17 research outputs found

    Türk halk müziğinde tür meselesi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Türk halk müziğinde tür kavramı başlıklı çalışmamız, Türk halk müziğini farklı açıdan sınıflandırmaya olanak sağlamıştır.Günümüze kadar yapılan çalışmaların birçoğu; konu, edebi yapı ve usûl yönünden yapılmış çalışmalardır. Bu çalışmada ise melodik yapıya ağırlık verilerek bir sınıflandırma yöntemi ?tür? kavramı adı altında yapılmaya çalışılacaktır.Sanatın ve müziğin hemen her alanında uygulanabilmesi olası görünen bu yöntem, Türk halk müziğinin sınıflandırılması açısından oldukça önemli gördüğümüz bir çalışmadır.Tür kavramı hakkında yerli ve yabancı bilim ve sanat insanlarının tanımlarının verileceği ilk bölüm, bu araştırmaların ışığı altında Türk halk müziğine uygulanabilecek bir ?tür? tanımının olduğu ikinci bölüm ve çalışmamızın sonuçlandırıldığı farklı bir son bölümden oluşan çalışmamızın, yeni bir tartışma konusu açacağına olan inancımız tamdır.The Study on Genre in Turkish Folk Music provides facilitiy for the Classification of it in different ways.Most Of the studies has done today are studies which was on Thema,literary Structure and formality. Apart from this , in this Study on the basis of melodic structure, a classification Method , with the concept of ?Genre? will be carry out.This Method which seems possible to carry out almost all Scope of art and music means a lot for us about Turkish folk music Classification.We fully believe that , first section in which scientist?s and artist?s definition will be given,on the basis of these studies second section which contains ?Genre? definition can be carry out to Turkish Folk Music and finalizing section with the different kind of conclude ,will lead a new moot point

    Mey İcrâsında Kullanılan Süslemeler ve İcrâ Tekniklerinin Transkripsiyonlarına Dair Bir Öneri: Zafer Taşdan Örneği

    Get PDF
    21. yüzyılın önde gelen Türk halk müziği nefesli icrâcılarından biri olan TRT sanatçısı Taşdan, yurt içi ve yurt dışında sayısız konserlerde yer almış; sayısız albüme mey, zurna, duduk çalgılarıyla eşlik etmiş ve ülkemizi, kültürümüzü birçok sanat mecralarında temsil etmiştir. İcrâ tavrının oluşumunda Aşkale yöresine ait birçok türkünün kaynak kişisi olan dedesi Ağa Taşdan’dan, kendi tabiriyle “bizler pet şişenin içine konulmuş sularız, o kaynağın kendisi” diye tabir ettiği Binali Selman’dan ve Deniz Selman, Musa Uzunkaya, Adil Ural, Müslüm Abay gibi usta isimlerden beslenerek bu alanda ekol olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda gerek araştırmanın amacına yönelik gerekse Zafer Taşdan özelinde Türk halk müziğinin bünyesinde önemli bir yere sahip olan mey çalgısında kullanılan süslemeler ve icra tekniklerinin transkripsiyonları nasıldır? Problem cümlesinden yola çıkılarak yapılan bu araştırmanın bizlere cevabını verecek en önemli örneklerden bir tanesidir. Türk müziği, bünyesinde gerek yapısal gerekse teknik anlamda birbirinden farklı, oldukça zengin çeşitliliğe sahip birçok çalgıyı barındırmaktadır. Bundan dolayı her çalgısının kendi içerisinde var olan dinamikler ve bunların ifadeleri, bizlere kendi dünyalarında müstakil bir evreni sunmaktadır. Her çalgının ayrıca kendine has bir repertuvar evreni vardır. Bu repertuvar evreni, icrâcının sanatsal yeteneği ve oluşum sürecinin mitik arka planıyla birlikte, çalgının kendi anlam dünyasında var olan yapısal ve teknik zenginliklerle birleşerek ontolojik olarak farklı yaratımlarla beraber karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla her çalgının gerek yazınsal gerek tınısal gerekse ifadesel anlamda birbirinden farklı unsurları bulunmaktadır. Mey özelinde yapılan bu araştırma, öncelikli olarak mey icrâsında kullanılan süslemeler ve icrâ tekniklerinin transkripsiyonlarına dair bir öneri sunmak ve bu duruma bağlı olarak sanatçının mey icrâ tavrını incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma, sanatçının mey ile icrâ ettiği ezgiler içerisinde bulunan teknik yapının çözümlendirilmesiyle beraber metodolojik açıdan çalgı eğitimine katkı sağlaması, çift kamışlı ve diğer kategorideki Türk müziği nefesli çalgılar ile ilgili yapılacak çalışmalara bir model oluşturması açısından önemlidir. Nitel yöntem ve tekniklerinin kullanıldığı bu araştırma, tarama modeli ile yapılandırılmış, veriler; belgesel tarama, görüşme tekniklerinden yararlanılarak elde edilmiştir. İcrâ tekniklerinden; üfleme tekniği, nefes tekniği ve dudak tekniğiyle sınırlandırılan bu araştırmanın evrenini sanatçının mey ile icrâ etmiş olduğu ezgiler, örneklemini ise olası ve seçkisiz olmayan amaçsal örnekleme yöntemine göre seçilmiş beş ezgi oluşturmaktadır. Bu makalenin “Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Etik Kurulu 05.11.2021 tarihli E-61923333-050.99-77701 sayılı kararına göre etik kurul onayı alınmıştır”

