11 research outputs found
Dijital çalışma platformlarının toplumsal cinsiyet eşitliğine etkisi
Dijitalleşme sürecinde ortaya çıkan çalışma modellerinden dijital çalışma platformlarının giderek yaygınlaştığı ve bir dijital çalışma ekosisteminin geliştiği görülmektedir. Dijital çalışma platformlarının, kırılgan gruplar olarak nitelendirilen kadınlar, engelliler, gençler ve göçmenler de dahil olmak üzere tüm çalışanlara gelir getirici fırsatlar sağlama potansiyeli olduğu ve gelecek vadeden iş olanakları taşıdığı ileri sürülmektedir. Böyle bir potansiyele sahip dijital çalışma platformlarının toplumsal cinsiyete dayalı analizi dikkate alındığında, kadınların bu tür platformlara erişme ve bu platformlarda çalışma durumlarını, mesleki ayrışma ve dijital cinsiyet açığını azaltmadaki etkisini de tartışmak kaçınılmazdır. Dijital çalışma platformlarının kapsadığı işlerde kadınların ve erkeklerin istihdam edildikleri işler sayısal ve niteliksel olarak farklılaşmaktadır. Genel olarak araştırmalar bu tür çalışma platformlarında cinsiyete dayalı mesleki ayrışmanın yaygın olduğunu, özellikle yapay zeka gibi yüksek bilgi ve beceriye ihtiyaç duyulan alanlarda çalışanların çoğunun erkek olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan platform çalışmanın kadınların iş gücüne katılım oranını artıracağı, çalışma saatlerini, işlerini ve ev sorumluluklarını uyumlaştırma konusunda kolaylık sağlayacağı yönünde beklentiler bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, dijital çalışma platformlarının toplumsal cinsiyet eşitliği üzerindeki etkisini tartışmak ve cinsiyet eşitliği yönünde yeni fırsatlar yaratma potansiyelini Avrupa Birliği örneği üzerinden doküman analizi yöntemiyle değerlendirmektir. Çalışmanın bulguları göstermektedir ki geleneksel işgücü piyasasındaki toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler dijital çalışma platformlarında da devam etmektedir. Özellikle mesleki ayrışımın, ücret eşitsizliğinin ve iş ve aile sorumluluklarının paylaşımındaki eşitsizliğin sürdüğü görülmektedir.Publisher's Versio
Lizbon Stratejisinden Avrupa 2020 Stratejisine Avrupa Birliği’nin Toplumsal Cinsiyet Politikaları Nerede Duruyor?
Avrupa Birliği’nin 2000 yılı Lizbon Stratejisi hedefleri arasında Avrupa’yı dünyanın en rekabetçi, dinamik, bilgi temelli ekonomisi yapmak vardır. Daha iyi istihdam politikalarını ve sosyal uyumu içeren Lizbon Stratejisi ile 2010 yılına kadar Birlik açısından sürdürülebilir büyümenin gerçekleşmesi hedeflenmiştir. Lizbon Stratejisi’nin yerini alan Avrupa 2020 Stratejisi ise, Birliğin akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme önceliklerini içerecek şekilde istihdam da dahil olmak üzere eğitim, AR-Ge, sosyal içerme, enerji ve iklim konularını içeren ve birbirini destekleyen hedeflere dayanmaktadır. Ekonomik ve sosyal uyumu gerçekleştirerek, yüksek istihdam ve verimlilik sağlamak temel amaçlar arasındadır. Avrupa Birliği’nin özellikle ekonomik ve sosyal anlamda onar yıllık politikalarını belirleyen Lizbon ve Avrupa 2020 Stratejileri, Birliğin toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları alanında nasıl bir yaklaşım benimsediğini ortaya koyması açısından da önemlidir. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitliği Birlik açısından sürdürülebilir büyüme, rekabet edilebilirlik, istihdam ve sosyal dışlanmayla mücadelede belirlediği hedeflere ulaşmak için gerekli bir önkoşuldur. 2020 yılında Avrupa’da kadın istihdamını %75’lere ulaştırma hedefi sosyal içerme politikalarıyla desteklenerek, üye ülkelerden bu hedefe uygun programlar geliştirmeleri beklenmektedir. Bu çalışmanın amacı hemLizbon Stratejisi hem de Avrupa 2020 Stratejisi’nin hedefleri arasında yer alan kadın istihdamını artırmaya yönelik hedeflerin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında hangi amaç, yöntem ve politikaları kapsadığını tartışmak ve Avrupa Birliği’nin bu konuda yaklaşımını güncel uygulamalarla birlikte değerlendirmektir. Birliğe üye ülkelerden seçilen örnekler ve aday ülke Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarına yönelik düzenlemeleri bu kapsamda incelenecektir
Endüstri 4.0 Ortamında Değişen İş ve Mesleklerin Türkiye’de Kadın İstihdamına Etkileri
Yeni bir ekonomik gelişim dönemini ve toplum yapısını tanımlamak amacıyla kullanılan Endüstri 4.0 ile IoT,yapay zeka, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, bulut bilişim, büyük veri, eklemeli üretim, uçtan ucabütünleşme ile kendi kendini yönetebilen teknoloji ve inovasyona dayalı bir üretim ve iş yapma ortamı temsiledilmektedir. Yeni teknolojiler yeni işler yaratırken, işlerin vasıflarına göre istihdamdaki paylarının dadeğişmesi beklenmektedir. Kadın iş gücünün bu değişim ve dönüşüm sürecinin neresinde yer aldığı, gelecekteiş gücü piyasasında nasıl konumlanacağı, yeni iş alanlarından yararlanma koşulları, oluşacak fırsatlaraerişmede yeterli bilgi ve beceriye sahip olabilmesi incelenmesi gereken önemli konulardandır.Bu çalışmanın amacı Endüstri 4.0’ın özelliklerinin, içerdiği teknolojilerin ve çalışma hayatı üzerinde yarattığıetkilerinin incelenerek, bu yeni sanayi ortamında iş yapma ve yönetme anlayışındaki değişimle oluşacak yenimesleklerin yapısının Türkiye’deki kadın istihdamına yansımalarını değerlendirmektir. Bu kapsamdaçalışmada Türkiye’de kadın istihdamının Endüstri 4.0 ortamında yeni ve değişen mesleklere hazır olma durumueğitim, dijital okur-yazarlık ve STEM eğitimi açılarından ele alınmıştır. Ayrıca çeşitli ülkelerde BİTendüstrilerindeki mevcut kadın işgücü arzı ve Endüstri 4.0 politika ve uygulamalarına da yer verilmiştir.Çalışmada kadın işgücünün yeterli bilgi ve beceriyi edinmesi, gerekli koşullar oluşturulması ve eşit fırsatlartanınması durumunda Endüstri 4.0 ortamının yarattığı yeni iş ve yeni mesleklerde nasıl yer alabileceğitartışılmaktadır