957 research outputs found
Aerobic exercise as a tool to improve hippocampal plasticity and function in humans: practical implications for mental health treatment
The morphometric measurement of the brain stem in Turkish healthy subjects according to age and sex
Background: This paper determined the morphometric measurements of the brainstem including mesencephalon, pons and medulla using magnetic resonance imaging (MRI) in Turkish healthy population. Materials and methods: Two hundred sixty-three (263; 158 females and 105 males) subjects aged from 18 to 65 years were included in this study. The measurements were taken from subjects having brain MRI in the Radiology Department. Statistical analysis was done by SPSS 21.00 package programme. ANOVA test and χ2 test were used to determine the relation between measurements and age and sex groups. The p < 0.05 value was considered as significant. Results: The overall means and standard deviations of the measurements were: pons anteroposterior diameter, 15.41 ± 1.27 mm; pons vertical diameter, 22.02 ± 2.07 mm; mesencephalon anteroposterior diameter 9.39 ± 1.00 mm; mesencephalon vertical diameter, 15.20 ± 1.53 mm; distance between the interpeduncular fissure and aqueduct, 11.72 ± 1.58 mm; distance from cerebral peduncles to aqueduct, 13.64 ± 1.66 mm; anterior surface of the pons midway between the mesencephalon and medulla to the fourth ventricular floor, 21.62 ± 1.64 mm; the shortest anteroposterior diameter of the medulla at the pontomedullary junction, 13.46 ± 1.28 mm, and the shortest anteroposterior diameter of the medulla at the medullospinal junction, 10.24 ± 1.43 mm in females, respectively, whereas the corresponding values were 15.58 ± 1.53 mm; 22.64 ± 2.35 mm; 9.37 ± 1.66 mm; 15.64 ± 1.52 mm; 11.14 ± 1.31 mm; 13.01 ± 1.30 mm; 21.97 ± 1.65 mm;13.47 ± 1.19 mm; 9.91 ± 1.35 mm in males, respectively. There were significant differences in some parameters such as pons vertical diameter, mesencephalon vertical diameter, distance between the interpeduncular fissure and aqueduct, and distance between cerebral peduncles to aqueduct between sexes. Conclusions: The brainstem dimensions of healthy population provide important and useful knowledge in terms of comparison of abnormalities clinically. These data may be valuable for the representatives of clinical disciplines
Sektör çalışanlarının iş tatmini, örgütsel ve mesleki bağlılık kapsamında mesleki tutum algılarının incelenmesi,
Çalışmanın amacı, sektör çalışanlarının iş tatmini
(iş doyumu) ve örgütsel bağlılık kapsamında
mesleki tutumlarının incelenmesidir. Uygulamalı
olarak gerçekleştirilen bu araştırmaya 199 sektör
çalışanı katılmıştır. Katılımcılara yönelik 5’li likert
ölçekli iki bölümden oluşan bir anket uygulanmıştır.
Basit Rassal yöntem ile yapılan bu araştırmadan elde
edilen veriler SPSS istatistik 18 programı ile analiz
edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde korelasyon,
regresyon, faktör ve t-test analizlerinden yararlanılmıştır.
Uygulanan ölçeğin Cronbach’s Alpha kat sayısı
olarak 0.899 değeri elde edilmiştir. Çalışma sonunda,
yaş değişkeni ile idealleştirilen etki ve duygusal bağlılık,
cinsiyet değişkeni ile bireysel ilgi ve duygusal
bağlılık, kurumdaki görev değişkeni ile karizma ilham
verme ve ileriye yönelik kariyer planları değişkeni
ile devamlılık bağlılık faktörleri arasında orta düzey
korelasyon ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca katılımcılara ait
bazı değişkenler (yaş, cinsiyet, kurumdaki görev vb.)
