5 research outputs found
Yerli yapım çekiçli yem değirmenleri üzerinde bir araştırma
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.Yem fabrikalarında ve hayvancılık işletmelerinde çok kullanılan çekiçli değir menlerin enerji tüketiminin yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak yüksek kapasiteli duş ları, elek' değiştirmek suretiyle öğütme inceliğinin kontrol edilebilmesi ve çek amaçlı kullanılabilirliği özelliklerinden dolayı ülkemizde birçok imalatçı tarafından yapıl maktadır. Bu araştırmada, denemeye alınan çekiçli değirmenlerin performansı üzerinde etkili dönü sayısı, materyal besleme normu gibi değişkenlerin yanında yapısal özellik lerin etkileri de ortaya konmuştur. Denemeler K.T. ve V.T. çekiçli değirmenleriyle yürütülmüştür. Materyal olarak arpa ve mısır kullanılmıştır. Denemelerin eşit koşullar altında yürütülmesine çalı şılmış, bu nedenle her iki makina da besleme kapağı açıklığı alanının eşit tutulması na çalışılmıştır. K.T. çekiçli değirmeninde kapak açıklığı 40,50,60,7ü mm. olarak, U.T. ise 22,30,38 mm. olarak kademelendirilmiştir. Çalışma hızı aralığı ise 1600-3200 d/d arasında 5 kademede (kademe aralıkları 200 d/d) yürütülmüştür. Yapılan denemeler sonucunda, kırıcı ünitenin ve aspiratörün aynı mil üzerinden tahrik edilmesi nedeniyle kapasitenin dönü sayısıyla birlikte arttığı kaydedilmiştir. Buna bağlı olarak qüç tüketimi de artış nnr.termiştir. Besleme normunun (kapak açıklı ğının) kapasiteyi belirli oranda artırdığını, ancak aynı oranda da güç tüketiminin arttığı kaydedilmiştir. Bunun için değerlendirmede kırılan yem birimi başına tüketilen enerji (kUh/ton) ölçüt olarak alınmıştır. Sonuçta özgül enerji tüketiminde önemli bir değişme olmadığı, bunun makinanın konstrüksiyonu ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin kırıcı ünitenin yapısı, elek yapısı aspiratörün yapısı ve iletim yüksekliği özgül enerji tüketimini etkileyen değişkenlerdir. Kırıcı ünitenin yapısı, öğütme inceliği üzerinde de etkilidir. Rotor üzerinde hareketli çekiçlerin konumu öğütme inceliğini etkilemektedir. Gerçekten her iki çekiç li değirmen öğütme inceliği yönünden karşılaştıracak olursa, aynı koşullarda K.T. çekiçli değirmenin daha ince öğütme sağladığı görülür, Çizelge-6;. Bunun nedeni kı rıcı ünite üzerindeki çekiçlerin konumundan ileri gelmektedir. K.T. çekiçli değirme ninde çekiçler birbiriyle farklı dönme düzleminde 2 sıra «(180 lik açılarda) ölmek üzere toplam 4 sıra halindedir. U.T. çekiçli değirmeninde ise çekiçler aynı dönme düzleminde olmak üzere 3 sıra (120Dlik açılarda) halindedir. Ayrıca çekiçler arasında klavuz rondelalar bulunmaktadır. Böylece kırıcı ünite üzerindeki çekiçler, dönme sıra sında dönme alanının (aktif iş alanının) ancak % 23 ünü tarayabilmektedir. Halbuki, K.T. çekiçli değirmeninde çekiç uçları, dönme alanının % 82 ini tarayabilmektedir. 0 halde çekiçler kırıcı ünite üzerinde dönme alanının tamamını tarayacak şekilde düzen lenmelidir.1*5 Çekiçli yem değirmenlerinde öğütme inceliğine güre enerji tüketimi değişmektedir. İnce öğütmede daha fazla enerji tüketimi saz konusudur. Ayrıca yem çeşitine göre de enerji tüketimi değişmektedir. Arpa, mısıra göre daha fazla enerji gerektirmektedir. Denemeye alınan çekiçli değirmenler için en uygun çalışma hızının belirlenmesin de özgül enerji tüketimi ve tane iriliği dağılımı değerlendirilerek K.T. çekiçli de ğirmeni için 280Q-30G0 d/d, V.T. çekiçli değirmeni için 26DD-30D0 d/d uygun olduğunu belirtebiliriz. Tahrik kaynağı alarak ise K.T. çekiçli değirmenine 1D kw gücünde, U.T. çekiçli değirmenine 12 kw gücünde elektrik motoru yeterlidi
Determination of fuel properties of biodiesel produced from safflower (Carthamus tinctorius L.) Dincer species grown in Yozgat province conditions
Bu çalışmada Yozgat ili şartlarında yetiştirilen ülkemiz tescilli aspir (Carthamus tinctorius L.) çeşitlerinden Dinçer (Dikensiz) çeşidinin tohumlarından ham yağ elde edilmiştir. Elde edilen bu ham yağdan üretilen biyodizelin analizleri yapılmıştır. Dinçer tohum ham yağ biyodizeli 15C'de ki yoğunluğu (882.97 kg/m3), pH değeri (6), parlama noktası (178oC), bakır şerit korozyon (1a), su içeriği (499.20 mg/kg), ısıl değeri (38.448 MJ/kg), bulutlanma, akma ve donma noktaları sırasıyla (-5.7oC, -12.9oC ve -15.8oC) olarak tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Dinçer çeşidinin tohum ham yağının biyodizel üretimi açısından TS EN 14214 standardına uygun olacağı sonucuna varılmıştır.In this study, the crude oil of the seeds of the cv. Dincer (Barbless), grown in conditions of Yozgat province and that belongs to our country registered safflower (Carthamus tinctorius L.) varieties, was extracted variety. The biodiesel was analyzed that produced from this oil. The fuel properties of Dincer seed crude oil biodiesel determinated such as density at 15oC (882.97 kg/m3), pH value (6), flash point (178oC), copper strip corrosion (1a), water content (499.20 mg/kg), calorific value (38.448 MJ/kg), cloud, pour and freezing points (-5.7oC, -12.9oC and -15.8oC) respectively. Based on obtained results it is concluded that the production of biodiesel from the crude oil which extracted from Dincer seeds is suitable for TS EN 14214 standards
