18 research outputs found

    Parent-Child Interaction Therapy

    Get PDF
    Parent-child interaction therapy is a parent-mediated therapy approach that focuses on solving internalization-externalization problems observed in children aged 2-7. The approach based on parenting styles, attachment theory, behavioral theory, and social learning theories aims to teach play therapy skills to parents. In this direction, each stage was organized as teaching and coaching sessions in an approach that included two phases: a child-directed interaction phase and parent-directed interaction. The first stage, which is the child-directed stage, it is aimed to developing a sincere and warm relationship between the parent and the child by following the child's lead.. In the second phase, the parent-directed interaction phase, effective discipline methods are taught to parents and coached at the point of use, depending on the goal of increasing their child's adaptation skills. Therapy is not time-limited and is performance-oriented. In this study, the general characteristics of parent-child interaction therapy, its historical development, theoretical foundations, the structure of therapy sessions, the intervention process, and parent-child interaction therapy research are included. As a result of the review, depending on the international literature, can be said to be parent-child interaction therapy is an early-term, parent-oriented and evidence-based approach that is effective on early childhood compliance and behavior problems, including children with neurodevelopmental problems, parenting stress, parental efficacy perception, and family harmony

    Infographics a new competency area for teacher candidates

    Get PDF
    Changes in technology have a growing influence on daily-life activities and the information-processing habits of individuals. As information and communication devices evolve to deliver richer content rapidly, regardless of time and place, new media presentation formats emerge. Infographics provide an example of such formats, and they have increased in popularity due mostly to their visual appeal and capacity to effectively present information. Infographics are also promising cognitive tools; however, their applications in educational practice are limited at best. Therefore, the aim of this study is to raise awareness about the opportunities that infographics provide for education and suggest ways to integrate infographics knowledge and skill development in teacher education. In line with that, first, a brief introduction to visual literacy is made. Then, infographics and their capacities for teaching and learning activities are discussed. Finally, as alternative ways for teacher education institutions and schools to offer infographics, training opportunities were proposed

    Effects of the mixtures of green pea (Pisum arvense L.) and wheat (Triticum aestivum L.) on yield and quality of grass in Kirklareli conditions

    No full text
    Bu araştırma; Kırklareli koşullarında güz ve bahar dönemi ekilişlerinin yem bezelyesi (Pisum arvense L.) + buğday (Triticum aestivum L.) karışımlarında, karışım oranları ve biçim zamanlarının otun verimi, botanik kompozisyonu ile kalitesi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma 2011-2012 yıllarında Kırklareli Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma İstasyonu Müdürlüğünde kurulmuştur. Tüm parsellerde yeşil ot verimi, kuru ot verimi, karışımların botanik kompozisyonları, ham protein oranı ve ham kül oranı gibi özellikler belirlenmiştir. Yapılan araştırmada; karışım oranları ve biçim zamanlarının belirlenen özellikler üzerine önemli etkilerde bulunduğu saptanmıştır. Genel olarak; araştırma sonuçlarına göre, en yüksek yeşil ot verimi güz dönemi gübresiz % 75 bezelye + % 25 buğday karışım ekiminde ve buğdayın sarı olum döneminde elde edilmiştir. Güz dönemi % 50 bezelye + % 50 buğday karışım ekiminde ve buğdayın sarı olum dönemi ile bezelyede baklaların dolmaya başladığı dönemde en yüksek kuru ot verimi elde edilmiştir. En yüksek ham protein oranı güz dönemi % 100 bezelye yalın ekiminde, bezelyenin çiçeklenme döneminde bulunurken, en yüksek ham kül oranı güz dönemi % 100 bezelye yalın ekiminde buğdayın sarı olum döneminde elde edilmiştir. Bu sonuçlara göre; Kırklareli koşullarında yem bezelyesi, güz döneminde ekilerek, buğday ile en az 50:50 oranında karıştırılmalı, buğdayın sarı olum döneminde hasat edilerek yeşil ot olarak değerlendirilmelidir.This research has been carried out in order to determine the effects of mixture ratios and harvesting periods of green pea and wheat mixtures in spring and autumn periods on yield, botanic composition and quality of grass in Kırklareli conditions. The research has been set up in Kırklareli Atatürk Soil Water and Agricultural Meteorology Research Station Directory in 2011-2012. Green grass yield, dry grass yield, botanic composition, raw protein ratio and raw ash ratio have been determined in all parcels in Kırklareli. In the research, it has been determined that the mixture ratio and harvesting periods have significant effects on determined characteristics. Generally, according to the research results, the highest green grass yield has been obtained in pea planting with 75 percentage and wheat planting with 25 percentage out of fertilizer and yellow composing period of wheat in autumn. The highest dry grass yield has been obtained in % 50 pea+% 50 wheat mixture and yellow composing period of wheat in autumn. The highest raw protein ratio has been obtained in % 100 pea planting and blooming period of pea and the highest raw ash ratio has been obtained in % 100 pea planting and yellow composing period of wheat in autumn period. According to these results, green pea should be mixed at least on 50:50 ratio with wheat by being planted in autumn period and it should be evaluated as grass by harvesting in yellow composing period of wheat

