Ege Bölgesinde Konvansiyonel ve Organik Zeytin Yetiştiriciliğinin Ekonomik Analizi

Bu çalışmada, insan beslenmesi ve sağlığı açısından çok önemli bir ürün olan zeytinin yetiştirilmesinde, konvansiyonel yöntemlere alternatif olarak organik tarım yöntemlerinin uygulanabilirliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Güney Ege Bölgesinin en önemli yağlık çeşidi olan Memecik zeytin çeşidinde Zeytincilik Araştırma Enstitüsünün Kemalpaşa üretim alanında 2004-2007 yılları arasında yürütülmüştür. Araştırmada organik parsellerde toprak verimliliğini artırmak amacıyla yeşil gübreleme, organik gübre, organik tarım yönetmeliğinde izin verilen mineral maddeler, konvansiyonel parsellerde ise kimyasal gübreler uygulanmıştır. Zeytin sineği popülasyon takibi Mc phail ve sarı yapışkan tuzaklar, zeytin güvesi ise delta tipi feremon tuzaklar ile yapılmıştır. Organik parsellerde zeytin sineği mücadelesinde Ecotrap, neemazal ve kaolin uygulamaları yapılmıştır. Konvansiyonel parsellerde mücadele Fenthion ile yapılmıştır. Organik zeytin üretiminin brüt üretim değeri ve brüt marjı geleneksel zeytin üretimime göre daha yüksek, değişken masrafı ise daha düşük bulunmuştur. Organik zeytin veriminin ise konvansiyonel zeytin verimine göre daha düşük olduğu saptanmıştı

1 KASIM 2015 GENEL SEÇİMİNDE KULLANILAN SİYASAL AFİŞLERİN GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ

Günümüzde kitle iletişim araçlarının gelişmesi, Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmeler paralelinde partilerin kurumsallaşamaması, partiler arasındaki farklılıkların azalması gibi nedenlerden ötürü siyasal reklamın önemi artmış ve seçmenleri bilgilendirme ve seçmenlere ulaşma işlevi daha güçlü hale gelmiştir. Bu amaç doğrultusunda çalışmada ilk önce siyasal reklam, siyasal reklamın amaçları ve araçları incelenmiştir. Ardından Siyasal reklam araçlarından afiş detaylı tartışılmış ve göstergebilimi bu doğrultuda ele alınmıştır. Çalışmanın son bölümünde siyasal reklam içerikli afişler göstergebilim çerçevesinde ela alınmıştır. Gösteren ve gösterge çerçevesinde iktidar, ana muhalefet ve muhalefet partiler olmak üzere üç partinin 1 Kasım 2015 genel seçim kampanyası sürecinde yer alan afişleri incelenmiştir. Siyasal afişlerin ve siyasal reklamların kitlelere ulaşabilme nedeniyle siyasal alanda önemli bir yerinin olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle 1 Kasım seçimlerindeki partilerin bu yeni araçları sıkça kullandığı görülmektedir. Bu çalışma ile özellikle siyasal anlamda afişler ve yan anlam irdelenmeye çalışılmıştır. Göstergebilimsel analizde gösteren/gösterilen ayrımından yola çıkılarak, reklamların öncelikle görüntüsel anlatımı yapılmış, ardından gösterge çözümlemesine gidilmiştir. Çözümlemede CHP’nin özellikle afişlerinde lider fotoğrafı kullanmadığı ve daha çok farklı görseller kullandığı görülürken AK Parti ve MHP ‘nin lider fotoğraflarına yer verdiği göze çarpmaktadır. Ak Parti ve MHP’nin afişlerinde ki vurgu benzerlikleri ise dikkat çekmektedir

