20 research outputs found

    Erken postpartum dönemde ebeveynlere verilen emzirme eğitiminin paternal emzirme özyeterlik ve doğum sonu sonuçlara etkisi

    No full text
    Erken doğum sonrası dönem, emzirmeyi başlatmak ve desteklemek için kritik bir zamandır. Bu dönemde annelerin emzirme ile ilgili bilgilendirilmeye ihtiyacı olduğu gibi babalarında bu konuda bilgiye ihtiyacı vardır. Annenin bebeğini emzirme becerisine olan güvenini ölçmek için emzirme özyeterlik ölçeği kullanılırken babaların annelere emzirme desteği konusunda güvenini, annelerin ise doğum sonu dönemde eş desteğini değerlendiren bir araç yoktur. Bu durumdan yola çıkarak araştırma iki aşamada gerçekleşmiştir. Birinci aşamasında “Doğum Sonu Eş Destek Ölçeği” ve “Paternal Emzirme Özyeterlik Ölçeği’nin” Türkçe geçerlilik ve güvenilirliğinin belirlenmesi amacı ile metodolojik ve ikinci aşamada erken postpartum dönemde ebeveynlere verilen emzirme eğitiminin etkisinin saptanması amacıyla kontrollü bir müdahale araştırması olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın birinci aşamasının araştırma grubunu İzmir Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 02.01.2019 - 29.03.2019 tarihleri arasında miadında ve tekil doğum yapan, bebeği yanında olan ve iletişim kurulabilen anneler ve eşlerinden oluşmuştur. Örnek büyüklüğünün hesaplanmasında ölçek çalışmalarında idealde olması gereken sayı, ölçekteki soru sayısının 10 katına denk gelen kişi ile çalışmaktır. Bu nedenle 200 anne ve 200 baba ile araştırmanın ilk aşaması tamamlanmıştır. Doğum Sonu Eş Destek Ölçeği’nin Cronbach alpha katsayısı 0.871, Paternal Emzirme Özyeterlik Ölçeği’’nin Cronbach alpha katsayısı 0.930 olarak belirlenmiş ve ölçeklerin güvenirliği yüksek bulunmuştur (0.80≤α1.00). Açıklayıcı Faktör Analizi, Doğum Sonu Eş Destek Ölçeği’nde toplam varyansın %33.41’ini açıklarken, Paternal Emzirme Özyeterlik Ölçeği’nde toplam varyansın %54.62’sini açıklamaktadır. Açıklayıcı Faktör Analizi ve Doğrulayıcı Faktör Analizi sonuçları verilerin model ile uyumlu olduğu ve yapıyı doğruladığını göstermektedir. Araştırmanın ikinci aşaması, eğitim etkinliğinin değerlendirilmesine yönelik randomize kontrollü bir müdahale araştırmasıdır. Araştırmaya, doğum yapan, primipar olan, iletişim kurulabilen, tekil ve miadında doğum yapan anneler ve doğum sonu dönemde yanında olan eşleri oluşturmuştur. Örnek büyüklüğünün hesaplanmasında daha önce yapılan araştırmalar değerlendirilmiş ve etki farklı hesaplanarak α= 0.05 ve % 80’lik bir güçle, örneklem büyüklüğü müdahale grubunda 45 ve kontrol grubunda 45 (anne ve baba) ebeveyn olmak üzere toplam 180 anne ve baba olarak belirlenmiştir. İzlemler sırasında kayıp olabileceği düşüncesiyle Müdahale grubu 76 (anne ve baba) ve kontrol grubunda 71 (anne ve baba) olarak araştırma tamamlanmıştır. Müdahale grubunda ve kontrol grubunda yer alan anneler ve eşlerine eğitim uygulanmadan önce; Anneler için; Sosyodemografik Veri Formu ve Doğum Sonu Eş Destek Ölçeği, babalar için; Sosyodemografik Veri Formu ve Paternal Emzirme Özyeterlik Ölçeği’ uygulanmıştır. Müdahale grubuna dahil edilen anneler ve eşlerinehastanede teorik olarak ve beceri kazandırmaya yönelik olarak eğitim uygulanmıştır. Hastaneden taburculuk sonrası birinci hafta ve altıncı haftada telefon izlemi ile emzirme danışmanlığı verilmiştir. Kontrol grubundaki anneler ve eşlerine emzirme eğitimi verilmemiş rutin hastane hizmetinden yararlanmışlardır. Birinci hafta ve altıncı hafta izlemlerinde her iki gruba ölçekler uygulanmış annelerin emzirme durumları değerlendirilmiştir. Verilerin istatistik analizinde tanımlayıcı özellikler ki-kare analizi ile karşılaştırılmıştır. Normal dağılım göstermeyen niceliksel verilerin karşılaştırılmasında; iki grup arasındaki farkı parametrik olmayan Mann Whitney U testi, Tekrarlı ölçümler arasındaki fark nicel değişkenler için Friedman testiyapılmıştır. Ayrıca, altıncı haftada sadece anne sütü ile besleme üzerine etkisi lojistik regresyon analiziyle değerlendirilmiştir. Ebeveyn emzirme eğitimi alan annelerin doğum sonrası altıncı hafta Doğum Sonu Eş Destek Ölçeği puan ortalaması eğitim verilen grup da, kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. Müdahale grubunda yer alan babaların altıncı hafta Paternal Emzirme Özyeterlik Ölçeği puan ortalamaları kontrol grubuna göre daha yüksek olarak belirlenmiştir. Doğum sonu erken dönemde ebeveynler için yapılan eğitiminin anneler de doğum sonu eş destek algısını, babalar da ise paternal emzirme özyeterlik özelliklerini arttırdığı belirlenmiştir. Aynı zamanda annelerin sadece anne sütüyle besleme üzerine emzirme davranışını etkilediği belirlenmiştir.Early postpartum period is critical term to start and support the