25 research outputs found

    A Research on Determining the Ethical Sensitivities of Midwives

    Get PDF
    Profesyonel meslek üyesi olarak ebeler; sağlık bakım teknolojisindeki hızlı değişim nedeni ile hizmet sunumunda etik sorunlar ve_x000D_ ikilemler yaşamaktadırlar. Karşılaşılan sorunların çözümünde, etik ilkeler doğrultusunda hareket edilmelidir. Bu kapsamda, birey için uygun_x000D_ olan etik kararın verilmesinde ebelerin etik duyarlılıkları belirleyici bir_x000D_ unsurdur. Bu noktadan hareketle araştırma, ebelerin yaşadıkları etik_x000D_ ikilem karşısında gösterdikleri etik duyarlılığı ve etkileyen faktörleri_x000D_ belirlemek amacıyla planlandı. Etik kurul kararı alınan araştırma, tanımlayıcı olarak planlandı. Araştırmanın örneklem grubunu, bir kamu_x000D_ hastanesinde çalışan ve katılmayı gönüllü olarak kabul eden 141 ebe_x000D_ oluşturdu. Veriler, Ocak 2018-Şubat 2018 tarihleri arasında, bireysel_x000D_ bilgi formu ve Ahlaki Duyarlılık Anketi kullanılarak toplandı. Örneklem grubunu oluşturan ebelerin yaş ve çalışma yılı ortalaması sırasıyla_x000D_ 39,36±10,5 ve 19,96±12,02’dir. Ahlaki Duyarlılık Anketi’nin toplam_x000D_ puan ortalaması 98,94±10,94’tür. Otuz yaş ve altı grupta, evli ve boşanmış olanlara göre bekârlar, mesleğini severek yapanlar, 10 yıl ve altında çalışma süresi olanlar, etik yayın izleyenler ve etik ikilem_x000D_ yaşayanlar Ahlaki Du yarlılık Anket toplam ve alt boyut puanlamasında_x000D_ daha yüksek etik du yarlılığa sahipken, etik ikilem yaşama durumunda_x000D_ herhangi bir şey yapmayanların düşük etik duyarlılığa sahip oldukları_x000D_ belirlendi (p<0.05). Ebelerin etik duyarlılıkları demografik özelliklerinden ve mesleğe ait özelliklerden etkilenmekte olup, istatistiksel açıdan anlamlı farklılıklar göstermektedir. _x000D_Midwives as a member of profession, are experiencing_x000D_ ethical problems and dilemmas in care delivering due to rapid change_x000D_ in healthcare technology. They must act in line with ethical principles_x000D_ in solving problems encountered. In this context, ethical sensitivity of_x000D_ midwives is a predictive factor in giving appropriate ethical decision_x000D_ for individual. From this point forth, research was planned in order to_x000D_ determine the ethical sensitivity and affecting factors against ethical_x000D_ dilemma experienced by midwives. Study that was approved by ethical committe was planned as descriptively. 141 midwives, working in_x000D_ public hospital and accepting to participate voluntarily, consisted of_x000D_ sample group of study. Data was collected between Januray and February 2018 by using an information form and the Moral Sensitivity Questionnaire. The average scores of midwives’ age and working year who_x000D_ sample grup are 39.36±10.5 and 19.96±12.02 respectively. Total mean_x000D_ score of Moral Sensitivity Questionnaire is 98.94±10.94. It is determined that the participant who are 30 and under age groups, singles_x000D_ more than married and divorced, do her jobs, have a working period of_x000D_ 10 years or less, follow the ethical puplication and experience ethical_x000D_ dilemma have higher ethical sensitivity in total mean score of Moral_x000D_ Sensitivity Questionnaire or sub-dimension averages, also it is determined who do nothing in case of ethical dilemma have lower ethical_x000D_ sensitivity (p<0.05). Ethical sensitivities of midwives are affected by_x000D_ demographic and occupational characteristics and there are statistically_x000D_ significant differences

    A research on determınıng factors affectıng dıvorce (Sample of Fethiye dıstrıct ın Muğla provınce)

