Weeds of onion fields and effects of some herbicides on weeds in Cukurova region, Turkey

Weeds are one of the most important problems in onion (Allium cepa L.) production areas, since onion plants are poor competitors. This study was conducted in order to identify the weed species in onion fields in  Cukurova Region, establish the effects of some herbicides on weeds and the yield of onion in reducing the  existing phytotoxicity problem on onion plants between 2006 and 2007. A total of 105 weed species belonging  to 30 families were identified in fifty onion fields that were surveyed. Top five species were found as Medicago  polymorpha L., Convolvulus arvensis L., Avena sterilis L., Chenopodium album L. and Sinapis arvensis L. with 84, 74, 68, 66 and 66 frequencies (%), respectively. To determine the effects of herbicides on weeds and onion yield, the experiments were done in two different onion fields. Among the treatments, oxadiazon and   oxyfluorfen provided a better control than pendimethalin and tepraloxydim on weed coverage and density, but oxyfluorfen caused phytotoxicicity on onion even at reduced doses. Weed-free plots gave the highest yield  (16.2a kg/m2) and were followed by oxadiazon (11.9b kg/m2), oxyfluorfen (11.7b kg/m2), pendimethalin  (10.0c kg/m2), tepraloxydim (9.6c kg/m2) and weedy check (9.1c kg/m2). Results, in which weed-free check caused 76.3% increase in the onion yields when compared with weedy checks, show that weed control is very important for onion production.Key words: Weed, onion, oxadiazon, oxyfluorfen

Adana (Türkiye) ilindeki Sarı p eygamber dikeni (Centaurea solstitialis L.)’ nin tohum üretimi üzerine tohumla beslenen böceklerin etkinliği

Özet: Sarı Peygamber D ikeni (Centaurea solstitialis L., Asteraceae), Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Avrasya’ya özgün bir bitki olup, Amerika Birleşik Devletlerinin batısında da istilacı bir yabancı ottur. Bu bitki Amerika Birleşik Devletleri’nde kapitula (çiçek başcıkları) böcekleri ile biyolojik mücadelede hedef yabancı ot olup, Türkiye’deki böceklerin durumları hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışmada iki yıl boyunca Türkiye’nin güneyindeki Adana ilinin üç farklı bölgesini temsil eden yedi örnekleme noktasından kapitulalar (çiçek başcıkları) toplanmıştır. Bulaşık olmayan her bir kapituladaki ortalama sağlıklı tohum sayısı, kapitula çapı ile ilişkili olup, 10 ile 56 arasında değişmektedir. Genel olarak, böcek bulaşıklığı, kapituladaki sağlıklı tohum sayısı azaltmaktadır. Bulaşık olmayan bir kapituladaki sağlıklı ortalama tohum sayısı 34,7 iken bulaşık bir kapituladaki ortalama sağlıklı tohum sayısı 16,8 olup, % 52’lik azalma söz konusudur. Ancak azalış aynı zamanda kapitula büyüklüğüne de bağlıdır. Kapitulalar böcekler tarafından % 5- 55 oranında bulaşmaktadır. Bu oran Kaliforniya’da uzun zamandır gözlenen üç bölgenin değerleri ile kıyaslandığında daha azdır ( % 49 ila 89 arası). Çalışma alanlarında parazitoidler % 25 oranında gal oluşturan böcekleri, % 4 oranında gal oluşturmayan böcekleri tercih etmekte iken Kaliforniya’da hemen hemen parazitizm yoktur. En yaygın böcekler tanılanmamış bir mordellid ve iki adet gal oluşturan türdür. Bu iki tür; Urophora sirunaseva (Hering) (Diptera: Tephritidae) ve Isocolus scabiosae ( Giraud) (Hymnenoptera: Cynipidae)’dir. Diğer tohum böcekleri daha az yaygın olan Oxycarenus pallens (Herrich- Schäffer) (Hemiptera: Oxycarenidae), Bangasternus orientalis (Capiomont), Eustenopus villosus (Boheman) (Coleoptera: Curculionidae), ve Terellia uncinata White (Diptera: Tephritidae)’ dir. Yoğun olarak bulunan herbivorların bazıları, Amerika Birleşik Devletlerinde olası doğal düşman olarak değerlendirilebileceği gibi, Türkiye’de de k itle üretimi yöntemi veya koruma yöntemi kullanılarak Sarı Peygamber Dikeninin biyolojik mücadelesinde düşünülebilir.Abstract: Yellow starthistle ( Centaurea solstitialis L., Asteraceae) is native to Eurasia, including Turkey, but is an invasive rangeland weed in the western United States. Although this plant has been targeted for biological control in the USA using insects that attack capitula (flower heads), little is known about attack rates in Turkey. We sampled capitula at seven sites representing three different regions in Adana Province in southern Turkey during two years. The mean number of viable seeds per uninfested capitulum was related to capitulum diameter and ranged from 10 to 56. Overall, insect infestation reduced mean per capitulum production of viable seeds from 34.7 in uninfested capitula to 16.8 in infested capitula (52% reduction), but the reduction per capitulum was also a function of capitulum size. The proportion of capitula infested by insects ranged from 5 to 55%, which was lower than rates of infestation previously observed at three long- term study sites in California (49 to 89%). Parasitoids attacked 25% of galls and 4% of non-galling insects, whereas almost no parasitism has been observed in California. The most common insects included an unidentified mordellid and two gall- forming species: Urophora sirunaseva (Hering) (Diptera: Tephritidae) and Isocolus scabiosae (Giraud) (Hymenoptera: Cynipidae). Other seed- feeding species that were less widely distributed included Oxycarenus pallens (Herrich- Schäffer) (Hemiptera: Oxycarenidae), Bangasternus orientalis (Capiomont), Eustenopus villosus (Boheman) (Coleoptera: Curculionidae), and Terellia uncinata White (Diptera: Tephritidae). Some of the more abundant herbivorous species should be evaluated as prospective biological control agents for the United States, whereas augmentation or conservation of some species should be considered to improve control of yellow starthistle in Turke