Deneysel meme kanseri modelinde süt proteinlerinin koruyucu etkisi

Amaç: Süt serumu proteinlerinin insan sağlığına üzerine birçok yararlı etkileri olduğu bilinmektedir. Çalışmamızda, sıçanlarda N-metil-N-nitrozure ile indüklenen meme kanseri modelinde süt serumu proteinlerinin koruyucu etkileri araştırılmıştır. Yöntemler: Çalışmamızda deneysel meme kanseri modeli oluşturmak üzere 130 günlük Sprague-Dawley türü, dişi, virjin sıçanlara 100 gün ara ile iki kez N-metil-N-nitrozüre enjekte edildi. Çalışma boyunca sıçanlara haftada iki kez orogastrik gavajla süt serumu proteinleri verildi. Sıçanlar 180 gün sonunda sakrifiye edildi doku örnekleri toplandı. Karaciğer, böbrek ve meme dokularındaki glutatyon, malondialdehit ve protein karbonil değerleri karşılaştırıldı. Bulgular: Tüm dokularda en yüksek malondialdehit ve protein karbonil değerleri N-metil-N-nitrozüre grubundaki sıçanlarda en düşük malondialdehit ve protein karbonil değerleri de kontrol grubunda gözlendi. N-metil-N-nitrozüre ile birlikte süt serumu proteinleri verildiğinde ise bu değerlerdeki artışların baskılanarak kontrol grubu değerlerine yaklaştığı gözlendi. Sonuç: Çalışmamızda N-metil-N-nitrozüre ile oluşturulan meme kanseri modelinde N-metil-N-nitrozüre etkisiyle oluşan biyokimyasal değişikliklere karşı süt serumu proteinlerinin koruyucu etkisi olduğu gözlenmiştir

The 2014 Earthquake Model of the Middle East: seismogenic sources

The Earthquake Model of Middle East (EMME) project was carried out between 2010 and 2014 to provide a harmonized seismic hazard assessment without country border limitations. The result covers eleven countries: Afghanistan, Armenia, Azerbaijan, Cyprus, Georgia, Iran, Jordan, Lebanon, Pakistan, Syria and Turkey, which span one of the seismically most active regions on Earth in response to complex interactions between four major tectonic plates i.e. Africa, Arabia, India and Eurasia. Destructive earthquakes with great loss of life and property are frequent within this region, as exemplified by the recent events of Izmit (Turkey, 1999), Bam (Iran, 2003), Kashmir (Pakistan, 2005), Van (Turkey, 2011), and Hindu Kush (Afghanistan, 2015). We summarize multidisciplinary data (seismicity, geology, and tectonics) compiled and used to characterize the spatial and temporal distribution of earthquakes over the investigated region. We describe the development process of the model including the delineation of seismogenic sources and the description of methods and parameters of earthquake recurrence models, all representing the current state of knowledge and practice in seismic hazard assessment. The resulting seismogenic source model includes seismic sources defined by geological evidence and active tectonic findings correlated with measured seismicity patterns. A total of 234 area sources fully cross-border-harmonized are combined with 778 seismically active faults along with background-smoothed seismicity. Recorded seismicity (both historical and instrumental) provides the input to estimate rates of earthquakes for area sources and background seismicity while geologic slip-rates are used to characterize fault-specific earthquake recurrences. Ultimately, alternative models of intrinsic uncertainties of data, procedures and models are considered when used for calculation of the seismic hazard. At variance to previous models of the EMME region, we provide a homogeneous seismic source model representing a consistent basis for the next generation of seismic hazard models within the region.Published3465-34966T. Studi di pericolosità sismica e da maremotoJCR Journa

