60 research outputs found

    Comorbid Conditions in Child and Adolescent Patients Diagnosed with Attention Deficit/Hyperactivity Disorder

    Get PDF
    Attention deficit/hyperactivity disorder (ADHD) is one of the most common childhood psychiatric disorders. The worldwide prevalence of ADHD in children has been reported at 4-7%. Numerous population- and clinical-based studies have reported that more than half of cases of ADHD have at least one psychiatric comorbidity. The presence of psychiatric comorbidities complicates the diagnosis, treatment, and prognosis of ADHD; thus, diagnosis of comorbidities is of great importance. Possible comorbidities should therefore be investigated in cases diagnosed with ADHD before treatment planning

    Dynamic modality category in Uzbek Turkish

    Get PDF
    Bir isim ile bir yardımcı fiilin ya da iki ayrı fiilin farklı bir kavramı karşılamak üzere bir araya gelmesiyle oluşan birleşik fiiller Türkçenin her döneminde karşımıza çıkmıştır. Birleşik fiiller içerisinde değerlendirilen yeterlilik fiili de gerek işlevi gerekse kullanılış özellikleri bakımından Türkoloji dünyasında üzerinde önemle durulan konulardan biri olmuştur. Türk yazı dilinin ilk dönemlerinden itibaren görülen ve fiilde belirtilen oluş veya kılışın mümkün veya muhtemel olup olmadığını gösteren yeterliliğin ifadesi Türkçede sadece yeterlilik fiiliyle değil, bu fiilin dışında kalan farklı söz dizimsel yapılarla da karşılanmıştır. Çağatay Türkçesinin günümüz mirasçılarından biri olarak kabul edilen ve Türkoloji araştırmaları içerisinde özellikli bir yere sahip olan Özbek Türkçesi de birleşik fiiller, özellikle de tasvirî yardımcı fiiller bakımından oldukça zengin bir yazı dili konumundadır. Özbek Türkçesinde yeterlilik ifadesi ol- “almak”, bo’l- “olmak”, bil- “bilmek”, yet- “yetmek” tasvir fiilleri ve mumkin “mümkün”, mayli “pekiyi, tamam, olur”, kerak “gerek” gibi isimlerle kurulmuş söz dizimsel yapılarla karşılanmaktadır. Çalışmamızda iktidar, imkân, olasılık, izin, yasak gibi anlamları ifade eden ve yeterlilik kategorisi içerisinde değerlendirilen bu yapılar üzerinde durulmuş, Özbek Türkçesiyle yazılmış eserlerden tespit edilen örnekler doğrultusunda, bu söz dizimsel yapılar, fonetik özellikleri, kullanılış şekilleri ve işlevleri bakımından incelenmiştir.Compound verbs formed with the compounding of a noun and an auxiliary verb or two different verbs to meet a different concept are seen in every term of Turkish language. Potential verb takes place in the structures which are called compound verbs and it has been one of the most important topics in Turcology in terms of both its function and usage characteristics. Observed since the early periods of written Turkish language, dynamic modality demonstrate the possibility or capacity of the action or the process observed in the verb. The possibility modal is expressed not merely by the use of the morphological form, but also by the syntactic structure of other forms. Uzbek Turkish which is the contemporary heirs of Chagatai Turkish and having a special place in Turcology research is a rich literary language in terms of compound verbs especially descriptive verbs. They are stated in Uzbek Turkish with descriptive verbs such as ol- “to take”, bol- “to be”, bil- “to be able”, yet- “to be enough” and syntactic structures formed with nouns such as mumkin “possible”, mayli “alright, ok, sure” and kerak “necessary”. This study deals with these structures which are classified in dynamic modality category and mean competence, possibility, probability, permission, and prohibition. In accordance with examples determined from the works written in Uzbek Turkish; this syntactic structures phonetic features, usage types and functions are also studied