ile belirlenen faktörler arasındaki ilişkiler regresyon
analizi ile ortaya koyulmaya çalışılmıştır
The determination of the pituitary gland, optic chiasm, and intercavernous distance measurements in healthy subjects according to age and gender
Background: This paper was undertaken to determine the morphometry of pituitary gland diameter, pituitary gland height, intercavernous distance, optic chiasm diameter and optic chiasm height in skulls of Turkish population aged between 18 and 60 years. Materials and methods: It was a retrospective study in which 292 subjects were included 187 females and 105 males, ranging from 18 up to 60 years. Subjects underwent brain magnetic resonance imaging in the Radiology Department. Statistical analysis was performed with SPSS 21.00 programme. ANOVA test, χ2 test, and Pearson correlation analysis were used to determine the relation and significance between measurements and age group. The p < 0.05 value was considered as significant. Results: The groups were divided into five groups according to age. The overall means and standard deviations of the measurements were: pituitary gland width, 13.09 ± 1.99 mm; pituitary gland height, 4.91 ± 1.10 mm; intercavernous distance, 15.93 ± 3.05 mm; optic chiasm width, 12.82 ± 1.27 mm; and optic chiasm height, 2.80 ± 0.49 mm in females, respectively whereas, the same measurements were 12.96 ± 1.74 mm; 4.79 ± 0.95 mm; 16.08 ± 3.11 mm; 13.13 ± 1.37 mm; 2.86 ± 0.70 mm in males, respectively. Height of the pituitary gland reached a maximum in the age group of 18 to 20 years in both females and males and there was a decrease in the pituitary gland height in the subsequent age groups. Conclusions: Knowledge of the variation in the size of pituitary gland, intercavernous distance and optic chiasm is important to evaluate the dimensions of these structures for clinical and pathological processes
Analysis of TIKA (Turkish Cooperation and Coordination Agency) Data on development aids between 2005-2012, Applied Turkey Sample,
One of the most important features arisen
by globalization is the fact that all world countries
get into a process to affect each other voluntarily or
involuntarily. During this process, differences between
countries are revealed more clearly and developed
countries cannot remain insensitive to the problems
of developing countries. At this point, development
aids through which inequalities between countries
can be, even partially, removed and the impact of
existing problems on other countries can be decreased
are important for receiver and donor countries. This
research aims to determine the changes resulted
from development aids by years with the use of data
obtained from Turkish Cooperation and Coordination
Agency (TIKA) related to development aids made
between 2005-2012. The dataset obtained from TIKA
was analyzed in Excel program. Within scope of the
analysis, frequency and descriptive tables were used.
At the end of the research, it was found that total
development aids tend to raise in Turkey and the biggest
share among the total development aids of 2012
belongs to official stream. In addition, it was found
that official development aids raised 97% compared
to the previous year; social aids exceeded 16 billion
dollars in 2012 and the countries to which the most
aids have been sent are Afghanistan and Syria
Ergonomi Ve Sporda Ergonominin Kullanım Ve Öneminin İncelenmesi,
Küresel ölçekte meydana gelen pek çok değişim ve
gelişim sporu dolaylı ya da doğrudan etkilemiş ve sporun
içerisinde kendisine yer bulmuştur. Bu gelişimlerden biride
çalışma yaşamında kendini gösteren, optimum faydanın
sağlanmasının, güvenli ve uygun ortam ve ekipmanların
oluşturulması ile mümkün olacağına vurgu yapan ergonomi
alanıdır. Bununla beraber ergonominin temel amaçları içerisinde
sayabileceğimiz performansın artırılması, güvenliğin
sağlanması ve İnsan sağlığının korunması ve iyileştirilmesi gibi
etkenler spor alanında da son yıllarda üzerinde durulan konular
arasındadır. Özellikle profesyonel veya amatör düzeyde olsun
güvenlik ve verimlilik kavramları eskiden beri sporun içinde
yer almasına rağmen son yıllarda ergonomi kavramı ile birlikte
sporda da üretkenlik, verimlilik ve güvenlik önem kazanmıştır.
