74 research outputs found

    Damascus keçilerinde süt yağ asidi profili ile SCD, FASN ve SREBPF1 genlerinin ekspresyon seviyeleri arasındaki i̇lişki

    Get PDF
    In this study, the relationship between the expression levels of SCD, FASN, SREBPF1 genes and milk fatty acid profiles in goat milks with low (LSFA) and high (HSFA) saturated fatty acid content was investigated and correlated. In HSFA group, SCD, FASN and SREBPF1 genes were approximately 7, 9 and 4 folds more expressed than LSFA in milk somatic cells, respectively (P<0.01). Also, positive correlations were determined between SCD and FASN (0.907; P<0.001), SCD and SREBPF1 (0.628; P<0.001), FASN and SREBPF1 (0.720; P <0.001) genes. Positive and important correlation was found between C6:0 (Caproic acid) and SCD (0.468; P<0.05) and SREBPF1 (0.388; P<0.05) genes. On the other hand, positive correlations were found between all of these three genes and C8:0 (Capric acid) and C10:0 (Caprylic acid). In milk samples, C14:0 (Myristic acid) and SREBPF1 genes were correlated positively (0.469; P<0.05). Moreover, positive correlation was found between the odour index and SCD (0.553; P<0.01), FASN (0.444; P<0.05), SREBPF1 (0.499, P<0.05) genes. The results showed that SCD, FASN and SREBPF1 genes have important effects on the milk fatty acid profile and milk quality of goats and these genes may be candidate in selection applications in goats.Bu çalışmada, doymuş yağ asidi içeriği düşük (LSFA) ve yüksek (HSFA) olan keçi sütlerinde SCD, FASN, SREBPF1 genlerinin ekspresyon düzeyleri ile süt yağ asidi profilleri ve aralarındaki ilişki araştırılmıştır. HSFA grubunda süt somatik hücrelerinde SCD, FASN ve SREBPF1 genleri, LSFA grubuna göre yaklaşık sırasıyla 7, 9 ve 4 kat daha fazla ifade edilmiştir (P<0,01). Ayrıca, SCD ve FASN (0,907; P<0,001), SCD ve SREBPF1 (0,628; P<0,001), FASN ve SREBPF1 (0,720; P <0,001) genleri arasında pozitif korelasyonlar tespit edilmiştir. C6:0 (Kaproik asit) ile SCD (0,468; P<0,05) ve SREBPF1 (0,388; P<0,05) genleri arasında pozitif ve önemli korelasyonlar bulunmuştur. Bununla birlikte, bu üç genin tamamı ile C8:0 (Kaprik asit) ve C10:0 (Kaprilik asit) yağ asitleri arasında pozitif korelasyonlar belirlenmiştir. Süt örneklerinde C14:0 (Miristik asit) ve SREBPF1 geni arasında pozitif korelasyon gözlenmiştir (0,469; P<0,05). Ayrıca, koku indeksi ile SCD (0,553; P<0,01), FASN (0,444; P<0,05), SREBPF1 (0,499, P<0,05) genleri arasında pozitif korelasyon tespit edilmiştir. Sonuçlar, SCD, FASN ve SREBPF1 genlerinin keçilerin süt yağ asidi profili ve süt kalitesi üzerinde önemli etkileri olduğunu ve bu genlerin keçilerde seleksiyon uygulamalarında aday olabileceğini göstermiştir