    Kemaliye (Eğin) yöresi halk müziğinin incelenmesi

    No full text
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Türkler'in Anadolu'daki ilk yerleştikleri merkezlerden birisi olan Kemaliye (Eğin), Türkler'den önce deönemli bir merkez olması sebebiyle kültürün her alanında önemli eserler verebilmiş ve merkeziyetçi açıdankendini kanıtlamış bir bölgedir. Bu kültür ürünlerinden birisi olan müzik unsuru bu çalışmadaincelenmiştir.Kemaliye (Eğin) Türk Halk Müziği içinde farklılığını kanıtlamış bir bölgedir. Özellikle, Ela Gözlü olaraktabir edilen uzun hava türleri, Anadolu'daki kültür çeşitliliğinin en küçük yerleşim merkezlerinde bile nekadar rahatlıkla görülebileceğine en güzel örneklerdendir.Bu çalışmada, Kemaliye (Eğin) yöresi Türk Halk Müziği, köken, yapı ve icra konularındaki incelemelerneticesinde bilimsel yorumlar yapılması amaçlanmıştır. İstanbul ve Erzincan-Kemaliye'de yapılan derlemeçalışmaları ve bulunan ses kayıtları incelenerek 54 adet ezgi ile sınırlı tutulmuştur. 54 adet Kemaliyetürküsü değişik icraları ile birlikte notaya alınarak çeşitli yönleriyle incelenmiştir.Bu incelemeler sonucunda Kemaliye türkülerinin en çok; 2/4'lük usûlde olan, hüseynî makamına benzeyen,60-79 metronom değerine sahip, 4. ve 5. derece seslerini kullanan, 1 oktav civarında ses sahasında meydanagelmiş olan bir yapıya sahip olduğu görülmüştür.Anahtar kelimeler: Kemaliye Halk Müziği, Müzik, Türkü, Usûl, KültürKemaliye (Eğin) which is one of the first place where the Turks has settled, thanks that it was also oneof the most important place before the Turks it could give important works in every fields of the cultureand it has proved itself on central view. Music which is one of these culture yields has explored in thiswork.Kemaliye has proved it difference in Turkish Folk Music field. Especially, the music type which hasdescribed as hazel eye are the most important examples to show the cultural harmony in differenceeasily.İn this work it is aimed to make scientific commentaries about Kemaliye region Turkish Folk Music onroots, structure and performance after the researches.The composition works which has made in İstanbul and Erzincan Kemaliye and sound records hasrestricted in 54 songs after the survey. 54 Kemaliye songs has made notes with their different musicalinterpretations and surveyed with their different aspects.After these surveys it is understood that Kemaliye songs are 2/4 mode which alike to Hüseyni tune andhas 60-79 metronom value and uses 4. and 5. grade voices, it has seen that it has a value which occuresin 1 octave area.Keywords: Folk Music Of Kemaliye, Music, Song, Mode, Cultur

    Nasopharyngeal Meningococcal Carriage among Children and Adolescents in Turkey in 2018: An Unexpected High Serogroup X Carriage