Yazma dersinde portfolio: Öğretmenlerin agendasına karşı öğrencilerin agendası

The rationale of this study comes from a writing approach that highlights the importance of portfolio use to decrease the mismatch problem between the students’ and teachers’ agendas. To decrease the mismatch between the students’ and teachers’ agendas, a portfolio study was conducted to university preparatory school beginner level students. Since the study has twofold application to include students’ and teachers’ data, either part’s involvement is crucially necessary. The design of this study is one group pre-test and post-test design. In order to explore the study questions in relevant perspectives ten materials were conducted. To begin with, with the intention of establishing the mismatch between the students’ and teachers’ agendas both students and teachers were given attitude and expectation questionnaires as pre-test. As portfolio was assumed to diminish the gap between the agendas, students’ awareness was raised about the ongoing portfolio use to make them better evaluate the learning process and their progress within the writing class. By the end of the year, both students and teachers were given attitude and expectation questionnaires as post-test. The underlying assumption was to compare the pre and post questionnaires to observe the targeted changes. According to the data gathered, only one mismatch was found between the students’ and teachers’ agendas. This one and only, but crucial mismatch was to be able to write “a coherent text”. Unlike students, the teachers expected their students to be able produce a coherent text at the beginning of the year. Although the portfolio application which was considered to diminish the mismatch between the agendas helped the study reasonably well, it is difficult to say that whether it filled in the gap or not. Apart from this, portfolio was appreciated by teachers due to providing students to gain awareness and autonomy as well as self-assessment skill. Since changes in attitudes and expectations of both students and teachers are crucial, the study concludes by underlining the importance of attitudes and expectations as well as the effect of portfolio use on the changes of these attitudes and expectations in a writing class.Bu çalışma öğrencilerin ve öğretmenlerin beklentilerinin farklı olmasından kaynaklanan problemleri azaltmak için kullanılan portfolyo’nun önemini vurgulayan bir yazılı anlatım yaklaşımından gelmektedir. Öğrenciler ve öğretmenler arasındaki beklenti farklılıklarını azaltmak için üniversite İngilizce hazırlık okulu başlangıç düzeyindeki öğrencilere bir portfolyo araştırması uygulanmıştır. Bu çalışma öğrencilerin ve öğretmelerin verilerini kapsayan ikili bir uygulama olduğu için her iki tarafında katılımı kesinlikle gereklidir. Bu çalışmada ilk-test ve son-test araştırması uygulanmıştır. Bu çalışmanın sorularını ilgili perspektifler dâhilinde araştırmak için on farklı materyal kullanılmıştır. Öncelikle, öğrenciler ve öğretmenler arasındaki farklılıkları belirlemek amacıyla hem öğrencilere hem de öğretmenlere ilk tutum ve beklenti anketleri uygulandı. Portfolyo’nun beklentiler arasındaki farklılığı kapatacağı düşüncesiyle öğrencilerin yazma dersindeki gelişim ve öğrenme süreçlerini daha iyi değerlendirebilmeleri için süregelen portfolyo kullanımı dahilinde farkındalıkları arttırıldı. Sene sonuna gelindiğinde, hem öğrencilere hem de öğretmenlere beklenti ve tutum anketleri son test olarak yeniden verildi. Bunun amacı, öğrenci ve öğretmen ilk ve son testlerini karşılaştırarak hedeflenen değişimleri gözlemleyebilmektir. Elde edilen verilere göre, öğretmen ve öğrenci beklentileri arasında sadece bir fark bulunmuştur. Bu tek fakat önemli fark “bütünlüğü olan bir yazı” yazabilmektir. Öğrencilerin aksine, öğretmenler öğrencilerinden sene başında bütünlüğü olan bir yazı yazabilmelerini beklemektedir. Beklentiler arasındaki farklılığı kapatması düşünülen portfolyo uygulaması araştırmaya gerekli katkıyı sağlamış olsa da, bu uygulamanın beklentiler arasındaki boşluğu tam olarak kapatıp kapatmadığını söylemek zordur. Bunun yanı sıra portfolyo, öğrencilere kendi kendini değerlendirmeyi, otonomiyi ve farkındalık kazandırmayı sağlamış olması açısından öğretmenler tarafından takdir edilmiştir. Öğretmen ve öğrencilerin tutum ve beklentilerindeki değişikliklerin beklentiler arasındaki farklılıkta büyük rolünün olmasından dolayı, bu araştırma beklentiler ve tutumlar ile portfolyo’nun yazma dersindeki beklentiler ve tutumlar üzerindeki etkilerinin öneminin altı çizilerek sonuçlanmaktadır