    Effects of some leguminous forage crops that can be used in green manure on biomass yields and soil properties and, the main plant in wheat and sunflower planting system

    No full text
    Trakya yöresinde yoğun olarak uygulanan Buğday-Ayçiçeği ekim nöbetinde kullanılabilecek en uygun yeşil gübre baklagil yem bitkisinin tespit edilmesi ve çalışmada kullanılan bitkilerin toprağa karıştırılması veya üst aksamının yem olarak kullanılması durumunda ayçiçeğinin verim kriterlerine ve toprağın bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerine etkisinin incelenmesinin amaçlandığı çalışma 2019-2021 Kırklareli'nde tarla denemesi olarak yürütülmüştür. Ayçiçeği ekimi yapılmayan parsellerde kireç içeriği %8,81 bulunurken, ayçiçeği ekimi yapılan parsellerde bu oran %8,84 olarak elde edilmiştir. Ön bitkinin yeşil gübre olarak değerlendirildiği parsellerin organik madde içeriği (%2,08) yeşil ot olarak değerlendirilen parsellere (%2,06) göre daha yüksek elde edilmiştir. Araştırmanın başlangıcında 18,57 kg/da olarak belirlenen toprak fosfor içeriği yeşil gübre olarak değerlendirilen parsellerde 18,14 kg/da, yeşil ot olarak değerlendirilen parsellerde 17.17 kg/da olarak belirlenmiştir. Araştırmanın ilk yılında ön bitki hasadından sonra ayçiçeği ekimi yapılmayan parsellerde potasyum içeriği %117,61 iken ayçiçeği ekilen parsellerin içeriği %114,68, ikinci yılında ön bitki hasadından sonra ayçiçeği ekimi yapılmayan parsellerde potasyum içeriği %130,07 iken ayçiçeği ekilen parsellerin içeriği %111,63 olarak belirlenmiştir. En yüksek ayçiçeği verimi 300,07 kg/da ortalama verim ile ön bitki koca fiğ ekilen parsellerden elde edilirken sırasıyla yem bezelyesi (292,78 kg/da), Macar fiği (285,56 kg/da), yaygın fiğ (271,54 kg/da) ve acı bakla (271,08 kg/da) ekilen parsellerden elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre Kırklareli koşullarında buğday-ayçiçeği münavebesinde buğday hasadı sonrasında ayçiçeği ekimine kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem içerisinde tarlanın boş bırakılması yerine ön bitki olarak bir baklagil bitkisinin yetiştirilmesinin hem yeşil ot kaynağı olarak hem de yeşil gübre kaynağı olarak uygulanabilmesinin mümkün olduğu görülmektedir.The aim of the study is to determine the most suitable green manure legume forage plant that can be used in the wheat-sunflower crop rotation, which is applied intensively in the Thrace region, and to examine the effects of the plants used in the study on the yield criteria and some physical and chemical properties of the soil in case the plants used in the study are mixed with the soil or their upper parts are used as feed. It was carried out as a field trial in Kırklareli. While the lime content was found to be 8.81% in the parcels where sunflower was not planted, this rate was 8.84% in the parcels where sunflower was planted. The organic matter content (2.08%) of the plots in which the pre-plant was evaluated as green manure was higher than the plots (2.06%) which were evaluated as green grass. Soil phosphorus content, which was determined as 18.57 kg/da at the beginning of the research, was determined as 18.14 kg/da in the parcels evaluated as green manure and 17.17 kg/da in the parcels evaluated as green grass. In the first year of the study, the potassium content of the plots where no sunflower was planted after the pre-harvest was 117.61%, the content of the plots in which sunflower was planted was 114.68%. It was determined as .63. While the highest sunflower yield was obtained from the plots planted with large vetch, with an average yield of 300.07 kg/da, forage peas (292.78 kg/da), Hungarian vetch (285.56 kg/da), common vetch (271.54 kg/da) and lupine (271.08 kg/da) were obtained from the planted plots. According to the results of the research, it is seen that it is possible to grow a legume plant as a pre-plant, instead of leaving the field empty, in the wheat-sunflower alternation in the wheat-sunflower alternation in the 9-month period from wheat harvest to sunflower planting, both as a green herb source and as a green manure source

    Effect on Yield and Quality of Different Mixtures Ratios and Harvesting Periods of Fodder Pea (Pisum arvense L.) and Wheat (Triticum aestivum L.) in Kırklareli Conditions