Distribution reasons and infestation ways of groundcherry species (Physalis spp.) in cotton in Harran plain

Fener otu (Physalis spp.) türlerinin Harran Ovası pamuk ekim alanlarında giderek yaygınlaştığı ve bu yoğunluğun son yıllarda daha da arttığı gözlemlenmiştir. Fener otu türlerinin yaygınlık ve yoğunluklarının değişimini belirlemek için Harran Ovası'nda 50 adet örnekleme yapılmıştır. Fener otu türlerinin yayılma ve bulaşma yolları ile ovaya ne zaman bulaştığını belirlemek amacıyla anket -çalışmaları yapılmıştır. Bu amaçla ovayı temsil edecek sayıda 50 adet anket hazırlanarak üreticilere uygulanmıştır. Ayrıca üreticilerden, pamuk tohumu satıcılarından ve çır çır fabrikalardan tohumluk örneklen alınarak incerisinde fener otu türlerinin tohumlarının olup olmadığı araştırılmıştır. Anavatanı Türkiye olmayan bu bitkinin Harran Ovası'na nasıl geldiği ve hangi yollarla bulaştığını saptamak amacıyla yapılan bu çalışmada elde edilen sonuçlardan tohumla gelmiş olabileceği ve gerek tohumluk ve sulama suyu ile de giderek daha fazla alana yayıldığı saptanmıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlarla, fener otu türlerinin yayılması ve pamukta meydana getirdikleri büyük orandaki verim kayıpları önlenmiş olacaktır.Physalis species become troublesome in cotton in Harran Plain because of increasing their density and rapid spreading in recent years. To determine the changing in the frequency and densities of Physalis species, a survey was performed in 50 fields. Additionally, to find out the reasons infestations and distribution ways of this weed species a questioner was performed on cotton growers. The samples taken from the farmers seeds, seed suppliers and gin factories were investigated to determine whether infested with seeds of Physalis species or not. Physalis species are not native weeds of Turkey and also in Harran Plain. The main objective of this study is determine how and where come from this species in Harran Plain and infestation way. Based on the results of study it was found that this weed species might be come to the Harran Plain by the cotton seeds and rapidly spread by both seeds and irrigation. Based on the results of this study infestation of Physalis species and huge amount of cotton yield will be prevented

