselves more competent in problem solving. It was found that as the individual contribution to their education plans decreased, they perceive themselves as inadequate in problem solving skills. Participants who seek help to solve their problems, find themselves more effective in problem solving. As the result, there are significant relationships between some personal variables, mindfulness and problem solving skills. There could not find a linear relationship between mindfulness and problem solving skills. Özet Bu araştırmanın amacı bilişsel psikoloji yaklaşımı açısından bilinçli farkındalık ve problem çözme becerisi arasındaki ilişkiyi ve bazı bağımsız değişkenlerin etkisini incelemektir. Araştırmada ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Örneklem kitlesi, oransız eleman örnekleme yoluyla belirlenmiş eğitim fakültesi 125 üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencisini kapsamaktadır. Kullanılan veri toplama araçları, “Kişisel Değerlendirme Anketi”, “Bilinçli Farkındalık Ölçeği (BİFÖ)” ve “Problem Çözme Envanteri (PÇE)”dir. Veri analizleri için, t testi analizi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve pearson moment korelasyon analizi yapılmıştır. Bulgular bakımından, bilinçli farkındalık ve problem çözme becerisi arasında ilişki bulunmamıştır. Demografik özellikler ile sayısal veya sözel bölüm okuyor olmanın bilinçli farkındalık ve problem çözme üzerinde etkisi bulunmamıştır. Travma geçiren veya psikolojik yakınması olan katılımcıların bilinçli farkındalık seviyeleri daha düşük çıkmıştır. Yaşam felsefeleri ile yaşamları uyuşan katılımcıların bilinçli farkındalık seviyeleri ise yüksek çıkmıştır. Devamlı rahatsızlığı olan katılımcılar, problem çözme becerisinde kendilerini daha yetersiz görmektedirler. Psikoterapi süreci almış veya alıyor olan katılımcılar, problem çözmede kendilerini daha yeterli görmektedirler. Katılımcıların kendi eğitim planlarına katkıları azaldıkça problem çözme becerisinde kendilerini daha yetersiz gördükleri bulunmuştur. Kendisinden problem çözmesi için yardım istenen katılımcılar problem çözmede kendilerini daha yeterli görmektedirler. Sonuç olarak bazı değişkenler ile bilinçli farkındalık ve problem çözme becerisi arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Bilinçli farkındalık ile problem çözme becerileri arasında ise doğrudan ilişkiye rastlanmamıştır

    Determination of nursing students’ levels of cultural awareness, intercultural sensitivity, and their perspectives on culturally sensitive nursing care: Hemşirelik öğrencilerinin kültürel farkındalık, kültürlerarası duyarlılık düzeyleri ve kültüre duyarlı hemşirelik bakımına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi

    Get PDF
    Research problem/aim: This study aims to determine the levels of cultural awareness and cultural sensitivity among nursing students and explore their perspectives on culturally sensitive nursing care. Methods: The descriptive research was conducted with 332 students studying at a state university. Data collection instruments included a socio-demographic information form, intercultural sensitivity scale, cultural awareness scale, and a survey of perspesctives on culturally sensitive nursing care. Findings: Among the nursing students surveyed, 55.7% reported regular interactions with individuals from different cultural backgrounds, while 30.4% engaged with diverse cultures through social media. Furthermore, 56.0% expressed their interest in pursuing educational opportunities in foreign countries through student exchange programs, and 55.1% indicated a desire to work abroad after graduation. Only 3.3% of students reported receiving formal education on culturally sensitive patient care approaches, and 27.4% claimed to have prior experience in providing care to patients from diverse cultural backgrounds. During care provision to patients from diverse cultures, students acknowledged placing the highest emphasis on effective communication (24.4%), while paying the least attention to entertainment and social activities (0.3%). Students scored an average of 168.0±22.8 points on the Cultural Awareness Scale and 91.0±14.2 points on the Intercultural Sensitivity Scale. Analysis of students’ attitudes towards culturally sensitive nursing care revealed their strongest agreement with statements related to social justice, healthcare systems, and cultural practice standards. Conclusion: In the study, it has been determined that nursing students generally possess a moderate level of intercultural sensitivity and cultural awareness, and they mostly agreed to the standards for culturally compenent care. To enhance nursing students’ ability to provide culturally competent care, recommendations include the incorporation of simulation exercises, active teaching methods like standardized patient interactions in intercultural nursing education, the establishment of clinical practice environments that facilitate the application of theoretical knowledge, and support for students' interactions with individuals from various cultural backgrounds. (Extended English summary is at the end of this document) Özet Amaç: Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin kültürel farkındalık ve kültürel duyarlılık düzeylerinin belirlenmesi ve öğrencilerin kültüre duyarlı hemşirelik bakımına yönelik görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türde planlanan araştırma bir devlet üniversitesinde öğrenim görmekte olan 332 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri yaş, cinsiyet, sınıf gibi bazı sosyo-demografik özellikleri ile farklı kültürler ile etkileşimi ele alan tanıtıcı bilgi formu, kültürlerarası duyarlılık ölçeği, kültürel farkındalık ölçeği ve kültüre duyarlı hemşirelik bakımına ilişkin görüş formu ile toplanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelik öğrencilerinin %55.7’si başka kültürlerden bireylerle bir arada bulunduğunu, %30.4’ü sosyal medyada farklı kültürlerden bireylerle iletişim kurduğunu, %56.0’ı öğrenci değişim programları ile eğitim amaçlı farklı bir ülkeye gitmek istediklerini, %55.1’i ise mezun olduktan sonra yabancı bir ülkede çalışmayı düşündüklerini bildirmiştir. Öğrencilerin %3.3’ü farklı kültürden hastaya yaklaşım ile ilgili eğitim aldığını ve %27.4’ü farklı kültürden hastaya bakım verme deneyimi olduğunu belirtmiştir. Farklı kültürden hastaya bakım verirken en fazla iletişim %24.4, en az eğlence/sosyal aktivitelere %0.3 ilişkin özelliklere dikkat edildiği ve en fazla iletişim %22.3 alanında zorluk yaşandığı bildirilmiştir. Öğrenciler Kültürel Farkındalık Ölçeğinden 168.0±22.8 puan, Kültürlerarası Duyarlılık Ölçeğinden 91.0±14.2 puan almıştır. Hemşirelik öğrencilerinin kültüre duyarlı hemşirelik bakımına yaklaşımları incelendiğinde öğrencilerin kültürel yeterli bakım için uygulama standartlarından sosyal adalet, sağlık bakım sistemleri ve kültürel uygulama standartlarına yönelik ifadelere en fazla katılım gösterdiği saptanmıştır. Sonuç: Araştırmada hemşirelik öğrencilerinin orta düzeyde kültürlerarası duyarlılık ve kültürel farkındalığa sahip olduğu ve kültüre yeterli bakıma yönelik standartlara çoğunlukla katıldıkları belirlenmiştir. Hemşirelik öğrencilerinin kültürel olarak yeterli bakım sunabilmeleri için kültürlerarası hemşirelik eğitimlerinde simülasyon uygulamaları, standardize hasta gibi aktif öğretim yöntemlerinin kullanılması, hemşirelik öğrencilerinin teorik bilgilerini uygulamaya aktardıkları klinik uygulama ortamlarının düzenlenmesi ve öğrencilerin farklı kültürlerden bireylerle etkileşimlerinin sağlanması önerilmektedir

    Sesbilgisel Farkındalık Mesleki Gelişim Programı’nın Okul Öncesi Öğretmenleri ve Çocukları Üzerindeki Etkisi