    Keçi sütünde bazı kalite parametreleri i̇çin metot validasyonu

    Get PDF
    Goat milk has great importance in human health and nutrition. It may be used to manufacture wide variety of products due to its chemical characteristics. In this study, an easy and quick method for the analysis of fat, fat-free dry matter (FFDM), lactose, protein percentage, electrical conductivity, freezing point and density in milk was validated. The repeatability values determined by the operators were 4.65 and 4.68 for lactose; 3.10 for protein, 4.38 and 4.33 for fat; 8.52 and 8.55 for FFDM. The same values for reproducibility were 4.78; 3.17 and 3.18; 4.38 and 4.39; 8.73 and 8.75, respectively. There was no significant difference between the data obtained by the operators in all parameters subject to the study (P>0.05). Horwitz ratio (HorRat) was used as comparison for reproducibility. HorRat values are required to be less than 2. HorRat values determined in all parameters measured in this study were between 0.25 and 0.94. Finally, the expanded uncertainty and the combined standard uncertainty were calculated. By the way, the present study provided a fast, and reliable protocol for these analysis. Further research is needed to gain knowledge on the suitability and advantages of the usage of validated method approach for different goat milk components.Keçi sütü insan sağlığı ve beslenmesinde büyük öneme sahiptir. Kimyasal özelliklerinden dolayı, keçi sütü, çok çeşitli ürünlerin üretiminde kullanılabilir. Bu çalışmada, Şam keçisinin sütündeki yağ, yağsız kuru madde (YKM), laktoz, protein oranı, elektriksel iletkenlik, donma noktası ve yoğunluk analizi için kolay ve hızlı bir yöntem geçerli kılınmıştır. Operatörler tarafından tespit edilen tekrarlanabilirlik değerleri, laktoz için 4.65 ve 4.68; protein için 3.10; yağ için 4.38 ve 4.33; YKM için 8.52 ve 8.55 olmuştur. Aynı değerler tekrarüretilebilirlik için sırasıyla, 4.78; 3.17 ve 3.18; 4.38 ve 4.39; 8.73 ve 8.75 olarak tespit edilmiştir. Çalışmaya konu olan tüm parametrelerde, operatörler tarafından elde edilen veriler arasındaki farklılık önemli olmamıştır (P>0.05). Horwitz oranı (HorRat) tekrar üretilebilirlik için karşılaştırma yapılmasında kullanılmıştır. HorRat değerlerinin 2'den küçük olması istenir. Bu çalışmada ölçülen tüm parametrelerde belirlenen HorRat değerleri 0.25 ile 0.94 arasında olmuştur. Son olarak, her bir parametre için birleşik belirsizlik ve genişletilmiş belirsizlik hesaplanmıştır. Böylelikle, bu çalışma, bazı süt kalite parametrelerinin analizleri için hızlı ve güvenilir bir protokol sağlamıştır. Geçerli kılınmış yöntem yaklaşımının kullanımının uygunluğu ve avantajları hakkında bilgi edinmek amacıyla, farklı keçi sütü bileşenleri için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır

    Dijagnostička točnost sastojaka mlijeka kod dijagnostike gravidnosti u krava srednje i kasne laktacije