    No full text
    Meningococcal carriage studies and transmission modeling can predict IMD epidemiology and used to define invasive meningococcal disease (IMD) control strategies. In this multicenter study, we aimed to evaluate the prevalence of nasopharyngeal Neisseria meningitidis (Nm) carriage, serogroup distribution, and related risk factors in Turkey. Nasopharyngeal samples were collected from a total of 1267 children and adolescents and were tested with rt-PCR. Nm carriage was detected in 96 participants (7.5%, 95% CI 6.1-9.0), with the peak age at 13 years (12.5%). Regarding age groups, Nm carriage rate was 7% in the 0-5 age group, was 6.9%in the 6-10 age group, was 7.9% in the 11-14 age group, and was 9.3% in the 15-18 age group. There was no statistically significant difference between the groups (p > 0.05). The serogroup distribution was as follows: 25% MenX, 9.4% MenA, 9.4% MenB, 2.1% MenC, 3.1% MenW, 2.1% for MenY, and 48.9% for non-groupable. The Nm carriage rate was higher in children with previous upper respiratory tract infections and with a high number of household members, whereas it was lower in children with antibiotic use in the last month (p < 0.05 for all). In this study, MenX is the predominant carriage strain. The geographical distribution of Nm strains varies, but serogroup distribution in the same country might change in a matter of years. Adequate surveillance and/or a proper carriage study is paramount for accurate/dynamic serogroup distribution and the impact of the proposed vaccination.</p

    A snapshot of pediatric inpatients and outpatients with COVID-19: a point prevalence study from Turkey

    No full text
    This multi-center point prevalence study evaluated children who were diagnosed as having coronavirus disease 2019 (COVID-19). On February 2nd, 2022, inpatients and outpatients infected with severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2) were included in the study from 12 cities and 24 centers in Turkey. Of 8605 patients on February 2nd, 2022, in participating centers, 706 (8.2%) had COVID-19. The median age of the 706 patients was 92.50 months, 53.4% were female, and 76.7% were inpatients. The three most common symptoms of the patients with COVID-19 were fever (56.6%), cough (41.3%), and fatigue (27.5%). The three most common underlying chronic diseases (UCDs) were asthma (3.4%), neurologic disorders (3.3%), and obesity (2.6%). The SARS-CoV-2-related pneumoniae rate was 10.7%. The COVID-19 vaccination rate was 12.5% in all patients. Among patients aged over 12 years with access to the vaccine given by the Republic of Turkey Ministry of Health, the vaccination rate was 38.7%. Patients with UCDs presented with dyspnea and pneumoniae more frequently than those without UCDs (p < 0.001 for both). The rates of fever, diarrhea, and pneumoniae were higher in patients without COVID-19 vaccinations (p = 0.001, p = 0.012, and p = 0.027). Conclusion: To lessen the effects of the disease, all eligible children should receive the COVID-19 vaccine. The illness may specifically endanger children with UCDs. What is Known: • Children with COVID-19 mainly present with fever and cough, as in adults. • COVID-19 may specifically threaten children with underlying chronic diseases. What is New: • Children with obesity have a higher vaccination rate against COVID-19 than children without obesity. • Among unvaccinated children, fever and pneumoniae might be seen at a higher ratio than among vaccinated children

    Prevalence of Anosmia in 10.157 Pediatric COVID-19 Cases: Multicenter Study from Turkey.

    No full text
    Introduction: COVID-19-related anosmia is a remarkable and disease-specific finding. With this multicenter cohort study, we aimed to determine the prevalence of anosmia in pediatric cases with COVID-19 from Turkey and make an objective assessment with a smell awareness questionnaire. Material and Methods: This multicenter prospective cohort study was conducted with pediatric infection clinics in 37 centers in 19 different cities of Turkey between October 2020 and March 2021. The symptoms of 10.157 COVID-19 cases 10-18 years old were examined. Age, gender, other accompanying symptoms, and clinical severity of the disease of cases with anosmia and ageusia included in the study were recorded. The cases were interviewed for the smell awareness questionnaire at admission and one month after the illness. Results: Anosmia was present in 12.5% (1.266/10.157) of COVID-19 cases 10-18 years of age. The complete records of 1053 patients followed during the study period were analyzed. The most common symptoms accompanying symptoms with anosmia were ageusia in 885 (84%) cases, fatigue in 534 cases (50.7%), and cough in 466 cases (44.3%). Anosmia was recorded as the only symptom in 84 (8%) of the cases. One month later, it was determined that anosmia persisted in 88 (8.4%) cases. In the smell awareness questionnaire, the score at admission was higher than the score one month later (P < 0.001). Discussion: With this study, we have provided the examination of a large case series across Turkey. Anosmia and ageusia are specific symptoms seen in cases of COVID-19. With the detection of these symptoms, it should be aimed to isolate COVID-19 cases in the early period and reduce the spread of the infection. Such studies are important because the course of COVID-19 in children differs from adults and there is limited data on the prevalence of anosmia

    Education of Healthcare Personnel Working with Pediatric Patients During COVID-19 Pandemic within the Framework of Infection Control

    No full text
    corecore