    Get PDF
    This study aimed to investigate the effects of a phonological awareness professional development program on teachers’ phonological awareness knowledge, teaching quality, and the phonological awareness skills of children. The study was planned with a quasi-experimental design and a pretest-posttest control group, and 67 children and 4 preschool teachers were participated. Teachers in the experimental group were given 5 hours of training and applied 10 hours of coaching. The results showed that the teachers’ knowledge and teaching quality increased. After expressive language and category naming scores of the children were controlled, there were significant differences between the experimental and control group children in phonological awareness skills.Bu çalışma, Sesbilgisel Farkındalık Mesleki Gelişim Programının okul öncesi öğretmenlerinin sesbilgisel farkındalık bilgisi, öğretim kalitesi ve çocukların sesbilgisel farkındalık becerileri üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamıştır. Yarı deneysel desende ve ön test-son test kontrol gruplu olarak planlanan araştırmaya 67 çocuk ve 4 okul öncesi öğretmeni katılmıştır. Deney grubundaki öğretmenlere 5 saat eğitim verilmiş ve 10 saat koçluk yapılmıştır. Sonuçlar, öğretmenlerin bilgisinin ve öğretim kalitesinin arttığını göstermiştir. Çocukların ifade edici dil ve genel isimlendirme puanları kontrol edildikten sonra deney ve kontrol grubu çocuklar arasında sesbilgisel farkındalık becerilerinde anlamlı farklılıklar bulunmuştur

    Psikolojik antropoloji yaklaşımıyla beynin evriminde bilinçli farkındalık

    Get PDF
    Psychological anthropology examines the relationship across culture and personality. In this study, the state of conscious awareness and the free will that forms the basis for it are evaluated from various perspectives in the development process of the brain. In which direction has the brain evolved, is conscious awareness and therefore free will possible? Is consciousness determined by the laws of nature, or is mindfulness chosen by free will? To reach the solutions that conscious will provide, these questions need to be answered and all the necessary methods need to be created. It is accepted that free will is a state of following the rules. Otherwise, society and cultural systems cannot emerge in any way. As a result, the perception of free will is thought to be a fundamental dynamic that creates social structure by providing an evolutionary advantage. Homo Sapiens has evolutionarily developed a perception of free will. Thus, it has been possible to make decisions and put them into practice to determine the best options in the struggle for survival and reproduction and to evaluate them more efficiently. Özet Psikolojik antropoloji, kültür ile kişilik arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Bu çalışmada beynin gelişme süreci içinde bilinçli farkındalık ve ona zemin teşkil eden özgür iradenin durumu çeşitli açılardan değerlendirilmektedir. Beyin hangi yöne doğru evrilmiştir, bilinçli farkındalık ve dolayısıyla özgür bir irade mümkün müdür? Bilinç, doğa yasaları tarafından determine bir şekilde mi üretilmektedir, yoksa bilinçli farkındalık bir özgür irade ile tercih edilmekte midir? Farkındalığın sağlayacağı çözümlere ulaşmak için bu soruların yanıtlanarak gerekli yöntemlerin oluşturulması gerekmektedir. Özgür iradenin bir kurallara uyulması durumu olduğu kabul edilmektedir. Aksi taktirde toplum ve kültürel sistemler herhangi bir şekilde ortaya çıkamaz. Sonuç olarak, özgür irade algısının evrimsel bir avantaj sağlayarak toplumsal yapıyı meydana getiren temel bir dinamik olduğu düşünülmektedir. Homo Sapiens’te evrimsel olarak bir özgür irade algısı gelişmiştir. Böylece hayatta kalma ve üreme mücadelesinde en iyi seçeneklerin saptanması ve daha verimli bir şekilde değerlendirilebilmesi için karar almak ve uygulamaya koymak mümkün olmuştu

    Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Devam Ettiği Okullardaki Sınıf Öğretmenlerinin Çokkültürlü Yeterlik Algıları ile Demokratik Değerleri Arasındaki İlişki

