10 research outputs found

    PORSELEN LAMİNATE VENEERLERİN KLİNİK UYGULAMA AŞAMALARI: KLİNİK BİR OLGU SUNUMU

    No full text
    Klinik çalışmalar porselen laminate veneerlerin modern restoratif dişhekimliğinin standarttedavi yöntemleri arasında yer almasını sağlamaktadır. Porselen, doğal dişlerin özel translüsent özelliklerini yansıtabildiğinden ideale çok yakındır.Porselen restorasyonların biyolojik uygunluklarımükemmeldir ve bu konuda yapılan çalışmalarporselenlerin, kimyasal yapılarını bozulmadankoruyabildikleri, sitotoksik etkilerinin, sensitiviteyeneden olabilme özelliklerinin ve irritasyon özelliklerinin diğer bir çok restoratif materyalden iyi veyabenzer özellikler sergilediğini göstermektedir. Buvaka raporunda, porselen laminate veneer tekniğinin klinik uygulama aşamalar› anlat›lmaktad›r. Veneer restorasyonlar IPS Empress 2 ile haz›rlanm›şlard›r. Laminate veneerlerin yap›şt›r›lmas›nda dual-cure kompozit yap›şt›r›c› kullan›lm›şt›r

    GEÇİCİ YAPIŞTIRICI SİMANLARIN REZİN İÇERİKLİ DAİMİ YAPIŞTIRICILARIN DENTİNE BAĞLANMA YÜZEYLERİNE ETKİLERİ

    No full text
    Bu in vitro çalışmada, öjenol içeren ve içermeyen geçici yapıştırıcı uygulanmış dentin yüzeylerine, resin esaslı yapıştırıcı siman uygulamasınınneden olduğu yüzey farklılıkları ve tag formasyonları SEM ile incelenmiştir.Çalışmada 15 adet insan 3.molar dişleri kullanıldı. On molar diş üzerine derinliği 3 mm olançok geniş okluzal kaviteler açıldı. Diğer 5 dişkontrol grubu olarak incelendi. Hazırlanan kaviteler Tempbond NE veya Tempbond öjenol içerikli geçici siman ile dolduruldu. Örnekler 7 gün 37 °Cde, distile suda bekletildi, daha sonra 200 defa termalsiklus uygulandı. Yedi gün sonunda örneklerinokluzal kavite dışında kalan diş yüzeyleri yüksekhızdaki frez ve su ile geçici siman sınırına kadaruzaklaştırıldı. Geçici siman keskin el aletleri ileuzaklaştırıldıktan sonra basınçlı hava ve su ileyıkandı ve temizlendi. Hazırlanan yüzeylere resinesaslı siman aşamaları üretici firma önerilerineuyularak uygulandı. Kontrol grup örneklerinde ise,okluzal yüzeyden itibaren 3 mm derinliğindeki dişdokusu su soğutmalı yüksek hızla çalışan frezler ilekaldırıldı ve bu yüzeylere rezin esaslı yapıştırıcısiman, diğer test grup örnekleri gibi uygulandı. 24saat sonra dişler % 50 ortofosforik asit içine konularak 7 gün bekletildi, daha sonra dişe yapışanyüzeyler SEM ile incelendi.Çalışma sonunda en iyi tag formlarının ve butagların kollateral bağlarının kontrol grubundakiörneklerde oluştuğu gözlendi. Geçici siman uygulanmış dişlerde kısa taglar gözlenirken özellikledaha önce ojenol içeren geçici siman uygulanmışörneklerde rezin tag formlarının çok daha kısaolduğu bulundu. Araştırmanın sonuçlarına göre,rezin esaslı yapıştırıcı siman kullanımından öncedentin yüzeyine uygulanan ojenol içerikli geçicisimanın bağlantıyı olumsuz yönde etkileyebileceğigözlend

    Self-etch ve universal adeziv sistemlerde tükürükle kontaminasyon sonrası tedavilerin değerlendirilmesi