    Get PDF
    The aims of this study were to establish a cut-off point by evaluating the usability of the somatic cell count (SCC) and milk components (fat, fat-free dry matter (FFDM), protein, lactose, freezing point, electrical conductivity and pH) to observe the pregnancy status, and to determine the practical usage of these parameters as diagnostic biomarker of pregnancy status. In the present study, primiparous Holstein cows (n=133) were included in the mid and late lactation. Milk samples were collected in sterile tubes for SCC and milk components analysis. In each lactation period, SCC, milk yield and milk component parameters were analysed by Student\u27s t test according to pregnancy status. Receiver operating characteristic curves were used to determine the predictive threshold using SCC and milk component parameters to discriminate between pregnant and non-pregnant cows. SCC levels were similar for all cows in the mid and late-lactation. In the mid lactation, FFDM, protein, lactose and electrical conductivity were higher and milk yield, fat, freezing point and pH were lower in pregnant cows (p<0.05). In the late lactation, FFDM, protein, lactose and electrical conductivity were significantly higher and milk yield, fat and pH were significantly lower in pregnant cows (p<0.05). Furthermore, fat, FFDM, protein, lactose, freezing point, electrical conductivity, and pH were the best predictors for pregnancy diagnosis in mid-lactating cows with the AUC values of 0.840, 0.768, 0.780, 0.772, 0.693, 0.792, and 0.901 respectively. Furthermore, fat, FFDM, protein, lactose, electrical conductivity, and pH could be useful diagnostic tools for pregnancy determination in late lactating cows with the AUC values of 0.869, 0.684, 0.661, 0.689, 0.756, and 0.841 respectively. In conclusion, the milk components could be used as rapid, easily accessible, and inexpensive markers for the evaluation of the diagnosis of pregnancy status in primiparous Holstein cows.Ciljevi ove studije bili su utvrditi granične vrijednosti procjenom mogućnosti upotrebe broja somatskih stanica (SCC) i pojedinih fizikalno-kemijskih parametara mlijeka (udio masti, bezmasne suhe tvari (FFDM), proteina, laktoze, točke zamrzavanja, električne vodljivosti i pH) za promatranje statusa gravidnosti kao i u svrhu korištenja navedenih parametara kao bioloških markera u dijagnozi statusa gravidnosti. U ovu su studiju bile uključene prvotelke holstein pasmine (n=133) u srednjoj i kasnoj laktaciji. Uzorci mlijeka sakupljani su u sterilne epruvete za analizu SCC i fizikalno-kemijskih parametara. U svakom razdoblju laktacije, SCC, prinos mlijeka i fizikalno-kemijski parametri analizirani su Student t-testom u odnosu na status gravidnosti. Za određivanje prediktivnog praga korištene su krivulje odnosa specifičnosti i osjetljivosti klasifikatora (ROC), korištenjem SCC i fizikalno-kemijskih parametara mlijeka za razlikovanje gravidnih i negravidnih krava. Za sve krave u srednjoj i kasnoj laktaciji razine SCC bile su slične. Sredinom laktacije, FFDM, udjeli proteina i laktoze te električna vodljivost bili su viši, a prinos mlijeka, udio masti, točka ledišta i pH bili su niži u gravidnih krava (p<0,05). U kasnoj laktaciji, FFDM, udjeli proteina i laktoze te električna vodljivost bili su značajno viši, a prinos mlijeka, udio masti i pH bili su značajno niži u gravidnih krava (p<0,05). Udjeli masti, proteina i laktoze, FFDM, točka ledišta, električna vodljivost i pH bili su najbolji prediktori za dijagnozu gravidnosti kod krava u srednjoj laktaciji s vrijednostima površina ispod ROC krivulje (AUC) 0,840, 0,768, 0,780, 0,772, 0,693, 0,792 i 0,901. Udjeli masti, proteina i laktoze, FFDM, električna vodljivost i pH mogu biti korisni dijagnostički alati za određivanje gravidnosti kod krava u kasnoj laktaciji s AUC vrijednostima 0,869, 0,684, 0,661, 0,689, 0,756 i 0,841. Zaključno, komponente mlijeka mogu se koristiti kao brzi, lako dostupni i jeftini markeri za procjenu dijagnoze statusa gravidnosti kod prvotelki holstein krava

    Anasız bir tayın büyütülmesi

    Get PDF
    Bu olguda anası ölmüş bir tayın başarılı bir şekilde büyütülme imkanı araştırılmıştır. Anasız tay kısrak süt tozu ve konsantre tay yemi ile beslenerek, laktasyonda olmayan bir kısrak ile birlikte büyütülmüştür. Anasız tayın, baba bir (aynı yıl) ve ana bir (önceki yıllardaki) kardeşlerinin vücut ölçüleri 6 aylık yaşa gelene kadar kaydedilmiştir. Bu taylara ait 6. ay vücut ağırlıkları sırasıyla 231, 249.5 ve – kg; cidago yükseklikleri 140, 144.5 ve 135.5 cm; sağrı yükseklikleri 141.5, 145 ve 136.75 cm; göğüs çevresi uzunlukları 137, 145 ve 142.5 cm ve ön incik çevresi uzunlukları ise 17, 17.5 ve 17.5 cm olarak tespit edilmiştir. Anasız tayın vücut ağırlığı aynı dönemdeki baba bir kardeşlerinin ağırlıklarından biraz düşük olurken, iskelet gelişimi beklenen düzeyde olmuştur. Vücut ağırlığındaki bu kısmi düşüklük anasız yetiştirme için tolare edilebilir olarak düşünülmektedir. Ayrıca, besleme programı süresince ishal, septisemi, pneumoni vb. herhangi bir hastalık tablosu ile karşılaşılmamıştır.The aim of this study was to describe the ability of successful growth of an orphan foal. The orphan foal was grown with mare milk replacer and nurse mare which was in non-lactation. Body measurements of the orphan foal and half siblings of his, suckled foals, were recorded until 6th month-old. Body weight, wither height, rump height, chest circumference and front cannon bone circumference of orphan foal, half sib father (HSF) and half sib mother (HSM) at 6th month-old were 231, 249.5 and - kg; 140, 144.5 and 135.5 cm; 141.5, 145 and 136.75 cm; 137, 145 and 142.5 cm; 17, 17.5 and 17.5 cm, respectively. While body weight was slightly lower than suckled foal, skeletal growth ratio was normal. This slightly low body weight can be tolerated for orphan foal. In addition, diarrhea, septicemia and pneumonia etc. was not encountered during feeding program