breastfeeding. As the mothers need to be informed about breastfeeding in that period, the fathers also need information about the issue. While breastfeeding self-efficacy scale is used to measure the confidence of the mother in her breastfeeding skill, there is no instrument evaluating the confidence of the fathers in their support in mothers’ breastfeeding and the partner support in postpartum period. From this point of view, the study was carried out in two phases. While, in the first phase, a methodological study was conducted to define the validity and reliability of the Turkish form of “Postpartum Partner Support Scale (PPSS)” and “Paternal Breastfeeding Self-Efficacy Scale (PBSS)”, a controlled interventional study was conducted, in second phase, to determine the effect of breastfeeding training given to parents in early postpartum period. The research group of the first phase of the study consisted of the mothers who gave single birth, in due time, accompanied the infant and could be communicated, in Obstetrics Clinic of Tepecik Training and Research Hospital in İzmir Health Sciences University between 02.01.2019-29.03.2019, and their spouses. In the calculation of the population size, the ideal number in the scale studies is to study with individuals equivalent to 10 times the number of questions in the scale. For that reason, the first stage of the study was completed with 200 mothers and 200 fathers. The Cronbach alpha coefficient of PPSS was found as 0.871 and the Cronbach alpha coefficient of the PBSS was determined as 0.930, and the reliability of the scales was found high (0.80≤α1.00). Also, while the exploratory factor analysis (EFA) explained the 33.41% of the total variance of PPSS, it explained the 54.62% of the total variance of PBSS.The results of the EFA ve CFA shows that the data are coherent to the model and verify the structure. The second phase of the study is a randomized controlled interventional study to evaluate the efficiency of the training. The target group of the study consisted of the mothers who were primipara and gave single birth, in due time and could be communicated, in Obstetrics Clinic (Floor 2, 3, 4) of Tepecik Training and Research Hospital in İzmir Health Sciences University between 10.06.2019-26.08.2019, and their spouses who were along with them in postpartum period. The previous studies were assessed for the calculation of the population size and the effect were differently calculated and the population size was determined as 180 mothers and fathers –45 (mother and father) in intervention group and 45 (mother and father) in control group– with α= 0.05 and a strength of 80%. With possibility of loss during the follow-ups, the study was completed with an intervention group of 76 (mother and father) and control group of 71 (mother and father). Before giving training to the mothers and their spouses available in intervention group and control group; Sociodemographic Data Form and PPSS for mothers and Sociodemographic Data Form and PBSS for fathers were applied. The mothers and their spouses included in the intervention group were given theoretic and skilling training in the hospital. Breastfeeding counseling was provided by telephone follow-up in the first and sixth week after discharge from the hospital. The mothers and their partners in the control group were not provided with breastfeeding training and they benefited from routine hospital care. In the first- and sixth-week follow-ups, scales were applied to both groups and breastfeeding status of the mothers were evaluated. In statistical analysis of data, descriptive characteristics were compared with chi-square analysis. In the comparison of quantitative data not presenting normal distribution, the difference between the two groups was evaluated by non-parametric Mann Whitney U test, the difference between repeated measures was evaluated by Friedman test for quantitative variables, and the effect of intervention on only breastfeeding at the sixth week was evaluated by logistic regression analysis. The mean score of PPSS of the mothers taking parental breastfeeding training was found to be higher in the intervention group compared to the control group in the sixth postpartum week. The mean scores of PBSS of the fathers in the intervention group in the sixth week were found to be higher than the control group. It was determined that early postpartum breastfeeding training for parents increased the perception of spousal support in mothers and paternal breastfeeding self-efficacy in fathers. At the same time, it was determined that the mothers affect breastfeeding behavior upon feeding by only breast milk