    Get PDF
    The aim of this study is investigating the relatioship between multicultural competency perceptions and democratic values of the primary teachers at schools foreigner students attend. In the research, 499 primary teachers among 1980 teachers working at primary schools that foreigner students attend in Trabzon, Rize, Giresun, Ordu, Samsun provincial centers in 2015-2016 school year are included according to the volunteering and impartiality rules. The data is collected by using "Multicultural Competency Perceptions Scale" and “Democratic Values Scale". As a result of the study, it is found that the primary teachers at schools foreigner students attend perceive their multicultural competencies in awareness, knowledge and skills dimensions as "sufficient". Teachers opinions in seeking fairness dimension of democratic values is at the level of "I agree"; in justice, respect to the differences and equity dimensions are at the level of "completely agree". It is seen that, the participant teachers internalized the justice, respect to differences and equity dimensions of democratic values higher than the seeking fairness dimension. It is determined that there is a medium level relation, positively, between the multicultural competency perceptions and democratic values. It is observed that as the democratic values of teachers increase, their multicultural competencies perceptions increase; as democratic values decrease, multicultural competency perceptions decrease either. It is concluded that the reason of having higher multicultural competency perception is related to the internalizing the democratic values for teachers.Bu araştırmanın amacı, yabancı uyruklu öğrencilerin devam ettiği okullarda görev yapan sınıf öğretmenlerinin çokkültürlü yeterlik algıları ile demokratik değerlerinin belirlenmesi ve aralarında bir ilişkinin olup olmadığının incelenmesidir. Çalışmaya, 2015-2016 öğretim yılında, Trabzon, Rize, Giresun, Ordu ve Samsun il merkezlerinde yabancı uyruklu öğrencilerin devam ettiği ilkokullarda görev yapan 1980 sınıf öğretmeninden, gönüllülük ve yansızlık kuralına göre ölçeği doldurmayı kabul eden 499 sınıf öğretmeni katılmıştır. Veriler, “Çok Kültürlü Yeterlik Algıları Ölçeği” ve “Demokratik Değerler Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonucunda, yabancı uyruklu öğrencilerin devam ettiği okullarda görev yapan öğretmenlerin çokkültürlü yeterliklerinin farkındalık, bilgi ve beceri boyutlarında kendilerini “yeterli” algıladıkları tespit edilmiştir. Öğretmenlerin demokratik değerlerin hak arama boyutu ile ilgili görüşleri “katılıyorum” düzeyinde; adalet, farklılıklara saygı ve eşitlik boyutlarıyla ilgili görüşleri ise “tamamen katılıyorum” düzeyinde benimsedikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Katılımcı öğretmenlerin demokratik değerlerin adalet, farklılıklara saygı ve eşitlik boyutu ile ilgili görüşleri daha yüksek düzeyde benimsedikleri, hak arama boyutu ile ilgili görüşleri ise daha düşük düzeyde benimsedikleri anlaşılmıştır. Öğretmenlerin çokkültürlü yeterlik algıları ile demokratik değerleri arasında pozitif yönde, orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır. Öğretmenlerin demokratik değerleri yükseldikçe çokkültürlü yeterlik algılarının da yükseldiği, demokratik değerleri düştükçe çokkültürlü yeterlik algılarının da düştüğü gözlenmiştir. Öğretmenlerin çokkültürlü yeterlik algılarının yüksek düzeyde olmasının öğretmenlerin demokratik değerleri benimsemesi ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır

    Testing The Green Culture Scale on Turkish population: The Green Culture Scale: Yeşil Kültür Ölçeğinin Türk popülasyonu üzerinde sınanması: Yeşil Kültür Ölçeği