    Syntactic and semantic view of dative case suffix in chaghatai Turkish

    Get PDF
    Dünyayı algılayış biçimimiz, zihnin süzgecinden geçtikten sonra dil ile somut hâle gelir. Duygu ve düşüncelerin ifadesi, dili oluşturan birimlerin söz dizimi kurallarına göre bir araya gelerek birbirleriyle etkileşimleri sonucu gerçekleşir. Ancak sınırlı sayıdaki dil birimlerinin sınırsız sayıdaki duygu ve düşünceleri ifade edebilmesinin imkânsızlığı, dil birimlerine birden fazla işlev yükleme zorunluluğunu ortaya çıkarır. Dilin çok işlevli birimlerinden biri de eklerdir. Ekler, kelimeler arasında kurdukları söz dizimsel ve anlam bilimsel ilişkilerle kelime grubu ve cümle biçiminde söz dizimsel yapıların oluşmasını sağlayan dil birimleridir. Türkçenin işlevsel dil birimlerinden olan hâl ekleri, isimlerle diğer kelimeler arasında bağlantı kurarak zaten tek başlarına bir anlam alanına sahip olan isimlerin aynı zamanda söz diziminin de bir parçası olmalarını sağlar. Hâl eklerinden biri olan yönelme hâli eki de temel işlevi olan yönelme, yaklaşma, yön bildirme işlevinin yanı sıra zaman, sebep, amaç, istek vb. anlam ilgileriyle sonuna geldiği kelimelerin cümlede söz dizimsel görevler üstlenmesini yani cümlenin yönetici ögesine bağlı bir tamlayıcı ögesi olmasını sağlar. Bu doğrultuda yönelme hâli ekinin Çağatay Türkçesindeki söz dizimsel ve anlam bilimsel işlevlerini tespit etmek amacıyla hazırlanan bu çalışmada, ekin anlam bilimsel işlevleri, kurduğu söz dizimsel yapılar doğrultusunda incelenmeye çalışılmıştır. Çağatay Türkçesiyle yazılmış eserlerde yönelme hâli ekinin başlıca görevi; isimleri, isim, fiil ve edat türünden kelimelere bağlayarak söz dizimsel görevler üstlenmesini yani cümlenin veya kelime grubunun zorunlu veya seçimlik bir ögesi olmasını sağlamaktır. Yönelme hâli eki, bu dönem eserlerinde yer, yön, yönelme bildiren, yaklaşma ifade eden temel işlevinin yanı sıra kelimeler arasında amaç, sebep, durum, zaman, içinlik, mahsusluk, mensupluk, görelik, değer, bedel, karşılık, üstünlük, karşılaştırma, vasıta, zamanda ve mekânda sınırlama, bulunma, çıkma gibi türlü anlam ilgileri oluşturmuştur. Ek, bu işlevlerini kimi zaman bağlandığı köre, ḳarşu, tėgrü, dėgin, dėginçe, tėgi vb. edatlarla birlikte yerine getirmiştir

    Functions of the suffix –(y)a in old anatolian Turkish within the framework of functional and dependency grammar theories: The example of divan of Yunus Emre

    Get PDF
    Dilde niyet, istek, olasılık, yeterlilik, gereklilik vb. ifadelerin alıcıya ulaşmasını sağlamakla görevli çeşitli birimler bulunmaktadır. Dildeki bu birimlerden biri de -(y)A ekidir. Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde temel işlevi istek bildirmek olan -(y)A ekinin bu işlevi dışında gereklilik, yeterlilik, şart, zaman, amaç, durum gibi farklı anlam alanlarını karşılayacak biçimde kullanıldığı görülmüştür. Bu doğrultuda elinizdeki çalışma, -(y)A ekinin Yunus Emre Divanı’ndaki işlevlerini tespit etmek amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada işlevsel dil bilgisi kuramının “dildeki her birimin birden fazla işlevi olabilir” ve bağımsal dil bilgisi kuramının “cümleyi fiil yönetir” ilkelerinden hareketle ekin işlevleri ana cümle ve bağımlı cümle yöneticisi olarak iki ayrı başlık altında ele alınmıştır.There are various units in the language which are responsible for ensuring that expressions such as intention, desire, possibility, adequacy and necessity reach the receiver. One of these units in the language is the suffix -(y)A. It has been observed that -(y)A suffix, whose main function is to express request in Old Anatolian Turkish texts, is used to meet different meaning areas such as necessity, adequacy, condition, time, purpose, and situation. Accordingly, this study was designated to determine the functions of -(y)A suffix in Divan of Yunus Emre. In the study, based on the principles of functional grammar theory suggesting that “each unit in a language can have more than one function”, and of dependency grammar theory suggesting that “the verb directs the sentence”, functions of the suffix are discussed under two separate titles as being the executive of main clause and the executive of subordinate clause