    Get PDF
    Toplumda istenmeyen bir durum olan boşanmaların hızla arttığı günümüzde boşanma sebeplerine etki eden faktörlerin incelenmesi önem taşımaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre yıllar itibariyle evlilik sayıları azalırken boşanma sayıları artmaktadır. Boşanmaların engellenmesi, boşanmalara etki eden faktörlerin iyi araştırılmasına bağlıdır. Bu çalışmada ülkemizde boşanma sayılarına göre iller arasında 3. sırada bulunan Muğla ili Fethiye ilçesinde boşanmış 250 kişiye yüz yüze anket uygulanarak boşanmaya etki eden faktörler araştırılmış, istatistik analizler için parametrik yöntemlerden yararlanılmıştır. Uygulanan ankette katılımcıların demografik bilgileri, anket sorularına verdikleri cevapların frekans ve yüzdelik dağılımları, sorulara verilen cevapların ortalamaları analiz edilip yorumlanmıştır. Evlilik süresi üzerine etki eden faktörleri belirlemek için Katlı Korelasyon ve Regresyon analizlerinden yararlanılmış, kadın ve erkek katılımcılar arasında fark olup olmadığının belirlenmesi için t-Testi yapılmıştır. Çalışma sonucunda boşanmalar üzerinde en etkili faktörün 'şiddetli geçimsizlik' olduğu, boşanan kadınların evli iken çalışmazken boşandıktan sonra çalışmaya başladıkları, maddi kaygı yaşadıkları, ailede boşanmalardan en çok etkilenen bireylerin çocuklar olduğu ortaya çıkmıştır.In today's world, where divorces are rapidly increasing, which is an undesirable situation in the society, it is important to examine the factors affecting the causes of divorce. Turkey Statistical Institute, according to the yearly number of marriages is increasing the number of divorces decreased. Prevention of divorce depends on good investigation of factors affecting divorce. In this study, the factors affecting the divorce were investigated by applying a face-to-face questionnaire to 250 divorced people in Fethiye, Muğla, which is in the 3rd rank among the provinces in our country, and parametric methods were used for statistical analysis. In the study, demographic information of the participants, frequency and percentage distributions of the answers they gave to the survey questions, averages of the answers given to the questions were analyzed and interpreted. Multiple correlation and regression analysis was used to determine the factors affecting the duration of marriage, and t-Test analysis was performed to determine whether there is a difference between male and female participants. As a result of the study, it was revealed that the most effective factor on divorces was 'severe incompatibility', that divorced women started working after divorce while they were not married, had financial anxiety, and the individuals who were most affected by divorces in the family were children