Spor saha ve tesislerinin ergonomik dizaynından, sporun farklı
branşlarında kullanılan araç ve gereçlerin performansı artırıcı
nitelikte kullanıcının güvenliğini sağlayıcı ve uygun kullanım
özelliklerini barındırıcı biçimde dizaynı konusunda spor alanında
ergonomiden faydalanılabilmektedir. Çalışmanın temel amacı
ergonomi kavramına ilişkin kavramsal bir çerçeve oluşturularak
spor içerisindeki öneminin incelenmesidir. Araştırmada tarama
modeli kullanılmıştır. Verilerin elde edilmesinde mevcut basılı
kaynaklardan ve internet erişiminden faydalanılmıştır. Araştırma
sonunda özellikle endüstriyelleşme süreci ile birlikte
ticari bir kimlik kazanan ve profesyonelliğin ön plana çıktığı
sporda performans ve verimliliğin oldukça önem kazandığı
ve sporda ergonominin kullanımının sporcuların performans
ve verimliliğine sağladığı katkıların önemli bir unsur haline
geldiği saptanmıştır
Yaşam Konforu Açısından Ortopedik Ve Fiziksel Sağlık Sorunlarının Çalışan İş Kadınları Üzerindeki Etkilerinin Uygulamalı Bir Örneği
Özet: Bu araştırmanın amacı; iş hayatı içerisinde aktif görev alan kadın katılımcıların yaşamış olduğu ortopedik bazı sorunların belirlenmesi ve bu ortaya çıkan sorunların iş hayatı içerisindeki performans ve verimlilikleri üzerine etkilerinin ortaya çıkarılması şeklindedir. Uygulamalı olarak gerçekleştirilen bu çalışmada ölçekli bir anket kullanılmıştır. Kullanılan anket iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde katılımcıların demografik özelliklerinin belirlenmesine yönelik sorular, ikinci bölümde ise 5’li lirekt ölçekten oluşan sorular bulunmaktadır. Araştırmada kullanılan ölçme aleti ilk kez kullanıldığından bir ön teste tabi tutulmuştur. Ön test İstanbul ilinde bulunan (n=20) bayan katılımcıya uygulanmıştır. Uygulamaya katılanlardan elde edilen veriler SPSS 18 istatistik programı ile analiz edilmiştir. Ön test sonrasında Cronbach’s Alpha kat sayısı olarak 0.719 kat sayısı elde edilmiştir. Bu değer araştırmada kullanılan ölçme aletinin oldukça güvenilir olduğunu göstermektedir. Asıl araştırmanın evreni İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli, İzmit, Tekirdağ ve Edirne illerinde bulunan ortopedi ve travmatoloji ile fiziksel anlamda romatizmal rahatsızlık yaşayan bayan katılımcılar oluşturmaktadır. (n=4378) katılımcıya elden, mail, posta ve yüz yüze görüşmek koşulu ile dağıtılan anket formlarından geri dönüş (n=2461) adettir. Bu dönen anketlerin sadece (n=1351) adeti uygulamaya uygun bulunmuştur. Tüm katılımcılar rast gele seçilmiş ve araştırmada basit rassal yöntem uygulanmıştır. Araştırma yaklaşık olarak 11 ay sürmüştür. Analize uygun bulunan formlar SPSS 18 programına yüklenmiş ve güvenirlilik geçerlilik testi, anova, t testi, kuruskal – Wallis Testi, Faktör, Hipotez ve Mann – Whitney U testlerinden yararlanılmıştır. Alpha kat sayısı olarak 0.769 kat sayısı elde edilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların büyük çoğunluğunun romatizmalı hastalıklar ve eklem rahatsızlıkları nedeniyle büyük sorun yaşadığı görülmüştür. Ortaya çıkan bu sorunlar katılımcıların sosyal yaşam konforunu olumsuz etkilediği gibi yaptıkları iş ile görevlerinde başarı kaybına neden olduğunu göstermiştir. Ayrıca bu rahatsızlıkları yaşayan katılımcıların büyük çoğunluğu yaşadığı rahatsızlığın ortaya çıkardığı ağrılı durumlar nedeniyle iş performans ve verimliliğinde de azalmalara neden oluşturduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak katılımcıların tamamında yaşadıkları sorun nedeniyle motivasyon