    Bireysel ve grup emzirme eğitiminin anne ve baba adaylarında doğum sonu dönemde emzirme öz-yeterliğe ve tutumuna etkisi

    No full text
    Breast feeding is the primary step for healthy generations. Breast milk protects against diseases of childhood period starting from infancy till adulthood. Inspite of the benefits of breast milk due to various reasons a lot of women all around the world and in our country can not begin breast feeding and leave it at an early stage even if they start once. According to Turkey Population and Health Investigation (TPHI) data of 2013; while the rate of only breast feeding among; 0-1 month babies is 57.9%, among babies under 6 months this rate falls to 10.0%. In the case of maternals not carrying out the whole breast feeding conditions situations such as milk secretion decrease, troubles related to breast, babies declining breast and ending breast feeding at an early stage are seen. These problems are related to the self-effıcacy that maternal feels towards breast feeding. The researches show that in addition to the maternal, father`s attitude throughout pregnancy is also effective on starting breast feeding, sustaining and maintaining it efficiently. With this research it has been aimed to evaluate the effect of individual and group breast feeding training of future mother and father at postpartum period on breast-feeding self-effıcacy and attitude. Research data has been gathered at Turkey Public Hospitals Institution Izmir North Public Hospitals Association of T.R Ministry of Health Tepecik Education and Reserach Hospital between the dates 01 March-30 September 2014. The population of the research has consisted of future mother and fathers having come to Pregnant Polyclinic of Tepecik Education and Research Hospital between the dates of 01 March 2014-30 September 2014 and the sample of research consisted of 90 future mother and 90 father applied to pregnant polyclinic and suitable for the criterias of being included into the research (individual training:30, group training: 30, control group:30). Randomization application was used in selecting of samples. For each day a esearch group`s data has been gathered. Data has been gathered by using defining features data form for future mother and fathers, breast feeding self-sufficiency scale, and Iowa infant feeding attitude scale. In the analysing of the data, number- IV percentage distribution of data related to their defining features, numeric variance not incongruent with normal distribution has been evaluated with Shapiro Wilk test. In those not congruent with normal distribution non-parametric test has been made. Mann Whitney U, Kruskall Wallis, K- related samples test has been used. As a result of the research; It has been found that there is a statistical difference between ``Breast feeding Self-Effıcacy`` and ``Iowa Infant Feeding Attitude Scale`` of individual and group training provided to future mothers at postpartum period ( p0.05). According to this it has been found that between breast feeding self-effıcacy total score averages of the groups having individual and group training at the end of sixth week and fourth month there is a statistical difference (p0.05). While self-effıcacy score average of group training at postpartum period of sixth week in fourth month of postpartum period breast feeding self-effıcacy score average of the group having individual training has been found to be higher. At postpartum period of first week and fourth month statistical difference of IIFAS scale total score average has been found between groups having individual and group training (p0.05). First week of postpartum period and fouth month IIFAS scale score average of group training has been found to be higher. It has been determined that between the individual and group training given to future father at postpartum period "Iowa Infant Feeding Attitude Scale" core averages there is statistical difference (p0.05). Statistical difference between the first observation of those having individual and group training and IIFAS scale total score averages gained at the first week and sixth week of postpartum period has been found (p0.05). While the individual training group`s scale score averages was high in the first observation at the first week and sixth week group training IIFAS scale score average found to be higher. As a result; it has been seen that breast feeding training is not alone enough to improve self sufficiency and attitude, and maternals have to be supported by health staff at postpartum period in hospital. It is suggested to include also fathers to the breast feeding training provided at pregnancy period.Emzirme, sağlıklı nesiller için en temel adımdır. Anne sütü başta çocukluk çağı hastalıkları olmak üzere, bebeklikten yetişkinliğe kadar olan süreçte hastalıklardan korur. Anne sütünün yararlarına karşın dünyada ve ülkemizde birçok kadın çeşitli nedenlerden dolayı emzirmeye başlayamamakta başlasa da erken dönemde bırakmaktadır. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2013 yılı verilerine göre; sadece anne sütü ile beslenme oranı; 0-1 aylık bebeklerde %57.9 iken, 6 aydan küçük bebeklerde bu oran %10.0'a düşmektedir. Annelerin tam emzirme koşullarını yerine getirememesi durumunda süt salgısında azalma, memeye ilişkin sorunlar, bebeğin memeyi reddetmesi ve emzirmenin erken sonlandırılması gibi durumlar görülmektedir. Bu problemler annenin emzirmeye ilişkin hissettiği özyeterlilikle ilişkilidir. Yapılan çalışmalarda emzirmenin başlatılması, sürdürülmesi ve etkin bir şekilde devam ettirilmesinde annelerin yanı sıra babaların da gebelik süresince tutumlarının etkili olduğunu göstermektedir. Bu çalışma ile bireysel ve grup emzirme eğitiminin anne ve baba adaylarinda doğum sonu dönemde emzirme öz-yeterliğe ve tutumuna etkisini değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırma verileri 01 Mart-30 Eylül 2014 tarihleri arasında T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi'nde toplanmıştır. Araştırmanın evrenini 01 Mart 2014-30 Eylül 2014 tarihleri arasında Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Gebe Polikliniği'ne gelen anne ve baba adayları, örneklemini ise gebe polikliniğine başvuran ve araştırmaya dahil edilme kriterlerine uygun 90 anne ve 90 baba adayı (bireysel eğitim:30, grup eğitimi:30, kontrol grubu:30) oluşturmuştur. Örneklem seçiminde randomizasyon uygulaması yapılmıştır. Her gün için bir araştırma grubunun verileri toplanmıştır. Veriler; anne ve baba adayları için tanıtıcı özellikler veri formu, emzirme öz-yeterlik ölçeği, Iowa bebek beslenme tutum ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde, tanıtıcı bilgilerine ilişkin verilerin sayı-yüzde dağılımları, normal dağılıma uymayan nümerik değişkenlerin normal II dağılıma uygunluğu Shapiro Wilk testi ile değerlendirilmiştir. Normal dağılıma uygun bulunmayanlarda non-parametrik test yapılmıştır. Mann Whitney U, Kruskall Wallis, K- related samples testi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda; Anne adaylarına verilen bireysel emzirme eğitimi ve grup eğitimi arasında doğum sonu dönemde "Emzirme Öz-Yeterlik" ve "Iowa Bebek Beslenme Tutum Ölçeği" puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak fark olduğu saptanmıştır ( p0.05). Buna göre bireysel eğitim alan ve grup eğitimi alan gruplarda altıncı hafta ve dördüncü ayda yapılan izlemlerde elde edilen emzirme öz-yeterlik toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel farklılık saptanmıştır (p0.05). Doğum sonu altıncı haftada grup eğitimi öz yeterlik puan ortalaması daha yüksek iken, doğum sonu dördüncü ayda ise bireysel eğitim yapılan grubun emzirme özyeterlik puan ortalaması daha yüksek bulunmuştur. Bireysel eğitim alan ve grup eğitimi alan gruplarda doğum sonu birinci hafta ve dördüncü ayda yapılan izlemlerde elde edilen IIFAS ölçek toplam puan ortalamaları arasında istatsitiksel farklılık saptanmıştır (p0.05). Doğum sonu birinci haftada ve dördüncü ayda grup eğitiminin IIFAS ölçek puan ortalaması daha yüksek bulunmuştur. Baba adayların verilen bireysel emzirme eğitimi ve grup emzirme eğitimi arasında doğum sonu dönemde "Iowa Bebek Beslenme Tutum Ölçeği" puanını ortalamları arasında istatistiksel olarak fark olduğu belirlenmiştir (p0.05). Bireysel eğitim alan ve grup eğitimi alan gruplarda ilk izlem, doğum sonu birinci hafta ve altıncı haftada yapılan izlemlerde elde edilen IIFAS ölçek toplam puan ortalamaları arasında istatsitiksel farklılık saptanmıştır (p0.05). İlk izlemde bireysel eğitim grubunun ölçek puan ortalamaları yüksek iken, birinci hafta, altıncı haftada grup eğitiminin IIFAS ölçek puan ortalaması daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak; emzirme eğitimlerinin öz-yeterlilik ve tutum geliştirmek için tek başına yeterli olmadığı annelerin doğum sonu hastanede sağlık çalışanları tarafından desteklenmelerinin de gerekli olduğu görülmüştür. Gebelik döneminde verilen emzirme eğitimlerine babalarında dâhil edilmeleri önerilmektedi