    Online tüketici yorumlarının tüketici satın alma niyeti üzerine etkisi

    No full text
    Günümüzde internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, online perakende web sitelerinden alışveriş yapan tüketici sayısında artış görülmektedir. Bu durumda online tüketici yorumları, tüketiciler için yeni bir ürün bilgisi kaynağı haline gelmektedir. İnternet ortamında aşırı derecede bilgiye maruz kalan tüketiciler, kaliteli bilgi öğrenmek istemektedirler. Bu bağlamda araştırmanın amacı, online tüketici yorumlarının kalitesinin, satın alma niyeti üzerindeki olası etkilerini belirlemek ve araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin satın alma niyetleri ile yorum kalitesi arasında ilişki olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın evreni Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencileridir. Sözü edilen evrenden kolayda örnekleme yöntemiyle seçilen 369 kişiden veri toplanmıştır. Araştırmanın veri toplama tekniği ankettir. Örneklemden elde edilen veriler SPSS 15.0 istatistik paket programına yüklenmiş ve araştırmanın hipotezine uygun analizler yapılmıştır. ANOVA analizi yapılarak, önermelerin ortalamalarının yorum kalitesine göre farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Söz konusu farklılıkların hangi yorum kalitesinden kaynaklandığını belirlemek için Duncan testi yapılmıştır. Cinsiyete göre ölçeklerin ortalamalarının farklılıklarını ölçmek amacıyla bağımsız örneklem t-testi kullanılmıştır. Yorum kalitesi ile satın alma niyeti arasında ilişki olup olmadığını ortaya koymak için ki-kare analizi, bu ilişkinin derecesini belirlemek için Spearman korelasyon analizi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; yorumların kalitesi ile öğrencilerin satın alma niyeti arasında ilişkilerin bulunduğu belirlenmiştir. Ayrıca, incelenen yorum kalitesi arttıkça, öğrencilerin satın alma niyetinin artış gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ancak orta kaliteli yorumların beklenen etkiyi göstermediği belirlenmiştir. Orta kaliteli yorumlar çalışmadan çıkarılıp, yorum kalitesi düşük ve yüksek olmak üzere değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, yüksek kaliteli yorumları okuyan öğrencilerin satın alma niyetlerinin, düşük kaliteli yorumları okuyan öğrencilerin satın alma niyetlerinden anlamlı düzeyde yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.Nowadays, with the widespread use of the internet, the number of consumers who realize shopping via online retail websites is increasing. In this case online consumer comments are a new source of product information for consumers. Consumers who are exposed to excessive information on the Internet would like to have qualified information. In this context, the aim of the research is to determine the effect of the quality of online consumer reviews on the purchase intention and to reveal whether there is a relationship between the quality of online consumer reviews and the purchase intention by university students participating in the survey. The research was carried out in Muğla Sıtkı Koçman University Faculty of Economics and Administrative Sciences. By using easy sampling method, 369 questionnaires were applied to the students of the faculty. Analysis was realized in SPSS 15.0 program. The items were examined through determining the mean values according to the general and quality of reviews of the scales used. ANOVA analysis was conducted to examine whether the mean values of the samples differed according to the quality of reviews. Duncan test was conducted to determine the source of differences in quality of reviews. Independent sample t-test was used to measure the differences between the averages of the expressions by sex. Chi-square analysis was used to find out if there is a relationship between the quality of reviews and the purchase intention, spearman analysis was used to determine the degree of this relationship. As a result of analyzing, we found that a positive relationship between the quality level of reviews and purchase intention. In addition to two sided relationship between reviews of quality and purchase intention, we also found that the reviews of quality increases, purchase intention also increases. However, it was determined that medium quality reviews didn't show the expected effect. Medium quality reviews were taken out of study, and reviews quality was assessed to be low and high. As a result, the purchasing intentions of students who read high quality reviews were found to be significantly higher than those of students who read low quality reviews

    Türkiye’de yabancılara yapılan konut satışının tahmininde makine öğrenmesi yöntemleri performanslarının incelenmesi

    No full text
    Günümüzde tahminleme teknikleri oldukça önem kazanmaktadır. Özellikle son yıllarda tahminlemede makine öğrenmesi yöntemlerinin kullanımı her geçen gün artmaktadır. Bu durumda, farklı yöntemlerden yararlanarak en uygun yöntemi belirlemek önem arz etmektedir. Son yıllarda ülkemize göç eden yabancıların sayısı oldukça artmıştır. Dolayısıyla yerleşme istekleri konut satışına olan talebi de doğal olarak arttırmaktadır. Bu noktada konut sektöründe arz ve talep dengede tutulmalıdır. Bu sebepten, yabancıların konut talebini doğru bir şekilde tahmin etmek gerekmektedir. Bu tezde, yabancılara yapılan konut satışının tahmininde dört makine öğrenmesi yöntemlerinin performansları karşılaştırılarak en uygun tahmin yöntemine ulaşılması amaçlanmıştır. Bu yöntemler; Çoklu Doğrusal Regresyon, Çok Katmanlı Yapay Sinir Ağı, Karar Ağacı Regresyon, Rastgele Orman Regresyonudur. Bu çalışmada, iki farklı veri seti kullanılarak yöntemlerin performansları karşılaştırılmıştır. Birinci veri setinde, 2013-2023 yılları arasındaki toplam 127 ayın mevcut olduğu 16 faktör bulunmakta, ikinci veri setinde ise, 2015-2023 yılları arasındaki toplam 102 ayın mevcut olduğu 20 faktör bulunmaktadır. Bu iki veri setinde, 4 farklı makine öğrenmesi yöntemi uygulanmıştır. Söz konusu yöntemlerinin performansları karşılaştırılmıştır. Yöntemlerin karşılaştırılması sonucunda, Çoklu Doğrusal Regresyon yönteminin diğer yöntemlere göre daha iyi bir tahmin gerçekleştirmesi sağladığı; ikinci yöntem olarak Rastgele Orman Regresyonu modelinin olduğu saptanmıştır.Nowadays, forecasting techniques are gaining importance. Especially in recent years, the use of machine learning methods in forecasting has been increasing day by day. In this case, it is important to determine the most appropriate method by utilizing different methods. In recent years, the number of foreigners migrating to our country has increased considerably. Therefore, the desire to settle naturally increases the demand for housing sales. At this point, supply and demand in the housing sector must be kept in balance. For this reason, it is necessary to accurately forecast foreign demand for housing. In this thesis, it is aimed to reach the most appropriate prediction method by comparing the performances of four machine learning methods in the prediction of housing sales to foreigners. These methods are Multiple Linear Regression, Multilayer Neural Network, Decision Tree Regression, Random Forest Regression. In this study, the performances of the methods are compared using two different data sets. In the first dataset, there are 16 factors with a total of 127 months between 2013-2023, and in the second dataset, there are 20 factors with a total of 102 months between 2015-2023. In these two datasets, 4 different machine learning methods were applied. The performances of these methods are compared. As a result of the comparison of the methods, it was found that the Multiple Linear Regression method provided a better prediction than the other methods, with the Random Forest Regression model as the second method