kaybı, iş verimliliğinde azalma, performans ve sosyo-kültürel hayat içerisinde ciddi sorunlar yaşattığını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca bazı sağlık sorunu yaşayan bireylerin kullandığı geçici çözümlerin etkili olmadığı, jel, ağrı kesici, ısı bantları v.b. materyallerin sağlıkları üzerinde kalıcı bir fayda yaratmadığı saptanmıştır. Bir başka önemli bulgu ise eklem rahatsızlıkları ve doku bozulmaları konusunda sorun yaşayan katılımcıların ortalama olması gereken kilo üzerinde bir kiloya sahip olduğu gerçeğini de göstermektedir. Katılımcıların büyük çoğunluğunun sportif aktivite yapmamaları da bu tip rahatsızlıkların ortaya çıkışındaki kilo alma sorunu üzerinde etkili olduğunu göstermektedir
The Analysis of Collective Efficacy Perceptions of Athletes Playing in Table Tennis Leagues In Turkey in Terms of Some Variables,
In team sports, trust and the belief in being successful (collective efficacy) among the athletes of team
sports can be effective on performance. In the meantime, analyses of the factors that can be an effective factor
on perceptions of collective efficacy become more of an issue in terms of bringing a different perspective to the
subject. Therefore, the purpose here is to research the level of collective efficacy of athletes playing in table
tennis leagues in Turkey and the reasons affecting it. Target population of the study is composed of 597 players
playing in table tennis leagues of Turkey; its sample constitutes randomly selected 224 table tennis players.
A two-part questionnaire containing questions related to the demographic features and collective conscious
levels was applied to the participants. The questionnaire used in the study was previously used in another
study and its reliability was provided. Data of the questionnaire obtained from the participants were analyzed
with PASW Statistic 18 package program. Following the reliability analysis, Cronbach’s Alpha coefficient was
found as 0.90. As directed to the purpose of the study, Pearson correlation coefficient was used in analysis of
data and Kruskal Wallis test was applied in comparisons with three or more groups. Moreover, Chi-Square test
was used for independence research. Regression analyses were carried out with the purpose of determining
to what extent the variables affect each other. In line with the researches conducted and data obtained,
significant relations (<0.05) were found between the participants’ age, period of being registered athletics,
duration of playing in the same team and their collective efficacy perceptions. The more these variables
increase, the more the belief in the team and skills of team players increase in a positive way. In summary, it was
concluded that the variables of age,sex, period of being registered athletics, duration of playing in the same
team and total number of athletes are the factors that are effective on collective efficacy perception and it was
found that 82% of the participants are of the opinion that their teams have the capacity to show good
performance
Yurt Dışında Yaşayan Türklerin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Katılım Sürecine İlişkin Görüşleri.
Türkiye AB ilişkileri sadece siyasi bir süreçten ibaret
değildir. Bu süreç içerisinde yaşayan halklar vardır. Bu kişilerin
AB’ye ilişkin düşüncelerini, beklentilerini ve yaşam deneyimlerini
öğrenmek demokrasi ve onunla ilişkili olarak AB’ye yönelik
bilinçli bir kamu (gündemi) oluşturabilmek açısından gereklidir.