    Get PDF
    In the study, the validity and reliability study of the Green Culture scale developed by Ermolaeva (2010) was conducted and it aimed to examine the green culture levels of university students with the measurement tool obtained. The language validity of the Green Culture Scale (GCS), which consists of 11 items and 2 sub-dimensions, was made within the framework of expert opinions. In order to test the structure with confirmatory factor analysis, 400 data were collected in the first stage, and it was determined that the CFA findings of the measurement tool consisting of environmental awareness and environmental behavior sub-dimensions confirmed the structure (x2/df=3.29; RMSEA=0.07, SRMR=0.05; CFI). =0.93). The total internal reliability coefficient for GCS was determined as .73. It was determined that the green culture scale was valid and reliable in the Turkish population, and then, in the second data collection stage, the Green Culture level of 402 university students and how certain variables differentiated this level were examined. The findings show that the sample group is in the Pure Environmentalist group and there are significant differences between certain variables and green culture. As a result, the Green Culture Scale, which was determined to be a valid and reliable measurement tool, shows that the green culture level of the participants in the current sample group is high. It is recommended to examine the green culture levels of different sample groups and to expand the analysis of environmental awareness and environmental behavior. Extended English summary is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.   Özet Çalışmada Ermolaeva’nın (2010) geliştirdiği Green Culture ölçeğinin geçerlik güvenirlik çalışması yapılarak, elde edilen ölçüm aracıyla üniversite öğrencilerinin yeşil kültür düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. 11 madde ve 2 alt boyuttan oluşan Yeşil Kültür Ölçeği’nin (YKÖ) dil geçerliliği uzman görüşleri çerçevesinde yapılmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi ile yapının sınanması adına ilk aşamada 400 veri toplanmış, çevresel farkındalık ve çevresel davranış alt boyutlarından oluşan ölçüm aracının DFA bulgularının yapıyı doğruladığı belirlenmiştir (x2/df=3,29; RMSEA=0,07, SRMR=0,05; CFI=0,93). YKÖ için toplam iç güvenirlik katsayısı .73 olarak belirlenmiştir. Yeşil kültür ölçeğinin Türk popülasyonunda geçerli ve güvenilir olduğu belirlenmiş ardından ikinci veri toplama aşamasında 402 üniversite öğrencisinin Yeşil Kültür düzeyi ve belirli değişkenlerin bu düzeyi ne doğrultuda farklılaştırdığı incelenmiştir. Elde edilen bulgular örneklem grubunun Saf Çevreci grubunda olduğunu ve belirli değişkenler ile yeşil kültür arasında anlamlı farklılıklar olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak geçerli ve güvenilir ölçüm aracı olduğu belirlenen Yeşil Kültür Ölçeği mevcut örneklem grubundaki katılımcıların yeşil kültür düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Farklı örneklem gruplarının yeşil kültür düzeylerinin incelenmesi çevresel farkındalık ve çevresel davranış durumlarının analizlerinin genişletilmesi önerilmektedir

    Okuma Güçlüklerinde Çift Yetersizlik Hipotezi: Hipoteze Göre Oluşturulmuş Grupların Okuma ve Okuduğunu Anlama Performanslarının Boylamsal İncelemesi