Monitoring the Multitask Mechanism of <i>DNase I</i> Activity Using Graphene Nanoassemblies
Here we have demonstrated
that graphene serves as a remarkable
platform for monitoring the multitask activity of an enzyme with fluorescence
spectroscopy. Our studies showed that four different simultaneous
enzymatic tasks of <i>DNase I</i> can be observed and measured
in a high throughput fashion using graphene oxide and oligonucleotide
nanoassemblies. We have used phosphorothioate modified oligonucleotides
to pinpoint the individual and highly specific functions of <i>DNase I</i> with single stranded DNA, RNA, and DNA/DNA and DNA/RNA
duplexes. <i>DNase I</i> resulted in fluorescence recovery
in the nanoassemblies and enhanced the intensity tremendously in the
presence of sequence specific DNA or RNA molecules with different
degrees of amplification. Our study enabled us to discover the sources
of this remarkable signal enhancement, which has been used for biomedical
applications of graphene for sensitive detection of specific oncogenes.
The significant difference in the signal amplification observed for
the detection of DNA and RNA molecules is a result of the positive
and/or reductive signal generating events with the enzyme. In the
presence of DNA there are four possible ways that the fluorescence
reading is influenced, with two of them resulting in a gain in signal
while the other two result in a loss. Since the observed signal is
a summation of all the events together, the absence of the two fluorescence
reduction events with RNA gives a greater degree of fluorescence signal
enhancement when compared to target DNA molecules. Overall, our study
demonstrates that graphene has powerful features for determining the
enzymatic functions of a protein and reveals some of the unknowns
observed in the graphene and oligonucleotide assemblies with <i>DNase I.</i
The neutralization effect of montelukast on SARS-CoV-2 is shown by multiscale in silico simulations and combined in vitro studies
Small molecule inhibitors have previously been investigated in different studies as possible therapeutics in the treatment of severe acute respiratory syndrome coronavirus-2 (SARS-CoV-2). In the current drug repurposing study, we identified the leukotriene (D4) receptor antagonist montelukast as a novel agent that simultaneously targets two important drug targets of SARS-CoV-2. We initially demonstrated the dual inhibition profile of montelukast through multiscale molecular modeling studies. Next, we characterized its effect on both targets by different in vitro experiments including the enzyme (main protease) inhibition-based assay, surface plasmon resonance (SPR) spectroscopy, pseudovirus neutralization on HEK293T/hACE2+TMPRSS2, and virus neutralization assay using xCELLigence MP real-time cell analyzer. Our integrated in silico and in vitro results confirmed the dual potential effect of montelukast both on the main protease enzyme inhibition and virus entry into the host cell (spike/ACE2). The virus neutralization assay results showed that SARS-CoV-2 virus activity was delayed with montelukast for 20 h on the infected cells. The rapid use of new small molecules in the pandemic is very important today. Montelukast, whose pharmacokinetic and pharmacodynamic properties are very well characterized and has been widely used in the treatment of asthma since 1998, should urgently be completed in clinical phase studies and, if its effect is proved in clinical phase studies, it should be used against coronavirus disease 2019 (COVID-19).Scientific Research Projects Commission of Bahcesehir Universit
Kinetic Mechanism for the Binding of eIF4F and Tobacco Etch Virus Internal Ribosome Entry Site RNA: EFFECTS OF eIF4B AND POLY(A)-BINDING PROTEIN*
The wheat germ eukaryotic translation initiation factor (eIF) 4F binds tightly to the mRNA internal ribosome entry site (IRES) of tobacco etch virus (TEV) to promote translation initiation. When eIF4F is limiting, TEV is preferentially translated compared with host cell mRNA. To gain insight into the dynamic process of protein synthesis initiation and the mechanism of binding, the kinetics of eIF4F binding to TEV IRES were examined. The association rate constant (kon) and dissociation rate constant (koff) for eIF4F binding to IRES were 59 ± 2.1 μm−1 s−1 and 12.9 ± 0.3 s−1, respectively, comparable with the rates for capped RNA. Binding of eIF4E or eIF4F to the cap of mRNA is the rate-limiting step for initiation of cap-dependent protein synthesis. The concentration dependence of the reactions suggested a simple one-step association mechanism. However, the association rate was reduced more than 10-fold when KCl concentration was increased from 50 to 300 mm, whereas the dissociation rate constant was increased 2-fold. The addition of eIF4B and poly(A)-binding protein enhanced the association rate of eIF4F ∼3-fold. These results suggest a mechanism where eIF4F initially binds electrostatically, followed by a conformational change to further stabilize binding. Poly(A)-binding protein and eIF4B mainly affect the eIF4F/TEV association rate. These results demonstrate the first direct kinetic measurements of translation initiation factor binding to an IRES