5 research outputs found

    Construction of the capital of Republic of Turkey and the Kemalist ideology within the Context of Yakup Kadri Karaosmanoğlu’s Ankara

    No full text
    Yakup Kadri Karaosmanoğlu’s Ankara carries a more didactic character, compared to his other novels, and this work reflects an idealistic conception system. The novel, which was completed in 1934, while building the story around the main figure, Selma Hanım, and those around her, relates the account of how Ankara first became to center of the War of Independence and then the capital of Republic of Turkey, and the stages of the Republic Period within this period of 25 years. Ankara is crucial in terms of fictionalizing both the turning points of Republic of Turkey and the process of Ankara becoming the capital city. In this work Yakup Kadri recounts the ideology of Atatürk and his reforms, which the author was bonded at heart, in the form of a novel with three independent male characters (Nazif Bey, Major Hakkı Bey and Neşet Sâbit) in three main accounts of space (Taceddin Quarter / Yenişehir / Cebeci). This novel is noteworthy in terms of writing up the spirit of the War of Independence Period by idealizing the Kemalist ideology, and the personality and identity of Mustafa Kemal Atatürk who created it. This novel narrates, sometimes in a realistic manner and sometimes in a utopic one, the realities and the dreams, the past and the present towards an idealistic Turkey of the future

    Kültürel Mirasın İzinde Ankara

    No full text
    Kentlerin belleği vardır. Sokakların, meydanların, binaların, kaldırımların, parkların, taşların ve ağaçların belleği... Cansız bina yığınından ve koşturan insanlardan ibaret gibi görünen kentlerin belleği... Elinizde tuttuğunuz bu kitap, o belleğin taşıyıcısı ve sürdürücüsü olan herkese ve herşeye adanmıştır. Bizi büyüten güzel Ankara'ya vefa borcumuzu ödeme çabasıdır bu derlem. Unutmaya ve unutturmaya karşı direnç, ayrıntılara ve belleğe bir övgüdür... Romanların, şiirlerin, mektupların, binaların, toprağın, heykellerin, yolların ve o yollarda yürüyenlerin içinde sakladığı, unutmadığı her ayrıntıya bir güzellemedir. Bin yılların kentine, Cumhuriyet'in başkentine sevgiyle kaleme alınmış bilimsel yazılardan ve tanıklıklardan meydana gelmiştir. Hacettepe Üniversitesi Tarihi ve Kültürel Mirası Araştırma Merkezi çatısı altında, Ankara'nın belleğine katkıda bulunmaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bu derlemin oluşmasına katkıda bulunan yazarlarımıza içtenlikle teşekkür ederiz

    Cultural Encounters in The Ottoman World and Their Artistic Reflections:in Honor of Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu

    No full text
    Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu kurucu dekan olarak görev aldığı Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi'ni üniversitenin rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'm desteği ile üniversitenin 10. yılma rastlayan 2006'da kurar. Görsel Sanatlar ve Tasarım Bölümü'nün kuruluşunu takiben Iç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümleri ardından da Sanat Tarihi ve Müzecilik Bölümü 2006'da akademik faaliyetlerine başlar. Ayrıca Müzik Bölümü ve üniversite öğrencilerinin geneline açık kültür ve sanatla ilgili farklı içerikli dersler sunan Güzel Sanatlar Birimi oluşturulur. Prof. Dr. Yenişehirlioğlu, Kültür ve Sanat Araştırmaları Merkezi adı altında farklı alanlarda projelerin yürütüldüğü bir merkezi de faaliyete geçirir. Yenişehirlioğlu'nun kurduğu fakültenin vizyonu çağdaş eğitimin vazgeçilmezi tasarımın, kültür ve toplumun yaşanılan mekân ile bütünleşik olduğu görüşüyle disiplinler arası bir programla öğrenciyi mezun etmeyi hedefler. Bu bağlamda Yenişehirlioğlu estetik, yaratıcı drama ve görsel kültürün değişik uygulamalarının yer aldığı bir program oluşturmayı amaçlar. Farklı ülkelerden çalıştaylar yapmaya gelen bilim insanlarının katılımlarıyla dolup taşan derslikler geç saatlere dek süren akademik çalışmalar, Güzel Sanatlar Birimi'nin sıklıkla düzenlediği kaliteli sergiler Yenişehirlioğlu'nun kurucu dekanlığı döneminde hız kazanır. Farklı disiplinlerden gelen bilim insanlarının birlikte olduğu Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi bünyesine öğretim üyesi kimliğimle 2005 yılında katılma fırsatını yakaladım. Bu süreçte yakından tanıma şansına sahip olduğum Filiz Yenişehirlioğlu hocam bitmez tükenmez enerjisi ve bilime çağdaş bakış açısı ile kendisinden çok şey öğrendiğim bir bilim insanıdır. Yenişehirlioğlu ile ortak paydada buluştuğum en önemli konu, tek bir alanda uzmanlaşan ve yaşamını bu alanda sürdüren, farklı alanların örtüştüğü bilgileri kullanamayan bireyler yetiştirmeye olan itirazımdı. Bunun yerine, üniversite kavramıyla asıl içinin doldurulması gerekenin ise farklı alan tecrübeleri ile yoğrulan, yeniyi üretebilen, kendini tanıyan birey olma kavramına, bir başka ifadeyle birey yetiştirme programına dahil olmaya duyduğumuz inançtı. Yenişehirlioğlu'nun kültür ve sanata yaygın bakış açısı aktif olarak yurtiçi ve dışında farklı oluşumlarla projeler yapmasını sağlamıştır. 1989 yılında T.C. Dışişleri Bakanlığı ile ortak çalışma sonucu yayınlanan Yurtdışındaki Osmanlı Mimari Eserleri üzerine bir kitap hazırlayan Yenişehirlioğlu ardından Tekfur Sarayı kazıları ile Eyüp Çömlekçiler Projesi'ni hayata geçirmiş, Topkapı Çini Projesi ile çalışmalarını sürdürmüştür. Yenişehirlioğlu'nun, sanatın ve içinde üretildiği toplumun irdelenmesi üzerine sayısız akademik çalışmaları­nın dışında Tübitak ve dergi hakemlikleri de mevcuttur. Ayrıca UNESCO Türkiye kültür varlıkları komisyon ve ASTAD SCOTT üyelikleri yanı sıra Ankara Mimarlar Derneği, Uçan Süpürge ve yerel yönetimlerle kültür envanteri gibi ortak çalışmaları da mevcuttur. 1991'de Fransız Kültür Bakanlığı Kültür Şövalyeliği ünvanına layık görülen Yenişehirlioğlu 1992 yılında iki ayrı ödül daha alır. Bunlardan ilki İtalya'da alanında ünlü kadın profosyonellere verilen "Adelaide Ristori" Ödülü diğeri ise Hacettepe Ünversitesi Senatosu'nun Bilim Ödülü'dür. Bu ödülleri 2006'da "Türkiye ve Yunanistan Arasında Mübadeleden Kalan Ortak Kültür Mirasının Korunması" Projesi ile Europa Nostra Ödülü takip eder. Sonuç olarak, bilimde ilerlemek "yeni'nin peşinde koşmakla sağlanır. Bunun en güzel örneği Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu hocamızdır
    corecore