16 research outputs found
Teknoloji bağımlılığı aile için de büyük bir tehdit
İbn Haldun Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık, “Ailenin bir arada olduğu zamanlarda akıllı telefonlar gözden uzak bir yerde bırakılmalı.” dedi. Son yıllarda giderek bir sorun hâlini alan teknoloji bağımlılığı Yeşilay tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’nde her yönüyle ele alındı. Kongre’nin ikinci gününde, “Aile ve Eşler İçin, İnternet ve Sosyal Medya Rehber Metinleri” başlıklı oturumda konuşan İbn Haldun Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık, internet ve sosyal medya bağımlılığının aile içi sorunların başında geldiğine vurgu yaptı
Evliliklere sahici katkı sağlamak nasıl mümkün olur?
Evliliklere katkı sağlamanın bir yolu var mıdır? Evliliklere yönelik müdahalelerin bilim diliyle gösterilebilecek bir faydası var mı? Evlilikle ilgili eğitim programları boşanma oranlarını azaltabilir mi? Nasıl bir psikososyal müdahale programı evliliklere katkı sağlayabilir? Batı’da 1960’lı yıllarda boşanma oranları artmaya başladığında, evliliklerin iyi gitmediği kanaati oluştuğunda, yukarıdaki sorular önce kilisede sonrasında da üniversitelerde sorulmaya başlandı. Bu sorulara verilen tepkiler üzerinden Batı’da yüzlerce ayrı örneği ile “Evlilik Güçlendirme/Geliştirme/İyileştirme Eğitim Programları” ortaya çıkmaya başladı
İlm-i nefs ve modern psikoloji diyalogları
İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk ve İbn Haldun Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık altı hafta boyunca oldukça ilgi çekici ve sıra dışı bir diyaloğa imza attı. “İlm-i Nefs ve Modern Psikoloji Diyaloğu” başlığıyla izleyicisiyle buluşan program, insanın Allah’ı tanımasındaki sırrın, kendini tanımasından geçtiğini konu ediniyor
Satisfaction and attitude of bipolar patients regarding electroconvulsive therapy: Modified or unmodified
Objective: Ministry of Health of Turkey issued a legislation to use only modified electroconvulsivetherapy (ECT) in 2005, and this study aimed to assess satisfaction and attitude of bipolar patientsregarding modified and unmodified electroconvulsive therapy.Methods: A total of 100 patients (50 treated with modified electroconvulsive therapy (M-ECT) and 50treated with unmodified ECT (UM-ECT) with a diagnosis of Bipolar Disorder (depressive or manic episode)were invited to participate in this study. Patients with euthymic mood were included.Satisfaction and attitude towards ECT were evaluated with a structured attitude questionnaire, and MECTand UM-ECT patients, and their subgroups (depressive vs. manic) were compared.Results: No significant differences were found between M-ECT and UM-ECT groups regarding age, sex,marital status and occupation. The majority of all patients (78%) were satisfied from treatment withECT and with the outcome (88%), without significant differences between modified and unmodifiedgroups. Forgetfulness (70%) and headaches (57%) occurred in all groups, with the only significant differencein forgetfulness being reported by more manic patients treated with UM-ECT. Depressive andmanic patients treated with UM-ECT reported concerns of brain damage and physical harm significantlymore frequently. While 86% of patients treated with M-ECT consented to a future treatment,this was significantly less in patients treated with UM-ECT (50%).Conclusions: Bipolar patients report a high degree of satisfaction treated either with modified orunmodified ECT but there was a significant difference in perception of adverse effects and willingnessfor receiving ECT in future
Axis 1 Psychiatric Comorbidity in Heterosexual Men Suffering from Premature Ejaculation
Erken boşalma (EB) erişkin erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Bununla birlikte EB’de psikiyatrik eştanı ile ilgili veriler sınırlıdır. Çalışmada EB tanısı ile izlenen olgularda Eksen 1 psikiyatrik eştanı oranları ve eştanının klinik bulgulara etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya Bakırköy Ruh Sinir Hastalıkları Hastanesi Cinsel işlev Bozuklukları Polikliniğine başvuran ve EB tanısı alan 63 erkek olgu alındı. Tüm hastalara Cinsel işlev Bozukluğu Polikliniği Olgu Değerlendirme Formu, DSM IV Eksen I Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme Formu (SCID-I), Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ), Hamilton Anksiyete Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği, Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği uygulanmıştır. Sonuçlar istatistiksel olarak %95 güven aralığında değerlendirilmiştir. EB’sı olan erkeklerin 31’inde (%49.2) majör depresyon ve/veya bir anksiyete bozukluğu eştanısı saptanmıştır. EB’de eksen 1 bozukluklar sırası ile depresyon (%30.2) ve sosyal fobi (%27.0) panik bozukluk %4.8, obsesif kompulsif bozukluk %3.2, özgül fobi %3.2, travma sonrası stres bozukluğu %1.6 oranında saptanmıştır. Majör depresyon tanısı alan olguların %58’i aynı zamanda bir anksiyete bozukluğu tanısı almıştır. Eksen 1 psikiyatrik tanısı olan olgularda eştanısı olmayanlara göre sosyodemografik özelliklerde anlamlı farklılık gözlenmezken, klinik bulgularda cinsel ilişkide vajene giriş öncesi boşalma oranı ve GRCDÖ EB alt ölçek puanı daha yüksek bulunmuştur. Çalışmamıza göre EB’de psikiyatrik eştanılarda depresyon ve sosyal fobi öne çıkmaktadır. Bu bulgular daha önce yapılan çalışmalardaki bulgulara uyumludur. EB’da komorbid psikiyatrik bozukluğun yüksek oranda olması EB tedavisinde psikiyatrik yaklaşımın önemini artırmaktadır
Bakırköy Kronik Ruhsal Hasta Rehabilitasyon Formu‘nun Yapılandırılması = Structuring of the Bakirkoy Rehabilitation Form for Patient with Chronic Mental Illness
Objective: Rehabilitation plays an important role in the adaptation of patients with chronic mental illnesses to treatment, as well as to the society in the post-treatment period. In this study, we aimed to evaluate the form which was designed for level of rehabilitation needs for patients with chronic mental illness.