    RT-qPCR çalışmaları için küçük hacimli keçi sütlerinden (7.5 mL) total RNA ekstraksiyonu mümkün müdür ?

    Get PDF
    This study aimed to study the application availability of RT-qPCR by total RNA extraction from small volumes of milk samples. RNA was extracted from 7,5 mL milk. Amount and quality of RNA and Ct results obtained via RT-qPCR were compared with the values obtained from 100 mL milk. A260/A280 ratio of absorbance was found to be higher than 1,70 in all samples. Mean RNA purity were identified as ,87±0,07 and 1,77±0,01 in 7,5 mL and 100 mL milk samples respectively. While mean total RNA concentration was 149,37±43,40 μg/mL in 7,5 mL milk sample, it was measured to be 309,03±77,82 μg/mL in 100 mL milk sample. Mean somatic cell count (SCC) of the 8 goats used in the study was calculated as 486,37±185,68 x 103 cells/mL. Ribosomal Protein Lateral Stalk Subunit P0 (RPLP0) gene which is accepted as the reference gene in goat somatic cells was used to test application availability of obtained RNA in RT-qPCR. Mean Ct results were found to be 20,33±0,39 and 19,51±0,41 in 7,5 mL and 100 mL groups respectively, creating no difference between the two groups (P = 0,170). Quality and amount of obtained RNA and Ct results showed that it was possible to extract RNA by using 7,5 mL milk.Bu çalışmada küçük hacimlerdeki süt örneklerinden total RNA izolasyonu yapılarak, RT-qPCR çalışmalarının yapılabilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bunun için 7,5 mL sütten RNA izole edilmiş; RNA miktarı, kalitesi ve RT-qPCR’dan elde edilen Ct sonuçları 100 mL sütten elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Kullanılan bütün örneklerde A260/A280 absorbans oranı 1,70’ten büyük, RNA saflığının ortalaması 7,5 mL örnek grubunda 1,87±0,07, 100 mL örnek grubunda 1,77±0,01 olarak tespit edilmiştir. Total RNA konsantrasyonunun ortalaması 7,5 mL örnek grubunda 149,37±43,40 μg/mL iken, 100 mL örnek grubunda 309,03±77,82 μg/mL olarak ölçülmüştür. Kullanılan 8 keçinin somatik hücre sayısının (SCC) ortalaması ise 486,37±185,68 x 103 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen RNA’ların RT-qPCR’da kullanılabilirliğini test etmek için keçi süt somatik hücrelerinde referans gen olarak kabul edilen Ribosomal Protein Lateral Stalk Subunit P0 (RPLP0) geni kullanılmıştır. 7,5 mL grubunda Ct sonuçlarının ortalaması 20,33±0,39, 100 mL grubunda 19,51±0,41 olarak bulunmuş olup, iki grup arasında bir fark oluşmamıştır (P=0,170). Elde edilen RNA’nın miktarı, kalitesi ve Ct sonuçları 7,5 mL süt kullanılarak da RNA izolasyonu yapılabileceğini göstermiştir

    RT-qPCR çalışmaları için küçük hacimli keçi sütlerinden (7.5 mL) total RNA ekstraksiyonu mümkün müdür ?

