Ege Bölgesinde Konvansiyonel ve Organik Zeytin Yetiştiriciliğinin Ekonomik Analizi

Bu çalışmada, insan beslenmesi ve sağlığı açısından çok önemli bir ürün olan zeytinin yetiştirilmesinde, konvansiyonel yöntemlere alternatif olarak organik tarım yöntemlerinin uygulanabilirliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Güney Ege Bölgesinin en önemli yağlık çeşidi olan Memecik zeytin çeşidinde Zeytincilik Araştırma Enstitüsünün Kemalpaşa üretim alanında 2004-2007 yılları arasında yürütülmüştür. Araştırmada organik parsellerde toprak verimliliğini artırmak amacıyla yeşil gübreleme, organik gübre, organik tarım yönetmeliğinde izin verilen mineral maddeler, konvansiyonel parsellerde ise kimyasal gübreler uygulanmıştır. Zeytin sineği popülasyon takibi Mc phail ve sarı yapışkan tuzaklar, zeytin güvesi ise delta tipi feremon tuzaklar ile yapılmıştır. Organik parsellerde zeytin sineği mücadelesinde Ecotrap, neemazal ve kaolin uygulamaları yapılmıştır. Konvansiyonel parsellerde mücadele Fenthion ile yapılmıştır. Organik zeytin üretiminin brüt üretim değeri ve brüt marjı geleneksel zeytin üretimime göre daha yüksek, değişken masrafı ise daha düşük bulunmuştur. Organik zeytin veriminin ise konvansiyonel zeytin verimine göre daha düşük olduğu saptanmıştı

Effects of global climate change on olive cultivation and olive oil

Günümüzde yaşadığımız ve gelecekte yaşayacağımız iklim değişiklikleri ile (yağışların azalması, sıcaklık ve kuraklığın artması) tarımsal potansiyeller ve yetiştirilen türlerdeki değişimlerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır. İklimdeki bu değişimler tarım sektörü ve özellikle zeytin sektörü için büyük önem taşımaktadır. Gelecekteki iklim koşullarındaki tahminler, zeytin ağaçları gibi çok yıllık ürünlerde, özellikle suyun, fizyolojik süreçlerin, fenolojik zamanlamaların, nihai verim ve kalite özellikleri üzerinde ciddi olumsuz etkilere neden olabileceğini ortaya koymaktadır. Sıcaklıklarda beklenen bu artışların, zeytinde büyüme mevsiminin uzunluğunu arttırabileceği, özellikle çiçeklenmede fenolojik zamanlamalarda değişikliklere yol açabileceği, daha yüksek sıcaklıklar ve artan buharlaşmanın meyve olgunlaşmasını hızlandırarak daha düşük olgunluk seviyelerinde olsa da erken hasat ihtiyacını ortaya çıkaracağı rapor edilmektedir. Bunlara bağlı olarak da meyve veriminde, sofralık zeytin ve zeytinyağı kalitesinde olumsuz etkilere neden olabileceği belirtilmektedir. İklim değişikliğine bağlı olarak ileriye dönük planlamaların yapılmasına acil ihtiyaç duyulmaktadır. İklim değişikliği ile ilgili olarak zeytin çeşitlerinin bu koşullara bağlı olarak davranışlarının nasıl olacağına odaklanılmalı ve projeler yapılmalıdır. Yeni zeytin çeşitlerinin seçiminde; hastalık ve zararlılara karşı dirençli, yüksek sıcaklıklara ve kuraklığa karşı dayanıklı, sofralık ve yağlık zeytin kalite ve antioksidan özellikleri gibi kriterler dikkate alınmalıdır.It will be inevitable to experience changes in agricultural potentials and cultivated species with the climate changes we live in today and in the future (decrease in precipitation, increase in temperature and drought). These changes in climate are of great importance for the agricultural sector and especially for the olive sector. Predictions of future climatic conditions reveal that perennial crops such as olive trees, especially water, physiological processes, phenological timings, can have serious adverse effects on final yield and quality characteristics. It is reported that these expected increases in temperatures may increase the length of the growing season in olives, may lead to changes in phenological timings, especially in flowering, and that higher temperatures and increased evaporation will accelerate fruit ripening, revealing the need for early harvest, albeit at lower maturity levels. Depending on these, it is stated that it may cause negative effects on fruit yield, table olives and olive oil quality. There is an urgent need to make forward-looking plans due to climate change. Regarding climate change, it should be focused on how the behavior of olive varieties will depend on these conditions and projects should be done. In the selection of new olive varieties; Criteria such as resistance to diseases and pests, resistant to high temperatures and drought, quality and antioxidant properties of table and oil olives should be taken into consideration

