141 research outputs found

    Arap Alevîlerinin Ahirete İman Anlayışları ve Tenâsüh İnançları

    Get PDF
    Ülkemizin güney illeri ile Suriye topraklarında ve Lübnan’ın kuzey bölgelerinde yaşayan inanç gruplarından biri olan Nusayrîler ya da Arap Alevîleri, bâtınî fırkalardan ve Şîa’nın gulâtından kabul edilen bir mezheptir. Nusayrîlerin inanç esasları tetkik edildiğinde, yaşadıkları coğrafyada yaygın olan dinlerden ve bu beldelerin kültürlerinden etkilendikleri açıkça müşahede edilmektedir. Nusayrîler için Allah’ın Hz. Ali’nin bedenine hulûl ettiği şeklindeki inançları, tenâsüh, takiyye, bâtın-zâhir, te’vil, Hızır kültü, türbe inançları, İslâm’ın yapılmasını istediği temel ibadetlere dair bâtınî görüşleriyle aşırı fikirlere sahip Şiî kökenli bir fırka nitelemesi yapılabilir. Nusayrîler, ahiret hayatının varlığını kabul ettiklerini ifade etmekle birlikte cennet ve cehennemin sembolik olduğuna inanırlar. Onlara göre cennet ve cehennem insanın derununda yaşadığı bir haldir. Yaşadığımız dünya, kişi için hem cennet hem de cehennem olabilir. Ölen kişinin ruhunun tekrardan dünyaya gelmek suretiyle önceki yaşamında yaptıklarının karşılığı olarak bir hayat süreceği inancına sahiptirler. Asıl olan, kişinin mümin bir Nusayrî olarak yaşamını sürdürmesi ve nihayetinde nurlar âleminde nûrânî bir varlığa dönüşmesidir. Bu mertebeye ulaşan Nusayrî naîm cennetine gidecek ve böylelikle mükâfatlandırılmış olacaktır. Mezhebin temel inanç esaslarından biri olan tenâsüh hakkında Nusayrîler, bu konunun Kur’an-ı Kerim’de geçtiğini, haliyle İslâm’a aykırı olmadığını iddia etmektedirler. Biz de bu çalışmada Nusayrîlerin tenâsüh inancı hakkındaki görüşlerini betimleyici bir bakış açısıyla ele alacağız. Herhangi bir değer yargısında bulunmadan ahiret inancı, cennet ve cehennem konusu ile reenkarnasyon hakkında fikirlerini tarafsız bir bakış açısıyla inceleyeceğiz

    Sentetik Grafit Dolgulu Polipropilen Kompozitlerin Reolojik Özelliklerinin Belirlenmesi

    Get PDF
    Konferans Bildirisi-- İstanbul Teknik Üniversitesi, Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2017Conference Paper -- İstanbul Technical University, Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2017Sentetik grafit (SG) polimerlerin elektriksel ve termal iletkenliklerini iyileştirmek için sıklıkla kullanılır. Polimerin içine SG yüklenmesi polimerin reolojik özelliklerini de değiştirir. Bu çalışmada amaç polipropilen kopolimerin (PPc) içerisine yüklenen SG’nin reolojik özelliklerini nasıl değiştirdiğini ortaya koymaktır. SG yüklenmiş PPc kompozit pelletler Leistritz Extruder Corporation ZSE 27 model çift vidalı ekstrüder kullanarak üretilmiştir. SG yüklenmesi polimer eriyiğinin içine ekstrüderin yan besleyicisinden yapılmıştır. PPc ve SG yüklenmiş PPc kompozitlerin reolojik özellikleri Göttferd, Rheograph 20 model kapiler reometre kullanarak incelenmiştir. PPc ve üç farklı oranda SG yüklemiş PPc kompozitlerin gözlemlenen ve düzeltilmiş verileri kullanarak reolojik özellikler incelenmiştir. Görünür viskozite ve kayma gerilmesi değerlerine ek olarak, PPc ve SG yüklemiş kompozitlerin normal gerilim fark değerleride bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar Carreau-Winter modeli tarafından değerlendirilmiştir. SG yüklenmesinin PPc nin sıfır-kayma viskozitesini arttırdığı bulunmuştur. %10 ve %30 SG yüklenmesi sıfır-kayma viskozitesini çok fazla arttırmaz iken %50 yüklenmesi ise ciddi oranda arttırmıştır.Synthetic graphite(SG) is frequently used to improve electrical conductivity and thermal conductivity of polymers. SG filling into polymers changes the rheological properties of polymers. In this study, the effect of SG filling into polypropylene copolymer (PPc) on the rheological properties of PPc was investigated. SG filled PPc composite pellets were prepared by using twin screw extruder (Leistritz Extruder Corporation Model ZSE 27). SG was fed into polymer melt from the side feeder. Rheological properties of PPc and SG filled PPc composite pellets were determined by using a capillary rheometer (Göttferd, Rheograph 20). Apperent and corrected data were used for investigation of rheological properties of PPc and SG filled PPc composites. In addition to apperent viscosity and shear stress, normal stress difference values for PPc and SG filled PPc composites were also obtained. The results were evaluated by Carreau-Winter model. SG filling into PPc increased zero-shear viscosity value of PPc. 10 and 30 wt% of SG has not led to considerable increase in zero-shear viscosity of PPc. However 50 wt%SG filling ito PPc has largely increased zero-shear viscosity