    No full text
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, tek aşamalı self-etch ve üniversal adeziv sistemlerin polimerizasyon sonrası meydana gelen tükürük kontaminasyonunda, uygulanan farklı yüzey düzenleme yöntemlerinin kullanılan adeziv sistemlerin dentine bağlanma dayanım değerlerini karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu invitro çalışmada makaslama bağlanma dayanım testi için kullanılmak üzere 48 adet çürüksüz, restorasyonsuz premolar diş toplandı. 48 adet diş, kullanılan adeziv sistemlere All-bond SE, All-bond Universal göre rastgele 2 gruba ayrıldı. İki adeziv sistem ve buna karşılık gelen kompozit rezinler üç farklı yüzey düzenleme yönteminde dentine bağlandı: Grup 1 kontrol : adeziv/kompozit; Grup 2: adeziv polimerize olmuş /tükürük/yıkama/kurutma/adeziv/ kompozit; Grup 3: adeziv polimerize olmuş /tükürük/yıkama/ ront frez/yıkama/kurutma/ adeziv/kompozit. Örnekler 37ᵒC distile suda 24 saat boyunca bekletildikten sonra makaslama testi uygulandı.Veriler tek yönlü varyans analizi ANOVA testi ve Tukey çoklu karşılaştırma testi kullanılarak değerlendirildi. Bulgular:Tek basamaklı self-etch adeziv sistem için oluşturulan alt gruplar arasında A1 ve A3 alt gruplarının dentine bağlanma dayanım değerleri benzer p>0,05 , A2 alt grubunun değerleri ise diğer alt gruplardan A1-A3 istatistiksel açıdan anlamlı derecede düşük bulundu p0,05 . Sonuç:Polimerizasyon sonrası tükürükle kontaminasyon meydana geldiğinde; yüzey düzenleme yöntemi olarak adeziv tabakanın bir frez yardımıyla kaldırılıp adezivin tekrar uygulandığı gruplarda, yıkama-kurutma sonrası adeziv uygulamasının tekrarlandığı gruplara göre dentine bağlanmada daha iyi sonuç elde edilmişti

    Nanodoldurucu içeren kompozitlerin farklı ışık cihazları ile mikrosızıntı yönünden karşılaştırılması

    No full text
    Nanodoldurucu øçeren Kompozitlerin FarklÕ IúÕk CihazlarÕ ile MikrosÕzÕntÕ Yönünden KarúÕlaútÕrÕlmasÕ Bu çalÕúmanÕn amacÕ farklÕ doldurucu özelliklerine, farklÕ monomer yapÕsÕna sahip kompozit rezinlerin ve kompozit rezinlerin polimerizasyonunda kullanÕlan iki farklÕ ÕúÕk cihazÕnÕn, restorasyon sÕnÕrÕ dentinde sonlanan SÕnÕf II kutu kavitelerdeki mikrosÕzÕntÕya olan etkilerini in-vitro olarak incelemektir. ÇalÕúmamÕzda 90 adet çürüksüz insan molar diúi kullanÕldÕ. Bu 90 diúe mesial ve distal olmak üzere 180 SÕnÕf II kutu kavite açÕldÕ. Her bir kompozit rezin ve ÕúÕk cihazÕ için 10 örnek olacak úekilde gruplar hazÕrlandÕ ve restorasyonlar yapÕldÕ. Boya penetrasyon tekni÷i ile sÕzÕntÕ testi uygulandÕ. MikrosÕzÕntÕ testinden elde edilen veriler Kruskal –Wallis ve Mann- Whitney –U testleriyle de÷erlendirildi

    Travma Sonucunda Kırılan Üst Santral Dişin Kırık Parça Kullanılarak Restorasyonu: Olgu Sunumu (Reataçman Tekniği: Olgu Sunumu)

    No full text
    Travma nedeniyle etkilenen anterior dişlerde oluşan kırıklar; ağrı, fonksiyon kaybı, estetik ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Anterior dişlerde görülen kırıkların restorasyonlarında, doğal diş form, fonksiyon ve optik özelliklerini geri kazandırmak önemlidir. Bu olgu raporunda, travma sonucu gerçekleşmiş kron kırığında uygulanan tedavi yaklaşımı sunulmuştur. On üç yaşındaki erkek hasta sağ üst santral dişinde 1 hafta önce meydana gelen travma sonucu oluşan kırık şikâyeti ile kliniğimize başvurdu. Hasta şehir dışında olduğundan geçen sürede kırık parça suda bekletildi. Kırık parçanın yerine uygunluğu kontrol edildi. Herhangi bir preparasyon yapmadan hem diş hem de kırık parça da total-etch adeziv teknik kullanıldı. Diş rengine uygun seçilen kompozit rezin dişe ve kırık parçaya uygulanarak kırık parça yerine yerleştirildi. Travma sonucu kırılmış dişler kendi kırık parçaları kullanılarak; doğal diş yapısını bozmadan estetik ve fonksiyonel şekilde başarıyla restore edilebilirler