    Midwifery Students’ Views on NANDA-I Diagnoses and Care Plans Used in Clinical Practice

    No full text
    Background: Developing a care plan for patients is not specific to nursing or midwifery; it is the case in every situation where patients seek help from care providers. Midwifery students draw upon NANDA-I diagnoses while developing care plans (CPs) in clinical practices, and plan and apply their care accordingly. This study aims to identify the views of midwifery students on the NANDA-I diagnoses and CPs that they use in clinical practice. Methods: This descriptive and cross-sectional study was conducted with 222 students between September and December 2022. The research data were collected through face-to-face interviews using a questionnaire based on NANDA-I diagnoses and CPs. In line with the existing literature, the questionnaire was designed by two academicians who specialized in nursing fundamentals and midwifery. The questionnaire consisted of closed-ended (8 questions) and open-ended (7 questions) questions. Data analysis was performed with descriptive statistics and Pearson’s chi-square test. Results: Of 222 students, 57.7% stated that they did not know the definition of a CP. It was found that 46.8% of the students felt inadequate at developing CPs. Furthermore, the students stated that they found the CP training provided during their undergraduate study partially sufficient, with a rate of 52.7%, and 16.7% of midwifery students offered suggestions about CP teaching. The number of midwifery-related diagnoses of which the students were aware was 19. Conclusions: The study was beneficial in terms of identifying the deficiencies of the students related to NANDA-I diagnoses and developing CPs that might be overcome through education and observing the midwifery-related diagnoses that they used. It is of critical importance to educate midwifery students about midwifery-related NANDA-I diagnoses in order that they embrace midwifery diagnoses and CP learning

    A retrospective descriptive study of NANDA-I nursing diagnoses used by midwives working in obstetrics and gynecologic service: An example from south-eastern Turkey

    Get PDF
    Purpose: This study aims to identify NANDA-I nursing diagnoses that midwives working in obstetrics and gynecologic service use while managing the electronic nursing care process. Methods: This retrospective study was conducted in a descriptive way to evaluate electronic care plan records of 3025 patients staying in obstetrics and gynecologic service between April 1, 2020. and April 1, 2021. Diagnoses in the records of the electronic care process were digitalized by two faculty members. Then, NANDA-I nursing diagnoses used by midwives were identified. NANDA-I nursing diagnoses used by midwives were identified. Findings: It was determined that diagnoses in care plans documented from the system within the 1-year period fell into eight domains and 10 classes, and 5819 diagnoses were given in total. The most frequent diagnoses given in obstetrics and gynecologic service were "acute pain" and "risk for bleeding." Conclusion: Findings of this study revealed that nursing care records in obstetrics and gynecologic service did not have a large number of diagnoses and interventions. Implications for nursing practice: Care plans directly reflect the contribution of the care to the patient. Consequently, midwives being aware of and recording nursing diagnoses while giving care will ensure a standardized language and visibility in care. More coverage of midwifery-related diagnoses in the midwifery curriculum will make NANDA-I nursing diagnoses more visible in midwifery as well

    The effect of hospital-based breastfeeding group education given early perinatal period on breastfeeding self-efficacy and breastfeeding status