    Forecasting hotel occupancy rates with artificial neural networks in the COVID-19 process

    No full text
    In the tourism sector, accommodation business demand forecasting provides a great benefit for tourism professionals, especially hotel managers, in the strategic decision-making process. For demand estimation, the artificial neural networks (ANN) method, which works similar to a human brain cell and makes realistic predictions, has been preferred. The aim of this study was to develop an eight input and output variable of the feedforward radiated back an ANN is in a specially certified hotel room occupancy rate in Turkey to investigate the applicability of the method to predict. Four different alternative network structures were created from the data set with the K-fold cross validation method. As a result of the test simulation, it was determined that the estimated and actual occupancy rates of the network with the lowest error were close to each other. According to this designed model, the monthly occupancy rate for the years 2019 and 2020 has been estimated. As a result, the effect of COVID-19 was revealed by comparing the hotel occupancy rate with the actual rates. © 2021, IGI Global

    AHP-GRİ ilişkisel analiz ve AHP-WASPAS yöntemleri ile online satış yapan seyahat acentalarının değerlendirilmesi

    No full text
    Günümüzde elektronik ticaretin artmasıyla birlikte, tüketicilerin çoğu otel, tur, ulaşım vb. satın almaişlemlerini gerçekleştirmek için seyahat acentalarının web sitelerini tercih etmektedir. Bu bağlamdaçalışmamızda, en iyi seyahat acentası seçimi amacıyla, çok kriterli karar verme yöntemlerinden AnalitikHiyerarşi Prosesi (AHP), Gri İlişkisel Analiz (GİA) ve WASPAS yöntemleri kullanılmıştır. Kriterlerin ağırlıklarıAHP yöntemi ile belirlenmiştir. Beş alternatif acentayı değerlendirmek üzere kullanılan kriterler ödemeseçenekleri, tema sayısı, şikâyet sayısı, anlaşmalı banka sayısı, faaliyet süresi, şube sayısı, güncel kampanyaimkanları ve destinasyon sayısıdır. En fazla öneme sahip olan kriter "tema sayısı"dır. Sonrasında bu kriterağırlıklarına göre, GİA ve WASPAS yöntemleri ile seyahat acentaları değerlendirilmiş ve en uygun acentaseçimi yapılmıştır

    A research on determining factors affecting divorce (Sample of Fethiye district in Muğla province)