Türk insanı göçmen statüsü veya vatandaş olarak yıllardır AB
ülkelerinde yaşamaktadır. Ancak gelinen noktada Türkiye’nin
üyeliğinin artık ne kadar gerekli olduğu ve Türk insanına neler
sağlayabileceği sorgulanmaktadır. Bu araştırma, AB deneyimini
fiili olarak yaşamakta olan Türk vatandaşlarının Birlik hakkındaki
düşüncelerini bilimsel verilerle ortaya koymak amacıyla
yapılmıştır. Bir anket uygulaması ile desteklenen bu çalışmada
önemli bulgulara ulaşılmıştır. Bu araştırmada Yurtdışında yaşayan
Türklerin Avrupa Birliği’ne ve Türkiye’nin AB’ye üyeliğine bakış
açısı konusu incelenmiştir. Bu bağlamda Avrupa genelinde toplam
6 ülkede 5515 katılımcıya iki bölümden oluşan toplam 35 soruluk
bir anket formu uygulanmıştır. Avrupa Birliği hakkında ne derece
bilgiye sahip oldukları ve bilgi kaynaklarının neler olduğu, AB’ye
ilişkin düşünceleri ve ardından AB ve entegrasyon hakkındaki
görüşleri 5’li likert ölçekle sorgulanmıştır. AB’ye ilişkin özelliklerin
demografik değişkenlere göre değişim gösterip göstermediği test
edilmiştir. Oluşturulan ölçeğin güvenilirliğini test etmek amacıyla
Cronbach’s alpha analizi uygulanmış ve güvenirlik katsayısı 0,952
olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, Türklerin Avrupa kıtasındaki
varlığının Türkiye’nin AB’ye üye olma sürecinde bir destek olduğu
görülmektedir. Özellikle STK’ların temsiliyeti Türkiye’nin
AB’ye girmesi konusunda oldukça destek olmaktadır. Katılımcılar
Türkiye’nin AB’ye girmesine imkânsız olarak bakmaktadırlar.
Türkiye’nin hiçbir zaman bir AB ülkesi olamayacağına dair inanç
yüksektir. Yaş değişkeni ile AB’ye katılım konusunda destek ve
ülkeye uyum sorununa ilişkin görüşlerde farklılıklar tespit edilmiştir.
Ayrıca gelir durumu ülkelere göre farklılık göstermemektedir. Tüm
ülke vatandaşlarının gelir düzeylerinin düşük olduğu bulunmuştur.
Cinsiyet ile AB’nin dezavantajlı olduğunu düşünme arasındaki
ilişki bağımsız bulunmuştur. Her iki cinste AB dezavantajlı olarak
görülmektedir
Ortopedi Kliniklerinde Algılanan Hizmet Kalitesi Ve Hastane Tercih Nedenleri Araştırması: İstanbul-Tekirdağ İli Örneği,
Günümüzde sağlık hizmeti veren hastanelerin hizmet kalitesine
ilişkin müşteri algıları hastane tercihlerini etkileyen en önemli unsurdur.
Hizmet kalitesinin etkin kılınmasında hastaların ilgi ve ihtiyaçlarının
karşılanması ve hasta memnuniyetinin artırılması gerekmektedir.
Bu bağlamda Tekirdağ ve İstanbul illerinde bulunan 18 farklı sağlık
kurumu bünyesinde ortopedi kliniklerinde tedavi görmüş rastgele
yöntemle seçilmiş toplam 892 (Tekirdağ=499 ve İstanbul=393)
hasta üzerinde uygulamalı bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Çalışma
8 ay sürmüştür. Katılımcıların hizmet kalitesi algıları ve hastane
tercihlerinin ve bunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi çalışmanın
temel amacını oluşturmaktadır. Çalışmada kullanılan anket 5’li
likert ölçekli bir formdur. Uygulanan anketin güvenilirlik katsayısı
(Cronbach’s alpha) 0,962 olarak bulunmuştur. Elde edilen veriler
PASW 18.0 paket programında analiz edilmiştir. Analiz kapsamında
betimleyici istatistikler, güvenilirlik analizi, Kruskal Wallis analizi,
ve Chi-Square testi kullanılmıştır. Çalışma sonunda, hekimden
alınan hizmet, doktor yaklaşımı, klinik bakım süreci, temizlik ve
hijyen, ön hizmet uygulamaları, hastane prosedürleri ve hastane
alt yapısının sağlam olması gibi faktörlerin hasta memnuniyeti
üzerinde önemli derecede etken olduğu bulunmuştur. Ayrıca hasta
memnuniyet düzeylerinin eğitim durumuna göre farklılaştığı ve
hasta memnuniyet düzeyleri üzerinde en fazla etkiye sahip faktörün
hastane prosedürlerine yönelik hizmet algısı olduğu saptanmıştır
- …