13 research outputs found

    Sağlıklı erişkinlerde serum seks hormonları ve kemik dışı alkalen fosfataz izoenzimleri arasındaki ilişkiler

    No full text
    Amaç: "Postmenopoz kadınlardaki osteoporoz riski yaşlı erkeklerden daha yüksektir ve bu farklılık yaşlandıkça daha da belirgin hale gelmektedir. Erkeklerdeki kemik alkalen fosfataz (K-ALP) izoenziminin yaşlanma ve sex steroidleri ile ilişkisi hala tartışmalıdır. Bu konuyla ilgili erişkinlerde yapılan bir çok çalışma dar bir yaş aralığım içermektedir. Kemik densitesi için kemik metabolizması markırlarının kullanışlılığı sağlıklı yaşlı erkek ve kadınlarda iyice tanımlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı sağlıklı erkek ve kadınlarda total-ALP, K-ALP ve kemik dışı (KD-ALP) 'deki yaşa bağlı değişmeleri ve seks steroidlerinin ALP izoenzimleri ile olası ilişkilerini incelemekti. Metotlar: Yaşları 15-83 arası (64'ü erkek ve 113'ü kadın) olan 177 sağlıklı yetişkin çalışmada yer aldı. Serum T-ALP aktivitesi kinetik assay ile ölçüldü ve daha sonra B-ALP précipitât (lectin) kullanılarak çöktürüldü. Sex steroidleri chemiluminescent enzim immıınaassay (Total testosteron (TTE), dehidroepiandrostenodion (DHEAS), estradiol (E2), seks hormon bağlayıcı globulin (SHBG) ve radyoimınunassay (serbest testosteron (STE) yöntemler ile ölçüldü. Bulgular: Postmenopoz kadınlarda serum T-ALP, K-ALP ve KD-ALP aktiviteleri premenopoz dönemdekilere oranla anlamlı bir şekilde daha yüksekti. Menopoz sonrası K-ALP ve T-ALP belirgin bir şekilde (sırasıyla %38 ve %26) arttı. 50 yaşın alt ve üstündeki erkekler benzer ALP düzeylerine sahipti. Serum STE ve DHEAS erkeklerde yaş ile ters ilişkiliydi. Kadınlarda, E2 ve DHEAS yaş ile azalmıştı. K-ALP kadınlarda yaşlanma ile doğru ve erkeklerde ise ters ilişki gösterdi. Yaşlanma ve SHBG arasındaki ilişkilerde her iki cinsde farklıydı. Sonuç: Kadınların tersine T-ALP erkeklerde iyi bir kemik turnover markın değildir. T-ALP ve K-ALP deki değişmeler erkeklerde STE, DHEAS ile kadınlarda E2 ile ilişkilidir. Bu nedenle, yaşlı erkek ve kadınlarda sex steroidlerinin kemik kaybı üzerine etkilerini değerlendirmek için daha kapsamlı cross-sectional çalışmalar yapılmalıdır.Background: Risk of osteoporosis in postmenopausal women is greater than that in elderly men and the difference increases with age. The relations of B-ALP to aging and sex steroids in men are still controversial. Most studies on this subject have been performed on the adults in a narrow age-range. The usefullness of markers of bone metabolism f or predicting bone density have not been well described in healthy elderly men and women. The aim of this study was to assess age-related changes in T-ALP, B-ALP and N B-ALP and relationships of sex steroid to ALP isoenzymes in healthy men and women. Methods: A total of 177 healthy adults (64 men and 113 women) aged between 15-83 years were included in this study. Serum T- ALP activity was measured by a kinetic assay, and then B-ALP was precipitated using the precipitant- a lectin. Sex steroids were determined by chemiluminescent enzyme immunoassay (TTE, DHEAS, E2, SHBG) and radioimmunoassay (FTE). Results: Serum T-ALP, B-ALP, and NB-ALP activities were significantly higher in the postmenopausal women than in the premenopausal ones. After menopause, B-ALP and T-ALP were markedly increased by 38 % and 26 %, respectively. These ALP results in apparently healthy men <50 yrs and >50 yrs were similar. Serum FTE and DHEAS were significantly inverse relation to the age of men. In women, E2 and DHEAS decreased with age. There were an increased B-ALP activity in women and a borderline decrease of B-ALP activity in men with aging. There was a gender difference in SHBG levels with aging. Conclusion: In contrast of women, T-ALP is not a good marker of bone turnover in men. The changes in both T-ALP and B-ALP are associated with E2 in women, the latter is associated with DHEAS in men. Thus, further comprehensive cross-sectional studies should be made to evaluate the effects of sex steroids on bone loss in aging men and women

    Metabolism of Asymmetric Dimethylarginine (ADMA)

    No full text
    Asimetrik dimetil arjinin (ADMA) endojen Nitrik Oksit Sentaz Enzimi (NOS) inhibitörüdür. İlk kez 1970 yıllarında metillenmiş arjininler insan idrarında saptanmıştır. Ancak ADMA ile ilgili ilk çalışma 1992’de kronik böbrek yetmezliği hastalarında yapılmıştır. Son yıllarda yapılan çok sayıda çalışmada ADMA’nın endotel disfonksiyonu ve aterosklerozda rol aldığı ve belirteç olarak kullanılabileceği bildirilmiştir. ADMA’nın böbrek yetmezliği, ateroskleroz, hiperglisemi ve hiperhomosisteinemi durumlarında da serumda yükseldiği tespit edilmiştir. Biz bu derlemede ADMA’nın yapısı, sentezi, metabolizması ve klinik durumlar ile ilişkisini inceleyeceğiz.Asymmetric dimethyl arginine (ADMA) is an endogenous inhibitor of Nitric Oxide Synthase (NOS) enzyme. Methylated arginine has been found in human urine for the first time in the 1970s. However the first study with ADMA has been made among patients with chronic renal failure in 1992. It has been reported by many studies that ADMA contributed in endothelial dysfunction and atherosclerosis and can be used as a marker in recent years. ADMA was found to be elevated in the serum in cases of renal insufficiency, atherosclerosis, hyperglycemia and in hyperhomocysteinemia. In this review we will study ADMA structure, synthesis, metabolism and its relationship with clinical conditions
    corecore