    Get PDF
    Toplumda istenmeyen bir durum olan boşanmaların hızla arttığı günümüzde boşanma sebeplerine etki eden faktörlerin incelenmesi önem taşımaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre yıllar itibariyle evlilik sayıları azalırken boşanma sayıları artmaktadır. Boşanmaların engellenmesi, boşanmalara etki eden faktörlerin iyi araştırılmasına bağlıdır. Bu çalışmada ülkemizde boşanma sayılarına göre iller arasında 3. sırada bulunan Muğla ili Fethiye ilçesinde boşanmış 250 kişiye yüz yüze anket uygulanarak boşanmaya etki eden faktörler araştırılmış, istatistik analizler için parametrik yöntemlerden yararlanılmıştır. Uygulanan ankette katılımcıların demografik bilgileri, anket sorularına verdikleri cevapların frekans ve yüzdelik dağılımları, sorulara verilen cevapların ortalamaları analiz edilip yorumlanmıştır. Evlilik süresi üzerine etki eden faktörleri belirlemek için Katlı Korelasyon ve Regresyon analizlerinden yararlanılmış, kadın ve erkek katılımcılar arasında fark olup olmadığının belirlenmesi için t-Testi yapılmıştır. Çalışma sonucunda boşanmalar üzerinde en etkili faktörün 'şiddetli geçimsizlik' olduğu, boşanan kadınların evli iken çalışmazken boşandıktan sonra çalışmaya başladıkları, maddi kaygı yaşadıkları, ailede boşanmalardan en çok etkilenen bireylerin çocuklar olduğu ortaya çıkmıştır.In today's world, where divorces are rapidly increasing, which is an undesirable situation in the society, it is important to examine the factors affecting the causes of divorce. Turkey Statistical Institute, according to the yearly number of marriages is increasing the number of divorces decreased. Prevention of divorce depends on good investigation of factors affecting divorce. In this study, the factors affecting the divorce were investigated by applying a face-to-face questionnaire to 250 divorced people in Fethiye, Muğla, which is in the 3rd rank among the provinces in our country, and parametric methods were used for statistical analysis. In the study, demographic information of the participants, frequency and percentage distributions of the answers they gave to the survey questions, averages of the answers given to the questions were analyzed and interpreted. Multiple correlation and regression analysis was used to determine the factors affecting the duration of marriage, and t-Test analysis was performed to determine whether there is a difference between male and female participants. As a result of the study, it was revealed that the most effective factor on divorces was 'severe incompatibility', that divorced women started working after divorce while they were not married, had financial anxiety, and the individuals who were most affected by divorces in the family were children

    İlişkide Karar Verme Ölçeğinin Türk Kültürüne Uyarlanması / The Turkish Adaptation of Relationship Deciding Scale

