10 research outputs found
İmplant Çevresi Yumuşak Doku Estetiği İçin İkinci Aşama Cerrahide Uygulanan İnsizyonel Teknikler
The main purpose of the anterior implants is obtaining esthetically natural look. For providing this view, the reconstruction of the papillary region and prevention of buccal soft tissue recession is necessary. For generating papilla and enhance buccal gingival thickness, techniques that used only incision while second stage surgery are increasing day by day. the common objective of the incision techniques and flap designs is protect and provide the periimplant soft tissue esthetic. Second stage surgery is convenient time for manipulations of soft tissue. the incision techniques which used in this stage must aid papilla regeneration and buccal tissue growth. in this review we aimed to study the techniques that used second stage surgery for achiving peri-implant soft tissue esthetic.Anterior bölgede uygulanan implantların temel estetik amacı doğal bir görününüm elde etmektir. Bu estetik görünüm papil bölgesinin rekonstrüksiyonu ve bukkal yumuşak doku çekilmesinin önlenmesi ile mümkün olabilir. Bu amaçla, papil oluşturma ve bukkal doku kalınlığının artması için ikinci aşama cerrahi sırasında sadece insizyon yardımıyla uygulanan tekniklerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. İnsizyon tekniği ve farklı flep dizaynları uygulanarak yapılan tekniklerin ortak amacı implant çevresi yumuşak doku estetiğini geliştirmek ve korumaktır. İkinci aşama cerrahi yumuşak doku manüplasyonları için elverişli bir zamandır. Bu aşamada uygulanacak insizyon teknikleri ile implant çevresi papil oluşumu ve bukkal doku artışı hedeflenmelidir. Bu derlemede implant çevresi yumuşak doku estetiği için ikinci aşama cerrahisinde uygulanan insizyonel tekniklerin açıklanması amaçlanmıştır
Annexin-A1, Karbonik Anhidraz-1 Ve Elongasyon Faktör-1 Gamma Düzeylerinin Periodontal Hastalıklarda Değerlendirilmesi
Amaç: Bu çalışmanın amacı, olası yeni biomarkırların Annexin-A1 (ANX A1), Karbonik anhidraz-1 (CA I) ve Elongasyon Faktör-1 Gamma (EF1-Ɣ)'nın dişeti oluğu sıvısı (DOS) düzeylerini sağlıklı ve farklı periodontal hastalıklar ile birlikte araştırmaktır. Gereç ve yöntemler: Çalışmaya sistemik olarak sağlıklı 20'si periodontitis evre 3 derece B (P-Evre III/B), 20'si periodontitis evre 3 derece C (P-Evre III/C), 19'u gingivitis ve 21'i klinik olarak sağlıklı periodonsiyum olmak üzere toplam 80 birey dahil edildi. Sondlanan cep derinliği, klinik ataçman düzeyi, plak indeksi ve papiller kanama indeksi kaydedildi. DOS ANX A1, CA I ve EF1-Ɣ seviyeleri enzime bağlı immünosorbent tahlili (ELISA) ile analiz edildi. İstatistiksel analiz için non parametrik testler kullanıldı. Bulgular: Periodontitis hastalarında tüm klinik parametreler sağlıklı bireylere göre anlamlı derecede yüksekti (p<0.001). P-Evre III/B, P-Evre III/C, gingivitis ve sağlıklı gruplar benzer DOS ANXA1 ve CAI total miktarına sahipti (p>0.008). P-Evre III/B ve P-Evre III/C, sağlıklı gruplara göre daha düşük EF1-Ɣ total miktarına sahipti (p<0.008). Gingivitis grubunda, P-Evre III/B ve sağlıklı gruplardan daha yüksek DOS EF1-Ɣ vardı (p < 0.008). DOS EF-1α düzeyi, ROC analizine göre gingivitis tanısı için öngörülebilir bir proteindi (duyarlılık% 100, özgüllük% 81, 201 kesme değeri). Sonuçlar: Gingivitiste yüksek DOS EF1-Ɣ seviyeleri, EF1-Ɣ 'nın dişeti iltihabı ile ilişkili olabileceği anlamına gelebilir. DOS EF1-Ɣ seviyeleri iyi tanısal değerler göstermiştir; böylece periodontitisi gingivitis ve periodontal sağlıktan ayırt etmek için faydalı olabilir. Bu moleküllerin periodontal hastalık patogenezindeki rolünü aydınlatmak için daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.Anahtar Kelimeler: dişeti oluğu sıvısı, periodontitis, gingivitis Aim: The present study aimed to investigate gingival crevicular fluid (GCF) levels of possible novel biomarkers Annexin-A1 (ANX A1), Carbonic anhydrase- 1 (CA I), and Elongation Factor-1 Gamma (EF1-Ɣ) in health along with different periodontal diseases. Material & methods: In total, 80 systemically healthy individuals were included in this study; 20 with periodontitis stage 3 grade B (P-Stage III/B), 20 with periodontitis stage 3 grade C (P-Stage III/C), 19 with gingivitis, and 21 with clinically healthy periodontium (H). Probing depth, clinical attachment level, plaque index, and papillary bleeding index were recorded. GCF