9 research outputs found
Tekrarlayan gebelik kaybı olan vakalarda pentraxin 3 ekspresyon profilinin belirlenmesi
Tekrarlayan gebelik kaybı, klasik olarak birbirini izleyen en az iki ya da daha fazla klinik tanılı gebeliğin 20. gebelik haftasından önce spontan sonlanması olarak tanımlanmaktadır. Tekrarlayan gebelik kaybının bilinen birçok nedeni olsa da, olguların yaklaşık yarısından fazlasında herhangi bir neden saptanamamaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar sayesinde, nedeni açıklanamamış tekrarlayan gebelik kaybı, preeklampsi, intrauterin gelişme geriliği gibi birçok gebelik komplikasyonunun maternal immun sistemdeki problemler veya anormal feto-maternal immun ilişkiler nedeniyle oluştuğunun kanıtları her geçen gün artmaktadır. Özellikle doğal immun yanıtın regülasyonu fetal allograft rejeksiyonunu önlemek için önemlidir. Pentraksin 3 (PTX3), doğal immun sistemin sıvısal kısmını oluşturan, inflamasyonda efektör ve modulatör olarak anahtar rol oynayan akut faz reaktanıdır. PTX3'ün gebelikte amniyotik epitelyum, koryonik mezoderm, trofoblast terminal villusları ve plasentanın perivasküler stromasından eksprese edildiği, bu nedenle anne kanında yüksek düzeyde seyrettiği saptanmıştır. Yapılan çalışmalarda preeklampsili hastalarda, yetersiz plasentasyona bağlı trofoblast ölümü ve inflamatuar faktörlerin salınımının gerçekleşmesine yanıt olarak PTX3 ekspresyonunun arttığı saptanmış ve PTX3'ün apoptotik hücrelere ve bu hücrelere bağlı oluşan bileşenlere bağlanarak immünojenitelerini sınırlamaya ve otoimmünite risklerini azaltmaya çalıştığı düşünülmüştür. Son yıllarda abortus ve nedeni açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı ile hücre apoptozisi arasındaki ilişkiyi gösteren çalışma sayısı artmaktadır. Tüm bunlardan yola çıkarak literatürde ilk kez olacak bu çalışmada, nedeni belirlenemeyen tekrarlayan gebelik kaybı olan bireylerdeki endometrial ve plasental PTX3 geninin mRNA ve protein düzeyinde ekspresyonu incelenmesi amaçlanmıştır. Nedeni açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı olan bireylerin endometrium ve plasental örneklerindeki PTX3 ekspresyon düzeyleri, sağlıklı term plasentalardaki ekspresyon düzeyleriyle karşılaştırılmış ve anlamlı artış saptanmıştır, ancak bu olgularda, PTX3 ekspresyon düzeyi ile gebelik kaybı haftası ve önceki gebelik kaybı sayısı arasında ilişki bulunamamıştır. PTX3, birçok hastalıkta kanıtlanmış çok iyi bir akut faz reaktanı olması ve nedeni saptanamayan tekrarlayan gebelik kaybı sürecinde doku düzeyinde ekspresyonunun belirgin yüksek saptanmış olması nedeniyle, tekrarlayan gebelik kaybındaki otoinflamatuar sürecin erken tanısında ve klinik sürecin takibinde fayda sağlayacaktırRecurrent pregnancy loss classically refers to the occurrence of two or more consecutive losses of clinically recognized pregnancies prior to the 20th week of gestation. Approximately more than half of all cases will remain unexplained, though there are various known causes for recurrent miscarriage. The evidence that many complications of pregnancy such as unexplained recurrent pregnancy loss, preeclampsia, intrauterine growth retardation have arisen from maternal immune system problems or abnormal immune feto-maternal relations through the increasing number of studies in recent years. Especially the innate immune response of the regulation is important in order to prevent fetal allograft rejection. Pentraxin 3, constitute the humoral part of the innate immune system, which plays a key role as an modulator and effector of inflammation and is an acute phase reactant. It is detected that PTX3 is expressed from amniotic epithelium, chorionic