    No full text
    Abstract The purpose of this study was to assess the validity and reliability of Relationship Deciding Scale (Vennum & Fincham, 2011) for Turkish culture. The sample of the study consisted of 880 students (EFA=439, CFA=441) studying at Karadeniz Technical University. Criterion-related validity, exploratory and confirmatory factor analyses were conducted for the validity of RDS while internal consistency, split half and test-retest techniques were performed to examine the reliability of RDS. Exploratory factor analysis (EFA) revealed that the scale had two-factor structures. However, two items were removed from the scale because they didn't have appropriate factor loadings. The scale consisting of 10 items explained 58.97% of the total variance. The results of confirmatory factor analysis (CFA) indicated that the model was compatible with the data. In the reliability analysis for EFA and CFA samples, Cronbach alpha coefficients were found as .87 and .86 respectively. Internal consistency coefficients of subscales were found as .83 and .80 for “Relationship Confidence”, .82 and .84 for “Directing Relationship”. According to test-retest reliability analysis results, the whole scale’s coefficient was r= .67. In addition, as a result of criterion validity analysis, correlations (r= .33) between Self-Control Scale (Duyan, Gülden & Gelbal, 2012) and Relationship Deciding Scale (RDS) were found to be statistically significant. In conclusion, these findings suggest that RDS, which has two-factor structures with 10 items, can be suggested as a valid and reliable instrument in Turkish culture. Öz Bu araştırmanın amacı, Vennum ve Fincham (2011) tarafından geliştirilen İlişkide Karar Verme Ölçeği’nin (Relationship Deciding Scale) Türk kültürüne uyarlanması ile ilgili geçerlik ve güvenirlik işlemlerini yapmaktır. Araştırma grubu Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde öğrenim gören 880 öğrenciden (AFA=439, DFA=441) oluşmaktadır. İlişkide Karar Verme Ölçeği’nin (İKVÖ) geçerlik işlemlerinde, ölçüt bağıntılı geçerlik, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi, güvenirlik işlemlerinde ise iç tutarlılık, testi yarıya bölme ve testin tekrarı tekniklerinden yararlanılmıştır. Yapılan açımlayıcı faktör analizi (AFA) sonucunda ölçeğin iki faktörlü yapı gösterdiği ortaya çıkmıştır. Uygun faktör yüklerine sahip olmadıkları için iki madde modelden çıkarılmıştır. 10 maddeden oluşan ölçek toplam varyansın %58.97’sini açıklamıştır. Doğrulayıcı faktör analizli sonuçları (DFA) verinin modele iyi uyum sağladığını göstermiştir. AFA ve DFA örneklemleri için yapılan güvenirlik analizlerinde, Cronbach alfa iç tutarlılık kat sayıları sırasıyla .87 ve .86 olarak bulunurken alt ölçekler için bulunan iç tutarlılık kat sayıları ise “İlişkide Kendine Güven” için .83 ve .80, “İlişkiyi Yönetme” için .82 ve .84’tür. Ölçeğin test tekrar test güvenirliğinin r= .67 olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca ölçüt geçerliği kapsamında yapılan analizler sonucunda Öz Denetim Ölçeği (Duyan, Gülden ve Gelbal, 2012) ile İKVÖ arasında .33 değerinde beklenen yönde bir ilişki saptanmıştır. Bu çalışma sonucunda İKVÖ’nün Türk kültüründe geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu değerlendirilmektedir

    Bireysel Emeklilik Şirketi Seçimine Analitik Hiyerarşi Prosesi ve Gri İlişkisel Analiz Yöntemlerinin Uygulanması

    No full text
    Amaç – Bu çalışmanın temel amacı bireylerin bireysel emeklilik yatırımları kararlarının Türkiye’de faaliyette bulunan bireysel emeklilik şirketleri arasından en uygun olan şirkete yönlendirilmesi konusunda fikir verebilmektir.Yöntem – Araştırma problemi belirli kriterler doğrultusunda bireysel emeklilik şirketlerinin sıralanmasıdır. Veri setini beş adet Bireysel Emeklilik Şirketleri’ne ait Şubat 2019 dönemine ait güncel veriler oluşturmaktadır. Kriter ağırlıklandırmaları altı adet yatırım yapmayı planlayan birey ve beş adet bireysel emeklilik danışmanı ile yüz yüze görüşme ile hesaplanmıştır. AHS Yöntemi’nden elde edilen ağırlıklar GİA Yöntemi’ne uygulanmıştır.Bulgular – Araştırma sonuçlarına göre AHS yöntemine göre en önemli kriterin ‘katılımcı sayısı’ olduğu dolayısıyla katılımcıların birbirlerini etkiledikleri, yatırım yapmayı planlan bireylerin birbirlerinin tavsiyelerine önem verdikleri, daha önce yatırım yapmış bireylerin yatırım yaptıkları şirketlerin hizmetlerinden memnun kaldıkları sonuçlarına ulaşılmıştır.Tartışma –Türkiye’de bireysel emeklilik şirketlerine yatırım için toplanan kaynak, devlet katkısına rağmen OECD ülkelerine kıyasla sınırlı kalmaktadır. Bu oranın Türkiye’de sınırlı olmasının başlıca sebepleri arasında enflasyon oranının yüksek olması ve ortalama gelirin ise düşük olması sayılabilir. Çalışmadan elde edilen bulgular Genç ve ark. (2015), Dinçer ve Görener (2011) ve Ertuğrul ; Öztaş (2016)’ın yapmış oldukları çalışmalar ile benzerlik göstermektedir. Karar vericiler değiştikçe kriter ağırlıkları da değişeceğinden uygulama sonuçları farklılaşacaktır
    corecore