    Get PDF
    Bu çalışmada küçük hacimlerdeki süt örneklerinden total RNA izolasyonu yapılarak, RT-qPCR çalışmalarının yapılabilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bunun için 7,5 mL sütten RNA izole edilmiş; RNA miktarı, kalitesi ve RT-qPCR'dan elde edilen Ct sonuçları 100 mL sütten elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Kullanılan bütün örneklerde A260/A280 absorbans oranı 1,70'ten büyük, RNA saflığının ortalaması 7,5 mL örnek grubunda 1,87±0,07, 100 mL örnek grubunda 1,77±0,01 olarak tespit edilmiştir. Total RNA konsantrasyonunun ortalaması 7,5 mL örnek grubunda 149,37±43,40 µg/mL iken, 100 mL örnek grubunda 309,03±77,82 µg/mL olarak ölçülmüştür. Kullanılan 8 keçinin somatik hücre sayısının (SCC) ortalaması ise 486,37±185,68 x 103olarak hesaplanmıştır. Elde edilen RNA'ların RT-qPCR'da kullanılabilirliğini test etmek için keçi süt somatik hücrelerinde referans gen olarak kabul edilen Ribosomal Protein Lateral Stalk Subunit P0 (RPLP0) geni kullanılmıştır. 7,5 mL grubunda Ct sonuçlarının ortalaması 20,33±0,39, 100 mL grubunda 19,51±0,41 olarak bulunmuş olup, iki grup arasında bir fark oluşmamıştır (P=0,170). Elde edilen RNA'nın miktarı, kalitesi ve Ct sonuçları 7,5 mL süt kullanılarak da RNA izolasyonu yapılabileceğini göstermiştirThis study aimed to study the application availability of RT-qPCR by total RNA extraction from small volumes of milk samples. RNA was extracted from 7,5 mL milk. Amount and quality of RNA and Ct results obtained via RT-qPCR were compared with the values obtained from 100 mL milk. A260/A280 ratio of absorbance was found to be higher than 1,70 in all samples. Mean RNA purity were identified as 1,87±0,07 and 1,77±0,01 in 7,5 mL and 100 mL milk samples respectively. While mean total RNA concentration was 149,37±43,40 µg/mL in 7,5 mL milk sample, it was measured to be 309,03±77,82 µg/mL in 100 mL milk sample. Mean somatic cell count (SCC) of the 8 goats used in the study was calculated as 486,37±185,68 x 103 cells/mL. Ribosomal Protein Lateral Stalk Subunit P0 (RPLP0) gene which is accepted as the reference gene in goat somatic cells was used to test application availability of obtained RNA in RT-qPCR. Mean Ct results were found to be 20,33±0,39 and 19,51±0,41 in 7,5 mL and 100 mL groups respectively, creating no difference between the two groups (P = 0,170). Quality and amount of obtained RNA and Ct results showed that it was possible to extract RNA by using 7,5 mL mil

    Determination of leucocyte CaSR gene expression level and plasma calcium level in lactated goats