mesoderm, the terminal villous trophoblast and placenta's perivascular stroma in the pregnancy and therefore it is found in high levels in the mother's bloodIn studies in patients with preeclampsia found that increased PTX3 expression is response to the release of inflammatory factors and trophoblast death due to inadequate placentation. Binding to apoptotic cells and to the components stemming from these cells, PTX3 trys to limit the immunogenicity and reduce the risk of autoimmunity. In recent years, the researches that show the abortus and unexplained recurrent pregnancy loss are related with cell apoptosis are increased. Based on these studies, it is aimed to investigate the expression of endometrial and placental PTX3 gene on the level of mRNA and protein in individuals with unexplained recurrent pregnancy loss, to be the first time in the literature. The endometrial and placental expressions of individuals who have unexplained recurrent pregnancy loss are compared with healty term placentas expressions and significant increase is detected. However, in these cases, there is no correlation found between expression level and the age of pregnancy loss, the number of previous pregnancy losses, the maternal age. PTX3 will provide a lot of benefits as being used in both early diagnosis of autoinflammatory process and clinical follow-up process for unexplained pregnancy loss. Because PTX3 is not only very well an acute phase reactant proven in many diseases but also its expression is significantly high in the process of unexplained pregnancy loss
The co-existence of Nablus Mask-Like Facial Syndrome and Klinefelter Syndrome
Abstract Not Availabl
A Novel Nonsense Mutation In The EYA1 Gene Found In A Patient With BOR Syndrome
Abstract Not Availabl
Familial mutation in caffey disease with reduced penetrance: A case report
Caffey disease is a rare condition of early infancy, characterized by soft tissue swelling, bone lesions, and hyperirritability. Its typical radiological finding is periosteal new bone formation. It can be sporadic or inherited in an autosomal dominant manner. There is no specific treatment. In symptomatic cases, non-steroidal anti-inflammatory drugs such as ibuprofen, indomethacin, or naproxen can be used. This is a report of an infant who presented with restlessness, irritability, and swelling over his shins, diagnosed as Caffey disease. Although there was no family history, the genetic analysis revealed heterozygous missense mutation (c.3040C>T) in type-I-collagen-alpha-1-chain gene in the patient in addition to his mother, grandmother, aunt, and cousin. After indomethacin therapy, the complaints of the patient were completely resolved and his bone lesions were significantly improved. This case report is a familial form of Caffey disease from Turkey, with proven heterozygous mutation in the patient and the family members. © 2016, Turkish Journal of Pediatrics. All rights reserved
A novel DOCK7 variant as a rare reason for epileptic encephalopathy, cortical blindness, dysmorphic features: A case report and brief review of the literature