    Get PDF
    In this study, we aimed to determine the validity of the double-deficit hypothesis, which argues that reading difficulties arise due to inadequacies in phonological awareness and rapid naming, in relation to reading difficulties in a transparent language such as Turkish. Accordingly, children attending a kindergarten were assigned to four groups: a double-deficit group (n = 23), phonological awareness deficit group (n = 35), rapid naming deficit group (n = 29) or control group (n = 48) according to the scores they received on measures of phonological awareness and rapid naming. The performance of the groups in reading and reading comprehension was followed longitudinally from the first grade to the end of the second grade and were compared at four time points. On the basis of multivariate analysis of variance (MANOVA), it was determined that the double-deficit group performed worst in reading and reading comprehension tasks, and the control group performed best. While the reading and reading comprehension achievements of all groups increased over time, the findings suggest that the performance of groups with phonological awareness and rapid naming deficits differed significantly from the double-deficit group and the control group. This study, which examined the effects of the double-deficit hypothesis for Turkish-speaking children, offers a new approach to identifying children at risk of reading difficulties in early years and to planning appropriate interventions.Bu çalışmada okuma güçlüklerinin sesbilgisel farkındalık ile hızlı isimlendirmede yaşanan yetersizliklere bağlı olarak ortaya çıktığını savunan Çift Yetersizlik Hipotezinin Türkçe gibi şeffaf bir dilde okuma güçlükleri ile ilişkili geçerliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Buna göre, anasınıfına devam eden çocuklar, sesbilgisel farkındalık ve hızlı isimlendirme becerileri ölçümlerinden aldıkları puanlara göre çift yetersizlik grubu (n=23), sesbilgisel farkındalıkta yetersizlik yaşayan grup (n=35), hızlı isimlendirmede yetersizlik yaşayan grup (n=29) ve herhangi bir yetersizliği olmayan kontrol grubu (n=48) olmak üzere dört gruba atanmışlardır. Grupların okuma ve okuduğunu anlama becerilerindeki performansları birinci sınıftan ikinci sınıfın sonuna kadar boylamsal olarak izlenmiş ve dört ayrı zamanda karşılaştırılmıştır. Çok Değişkenli Varyans Analizi (MANOVA) ile yapılan analizler sonucunda genel olarak çift yetersizlik grubunun okuma ve okuduğunu anlama görevlerinde en düşük başarıyı, kontrol grubunun da en yüksek başarıyı sergilediği belirlenmiştir. Bütün grupların okuma ve okuduğunu anlama başarıları gelişime paralel bir şekilde artış göstermekle birlikte, sesbilgisel farkındalıkta ve hızlı isimlendirmede yetersizlik yaşayan grupların dönemlere göre performanslarının çift yetersizlik grubu ile kontrol grubundan anlamlı olarak farklılaştığına ilişkin bulgular alanyazını desteklemektedir. Çift yetersizlik hipotezinin Türkçe konuşan çocuklardaki etkilerinin incelendiği bu çalışma, okuma güçlüğü açısından risk grubunda yer alan çocukların erken dönemde belirlenebilmesi ve uygun müdahalelerin planlaması için uygulamaya yeni bir bakış açısı sunmaktadır

    Okul Öncesi Öğretmenlerinin Çok Kültürlü Yeterlik Algılarının İncelenmesi

    Get PDF
    Teachers are the most important actors in integrating a multicultural perspective into pre-school education. Identifying teachers' perceptions of multicultural competence will enable the development of possible interventions. The current research carried out for this purpose is to examine the level of multicultural competence perceptions of preschool teachers according to the variables of age, region which they born/raised, educational background, professional experience, cultural diversity of the city where they study, receiving multicultural education, and presence of children who from different cultures in their classroom. In the research, survey research design, which is one of the quantitative methods, was used. For examined the multicultural competence perceptions of 280 preschool teachers working in official institutions affiliated to the Ministry of National Education in Altındağ, Çankaya, Etimesgut, Keçiören, Mamak and Yenimahalle districts of Ankara in the 2019-2020 academic year, the " Perceptions of Multicultural Competence Scale" used that developed by Başbay and Kağnıcı (2011). The obtained data was evaluated in the dimensions of awareness, knowledge, and skill, and it was revealed that preschool teachers' multicultural competence perceptions differed significantly according to their age, region which they born/raised, and educational backgrounds. The results were discussed within the framework of the determined variables and suggestions presented for future research.Okul öncesi eğitime çok kültürlü bakış açısını entegre etmede en önemli aktör öğretmenlerdir. Öğretmenlerin çok kültürlü yeterlik algılarının belirlenmesi olası müdahale araştırmalarının geliştirilmesine olanak sağlayacaktır. Bu amaçla gerçekleştirilen mevcut araştırma okul öncesi öğretmenlerinin çok kültürlü yeterlik algılarının hangi düzeyde olduğunu yaş, doğduğu/yetiştiği bölge, eğitim durumu, mesleki deneyim yılı, öğrenim hayatlarının geçtiği şehrin kültürel çeşitliliği, çok kültürlü eğitim alma ve sınıflarında farklı kültürden çocuk bulunma durumu değişkenlerine göre incelemektir. Araştırmada nicel yöntemlerden tarama deseni kullanılmıştır. 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılında Ankara’nın Altındağ, Çankaya, Etimesgut, Keçiören, Mamak ve Yenimahalle ilçelerinde MEB’e bağlı resmî kurumlarda görev yapan 280 okul öncesi öğretmeninin çok kültürlü yeterlik algılarının incelendiği çalışmada Başbay ve Kağnıcı (2011) tarafından geliştirilen “Çokkültürlü Yeterlik Algıları Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen veriler farkındalık, bilgi ve beceri boyutlarında değerlendirilmiş ve okul öncesi öğretmenlerinin çok kültürlü yeterlik algılarının yaşı, doğduğu/yetiştiği bölge ve eğitim durumuna göre anlamlı düzeyde farklılaştığı ortaya koyulmuştur. Sonuçlar belirlenen değişkenler çerçevesinde tartışılmıştır ve gelecek araştırmalar için öneriler sunulmuştur