    No full text
    Bu araştırma; Kırklareli koşullarında güz dönemi ekilişlerinin yem bezelyesi (Pisum arvense L.) + buğday (Triticum aestivum L.) karışımlarında, karışım oranları ve biçim zamanlarının kuru ot verimi ile kalitesi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma 2011-2012 yıllarında Kırklareli Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araştırma İstasyonu Müdürlüğünde kurulmuştur. Tüm parsellerde kuru ot verimi, ham protein oranı belirlenmiştir. Gübre uygulaması, karışımların kuru ot verimi ve ham protein oranları üzerine önemli bir etki yapmamıştır. Yapılan araştırmada; karışım oranları ve biçim zamanlarının belirlenen özellikler üzerine önemli etkilerde bulunduğu saptanmıştır. Genel olarak; araştırma sonuçlarına göre, en yüksek kuru ot verimi gübresiz % 50 bezelye + % 50 buğday karışım ekiminde ve buğdayın sarı olum döneminde elde edilmiştir. En yüksek ham protein oranı gübresiz % 100 bezelye yalın ekiminde, bezelyenin çiçeklenme döneminde elde edilmiştir.This research has been carried out in order to determine the effects of mixture ratios and harvesting periods of fodder pea and wheat mixtures in autumn periods on yield and quality of dry matter in Kırklareli conditions. The research has been set up in Kırklareli Atatürk Soil Water and Agricultural Meteorology Research Station Directory in 2011-2012. Dry grass yield, crude protein ratio have been determined in all parcels in Kırklareli. Practice of fertilizer did not have a significant effect on dry matter and crude protein ratios of mixture. In the research, it has been determined that the mixture ratio and harvesting periods have significant effects on determined characteristics. Generally, according to the research results, the highest dry matter yield has been obtained in % 50 pea+% 50 wheat mixture without fertilizer and dough period of wheat in autumn. The highest crude protein ratio has been obtained in % 100 pea planting without fertilizer and blooming period of pea

    Obsesif Kompulsif Bozukluk Gösteren Ergenlerde Kortikal Kalınlık Değişimleri

    No full text
    GİRİŞ VE AMAÇ:Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) nörobiyolojisinin aydınlatılması için yapılan araştırmalarda beyindeki yapısal değişiklikler incelenmekte, fakat bulgular henüz ortak görüş oluşmasına izin vermemektedir. Çalışmaların bir kısmı OKB’ye çeşitli kortikal alanların kalınlığında azalmanın eşlik ettiğini gösterirken kortikal kalınlıkta bir değişim saptamayan araştırmalar da mevcuttur. Öte yandan, literatürde ergen OKB hastalarına yönelik çalışma sayısı sınırlıdır. Bu araştırmada OKB’li ergenlerde kortikal kalınlık değişimleri incelenmiştir. YÖNTEM:Çalışmada DSM-V kriterlerine göre OKB tanısı almış ilk psikiyatrik başvurulu 15 ergen ile yaş, eğitim ve cinsiyet açısından eşleşmiş 15 sağlıklı kontrole ait yapısal, T1 ağırlıklı 3T MR görüntüleri (boşluksuz 160 aksiyal kesit, 250mm görüş alanı, yönbağımsız 1mm voksel boyutu, TR/TE/Flip=7700ms/3800ms/8°) yerel etik kurul izni ile (2020- 102156) kullanılmıştır. Verilerin analizi için CAT12 (http://www.neuro.uni-jena.de/cat/) yazılımı kullanılmış ve DKT40 (Desikan–Killiany–Tourville) (https://surfer.nmr.mgh.harvard.edu/fswiki/CorticalParcellation) atlasına göre anatomik parselasyon işlemi gerçekleştirilerek her bir anatomik bölgeye ait kortikal kalınlık değerleri elde edilmiştir. Grup karşılaştırması, SPSS ortamında t-testi kullanılarak yapılmış ve anlamlılık sınırı olarak p<0.01 esas alınmıştır. BULGULAR:Hasta ve kontrol grubu arasında 15 anatomik bölgede anlamlı fark tespit edilmiştir. Ergen OKB olgularında parasantral, postsantral giruslar, prekuneus ve superior parietal girus sağlıklı ergenlere göre bilateral olarak kalınlaşma göstermektedir. Bu bilateral alanlara ek olarak sağ presantral, sağ inferior parietal girus sol pars orbitalis, sol süperior frontal girus, sol kaudal orta frontal, sol rostral orta frontal ve sol supramaginal girus da ünilateral kortikal kalınlık artışı gösteren bölgelerdir. TARTIŞMA VE SONUÇ:Bu araştırmada elde edilen bulgular, literatürde erişkin OKB’de yürütülen kortikal kalınlık çalışmalarının bir bölümünde incelme bildiren bölgelerde ergen OKB olgularında kortikal kalınlık artışı saptanmış olması nedeniyle ilginçtir. Bu kontrast OKB’nin nörogelişimsel boyutu açısından ilginç bir bulgu sunmaktadır. Öte yandan, kortikal kalınlık farklarının, motor ve yürütücü işlevlerle ilgili bölgeler dışında prekuneus, kuneus ve sağ inferior parietal gibi posterior alanları içeriyor olması, posterior asosiyasyon alanlarının OKB gelişimindeki rolüne ilişkin görece yeni OKB çalışmalarında ileri sürülen iddiaları destekler niteliktedir
    corecore