    Grafen Takviyeli Biyokompozitlerin Mekanik Ve Termal Özelliklerinin İncelenmesi

    Get PDF
    Konferans Bildirisi -- Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2015Conference Paper -- Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2015Bu çalışmada kitosan biyopolimeri grafen nanopartikülleri ile takviye edilmiştir. Polimerik kompozitler ağırlıkça farklı oranlarda grafen kullanılarak çözelti döküm tekniği ile hazırlanmıştır. Çekme testleri kompozitlerin çekme dayanımı ve Young modülünü belirlemek için gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kitosanın termal iletkenliğine grafenin etkisi tespit edilmiştir. % 2 grafen kitosan içerine katıldığında, kitosanın çekme dayanımı ve Young Modülü sırasıyla % 72 ve % 170 artmıştır. Kompozitlerin termal iletkenliği kitosan ile kıyaslandığında çok daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.Chitosan polymer was reinforced with graphene nanoparticles in this study. Polymeric composites were prepared by the solution casting technique using graphene at different weight ratios. Tensile tests were carried out to determine tensile strength and Young’s modulus of the composites. The effect of graphene on thermal conductivity of chitosan was also determined. The tensile strength and Young’s modulus of chitosan increased by approximately 72 % and 170 %, respectively when 3 wt.% of graphene was added into chitosan. The thermal conductivity values of these composites were obtained to be higher in comparison with that of chitosan

    Sıcak Suda Yaşlandırılan Cam Fiber-Epoksi Kompozitlerin Tabakalar arası Kayma Dayanımındaki Değişimlerin İncelenmesi

    Get PDF
    Konferans Bildirisi -- Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2015Conference Paper -- Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2015Bu çalışmada, cam fiber takviyeli epoksi kompozitlerin tabakalararası kayma dayanımına sıcak suyun etkisi incelenmiştir. Kompozit üretiminden önce cam fiberlerin yüzeyine farklı derişimlerde silan yüzey işlemi uygulanmıştır. Kompozitlerin kayma dayanımına su sıcaklığının, kompozitlerin suda bekletilme süresinin ve kullanılan silan derişiminin etkisi tespit edilmiştir. Su sıcaklıkları 25, 50 ve 75 oC ve suda bekletilme süresi 24, 48 ve 72 saat olarak seçilmiştir. Fiber yüzey işlemlerinde silan uyumlaştırıcı ajanı olarak ?-glycidoxypropyltrimethoxysilan (?-GPS) kullanılmıştır ve silan uyumlaştırıcı ajanı derişimi toplam çözeltide %0,1 ile %0,5 arasında değiştirilmiştir. Su sıcaklığı ve kompozitlerin suda bekletilme süresi arttıkça kompozitlerin tabakalararası kayma dayanımının da azaldığı belirlenmiştir. %0,5 ?-GPS silan ile yüzey işlemine tabi tutulmuş cam fiber takviyeli epoksi kompozitler sıcak suya karşı en iyi dayanımı göstermiştir.In this study, effect of hot water aging on interlaminar shear strength of glass fiber reinforced epoxy composites was investigated. Silane treatments at different concentrations were applied to surface of glass fibers before composite production. Effect of water temperature, holding duration in water of composites and used silane concentration on interlaminar shear strength was determined. 25, 50 and 75 oC as water temperatures and 24, 48 ve 72 hours as holding duration in water were selected. ?-glycidoxypropyltrimethoxysilane (?-GPS) as a silane coupling agent was used in the fiber surface treatment and the silane coupling agent concentration was varied from 0.1 to 0.5 % (v/v) in aqueous solution. It was determined that the interlaminar shear strengths of the composites decreased with increasing of water temperature and holding duration in water. 0.5 % ?-GPS silane treated glass fiber reinforced epoxy composite showed the best resistance against hot water

    Grafit Takviyeli Etil Vinil Asetat (Eva) Kompozitlerin Mekanik Özelliklerine Termal Çevrimin Etkisi