    Get PDF
    : Süt verimi keçi yetiştiriciliğinde büyük öneme sahiptir. Sütün içeriğinde bulunan kalsiyum insan sağlığı için önemlidir. Kalsiyum hücre membran geçirgenliği, hormonların salınımı, enzim aktivitesi gibi birçok fizyolojik olayda görev almaktadır. Metabolizma bakımından değerlendirildiğinde laktasyon döneminde süt verimine bağlı olarak kalsiyum ihtiyacı artmaktadır. Kalsiyum düzeyi ise önemli oranda Kalsiyuma Duyarlı Reseptör (CaSR) geni aracılığıyla düzenlenmektedir. Bu çalışmada laktasyondaki Damascus keçilerinde CaSR geni ekspresyon seviyesi ile kan kalsiyum seviyesi ölçülerek laktasyon ile aralarındaki ilişki araştırılmıştır. CaSR geni ekspresyon seviyesi RT-qPCR ile ölçülürken plazma kalsiyum seviyesi mikroplazma atomik emisyon spektrofotometresi (MP- AES) ile ölçülmüştür. Laktasyonun 1. ayına göre 3., 5. ve 7. aylarında CaSR genine ait ekspresyon seviyesinin önemli derecede azaldığı tespit edilmiştir. Laktasyonun 1. ve 3. aylarına göre diğer aylarda kalsiyum seviyelerinde önemli derecede azalma tespit edilmiştir. Plazma kalsiyum miktarındaki azalma CaSR geninin ekspresyon seviyesindeki azalma ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Böylece laktasyon ile kaybolan kalsiyumun plazmadaki düşüşünü engellemek için metabolizmanın koruma refleksi oluşturarak CaSR ekspresyonunu azalttığı görülmüştür. Yapılan bu çalışmayla laktasyon dönemindeki keçilerde süt ile birlikte ortaya çıkan kalsiyum kaybının kandaki regülasyonunu CaSR geni ile sağlandığı tespit edilmiştir.Milk efficiency has a big importance in goat breeding. Calcium exist in milk’s ingredient is significant for human health. Calcium takes part in many physological processes such as cell membrane permeability, oscillation of hormones, enzyme activity. The need for calcium also rises according to milk efficiency in lactation period for metabolism. Calcium is primarily organized by means of the Calcium Sensitive Receptor (CaSR) gene. In this study the relationship between the lactation and expression level of CaSR gene eith blood calcium level were evaluated in lactating Damascus goats. While CaSR expression gene was measured with RT-qPCR, plasma calcium level was measured with micro plasm atomic emission spectrophotometer (MP-AES). An important level of decline in calcium levels was found in the other months except for 1st and 3rd months. It has been found that the decline in the level of plasm calcium quantity was coherent with the decline of the expression level of CaSR. By this way it has been observed that metabolism lessens the CaSR expression by forming a protection reflex in order to prevent the falling of calcium lost with lactation. In this study, it has been found that regulation of calcium loss in blood which appears with milk of goats in lactation period is provided with CaSR gene

    Genomic selection in animal breeding : past, present

    Get PDF
    Hayvan yetiştiriciliğinde ıslah çalışmaları yaklaşık 10 bin yıl önce hayvanların evciltilmesi ile başlamıştır. Çeşitli hayvan gruplarında geçmişten bu yana farklı yetiştirme metotlarıyla birçok karakter üzerine önemli genetik ilerlemeler sağlanmıştır. Verimle ilgili karakterlerin çok sayıda gen ve lokustan oluştuğunun tespit edilmesi ile yetiştiricilikte moleküler yöntemler ön plana çıkmaya başlamıştır. DNA tabanlı seleksiyon yöntemleri ile karakterlerde önemli genetik ilerlemeler sağlanmıştır. Teknoloji ve bilim alanlarındaki gelişmeler sayesinde, çok sayıda markör ile hayvanların yalnızca genotip bilgileri kullanılarak "Tahmini Genomik Yetiştirme Değerleri" ortaya konulabilmektedir. Genomik Seleksiyon olarak da bilinen bu yöntem, çiftlik hayvanlarında yapılan genom analizleri ve SNP çip teknolojisi ile son 10 yılda uygulanabilir hale gelmiştir. Bu sayede, düşük kalıtım dereceli, ölçümü masraflı ve zor olan karakterler generasyonlar boyunca analiz edilerek düşük maliyetle ve %90'a kadar güvenle seleksiyon yapılabilmektedirBreeding studies in animal breeding began with the domestication of animals about 10,000 years ago. Important genetic advances have been provided on many characters in various animal groups with various breeding methods. Molecular methods have begun to come to the forefront with the identification the characters about the yield related to genes and loci in animal breeding. DNA based selection methods have provided important genetic advances on characters. Thanks to advances in technology and science, it has been reported that only the genotype information of animals can be used to “Estimated Genomic Breeding Values” with a large number of markers. This method, known as Genomic Selection, has become possible over the last 10 years with genome analysis and SNP chip technology in farm animals. Characters with low inheritance, costly and difficult to measure are analyzed during generations and selection can be done with reliable up to 90 % and low cos
    corecore