ANX A1, CA I and EF1-Ɣ levels were analyzed by enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA). Non-parametrical tests were used for statistical analysis. Results: All clinical parameters were significantly higher in periodontitis patients compared to healthy individuals (p<0.001). PStage III/B, P-Stage III/C, gingivitis and healthy groups had similar GCF ANX A1 and CA I total (p> 0.008). P-Stage III/B and P-Stage III/C had lower EF-1α total amount compared to healthy groups (p< 0.008). The gingivitis group had higher GCF EF1-Ɣ than the P-Stage III/B and healthy groups (p < 0.008). The GCF EF1-Ɣ level was a predictive protein for the diagnosis of gingivitis according to the ROC analysis (sensitivity 100%, specificity 81%, 201 cut-off value). Conclusions: The elevated GCF EF1-Ɣ levels in gingivitis imply that EF1-Ɣ may be associated with gingival inflammation. GCF EF1-Ɣ levels showed good diagnostic values, therefore may be useful to discriminate periodontitis from gingivitis and periodontal health. Further studies are needed to elucidate the role of these molecules in the pathogenesis of the periodontal disease.Keywords: gingival crevicular fluid , periodontitis, gingivitis </p
Gingival Crevicular Fluid Calprotectin, Osteocalcin and Cross-Linked N-Terminal Telopeptid Levels in Health and Different Periodontal Diseases
Aim: The aim of the present study was to investigate gingival crevicular fluid (GCF) calprotectin, osteocalcin and cross-linked N-terminal telopeptide (NTx) levels in health along with different periodontal diseases
Evaluation Of Salivary IL-1Beta And IL-6 Levels In Pregnant And Postpartum Women
Introduction: Local inflammatory mediators could be affected from physiological changes in the pregnancy and exacerbate the periodontal inflammation. The aim of the present study was to evaluate pregnant and postpartum saliva levels of IL-1beta (interleukin1beta) and IL-6 (interleukin 6) levels in the same women and to investigate their association with periodontal disease severity. Methods: A total number of 96 women that diagnosed as gingivitis were originally recruited for this longitudinal study, assigned to the following groups; pregnant and postpartum group: the pregnant group re-evaluated 6 months after giving birth. IL-1?[?]and IL-6 levels were detected by ELISA. Correlations between parameters were analyzed by Spearman's correlation test. Results: Salivary IL-1beta levels were significantly lower in post-partum group than pregnant group (p=0.045). The post-partum group exhibited significantly higher IL-6 levels than pregnant group (p0.0001). In the pregnant group, IL-1beta levels were positively correlated with plaque index, bleeding index and probing depths. In the postpartum group, IL-6 levels were correlated with plaque and bleeding levels. Conclusion: According to our study, local levels of the biochemical data affected by pregnancy. The understanding of the mechanisms of these interactions are important for dental specialists and medical practitionersAmaç: Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler lokal enflamatuvar medyatörleri etkileyebilir ve periodontal enflamasyonun şiddetini arttırabilir. Çalışmamızda aynı kadında gebelikte ve doğum sonrasında tükürük IL-1beta (interlökin-1beta) ve IL-6 (interlökin-6) düzeylerinin incelenmesi ve periodontal hastalık şiddeti ile ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Toplam 96 gingivitis tanısı konan kadın çalışmaya dahil edilmiştir. Gebe kadınlar doğum sonrası 6. ayda tekrar değerlendirilmiş, gebe grubu ve doğum sonrası olmak üzere iki grup oluşturulmuştur. Tükürük IL-1beta ve IL-6 düzeyleri ELISA yöntemi ile belirlenmiştir. Parametreler arasında ki korelasyonlar Spearman's korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Tükürük IL-1beta düzeyleri doğum sonrası grubunda gebe gruba göre anlamlı olarak düşük bulunmuştur (p=0.045). Doğum sonrası grupta IL-6 seviyeleri gebe grubundan anlamlı olarak yüksek düzeydedir (p0.0001). Gebe grubunda IL-1beta seviyesi plak indeksi, kanama indeksi ve sondalama derinliği ile anlamlı pozitif korelasyon göstermektedir. Doğum sonrası grupta IL-6 düzeyleri plak ve kanama skorları ile pozitif korelasyondadır. Sonuç: Çalışmamızın bulgularına göre, lokal biyokimyasal parametreler gebelikten etkilenmektedir. Bu ilişkilerin anlaşılması diş hekimleri ve tıbbi uzmanlar açısından önem taşımaktadı