Methods: In the study, 83 patients with chronic mental illness were admitted. The Bakirkoy Rehabilitation Form for Patient with Chronic Mental Illness (BRFPCM) consists of five sections. The first section contains the socio-demographic properties, substance use, and psychiatric history of the patient. The second section inquires the patient’s insight, adaptation to treatment, and the medication used. The scaled third section evaluates the initial and persistent symptoms of the illness in the early and the acute periods, and the patient’s needs in the respective fields of daily activities, cooperation in treatment, and social activities. The fourth section inquires the difficulties faced by the family, the family’s attitude towards the patient and the illness, and its expectations and lastly, the necessity of educating the family on these issues. An evaluation of the process and the notes of the consultant are provided in the final section. The Schizophrenia Quality of Life Scale, The Social Functioning Scale and The Insight Scale were applied to all patients and were compared with the scaled third section of the form. The internal consistency of the BRFPCM was determined by the Cronbach’s alpha test, while the test-retest reliability was evaluated using the Pearson’s correlation coefficient.
Results: The majority (70%) of the patients was male, and the average age of the patients was 36.6 }8.47. Twenty-eight patients (33.7%) with schizophrenia, 31 (37.3%) patients with schizophrenia in remission, 12 (14.5%) with BTA psychosis, and 12 (14.5%) with bipolar disorder were evaluated. The internal consistency coefficient (Cronbach’s alpha) was 0.82 in the scaled third section. High correlation between the subscale scores of the third section was found at an interval of three months according to the test-retest reliability.
Conclusion: The third section of the Rehabilitation Form for Patients with Chronic Mental Illnesses was found to be valid and reliable. In addition to the lack of institutions providing rehabilitation for chronic psychiatric patients in our country, the scales and forms used to evaluate these patients and determine the basic features of their illnesses are not available. The Bakirkoy Chronic Mental Patient Rehabilitation Form has thus been developed in view of our clinical experience and needs
Mutlu evliliklerin 7 özelliği
İyi/mutlu evlilikler ile ilgili bu çalışma, 35 çift ile yüz yüze yapılan derinlemesine görüşmeler sonucunda oluştu. Araştırmanın sorularını kitabın son bölümünde bulabilirsiniz. Araştırmaya dâhil edilmenin sadece iki kriteri vardı. Birincisi en az 10 yıllık evli olmak. İkincisi ise, iki eşin de evliliklerini mutlu olarak tanımlaması. Bu kişilerin bir kısmına İstanbul Şehir Üniversitesi içinde ilan vererek ulaştık. Diğer bir kısmına ise, araştırmacılar kendi sosyal çevrelerinde “Tanıdığınız mutlu evliler var mı?” sorusu üzerinden ulaştı.Birinci bası
Community-based psychiatry model and project of community mental health centers in Turkey
A lot of difficulties in providing mental health services had been faced in the past. Contemporary mental health models may be classified as community-based and institution-based. In the 1960s, most of the developed countries began to establish community-based mental health services, which are ideal for the patients’ integration in the society. In our country, mental health services are given by eight mental health hospitals and psychiatry clinics in general hospitals and unfortunately, are still institution-based. This system may be summarized as inpatient care in the hospital during acute episodes and as outpatient services. The treatment process outside the hospital generally depends on the patient’s initiative or on the responsibility of patient’s family. Community-based treatment and rehabilitation options conducted by universities or state hospitals are very rare and only for limited number of patients. There is no systematic work at the moment. In 2009, the Ministry of Health began planning a community-based mental health system for the country in accordance with the National Mental Health Policy published in 2006 and ministerial conferences of the World Health Organization. In the context of this paper, the authors discussed the requirement of establishing community-mental health services within different extents and described the general characteristics of the planned community-mental health centers. In order to get a comprehensive mental health service, it is necessary to take into consideration not only the community-based units providing psychoeducation and rehabilitation, but also the half-way houses, sheltered homes and sheltered workplaces, which should be established