A novel DOCK7 variant as a rare reason for epilepticencephalopathy, cortical blindness, dysmorphicfeatures: A case report and brief review of theliterature1Özlem Özsoy, 2Tayfun Cinleti, 3Selcan Zeybek, 1Didem Soydemir, 1Gamze SarıkayaUzan, 1Çağatay Günay, 1,4,5Semra Hız Kurul, 1Uluç Yiş1Department of Pediatric Neurology, Faculty of Medicine and 2Department of Pediatric Genetics,Dokuz Eylül University, İzmir; 3Department of Medical Genetics, Tınaztepe University Faculty ofMedicine, Izmir; 4İzmir Biomedicine and Genome Center, 5İzmir International Biomedicine and GenomeInstitute, Dokuz Eylül University Health Campus, İzmir, TurkeyAbstractEarly infantile epileptic encephalopathy 23 (EIEE23; OMIM #615859) is a rare autosomal recessivedisorder. It is characterized by refractory seizures, multifocal epileptic activity on electroencephalography,psychomotor development delay, dysmorphic facial features and cortical blindness/visual impairment.DOCK7 is involved in intracellular signaling networks and plays a role in axon formation and neuronalpolarization. Function loss of this gene has previously been described in the molecular etiology ofEIEE23. Here, we report a boy with a pathogenic novel variant in the DOCK7 gene presenting with,infantile-onset epileptic encephalopathy, severe neurodevelopmental delay, dysmorphic facial features,cortical blindness as well as previously unreported minor dental and extremity anomalies. Few caseswith DOCK7 mutations have been reported in the literature. Due to its high genetic heterogeneity andscarcity, it is extremely important to report a novel and specific mutations and their associated clinicalphenotypes. Whole exome sequencing revealed a novel pathogenic homozygous frameshift variantwhich has not been reported (c.5669dup (p.Cys1891ValfsTer2) mutation in the exon 44 of DOCK7).Keywords: DOCK7, epileptic encephalopathy, cortical blindness, dysmorphism, novel mutation</p
Daha önce tanımlanmamış dismorfik bulgularla birlikte novel {DOCK7} varyantı: Bir olgu sunumu ve literatürün kısa bir derlemesi
Daha önce tanımlanmamış dismorfik bulgularla birlikte novel {DOCK7} varyantı: Bir olgu sunumu ve literatürün kısabir derlemesiÖzlem Özsoy1, Tayfun Cinleti2, Selcan Zeybek3, Didem Soydemir1, Gamze Sarıkaya Uzan1, Çağatay Günay1, Semra HızKurul1, Uluç Yiş11Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nörolojisi B.D., İzmir2Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Genetik B.D., İzmir3Tınaztepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Genetik A.D., İzmirAmaç: Erken infantil epileptik ensefalopati 23 (EIEE23; OMIM #615859) nadir görülen otozomal resesif bir hastalıktır.Dirençli nöbetler, elektroensefalografide multifokal epileptik aktivite, psikomotor gelişim geriliği, dismorfik yüz özellikleri ve kortikal körlük/görme bozukluğu ile karakterizedir. {DOCK7}, hücre içi sinyal ağlarında yer alır ve akson oluşumunda ve nöronal polarizasyonda rol oynar. Bu genin fonksiyon kaybı daha önce EIEE23’ ün moleküler etiyolojisindetarif edilmiştir. Daha önce tanımlanmamış dismorfik bulgularla birlikte novel {DOCK7} varyantı olan olguyu sunmakamaçlanmıştır.Yöntem: Burada, {DOCK7} geninde patojenik novel varyantı olan, infantil başlangıçlı epileptik ensefalopati, ciddi nörogelişimsel gecikme, dismorfik yüz özellikleri, kortikal körlük ve daha önce bildirilmemiş minör diş ve ekstremite anomalileri olan bir erkek çocuğu sunuyoruz.Bulgular: Literatürde {DOCK7} mutasyonuna sahip birkaç vaka bildirilmiştir. Yüksek genetik heterojenliği ve nadirliğinedeniyle, yeni ve spesifik mutasyonları ve bunlarla ilişkili klinik fenotipleri bildirmek son derece önemlidir. Hastamızdatüm ekzom dizilimi, novel patojenik homozigot frameshift ( {DOCK7}’ nin ekson 44’ ünde c.5669dup (p.Cys1891ValfsTer2) mutasyonu) varyantı ortaya çıkardı.Sonuç: {DOCK7}’ nin, novel frameshift patojenik varyantı olan bir olguyu sunarak ve EIEE23’ ün heterojen klinik semptomlarını hatırlatmayı, tipik dismorfik özellikleri ve yapısal anormallikleri fark edilebilir hale getirmeyi ve genetik danışmanlığa yardımcı olmayı amaçlıyoruz.Anahtar Kelimeler: {DOCK7}, epileptik ensefalopati, kortikal körlük, dismorfizm, novel varyant</p