    HAYAT ALGISI VE ÇÖZÜM ARAYIŞI

    Get PDF
    Uluslararası Bakalorya Diploma Programı A Türkçe dersi kapsamında hazırlanan bu uzun tez çalışmasında, Ahmet Erhan’ın “Buz Üstünde Yürür Gibi” adlı yapıtında şiir kişisinin duygu ve düşünce dünyası analiz edilmiştir. Erhan’ın eseri genel bir bakışla incelendiğinde, eserde dile gelen şiir kişisinin, hayatı sorgulayarak anlamlandırma çabası içinde olduğu görülmektedir. Şiir kişisinin bu yönelimi, çoğunlukla hayatı zıtlıklar içinde gören bir tavırla, yaşam ve ölüm hakkındaki sorgulamalarla anlaşılmaktadır. Şiir kişisini bu türden bir sorgulamaya iten esas düşüncenin, insanlık tarihinin başladığı günden itibaren tanık olunan acılar, savaşlar ve özgürlüğe giden yolda hep bir engelin çıkarılmasına yönelik tutumlardan kaynaklanmaktadır. Kaynağını bu hassasiyetten alan sorgulayıcı mantık, şiir kişisinde derin acılara, yalnızlık duygusuna, kimsesizlik ve anlamsızlık hislerinin doğmasına neden olmuştur. Bu bağlamda tez çalışmasında şiir kişisiyle dile gelen hayata dair algının şiirlerle nasıl yansıtıldığı, olası bir çıkış yolu önerilip önerilmediği sorunsalları incelenmiştir

    Emotional intelligence in workplace: its relation with job performance, job satisfaction, organizational citizenship behavior, and some demographic factors

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, duygusal zekanın iş performansı, iş tatmini, örgütsel vatandaşlık davranışı ve bazı demografik özelliklerle olan muhtemel ilişkisini tespit etmektir. Bu amaçla, İstanbul bölgesinde bankacılık, hazır giyim, turizm, medikal malzemesi satışı, tekstil imalatı ve perakende sektörlerinde faaliyet gösteren çeşitli işletmelerde çalışan toplam 494 işgören üzerinde görgül bir araştırma yapılmıştır. Araştırma sonucunda, duygusal zekanın işgörenlerin bazı demografik özellikleri ile ilişkili olduğu görülmüştür. Buna karşın, duygusal zekanın iş performansı, iş tatmini, örgütsel vatandaşlık davranışı ile anlamlı bir ilişkisi tespit edilememiştir.Aim of this study is to find out the relation between emotional intelligence and job performance, job satisfaction, organizational citizenship behavior, and some demographic factors. With this aim, an empirical study was conducted on 494 employees working in banking, ready - made clothing, tourism, medical, textile production, and retail sector in Istanbul region. According to the results of the study, it is proved that there is a significant association between emotional intelligence and some demographic factors of the employees. However, the results indicated that there is no significant relation between emotional intelligence and job performance, job satisfaction, and organizational citizenship behavior
    corecore