Ege Bölgesinde Organik Zeytin Yetiştiriciliği

Bu çalışmada, insan beslenmesi ve sağlığı açısından çok önemli bir ürün olan zeytinin yetiştirilmesinde, konvansiyonel yöntemlere alternatif olarak organik tarım yöntemlerinin uygulanabilirliğinin belirlenmesi, fenolojik, pomolojik ve ekonomik farklılıkların ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışma Güney Ege Bölgesinin en önemli yağlık çeşidi olan Memecik zeytin çeşidinde Zeytincilik Araştırma Enstitüsünün Kemalpaşa üretim alanında 2004-2007 yılları arasında yürütülmüştür. Çalışmada organik parsellerde toprak verimliliğini artırmak amacıyla yeşil gübreleme, organik gübre, organik tarım yönetmeliğinde izin verilen mineral maddeler, konvansiyonel parsellerde ise kimyasal gübreler uygulanmıştır. Zeytin sineği popülasyon takibi Mc phail ve sarı yapışkan tuzaklar, zeytin güvesi ise delta tipi feremon tuzaklar ile yapılmıştır. Organik parsellerde zeytin sineği mücadelesinde Ecotrap, neemazal ve kaolin uygulamaları yapılmıştır. Konvansiyonel parsellerde mücadele Fenthion ile yapılmıştır. Her iki parseldeki ağaçlarda sürgün boyu, somak ve çiçek adeti, meyvelerde ise tane adedi ve ağırlığı, eni, boyu, et/çekirdek oranları, ürün miktarları tespit edilmiştir. Elde edilen zeytinyağlarında ise yağ asitleri bileşimleri ve zeytinyağı kalite parametreleri değerlendirilmiştir. Ayrıca yaprak ve toprak analizleri ile bitki besin maddelerinin değişimleri incelenmiş, parsellerden elde edilen meyvelerde kalıntı analizleri yapılmıştır. Meyve örneklerinde yapılan analizlerde organik fosforlu nitrojenli ve sülfürlü pestisitlere rastlanmamıştır. Her iki grupta da ürün miktarı, yağ kalite parametreleri ve yağ asitleri bileşiminde önemli bir farklılık bulunmamıştır. Yapılan organik tarım uygulamalarıyla, konvansiyonel yöntemler uygulanarak sağlanan verim ve kalitede ürün elde edilmiştir

Zeytinde verimli ve verimsiz yıllarda yaprak protein desenlerinin değişimi üzerine araştırmalar

Bu çalışmada, farklı derecelerde periyodisite gösteren Ayvalık, Domat, Gemlik ve Memecik zeytin çeşitlerinin yapraklarında verimli ve verimsiz yıllarda proteinlerin yıllık değişimleri incelenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular aşağıda özetlenmiştir. - Zeytin çeşitlerinin yapraklarında çalıştığımız konsantrasyonda on farklı protein tespit edilmiştir. Özellikle 36, 55 ve 66 kDa proteinler, en yüksek oranda bulunan proteinlerdir. Çeşitlerin tümünde ve her dönemde gözlenmiştir. - Zeytin ağaçlarında tam çiçeklenme ve küçük meyve döneminde protein düzeyi en yüksek bulunmuştur. Morfolojik ayrım periyodunda ise en düşük gözlenmiştir. - Ayvalık çeşidinin genç ağaçlarında yaşlı ağaçlara göre protein düzeyi daha fazla bulunmuştur. - Domat çeşidinde dolu ve boş yıllarda proteinlerde kalitatif ve kantitatif farklılık en az olmuştur. - Zeytin çeşitlerinde 36 ve 55 kDa protein periyodisite ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Boş ağaçlarda bu proteinler azalmıştır

Micropropagation and prevention of hyperhydricity in olive (Olea europaea L.) cultivar 'Gemlik'

Gurel, Aynur/0000-0002-7002-9752WOS: 000506413200032Olive (Olea europaea L.) is an economically important crop because of its fruit and oil. Successful olive micropropagation is highly dependence on cultivar, shoot proliferation rate, which is generally low, the rooting of micropropagated olive plantlets is difficult, and the rate of post-transplanting losses is high. in addition, hyperhydricity, a common problem in vitro culture was found to be prevalent. the aim of this study was to establish a micropropagation system for the Turkish O. europaea L. cv. Gemlik. Initially, five different basal media were tested to determine appropriate medium for establishment of in vitro culture and Woody Plant Medium (WPM) was the most efficient. Nodal explants were cultured on WPM containing different plant growth regulators (PGRs) for shoot regeneration. Maximum regeneration frequency and number of shoots per explant were achieved from nodal explants cultured on WPM supplemented with 4.0 mg/L 6-benzyladenine (BA). However, all cultures showed high hyperhydricity and an experimentation was also conducted to resolve the hyperhydricity problem. Hyperhydricity was prevented by changing the gelling agent to Agar-Agar. the shoots regenerated from nodal explants and still attached to initial woody nodal explant were transferred to four different medium formulations each containing 2.0 mg/L zeatin (ZEA) for shoot elongation. Modified Olive Medium (MOM2: OM with three times the concentrations of KNO3) fortified with 2.0 mg/L ZEA was found to be the best for shoot elongation. the elongated shoots were rooted on Olive medium (OM) containing 160 mg/L Putrescine, 1.5 mg/L naphthaleneacetic acid (NAA), 30 g/L mannitol and solidified with 0.65% (w/v) Agar-Agar. Finally, all plantlets were successfully acclimatized in a climate chamber and the plants were transferred to greenhouse conditions. (C) 2019 SAAB. Published by Elsevier B.V. All rights reserved.Ege University Scientific Research Projects Coordination UnitEge University [09-MUH-010]This work was supported by Ege University Scientific Research Projects Coordination Unit [grant number: 09-MUH-010]. All of the experiments were carried out at the Bioengineering Department of Ege University. the authors are grateful to Mark Smedley for critically reviewing the manuscript