Canavar otlarının domates ve bakla üzerine olan etkileri

Bu çalışmada, sera koşullarında saksılarda domatesle birlikte yetiştirilen Orobanche ramosa L. (Mavi çiçekli canavar otu)’nın, domatesin verimine ve kök kuru ağırlığına etkisi araştırılmıştır. Ayrıca tel odalarda saksılarda yetiştirilen bakla ile birlikte yetiştirilen farklı sayılardaki O. crenata Forsk. (Beyaz çiçekli canavar otu)’nın, baklanın verimine, toprak üstü yaş-kuru ağırlığına ve kök kuru ağırlığına etkisi de saptanmıştır. Denemeler 2000 ve 2002 yıllarında Adana’da yürütülmüştür. Çalışmaların sonuçlarına gore, O. ramosa’nın domatesin verimi üzerine olumsuz etkisi önemli olarak bulunurken, domatesin kök kuru ağırlığına etkisinin olmadığı saptanmıştır. Bakla bitkileriyle yürütülen denemelerde ise Orobanche crenata’nın sürgün sayısına gore değişmekle birlikte baklanın verimine, toprak üstü yaş-kuru ağırlığına ve kök kuru ağırlığına önemli derecede olumsuz etkisinin olduğu tespit edilmiştir.In this study, the effect of Orobanche ramosa L. on yield and dry root weight of tomatoes were examined in pots under greenhouse conditions and the effect of different densities of O. crenata Forsk. on yield, biomass, dry weight and dry root weight of faba beans were examined in experiments carried out in a screenhouse. The experiments were conducted between 2000 and 2002 in Adana, Turkey. The results of the experiment showed that, while O. ramosa reduced the tomato yield considerably, it had no significant effect on the dry root weight. O. crenata, however, was observed to have a negative effect on all aspects of faba bean yield, biomass, dry weight and dry root weight relative to the densities of broomrape present

Allelopathic and bioherbicide effects of plant extracts on germination of some weed species [Bitki ekstraktlarinm bazi yabanciot türlerinin tohum çimlenmesine allelopatik ve biyoherbisit etkisi]

In this study, some plant species that had allelopathic effects and inhibited the germination of some weed species were investigated in Çukurova. The diluted extracts obtained from Eucalyptus camaldulensis Dehn, (red river gum), Juglans regia L. (walnut tree), Melia azedarach L. (chinaberry tree), Nerium oleander L. (common oleander), and Raphanus sativus L (garden radish), were applied the seeds of winter weeds such as Alopecurus myosuroides Huds. (blackgrass). Lactuca sativa L. (garden lettuce). Lolium multiflorum Lam. (Italian rye-grass) and Raphanus raphanistrum L. (wild radish) and summer Amaranthus retroflexus L. (red root), Digitaria sanguinalis (L.) Scop, (crab-grass), Portulaca oleracea L. (common purslane), Prosopis stephaniana Kunth. (mesquite). and Xanthium strumarium L. (cocklebur), Percentage of germination rate was evaluated by counting germinated weeds on the 3 th. 5th, 7 th. 14 th, 21 st and 28 th days of experiment. Diluted extracts of N. oleander and M. azedarach gave the best results among the species used in the experiment inhibited the seed germination of the weeds used in the experiment. Percentage of germination rates of particularly L. sativa and L. multiflorum were unexpectedly zero

Some new and effective methods against to weeds in vegetable production: mulch textile, brush weeder and push hoe