    Get PDF
    Konferans Bildirisi -- Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2015Conference Paper -- Theoretical and Applied Mechanical Turkish National Committee, 2015Bu çalışmada, eriyik harmanlama yöntemi ile farklı grafit miktarlarına sahip grafit/EVA kompozitleri hazırlanmıştır. Grafit/EVA kompozitlerin mekanik özelliklerine termal çevrimin etkisini incelemek için, kompozit numuneleri -25 ile 60 °C sıcaklıkları arasında 50 ve 100 defa termal çevrime tabi tutulmuştur. Yapılan 50 ve 100 termal çevrim sonucunda Grafit/EVA kompozitlerin elastisite modülleri artmıştır.In this study, Graphite/EVA composites having different graphite content were prepared by melt blending process. To investigate the effect of thermal cycles on the mechanical properties of graphite/EVA composites, the composite samples were subjected to the thermal cycle processes for 50 and 100 times between temperatures of -25 °C and 60°C. The moduli of graphite/EVA composites at the end of thermal cycle of 50 and 100 increased

    Sistoskopi olgusunda uygulanan spinal anestezi sonrası gelişen spinal miyoklonus

    No full text
    Spinal myoclonus developed after regional anesthesia is quite rare. They are sudden onset, involuntary, short focal or segmental contractions in a single muscle or a muscle group. Spinal myoclonus is a neuromuscular dysfunction developed after spinal cord pathologies (tumor, infection,etc.) Almost all reported cases were related to intrathecal bupivacaine or an epidural catheter. We aimed to present the spinal myoclonus we observed in our case caused by the administration of bupivacaine for spinal anesthesia.Rejiyonal anestezi sonrası gelişen spinal myoklonus oldukça nadir görülmektedir. Tek bir kas veya kas gruplarında ani, istemsiz, kısa süreli fokal veya segmental görülen kasılmalardır. Spinal kord patolojileri (tümör, enfeksiyon, vb.) sonucu gelişen nöromuskuler disfonksiyondur. Ayrıca intratekal bupivakain veya epidural kateter uygulama sonrası benzer olgular bildirilmiştir. Spinal anestezide uyguladığımız bupivakaine bağlı gelişen spinal myoklonus gözlediğimiz olgumuzu sunmayı amaçladık

    Spinal myoclonus following spinal anesthesia in a cystoscopy case

    No full text
    Rejiyonal anestezi sonrası gelişen spinal myoklonus oldukça nadir görülmektedir. Tek bir kas veya kas gruplarında ani, istemsiz, kısa süreli fokal veya segmental görülen kasılmalardır. Spinal kord patolojileri (tümör, enfeksiyon, vb.) sonucu gelişen nöromuskuler disfonksiyondur. Ayrıca intratekal bupivakain veya epidural kateter uygulama sonrası benzer olgular bildirilmiştir. Spinal anestezide uyguladığımız bupivakaine bağlı gelişen spinal myoklonus gözlediğimiz olgumuzu sunmayı amaçladık.Spinal myoclonus developed after regional anesthesia is quite rare. They are sudden onset, involuntary, short focal or segmental contractions in a single muscle or a muscle group. Spinal myoclonus is a neuromuscular dysfunction developed after spinal cord pathologies (tumor, infection,etc.) Almost all reported cases were related to intrathecal bupivacaine or an epidural catheter. We aimed to present the spinal myoclonus we observed in our case caused by the administration of bupivacaine for spinal anesthesia

    Synthesis of pH dependent chitosan-EPI hydrogel films and their application for in vitro release of promethazine hydrochloride

    No full text
    Chitosan-epichlorohydrin hydrogel films (ChitEPI) were synthesized by using chitosan in the presence of epichlorohydrin (EPI) as a crosslinking agent at various amounts. SEM, FTIR, TGA, and DSC analysis were conducted for the characterization of the hydrogels. The DSC measurements indicate that ChitEPI hydrogels did not exhibit better thermal stability when compared to chitosan. Swelling behavior of Chitosan-EPI hydrogel film is pH dependent and showed a reversible swelling behavior with a fast response. The hydrogels were used for in vitro release of promethazine hydrochloride (PHCl) in pH = 1.2 and pH = 7.4 phosphate buffer solutions (PBS). The release of PHCl synthesized from hydrogels at pH = 7.4 is quite low while at pH = 1.2, the highest value was observed as 49% for ChitEPI600. It has been also found that PHCl release from ChitEPI thin films is mainly controlled by diffusion control mechanism. ChitEPI hydrogels may be used for the delivery of drug in stomach and gastrointestinal tract. (c) 2008 Wiley Periodicals, Inc

    Identification and characterization of Fe-rich smectites in the Camlica Region of western Turkey

    No full text
    Fe-rich dioctahedral smectites are the main constituent of clays in Camlica Region of Turkey. The structural, chemical and morphological characteristics of these smectites after washing are examined by X-ray diffraction, electron microscopy, inductively coupled plasma mass spectrometry and Fourier transform infrared spectroscopy. Smectite particles occur as individual flakes 0.2-2.0 mu m in size. These flakes are often aggregated into clusters up to 6.0 mu m in size
    corecore