31 research outputs found
City, Identity and Art: An Investigation on the Anafartalar Bazaar and the Public Art
Anafartalar Bazaar is one of the buildings which will be demolished within the scope of the Ulus Historical City Project in Ankara as a part of the widespread urban transformation projects in recent years. This article examines primarily the historical transformation of the publicness of the Ulus region and the Anafartalar Bazaar. The bazaar is the product of a period in Ankara when commercial publicness is desired to take the place of political publicness. It is the home for many works of public art belonging to the leading artists of the time. In this sense, the bazaar was designed under the influence of the public art movement that emerged in the 1960s, aiming interaction with all classes of society. The bazaar hosts ceramic art works of the leading Turkish artists. The demolishment of the Anafartalar Bazaar, which is designed as a trade area for especially middle-income and low-income individuals in this framework, will cause one of the rare areas of public art to be abolished. In this sense, this study suggests the urban transformation projects to be planned with a inclusive approach taking into account the urban memory and the public art.</p
Kent, Kimlik ve Sanat: Anafartalar Çarşısı ve Kamusal Sanat Üzerine Bir İnceleme
Anafartalar Bazaar is one of the buildings which will be demolished within the scope of the Ulus Historical City Project in Ankara as a part of the widespread urban transformation projects in recent years. This article examines primarily the historical transformation of the publicness of the Ulus region and the Anafartalar Bazaar. The bazaar is the product of a period in Ankara when commercial publicness is desired to take the place of political publicness. It is the home for many works of public art belonging to the leading artists of the time. In this sense, the bazaar was designed under the influence of the public art movement that emerged in the 1960s, aiming interaction with all classes of society. The bazaar hosts ceramic art works of the leading Turkish artists. The demolishment of the Anafartalar Bazaar, which is designed as a trade area for especially middle-income and low-income individuals in this framework, will cause one of the rare areas of public art to be abolished. In this sense, this study suggests the urban transformation projects to be planned with a inclusive approach taking into account the urban memory and the public art.Son yıllarda kentsel dönüşümün yaygın olarak gerçekleştiği Ankara’da Ulus Tarihi Kent Projesi kapsamında yıkılması planlanan yerlerden biri de Anafartalar Çarşısı’dır. Bu makalede, Ulus Meydanı’nın tarihsel dönüşümü ve Anafartalar Çarşısı incelenmektedir. Ankara’da siyasal kamusallığın yerini ticari bir kamusallığın almasının istendiği bir dönemin ürünü olan çarşı, dönemin önde gelen sanatçılarına ait olan birçok kamusal sanat eserini barındırmaktadır. Bu anlamda çarşı, 1960’larda ortaya çıkan ve şehir mekânlarını sanatı her sınıftan bireyin etkileşimine sunacak şekilde etkin kılmayı amaçlayan kamusal sanat akımının etkisini içeren bir anlayışla tasarlanmıştır. Çarşı’da seramik sanatının Türkiye’deki öncü isimlerinin eserleri yer almaktadır. Bu çerçevede özellikle orta ve dar gelirli bireylerin ticaret alanı olarak kurgulanan Anafartalar Çarşısı’nın yıkılması, orta ve dar gelirlilerin ulaşabileceği nadir kamusal sanat alanlarından birinin ortadan kalkmasına neden olacaktır. Çalışmada kentsel dönüşümün bu anlamda kentsel hafızayı ve kamusal sanatı da içeren bütüncül bir yaklaşımla planlanması önerilmektedir
Bir Roman Uyarlaması Olarak Tersine Dünya Filmindeki Toplumsal Cinsiyet Güldürüsü Üzerine Bir İnceleme
Bu çalışmada Orhan Kemal’in Tersine Dünya (2014) romanından uyarlanan Tersine Dünya (Ersin Pertan, 1993) filmi, toplumsal cinsiyet alanındaki sorunların güldürü ile dile getirilmesi bağlamında analiz edilmektedir. Michail Bahtin gibi karnaval pratikleri ile güldürünün eleştirel politik gücüne ve Slavoj Zizek gibi çağdaş toplumlarda gülmenin eleştirel gücüne rağmen totaliter olabileceğine odaklanan kuramcıların görüşlerinden yararlanılan bu çalışmada, toplumsal cinsiyetle ilgili ataerkil sınırlar, bu sınırları yıkan bir güldürü dili ile ortaya konduğunda neler olur sorusu Tersine Dünya filmi çerçevesinde sorgulanmaktadır. Çalışmanın amacı toplumsal cinsiyet üzerine mizahi bir romandan uyarlanan filmin anlatısal ve tematik tercihleriyle bu alandaki eşitsizlikler üzerine ne tür bir söylem ortaya koyduğunu metin analizi tekniği ile araştırmaktır. Çalışmanın sonucu, filmin toplumsal cinsiyet ve cinsellikle ilişkili olarak gündelik yaşamda kadınların iç içe olduğu önyargılar, tacizler ve aşağılamalar üzerine eleştirel bir vurgu barındırmasına rağmen, izleyiciye bunlarla uzlaşma yolunu önerdiğidir.</p
KADINLARIN FİNANSAL OKURYAZARLIĞI VE FİNANSAL BECERİLERİ ÜZERİNE BiR YERLİ DİZİ ANALİZİ
Bu çalışma, Türk televizyonlarında yayınlanan bir dizinin
finansal beceriler ve cinsiyet tasarımları üzerinden ortaya koyduğu temsilleri
tartışmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, dizi söyleminde bu becerilerin
nasıl yer aldığını dilsel ve ideolojik açıdan değerlendirmektir. Çalışmada bu
ana amaç çerçevesinde Kalbimdeki Deniz (Aysun Akyüz, 2016) dizisinin ilk 13
bölümü incelenerek şu araştırma sorularının cevapları aranmıştır: Kadın
kahraman, finansal gücünü hangi kaynaklara yönlendirmektedir? Finansal gücü
elinde bulundurmak isteyen kadın kahramana verilen tepkinin niteliği nasıldır?
Çözümlemenin analiz birimlerini, kadınların finansal bilgi birikimlerine ve
harcama kalemlerine ilişkin ifade ve görüntüler oluşturmaktadır. Bu ifade ve
görüntüler, dizilerin hem metinsel özellikleri içinde hem de paranın eril
erkeklik ve dişillikle kurulan geleneksel bağlantıları temelinde
incelenmektedir. Çalışma, kadın kahramanın finansal bilgi alanında yetersiz;
ancak bütçe yapma ve finansal karar alma süreçlerinde etkin olarak
resmedildiğini göstermektedir. Bu bağlamda, anlatının, finansal bilgi
düzleminde erkeklere göre zayıf olmalarına rağmen kadınların, parayı ihtiyaca
uygun ve riske girmeden harcadıkları yönündeki finansal verileri desteklediği
söylenmektedir. Bununla birlikte, dizinin, kadın kadının kurdudur mitinden ve
beyaz atlı prens mitinden beslenen yapısının toplumsal cinsiyet alanındaki
ön yargıların kırılmasını güçleştirdiği vurgulanmaktadır