Treatment of dissociative identity disorder
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) toplumda en az %1 gözükmesine rağmen, tanı koyma problemleri ve tedavi eden azlığı nedeniyle Türkiye için bir halk sağlığı sorunudur. DKB'nin tanı konma sürecinde üç küme belirti ön plana çıkar. Bunlar; iç ses, afekt değişimleri ve hafıza sorunlarıdır. DKB'nin alemeti farikası alter kimliklerin varlığıdır. Özellikle alterlerin dinamik etkileşimi ile oluşan alter sistemini anlamak önemlidir. Tedaviye oldukça iyi cevap veren DKB'de tedavi üç aşamadan oluşur. İlk aşama tanı koyma, kişiyi hastalık hakkında eğitme, alter siteminin tanınması ve stabilizasyonun sağlanmasından oluşur. İkinci aşamada, bölünmeye neden olan travmatik anılar üzerine çalışılır. Üçüncü aşama ise, alterlerin birleştirilmesi anlamına gelen entegrasyon ve yeniden bölünmeme çalışmasından oluşur. DKB tedavisi için genel psikoterapi kuralları ve müdahaleleri geçerli olmakla birlikte, DKB doğası gereği DKB'ye özgün teknikler de vardır. Bunlardan en sık kullanılan beş tanesi; alterlerle konuşma, haritalandırma, gerçekliğe oryantasyon, yuvarlak masa tekniği ve birleştirme ritüelleridir. DKB tedavisinde rahatsızlığın psikopatolojisini tedavi eden ilaç yoktur. Ayrıca travmatik anılar için EMDR ve hipnoz kullanılabilir.Dissociative Identity Disorder (DID) is a condition seen in at least 1% of the population. However, due to errors in its diagnosis and lack of qualified practitioners for its treatment, it is a public health problem in Turkey. The differential diagnosis of DID consist of three distinct symptoms; an inner voice, changes in affect and memory problems, while the presence of alter personalities are its trademark feature. It's specifically significant to understand the alter system that arises from the dynamic interaction of these alter personalities. Being an illness that responds well to treatment, DID treatment consists of three stages. The first stage involves diagnosis, psychoeducation on DID as well as the alter system at hand, and stabilization. The second stage focuses on the traumatic memories that caused dissociation in the first place. The third stage involves integration, that is the unification of the alter personalities, and initiatives to prevent future dissociation. Though the general principles and methods of psychotherapy apply to the treatment of DID, due to its nature, there are also some methods that are unique and specific to the treatment of DID. The most common of these are the methods of talking with alters, mapping, orientation to reality, round table technique and integration rituals. There is no medication to cure the psychopathology of DID. However, EMDR and hypnosis can be useful for traumatic memories
Bölünmüş zihinler: Dissosiyatif kimlik bozukluğu'nun tanı ve tedavisi
Bu kitabın esas hedef kitlesi dissosiyatif kimlik bozukluğunun (DKB) tedavisi ile uğraşan profesyonellerdir. Fakat kitap aynı zamanda, dissosiyatif kimlik bozukluğu yaşayanlara ve yakınlarına da yol gösterici özelliklere sahiptir. Kitabı, DKB terapisi ile uğraşanlara yardımcı olacak şekilde tasarladım. Bu sebeple de teorik literatür tartışmalardan ziyade klinik pratik üzerine yoğunlaştım. DKB ile tanışma hikayem psikiyatri asistanlığımın ilk günlerine uzanır. İstanbul Tıp Fakültesi’nde asistanlığa başladığım ilk zamanlardan itibaren bipolar bozukluk, şizofreni, depresyon danışanları gibi DKB danışanları da görmeye başladım. Bu dönemde Dr. Vedat Şar ve bir grup asistan, DKB üzerine çalışmaya başlamıştı. Asistanlığa başladığımda kendimi bu grubun içinde buldum. Geçen 24 yılda, DKB danışanları ile çalışmayı hiç bırakmadım. Son 7 yıldır devam eden özel muayenehane pratiğimin önemli bir parçasını DKB danışanları oluşturdu. Günümün 3-4 saati DKB’si olan danışanlarımla geçiyor. Bu danışanların bir kısmı rutin tanı görüşmelerinde rahatsızlığını benim fark ettiğim kişiler oldu; bir kısmı da diğer psikıyatrist ve psikologlardan DKB tanısı konulup bana gönderilen danışanlardan oluştu. Yıllar içinde öğrenme sürecimi derinleştirdim, öğrendiğim her şeyi kaydettim ve sonucunda bu kitap ortaya çıktı.Birinci bası