    No full text
    Aim: This study was conducted to examine the effect of hospital-based group breastfeeding education provided to mothers before discharge from the hospital on mothers’ self-efficacy and on the increase of breastfeeding rates. Methods: This randomized controlled educational research was conducted in the hospital is located in the West of Turkey. Ninety mothers who had healthy and term babies, and an intent to breastfeed their babies participated in the study. The questionnaire forms were collected by the researcher using face to face interview technique. Chi-square, dependent and independent groups t-test and ANOVA analysis were used along with descriptive statistics in analyzing the data. Results: Compared to the control group, the scores obtained from the Breastfeeding Self-Efficacy Scale were higher in the education group in all the follow-ups. Similarly, status of exclusive breastfeeding was higher in the education group compared to the control group. In the twelfth week, the rate of exclusive breastfeeding was 80.0% in the education group, while it was 47.5% in the control group. Conclusion: These results show that breastfeeding group education and follow-up counseling given before discharge from the hospital were effective. This is evidence in favor of increasing the use of group education. This RCT was registered NCT04515862 with www.clinicaltrials.gov on 2020

    Annelerin süt bankası hakkındaki görüşleri: İzmir örneği

    No full text
    Aim: The studies on human milk banking in Turkey, has being carried out at a hospital in Izmir province. However, there are some disagreements about milk banking. The aim of the study is to determine the knowledge and the views of the mothers towards milk banking. Material and Methods: This study is a cross-sectional survey. The study was carried out with 404 mothers who gave birth in a two maternity hospitals and one university hospital in İzmir using the face-to-face interview technique between March 2014 and June 2014. The study data were collected using a 30-item socio-demographic questionnaire. Results: The mothers’ mean age was 28.4 years (min:16 max:46). Of the mothers, 45.5% were primary school graduates, 80.2% were members of a nuclear family, 75.7% had less than three children, 63.4% gave birth by caesarean section and only 79.5 percent were able to breastfeed before being discharged. Of the mothers, 41.6% were aware of milk banking, 71.3% were willing to receive milk bank services and 68.8% were willing to donate breastmilk. 62.2% of those who did not want to make donation stated risk of contagion as a reason. 8.2% of the participants had worked as wet-nurse before. Conclusions: Most mothers revealed positive approaches and opinions about establishment of milk banking and milk donation. However, there were some concerns due to the risk of infectious diseases and religious beliefs. Efforts should be made to raise awareness and mothers should be informed about the importance of breast milk and breastfeeding so that milk banks can be regarded as an additional choice.Amaç: Türkiye’de, anne sütü bankacılığı ile ilgili çalışmalar İzmir ili kapsamında bir hastanede devam etmektedir. Ancak, anne sütü bankacılığı hakkında görüş ayrılıkları söz konusudur. Bu çalışmanın temel amacı anne sütü bankacılığı ile ilgili annelerin bilgi ve görüşlerini belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: Araştırma kesitsel tiptedir. Mart - Haziran 2014 tarihleri arasında İzmir’de iki doğum hastanesi ve bir üniversite hastanesinde doğum yapan 404 anne ile yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak uygulanmıştır. Veriler 30 sorudan oluşan bir anket formuyla toplanmıştır. Bulgular: Annelerin yaş ortalaması 28,4 yıl (en düşük: 16, en yüksek: 46) olup, %45,5’i ilköğretim birinci kademe mezunudur. Katılımcıların %80,2’si çekirdek ailedir. Annelerin %75,7’si üçün altında çocuk sahibidir. Annelerin %63,4’ü sezaryen doğum yapmış olup, taburcu olmadan önce %79,5’i bebeğini sadece anne sütü ile beslemiştir. Annelerin %41,6’sı süt bankasını bilmekte, %71,3’ü uygulanmasını istemekte ve %68,8’i süt ba- ğışlayabileceğini belirtmektedir. Bağışta bulunmak istemeyen annelerin %62,2’si hastalık riskini neden göstermektedir. Çalışmaya katılanların %8,2’si daha önce sütannelik yapmıştır. Çıkarımlar: Annelerin büyük bir kısmı süt bankasının açılması ve süt bağı- şında bulunma konusunda olumlu görüş bildirmektedir. Bununla birlikte bulaşıcı hastalık riski ve dini inançlar nedeniyle endişe duyulmaktadır. Kişilerin süt bankası uygulamaları konusunda endişeleri ele alınmalı, bu kapsamda yürütülecek araştırmalar ile bilinçlendirme sağlanmalıdır. Aynı zamanda anne sütü ve emzirme konusunda anneler teşvik edilerek her bebeğin kendi annesi tarafından emzirilmesi desteklenmeli, sağlanamadığı durumlarda süt bankası bir tercih olarak görülmelidir
    corecore