Siirt battaniye tekniğinin üç boyutlu sanatsal tekstil nesnelere taşınması

SİİRT BATTANİYE TEKNİĞİNİN ÜÇ BOYUTLU SANATSALTEKSTİL NESNELERE TAŞINMASI “Siirt Battaniye Tekniğinin Üç Boyutlu Sanatsal Tekstil Nesnelere Taşınması”, başlıklı tezin ana amacı: Sanatsal nesne üretiminde, Siirt battaniyesinin desen yapma özelliğinin teknik olarak geliştirilmesi ve günümüzde değişik alanlarda kullanılabilirliğine deneysel katkı sağlamaktır. Yapılan araştırma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, “Giriş” başlığı altında, konuyla ilgili genel bilgilere yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde “Dokumacılığa Genel Bakış” başlığı altında, arkeolojik veriler ışığında dokumacılığın tarihsel gelişimi, Anadolu’da tiftik dokumacılığı ve Siirt battaniye dokumacılığının tarihi incelenmiştir. Siirt battaniyesinde temel malzemeler, araç gereçler, desen ve renk özelliklerine ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir. Siirt battaniyesinde dokuma tekniğinin işlem basamakları sırasıyla anlatılmıştır. Alan araştırması sırasında karşılaştığımız Siirt battaniye örneklerinin görsel ve fiziksel incelemeleri yapılarak, dokuma analiz tablosu oluşturulmuş ve bu tablolardaki veriler ile değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde, Siirt battaniyesinin teknik özellikleri irdelenerek, bu bilgiler ışığında “deneysel dokumalar” yapılmıştır. Desen, kalite, tarayarak oluşturulan desen denemeleri yapılmış ve deneysel dokuma önermeleri gerçekleştirilmiştir.Bu çalışmaların sonunda, “Sanatsal Arayışlar” başlığı altında, Siirt battaniye tekniğinin kullanıldığı araştırmacının kişisel uygulamalarına yer verilmiştir.Sonuç kısmında; geleneksel bir ürünün, üretim özelliklerinin hem hammaddeye, hem üretim sürecine hem de görsel estetiğine bağlı olan özelliklerinin, güncellenmesi gereği üzerinde durulmuştur. Bu iddiayı kanıtlamak üzere, deneysel çalışmalar, tasarımda kullanılabilir önermeler ve sanatsal denemeler ortaya konulmuştur. Tekstil tasarımcının geleneksel ve özgün ürünlere, sistematik bir bakışının, başta sanat ve tasarım çalışmalarına örnek olabileceği önerisi ve yeni sistematik yaklaşımların kişisel özgünlüklerle ortaya çıkabileceği öngörüsü ile tez tamamlanmıştır.--------------------TRANSFERRİNG OF SİİRT BLANKET TECHNİQUE TO THREE DİMENSİONAL ARTİSTİC TEXTİLE OBJECTSThe main aim of the thesis titled "Transferring of Siirt Blanket Technique to Three Dimensional Artistic Textile Objects" is to develop the design feature of Siirt blanket in artistic object production and to contribute experimentally to its usage in different fields today.The research consists of four chapters.ın the first chapter,general informations which are related to topic have given under the “Introduction “section . In the second part of the study, the historical development of weaving in the light of archaeological data, the history of mohair weaving in Anatolia and Siirt blanket weaving were examined under the title of "General Overview of Weaving". The basic materials, tools, pattern and color features of the Siirt blanket are given in detail. The steps of weaving technique in Siirt blanket are explained respectively. By making visual and physical examinations of Siirt blanket samples that we encountered during the field study, a weaving analysis table was created and evaluated with the data in these tables.In the third chapter, the technical features of the Siirt blanket are examined and "experimental weavings" are made in the light of this information. Pattern, quality, pattern created by combing have been tested and experimental weaving proposals have been realized.Researcher’s individual applications are included using by Siirt BlanketTechnique at the end of these studies which undertitle of “ArtisticSearches”In the conclusion part; It is focused that the production features of a traditional product should be updated, depending on the raw material, production process and visual aesthetics. In order to prove this claim, experimental studies, propositions that can be used in design and artistic essays have been put forward. The thesis has been completed with the suggestion that the textile designer's systematic approach to traditional and original products can be an example for art and design studies and with the prediction that new systematic approaches can be revealed with personal originality.Experimental weavings has been performed by examining technical features of Siirt Blankets In the chapter three by in the light of these examinations. proposal of experimental weavings, pattern, quality have been created & performed by combResearcher’s individual applications are included using by Siirt Blanket Technique at the end of these studies which under title of “Artistic Searches”In the conclusion part; It was emphasized that the features of a traditional product and its production features, which depend on the raw material, production process and visual aesthetics, should be updated.. Experimental exworks & Artistic experimentals has exhibited to prove this professing & proposals which can be used in design. The thesis has been completed with the suggestion that a systematic view of the Textile Designer on traditional and original products can be an example for other art and design works and with the prediction that new systematic approaches can emerge with personal originality

Fusidik asit ve siprofloksasin ile indüklenen sıçan karaciğer mikrozomal sitokrom P-450' nin spektral değişikliklerinin karşılaştırılması

Fusidic acid and ciprofloxacin are antibacterial agents which have different structures and modes of action. in this study, the levels of binding of fusidic acid and ciprofloxacin as a substrate to rat liver microsomal cytochrome P-450 which is the most important oxidative biotransformation enzyme system was investigated. It was determined that ciprofloxacin showed more affinity as a substrate for cytochrome P-450 than fusidic acid.Bu çalışmada, farklı yapı ve etki mekanizmalarına sahip antibakteriyel ilaçlardan fusidik asit ve siprofloksasinin, önemli bir biyotransformasyon enzim sistemi olan sitokrom P-450 ile substrat olarak bağlanmaları sıçan karaciğer mikrozomlarında araştırılmıştır. Siprofloksasinin fusidik aside oranla sitokrom P-450'ye substrat olarak ilgisinin daha fazla olduğu saptanmıştı