10 research outputs found

    Comparison of Genial Tubercule Anatomy Based on Age and Gender

    Get PDF
    Objective: In our study, it was aimed to determine whether there were differences in genial tubercle dimensions depending on age and gender.Methods: In this study, 220 cone beam computed tomography (CBCT) images of patients (110 female and 110 male) between the ages of 20-80 years were obtained from the archive of İzmir Katip Çelebi University Faculty of Dentistry. All patients were divided into decade groups according to their age, and each decade group was divided into two subgroups according to gender. The genial tubercle was defined radiologically using axial, coronal and sagittal sections as well as 3D reconstruction image with NNT software program. Sagittal, vertical and horizontal dimensions of the genial tubercle were measured and statistically analyzed.Results: There was a weak negative correlation between age groups and vertical values (r=-0.142; p=0.036) whereas the correlation coefficients between age groups and sagittal and horizontal values were not statistically significant (r=-0.043; p=0.530 and r=-0.039; p=0.563). There was a strong positive correlation between vertical and sagittal values in men (r=0.705, p<0.001) and women (r=0.714, p<0.001) in the whole group. There was a weak positive correlation between horizontal and sagittal, horizontal and vertical values in men (r=0.362, p<0.001; r=0.231, p<0.001) and women (r=0.304, p<0.001; r=0.257, p=0.007) in the whole group.Conclusion: The vertical and horizontal dimensions of genial tubercle of men were higher than that of women. As the age of the patients increased, a decrease in the vertical values of the genial tubercle was observed

    Uyuşturucu ile Mücadelede Tükürükte Madde Tespiti: Kolay Uygulanabilir, İmmünokromografik Bir Yöntem

    No full text
    Uyuşturucu maddeler belirli miktarda alındığında, kişinin sinir sistemine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, kişi ve toplum içerisinde ekonomik ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan maddelerdir. Madde analizleri, madde ile mücadelenin önemli unsurlarından biridir. Madde analizlerinde tarama ve doğrulama yöntemleri kullanılmaktadır. Maddelerin ve metabolitlerinin alındıktan sonra ne kadar süre ile tespit edilebileceği madde analizinden önce bilinmelidir. Tespit süresini belirleyen en önemli faktörler maddenin emilimi ve daha sonra vücut sıvılarına geçiş süresidir. Madde ve metabolitlerinin varlığını tespit etmek için çok çeşitli biyolojik örnek türleri (idrar, kan, tükürük, saç,vb) kullanılabilir. Özellikle, trafikte madde etkisi altında sorgulama yapılırken tükürük analizleri hızlı, güvenilir ve kolay uygulanabilir, noninvaziv olmaları yönünden kan ve idrar örneklerine alternatif olarak kullanılmaktadır. Tükürükte uyuşturucu madde tespiti amacı ile immünolojik kitler tercih edilmektedir. Tükürük örneği alınması görsel olarak takip edilebilir. Ülkemizde POCT temelli UTC Uyuşturucu Test Cihazının (ARMAS) doğruluk oranı %2590ın üzerinde saptanmış ve Trafik Birimleri tarafından tarama testi amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Dikkat edilmesi gereken bir nokta kullanılan POCT cihazlarının performans değerlendirmelerinin düzenli yapılması gerekliğidir

    Odontoid Aplazisi Bulunan Olguda Travmatik Atlanto Aksiyal Dislokasyon Olgu Sunumu

    No full text
    Hafif bir travma sonrasında ortaya çıkan şiddetli boyun ağrısı şikayetiyle acil servise müracaat eden olgu, yatırıldığı Nöroşirürji ABD tarafından yapılan incelemelerde atlanto- aksiyal dislokasyon ile odontoid aplazisi saptanarak operasyona alınmış ve adli raporu Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenmiştir. Odontoid aplazisi genellikle asempto- matiktir. Ancak atlasın stabilitesini yetersiz kıldığı için hafif bir boyun travması dislokasyona neden olmuştur. Temelde bir anomalinin bulunması eylemin sonuçlarının beklenenin ötesinde olmasına yol açmıştır. Olgu nadiren görülmesi ve sonucun beklenenin ötesinde olması nedeniyle sunulmuştur. Anahtar kelimeler: Atlato-aksiyal Dislokasyon. Atlanto-aksiyal, Odontoid Aplaz

    Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde 1999 Yılı İçinde Verilen Adli Raporların İncelenmesi

    No full text
    Bu araştırmanın amacı bir üniversite hastanesinin psikiyatri kliniğince 1999 yılı boyunca düzenlenmiş bulunan adli raporların, ileri çalışmalara ve tartışmalara kaynaklık edebilecek şekilde dökümünün yapılmasıdır. Böylelikle adli karar süreçlerinde standardizasyonun sağlanması yolunda çıkarımlar yapılabilir. Olguların büyük çoğunluğunun üniversite hastanesinin bulunduğu il ve ilçelerinden gönderildiği saptanmıştır. Olguların yarısından fazlası (%58) medeni hukuk davası nedeniyle gönderilmişlerdir. Vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği (%42) ve ceza ehliyetinin olup olmadığı (%22.4) adli makamlarca en sık sorulan sorulardır. Psikiyatrların kimi durumlarda kesin karar vermekte zorlandıkları görülmektedir. Bu tür olgularda hukukun adil karar verebilmesi için neler yapılabileceği tartışılması gereken bir konudur. Gerek psikiyatrların gerekse hukukçuların ortak dil ve iletişim üzerinde işbirliği yapmalarının gerektiği görülmektedir. Sonuçların başka kurumlarca düzenlenen raporlarla karşılaştırılması faydalı olacaktır. Anahtar kelimeler: Adli psikiyatr