Bu çalışma, organik ve geleneksel sebze yetiştiriciliğinde sorun olan yabancı otlara karşı bazı fiziksel ve mekanik yöntemlerin etkisini belirlemek amacıyla 2008 ve 2009 yıllarında Adana ilinde yürütülmüştür. Bu çalışma ile yabancı otlara karşı malçlama (malç tekstili, mısır sapı malçı, yerfıstığı kabuğu malçı), çapalama (kültivatör, freze, el çapası, keser çapa) ve fırçalama (yatay dönen fırçalama aleti) uygulamalarının etkisi belirlenmiştir. Bu uygulamaların çoğu, ülkemizde veya dünyada ilk kez araştırılmıştır. Denemeler tesadüf blokları deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Mekanik uygulamalar 2 hafta arayla 3 kez uygulanmıştır. Yabancı ot sayımları uygulamalardan kısa süre önce yapılmıştır. Uygulamaların yabancı otlara etkisi, sıra arası sıra üzeri ve parsel genelinde belirlenmiştir. Ayrıca uygulamaların domates verimine etkisi de değerlendirilmiştir. Deneme tarlasındaki en baskın yabancı ot türleri; Sorghum halepense (L.) Pers., Cyperus rotundus L., Convolvulus arvensis L., Chrozophora tinctoria (L.) Rafin. ve Portulaca oleracea L. olarak ortaya çıkmıGtır. Değerlendirmeler sonucunda; uygulamaların tarladaki yabancı otlara etkisi bakımından en etkili uygulamanın malç tekstili olduğu, bu materyalde yabancı ot çıkışının hiç olmadığı ve bu yüzden bu uygulamanın tek başına yeterli kontrolü sağladığı belirlenmiştir. Sıra arasındaki en etkili uygulamalar sırasıyla malç tekstili, freze ve kültivatör iken sıra üzerindeki ve parsel genelindeki en etkili uygulama olan malç tekstilini, el çapası ve freze takip etmiştir. Domates verimi bakımından tüm uygulamaların artışa neden olduğu, en yüksek değerlerin el çapası, freze ve malç tekstili uygulamalarından elde edildiği belirlenmiştir. Malç tekstili sentetik malç materyallerine göre daha etkili, ekonomik ve avantajlı olması nedeniyle, bitkisel malç materyalleri maliyet gerektirmemesi nedeniyle, keser çapa el çapasına göre kullanımının kolay olması ve daha az işgücü gerektirmesi nedeniyle organik ve geleneksel tarım sistemlerinde sorun olan yabancı otların mücadelesinde tavsiye edilmektedir. Fırçalama ise özellikle tek yıllık yabancı otların sorun olduğu organik üretim alanlarındaki yabancı ot mücadelesinde uygulanabilecek bir yöntemdir.This study was conducted to determine the effect of some physical and mechanical against to weeds, problem in organic and traditional vegetable production, in Adana provinces of Turkey in the years 2008-2009. The effect of mulching (mulch textile, corn stalks mulch and peanut shell mulch), hoeing (hand hoe, push hoe, cultivator, rotary cultivator) and brushing (horizontal rotating brush weeder) were determined against to weeds with the study. Most of these applications were investigated first time in Turkey or the world. The experiments were designed according to randomized block design with four replications. Mechanical methods were applied at intervals of 2 weeks and three times. Weeds were calculated before the application of the methods. Annual and perennial weeds were calculated short time before the application of the methods. The effect of the applications on weeds were determined intra-row, inter-row and both spaces, also effectiveness on tomato yield was calculated. Dominant species identified in the trial area were; Sorghum halepense (L.) Pers., Cyperus rotundus L., Convolvulus arvensis L., Chrozophora tinctoria (L.) Rafin. and Portulaca oleracea L. As a result of the studies; mulch textile (geotextile) was the most effective application for overall weeds and no weeds arise on this material so it was provided sufficient control alone. The most effective applications were mulch textile, rotary cultivator and cultivator in inter-row area while hand hoeing and rotary cultivator were followed mulch textile, the most effective application, intra-row and both inter and intrarow areas. All applications caused an increase with respect to the tomato yield and the highest values were obtained by hand hoeing, rotary cultivator and mulch textile applications.The methods were recommended to control weeds trouble in organic and conventional farming systems; due to mulch textile is more efficient, economical and advantageous compared to other synthetic mulches; vegetable mulch materials are free or low cost and using of cut hoe is easy and need less labor than a classic hand hoe. Furthermore brushing is a method can be applicate especially for annual weeds in organic production

Studies on determination of thistle species in wheat fields in Çukurova Region and chemical control of milk thistle (Silybum marianum (L.) Gaertner)

Bu çalışmada, Çukurova Bölgesi buğday ekim alanlarında yapılan sürveyler sonucunda kangal türleri olarak Silybum marianum (L.) Gaertner (Meryem dikeni, Kangal) ve Carduus pycnocephalus L.(Saka dikeni, Kangal) saptanmıştır. Bu alanlarda S. marianum'un rastlama sıklığı % 35.4, C. pycnocephalus' un rastlama sıklığı ise % 11.4 olarak belirlenmiştir. Bu türlerden bölgemizde daha yoğun olduğu saptanan S. marianum' un kimyasal mücadelesi ile ilgili olarak altı farklı herbisitin etkinliği araştırılmış, sonuç olarak bunlardan Dicamba+ Triasulfuron, 2,4-D Amin ve Mesosulfuron methyl + Iodosulfuron methyl sodium etkili maddeü herbisitler yüksek etkili; Tribenuron methyl, Thifensulfuron methyl + Tribenuron methyl ve Flumetsulam + Florasulam etkili maddeli herbisitler ise düşük etkili bulunmuştur.In this study according to results of surveys performed in wheat fields in Çukurova region, Silybum marianum (L.) Gaertner (Milk thistle) and Carduus pynocephalus L. (Italian thistle) were identified as thistles, frequency of S. marianum and C. pynocephalus were found 35.4 % and 11.4 % respectively. Besides, the effect of different six herbicides on chemical control of Silybum marianum (L.) Gaertner (Milk thistle) was investigated. Results of the study show that effects of Dicamba+ Triasulfuron, 2,4-D Amin and Mesosulfuron methyl +Iodosulfuron methyl sodium were high degree and Tribenuron methyl, Thifensulfuron methyl+Tribenuron methyl and Flumetsulam+Florasulam were low degree