Utilization of Olive Oil Processing Waste Composts in Organic Tomato Seedling Production

Ekinci, Kamil/0000-0002-7083-5199; Erdal, Ibrahim/0000-0001-8177-948X; Varol, Nurhan/0000-0003-2457-9427WOS: 000554646500001Olive oil byproducts show differences according to the olive oil extraction systems, which are called olive mill solid wastes, olive oil wastewater and olive oil wastewater sludge. Three different kinds of composts, including two-phase and three-phase olive mill solid wastes, and olive oil wastewater sludge were produced with separated dairy manure, poultry manure, and straw. the composts obtained from two-phase and three-phase olive mill solid wastes and olive oil wastewater sludge were named as two-phase, three-phase, and water sludge composts, respectively. They were separately enriched by rock phosphate and potassium salt. These composts were mixed with peat in a ratio of 0%, 25%, 50%, 75%, and 100% (v/v). Tomato seeds were sown in all mixtures on 3 February 2016. All the seeds were sown into 2 trays and each plug included 2 replicates. the trays were left in a germination room for 3 days, then moved to a heated greenhouse which is specialized for growing seedlings, and the seedlings were grown there for 3 weeks. the results showed that increasing compost ratios in the growing medium and also the enrichment of the growing medium increased organic matter content, electrical conductivity, and macro and micro nutrient concentrations. the germination period lasted longer with increasing compost ratios. the shoot length was lower at a compost ratio of over 50% excluding water sludge compost, which reacted to over 75%. the highest plant dry weights were obtained in the plants grown on the media with compost ratios of 50%, 25%, and 25% for water sludge compost, enriched two-phase compost, and enriched three-phase compost, respectively. We concluded that the composts obtained from two-phase and three-phase olive mill solid wastes and olive oil waste water sludge can be used without any need of enrichment and a ratio of 25% was found appropriate in most of the measured properties.Scientific and Technological Research Council of Turkey (TUB.ITAK)Turkiye Bilimsel ve Teknolojik Arastirma Kurumu (TUBITAK) [11-G-055]This research was carried out in the framework of the project "Developing of Input Production Methods for Utilization in Organic Plant Production", which was approved by the Scientific and Technological Research Council of Turkey (TUB.ITAK) with project number 11-G-055

RESEARCH BURDEN OF INTERSTITIAL LUNG DISEASES IN TURKEY - RBILD

Introduction: The aim of our study is to investigate the etiological distribution of ILD in Turkey by stratifying the epidemiological characteristics of ILD cases, and the direct cost of initial diagnosis of the diag-nosed patients. Material-Method: The study was conducted as a multicenter, prospective, cross-sectional, clinical observation study. Patients over the age of 18 and who accepted to participate to the study were included and evaluated as considered to be ILD. The findings of diagnosis, examination and treatment carried out by the cent-ers in accordance with routine diagnostic procedures were recorded observationally. Results: In total,1070 patients were included in this study. 567 (53%) of the patients were male and 503 (47%) were female. The most frequently diagnosed disease was IPF (30.5%). Dyspnea (75.9%) was the highest incidence among the presenting symptoms. Physical examination found bibasilar inspiratory crackles in 56.2 % and radiological findings included reticular opacities and interlobular septal thickenings in 55.9 % of the cases. It was observed that clinical and radiological findings were used most frequently (74.9%) as a diagnostic tool. While the most common treatment approaches were the use of systemic steroids and antifibrotic drugs with a rate of 30.7% and 85.6%, respectively. The total median cost from the patient's admission to diagnosis was 540 Turkish Lira. Conclusion: We believe that our findings compared with data from other countries will be useful in showing the current situation of ILD in our country to discuss this problem and making plans for a solution

Disappearance of Biodiversity and Future of Our Foods

“I. Uluslararası Organik Tarım ve Biyoçeşitlilik Sempozyumu 27-29 Eylül Bayburt