    Office bleaching uygulamasının kompozit rezinlerin yüzey sertliğine etkisi

    No full text
    Bu in vitro çalışmanın amacı, bir office bleaching ajanın, bir hibrid ve üç farklı nanofil dolduruculu kompozit rezinin yüzey sertliğine etkilerinin değerlendirilmesidir. Bu amaç için, disk şeklinde kompozit örnekler, paslanmaz çelik kalıplar yardımıyla hazırlandı 10 x 2 mm . Örnekler çelik kalıplara alt ve üst yüzeylerinde şeffaf bant olacak şekilde yerleştirildi. Daha sonra 1mm kalınlığındaki cam plakalar arasında parmak basıncıyla sıkıştırıldı. Örneklerin polimerizasyonu için ışık cihazının ucu direkt olarak şeffaf bant yüzeyinden uygulandı. Kuartz tungsten halojen ışık cihazı kullanılarak örneklerin polimerizasyonu gerçekleştirildi. Örnekler, bitirme diskleriyle cilalandıktan sonra 37 0 C da 24 saat distile su ortamında bekletildi. Örneklerin üst yüzeylerinden üçer defa Vickers sertlik cihazı ile ölçüm yapıldı. İlk ölçümlerden sonra aynı yüzeylere %37,5 oranında hidrojen peroksit içeren beyazlatıcı ajan uygulandı ve bu işlem sonrası yüzey sertlik ölçümleri tekrarlandı. Araştırma sonuçları, beyazlatıcı ajan uygulaması sonrasında, hibrid kompozit Charisma ve bir nanofil dolduruculu kompozit Filtek Supreme XT ’in yüzey sertlik değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı derecede azalma görüldüğünü ortaya koymuştur. Beyazlatma sonrası en düşük yüzey sertlik değerleri, hibrid kompozit örneklerde elde edildi. Araştırma sonuçları, beyazlatma sonrası nanofil dolduruculu kompozitlerin yüzey sertlik değerlerinin, hibrid kompozitin yüzey sertlik değerlerinden daha yüksek olduğunu gösterdi

    Opak renkli kompozit rezinin ışık geçirgenliğine etkisi

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, bir üniversal hibrid kompozit Charisma [Heraeus-Kulzer, Germany] ve üç nanofil kompozit rezinin Filtek Supreme XT [3M ESPE, USA, Clearfil Majesty Esthetic [Kuraray Dental, Japan ve Grandio [Voco, Germany opak ve opak olmayan renklerinin ışık geçirgenliklerini %T değerlendirmektir. Bu amaç için, disk şeklinde, 1 ve 2 mm kalınlığında örnekler, paslanmaz çelik kalıp kullanılarak hazırlandı. Hazırlanan kompozit disklere gelen ve kompozit örnekten geçen ışık şiddetleri Radiometer Demetron P/N 10503, Kerr Co., USA cihazı kullanılarak ölçüldü. Daha sonra örneklerin ışık geçirgenlik değerleri hesaplandı. Araştırma sonuçlarımız, opak renklerin ışık geçirgenlik değerlerinin, opak olmayan renklerden daha düşük olduğunu göstermiştir. Tüm renklerin 1 mm’lik örnekleri, 2 mm’lik örneklerinden daha fazla ışık geçirgenliğine sahiptir. Filtek Supreme XT materyalinin opak renginin ışık geçirgenliği, diğer kompozit örneklerinin ışık geçirgenliklerinden daha düşüktür. Her iki kalınlık için en yüksek ışık geçirgenlik değerleri, Filtek Supreme XT’nin opak olmayan rengi ile elde edilmiştir

    Restoratif materyallerin translusensi özelliklerinin değerlendirilmesi

    Get PDF
    Çalışmanın amacı; farklı restoratif materyallerin yaşlandırma öncesi ve sonrası translusensi değerlerini TP karşılaştırmaktır. Çalışmada, A3 renginde iki farklı kompozit rezin materyali, akıcı kompozit, el ile karıştırılan cam iyonomer ve kapsül cam iyonomer, ve kompomer restoratif materyalleri kullanılarak 84 adet örnek hazırlandı n=7 . Her örnek 2 mm kalınlığında ve 10 mm çapında hazırlandı. Restoratif materyallerin TP değerleri, ultraviyole UV yaşlandırma testi öncesi ve sonrası, kolorimetre ShadeEye Exe, Shofu, Japonya kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel analizler Tukey HSD ve Eşleştirilmiş iki grup T-testiile yapıldı
    corecore