Effect of solarization on weeds in greenhouse tomatoes and tomato yield in East Mediterranean region of Turkey

Sera domatesi üretiminde yabancı otlar nedeniyle önemli derecede verim kayıpları olabilmektedir. Bu çalışma, solarizasyon uygulamasının yabancı otlara ve domates verimine etkisini belirlemek amacıyla Türkiye’nin Adana İli’ndeki 2 farklı domates serasında 2007-2008 yılları arasında yürütülmüştür. Çalışmanın yürütüldüğü her iki serada da 2007 yılının Ağustos - Eylül aylarında toprağın yarısı 0.025 mm kalınlığında şeffaf polietilen örtü ile kapatılarak 8 hafta süreyle solarizasyon yapılmıştır, 2008 yılında ise solarizasyon yapılan parsellerdeki yabancı ot sayısı ve domates verimi solarizasyon yapılmayan parseller ile kıyaslanarak bu uygulamanın genel yabancı otlara, deneme alanındaki bazı önemli yabancı ot türlerine ve domates verimine etkileri belirlenmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda; iki farklı serada solarizasyon uygulamasının 5 cm derinliğindeki toprak sıcaklığını 10oC ’nin üzerinde (13-14oC) artırdığı ve bu uygulama ile 50oC ’nin üzerinde (51-53oC) sıcaklığa ulaşıldığı belirlenmiştir. Çalışma sonucunda solarizasyonun genel yabancı otlara etkisi %42 olarak ortaya çıkmıştır. Çalışmanın yürütüldüğü seralarda görülen en önemli yabancı ot türleri; Topalak (Cyperus rotundus L.), Yapışkan otu (Setaria verticillata (L.) P. Beauv.), Melez horoz ibiği (Amaranthus hybridus L.) ve Mavi çiçekli canavar otu (Phelipanche ramosa L.) olmuştur. Solarizasyonun yabancı ot türlerine etkisi ile ilgili olarak; bu uygulama S. verticillata, A. hybridus ve P. ramosa türlerine karşı sırasıyla %92, 90 ve 97 oranında etkili bulunurken, C. rotundus türüne karşı etkisiz bulunmuştur ve bu uygulamanın domates verimini %24-27 oranında artırdığı belirlenmiştir. Sonuç olarak uygulanan 8 haftalık solarizasyonun tek yıllık pekçok yabancı ot türünü ve parazit yabancı otlardan canavar otunu kontrol etmede başarılı olduğu kanaatine varılmıştır. Bu sonuçlara göre bu yabancı ot türlerinin sorun olduğu üretim alanlarında, organik tarıma uygun bu yöntem tavsiye edilmektedir.Severe yield losses can be occurred by infestation of weeds in tomato cultivation. This study was carried out to determine the effect of solarization against weeds and tomato yield in two different tomato greenhouses in Adana province of Turkey between the years 2007- 2008. Solarization was performed by using transparent polyethylene cover (0.025 mm thickness) for a period of 8 weeks during August and September 2007 in two greenhouses. To investigate the effect of this application on weeds; the number of weeds and tomato yield were compared with non-solarized plot in this study. It was found out that solarization treatment increased maximum soil temperature more than 10 oC (13-14 oC) at 5 cm depth of soil and a temperature more than 50 oC (51-53 oC) was reached for 8 weeks in two greenhouses. As a result of the study, effect of solarization on general weed densities was determined as 42%. Common weeds in the greenhouses were Purple nutsedge (Cyperus rotundus L.), Bristly foxtail (Setaria verticillata (L.) P. Beauv.), Smooth pigweed (Amaranthus hybridus L.) and Branched broomrape (Phelipanche ramosa L.). Solarization has found to be effective to S. verticillata, A. hybridus and P. ramosa at the rate of 92, 90 and 97%, respectively, opposite to C. rotundus which it had no effect on this weed, and tomato yield was increased 24-27% in solarization treatment compared with the non-solarized treatment. As result, solarization for 8 weeks reduced amount of many annual weeds including a parasite weed species, Phelipanche ramosa, and increased crop yields. Based on these results, soil solarization can be recommended to control of some weed species in greenhouse areas