    Hekzan zehirlenmesine bağlı ağır polinöropati: 6 olgu sunumu

    No full text
    Sanayide organik çözücü olarak kullanılan hekzan ve toluen gibi maddelerin inhalasyon yolu ile alınımlarında zehirlenme tablosu oluşturulabildikleri bilinmektedir. Yapıştırıcıların içinde çözücü olarak kullanılan bir hidrokarbon olan hekzan inhalasyon yolu ile alınımında polinöropati tablosu oluşturmaktadır. Kula'da deri mont atölyesinde deri yapıştırma isinde çalışan yaşları 13 ile 17 arasında değişen 6 isçi çocukta, kullanılan yapıştırıcının içerdiği hekzanın solunmasına bağlı olarak ortaya çıkan ağır polinöropati tablosu sunularak ortaya çıkan tablo adli tıbbi açıdan tartışılmıştır

    1993-1997 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nda haklarında rapor düzenlenen göz yaralanması olguları

    No full text
    Ocak 1993- Aralık 1997 tarihleri arasındaki 5 yıllık dönemde adli raporlarının düzenlenmesi amacıyla E.Ü.T.F. Adli Tıp Anabilim Dalı'na müracaat ettirilen 1933 olgunun evrakı retrospektif olarak taranarak göz lezyonları nedeni ile haklarında rapor istenen 56 olguya (%2.9) ait evrak gönderilen makam, istenen rapor, yaş, cinsiyet, lezyonlu göz, yaralanma sebebi yönlerinden değerlendirildi. Olguların 32'si kat'i rapor, 24'ü maluliyet tayini için gönderilmişti. 52 olgu erkek (%92.8), 4 olgu (%7.2) kadındı. En çok yaralanan gözün sol göz olduğu (29 olgu), 20 olguda sağ gözün, 7 olguda da her iki gözün yaralandığı, orijin olarakta trafik kazalarının ilk sırayı aldığı (24 olgu) saptandı

    1993-1997 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nda haklarında rapor düzenlenen göz yaralanması olguları

    No full text
    Ocak 1993- Aralık 1997 tarihleri arasındaki 5 yıllık dönemde adli raporlarının düzenlenmesi amacıyla E.Ü.T.F. Adli Tıp Anabilim Dalı'na müracaat ettirilen 1933 olgunun evrakı retrospektif olarak taranarak göz lezyonları nedeni ile haklarında rapor istenen 56 olguya (%2.9) ait evrak gönderilen makam, istenen rapor, yaş, cinsiyet, lezyonlu göz, yaralanma sebebi yönlerinden değerlendirildi. Olguların 32'si kat'i rapor, 24'ü maluliyet tayini için gönderilmişti. 52 olgu erkek (%92.8), 4 olgu (%7.2) kadındı. En çok yaralanan gözün sol göz olduğu (29 olgu), 20 olguda sağ gözün, 7 olguda da her iki gözün yaralandığı, orijin olarakta trafik kazalarının ilk sırayı aldığı (24 olgu) saptandı

    Hekimlerin Yasal Sorumluluğunun Yüksek Sağlık Şurası Açısından İrdelenmesi

    No full text
    Bu çalışmada Yüksek Sağlık Şurası tarafından görüş bildirilen olgular değerlendirilerek hekim sorumluluğunun irdelenmesi amaçlanmıştır. Yüksek Sağlık Şurası tarafından 1991-1995 yılları arasında görüş bildirilen 532 olguya ait raporlar retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Hakkında görüş istenen hekimlerin çoğu kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, pratisyen hekim ve genel cerrahi uzmanıdır. 305 (%57.33) hekimin ceza sorumluluğunun olmadığına karar verilmiştir. 186 (%34.96) hekimin TCK m.455 veya 459’a göre kusurlu, 41 hekimin (%7.71) görevini ihmal ve yürürlükteki kanuna muhalefet suçunu işledikleri bulunmuştur. Yüksek Sağlık Şurası’nın bilirkişilik işlevinin sürmesi hekim ve diğer sağlık personelinin haklarının korunması yönünden gereklidir. Ancak Yüksek Sağlık Şurası’nın, çelişkili durumlarda veya karmaşık olduğu belirlenen olaylarda görüş bildiren bir kuruluş olarak görev yapmasına yönelik yasal düzenlemelerin yapılmasının yararlı olacağı inancındayız. Anahtar Kelimeler: Hekim sorumluluğu, hekim hataları
    corecore