Cushing Hastalığı Remisyon Değerlendirmesinde Nötrofil Lenfosit Oranının Yeri

Objective: In recent years neutrophil-to-lymphocyte ratio is defined as one of the new and early prognostic markers for many carcinomas including some types of intracranial tumors. The aim of the present study is to assess the association between preoperative and postoperative neutrophil-to-lymphocyte ratios and remissions in patients with Cushing’s disease. Method: The present study was carried out using the data of 162 consecutive patients operated for Cushing’s disease by a single surgeon (NG) between 1997 and 2017. Clinical records were analyzed retrospectively. Neutrophil-to-lymphocyte ratios calculated from complete blood counts recorded preoperatively, on postoperative 1st day and at postoperative 3rd month in 24 patients in early, and 3rd month remissions and correlations among them were investigated. Results: A statistically significant difference was observed between preoperative, postoperative 1st day and postoperative 3rd month NLRs in patients who were in early stage emission (p=0.001) or not (p=0.002). Any statistically significant difference was not found between patients who were in remission or not at 3rd months in terms of NLRs measured at different time points. There was a statistically significant difference between preoperative, postoperative first day and postoperative 3rd month NLRs in patients in remission (p=0.001) or not (p=0.005) during longterm follow-up. No statistically significant difference was found between NLRs measured at different times among those who were remission or not during long-term follow-up. Conclusion: Cushing’s disease is a disease directly associated with stress hormones and its effects on NLR is inevitable. New studies with larger patient series will shed light on this issue.Amaç: Son yıllarda nötrofil lenfosit oranı bazı beyin tümörü tiplerini de içeren pek çok kanser için erken prognostik faktörlerden biri olarak tanımlanmıştır. Çalışmanın amacı Cushing hastalarında operasyon öncesi ve sonrası nötrofil lenfosit oranları ile remisyon arası ilişkiyi araştırmaktır. Yöntem: Çalışma Cushing hastalığı tanısıyla 1997 ila 2017 yılları arasında tek bir cerrah (NG) tarafından opere edilmiş ardışık 162 hastanın bilgileri retrospektif olarak araştırılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma kriterlerini karşılayan 24 hastanın operasyon öncesi, postoperatif 1. gün ve postoperatif 3. ay tam kan sayımı değerlerinden hesaplanan nötrofil lenfosit oranları ile erken remisyon ve 3. ay remisyona girmiş olma durumları karşılaştırılarak arasındaki ilişki araştırıldı. Bulgular: Preoperatif, postoperatif 1.gün ve postoperatif 3. ay nötrofil lenfosit oranının erken remisyona giren hasta grubunda (p=0,001) ve erken remisyona girmeyen grup hastalarda da (p=0,002) anlamlı farklı olduğu gözlendi. Ancak 3. ay remisyona giren grupta ve remisyona girmeyen grupta ölçülen nötrofil lenfosit oranları arası fark anlamlı bulunmadı. Uzun dönem takipte olup remisyonda olan ve remisyona girmemiş olguların operasyon öncesi, postoperatif 1. gün ve postoperatif 3. ayda bakılan nötrofil lenfosit oranları arasında anlamlı bir fark bulundu. Ancak uzun dönem takiplerinde remisyonda olan hastalar (p=0,001) ile remisyona girmemiş hastaların (p=0,005) oranları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Sonuç: Cushing hastalığı stres hormonları ile direkt bağlantılı bir hastalıktır ve bunun nötrofil lenfosit oranlarına etkisi kaçınılmazdır. Daha geniş serilerle yapılacak çalışmalar bu konuya ışık tutacaktır