    Türkiye'de Bahçe Bitkileri Konusunda Organik Üretime Yönelik Yapılan Ar-Ge Çalışmalarının Etki Değerlemesi I Organik Bahçe Bitkileri Konusunda Yapılmış Tagem Destekli Dört Ar-Ge Çalışmasının Etki Değerlemesi

    Get PDF
    Türkiye'de organik tarım konusunda yürütülen araştırma çalışmaları iki farklı yöntem izlemiştir. Araştırma faaliyetlerinin bir kısmı araştırma enstitülerinin kendi arazisinde yürütülürken, bir kısmı ise üretici bahçelerinde yürütülmektedir. Bu projede, enstitü bahçesinde ve üretici bahçesinde yürütülen dört farklı araştırma projesinin makro ve mikro etkilerinin, bu etkilerin ortaya çıkmasında yer alan yayım kanalları ile ihtiyaç duyulan Ar-Ge çalışmaları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu projelerde ele alınan türlerin organik yetiştiriciliğinin yapıldığı ve araştırmaların yürütüldüğü üretici bahçelerinin olduğu illerde (Aydın, Bursa, Konya, Manisa) çok tabakalı gayeli örnekleme ile belirlenen örnek hacmine göre üreticilerle anket yolu ile veriler toplanmıştır. Ayrıca, işleyici/ihracatçı firmalar, sözü geçen illerdeki Tarım İl Müdürlüğü Organik Tarım Timleri, organik tarım araştırmaları yapan araştırma enstitülerinden elde edilen birincil veriler ile, organik ürün fiyatları, organik tarım politikaları ve benzeri ikincil veriler araştırmada materyal olarak kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, brüt kar, iç karlılık oranı, fayda/masraf oranı gibi ekonomik analizler kullanılmıştır

    COVID-19 vaccine hesitancy and Its relationship with illness risk perceptions, affect, worry, and public trust: An online serial cross-sectional survey from Turkey

    Get PDF
    Objective: A better understanding of public attitudes towards vaccination and recognition of associated factors with vaccine hesitancy or refusal is important regarding the control of the pandemic. Our aim was to analyze the public's attitudes toward COVID-19 vaccines and to identify factors affecting them. Materials and Methods: Data were drawn from the Turkish COVID-19 Snapshot Monitoring, between July-December 2020, a serial online cross-sectional survey. The sample comprised 3888 adult respondents. Attitudes to vaccines and trust were investigated in 3 periods corresponding to the timeline of pandemic-related events in Turkey. Results: In the third period of our study, in parallel with the increase in the spread of COVID-19, vaccine hesitancy/refusal increased significantly from 43.9% to 58.9% (P < .001). The significant predictors of vaccine refusal were female gender, being elder, and conspiracy thinking. Having a chronic illness, worrying more about loved ones and the health system being overloaded were significant predictors of vaccine willingness. Less compliance with preventive measures, less knowledge of prevention, reduced risk perception, and higher perception of media hype were COVID-19 variables that correlated with vaccine refusal. Trust in the Ministry of Health and medical professional organizations (e.g., Turkish Medical Association) was the lowest in the third period and vaccine refusal was significantly related to the decreased trust (P < .001, P = .002). Conclusion: Most respondents (approximately 60%) refused or hesitated to get a COVID-19 vaccine, though acceptability should be monitored when a vaccine becomes available. Health authorities should consider public trust, risk perception, and behavioral factors to improve COVID-19 vaccine acceptability

    Behaviors and pandemic-related knowledge, perceptions, worry content, and public trust in a Turkish sample

    Get PDF
    Background: This study aimed to explore the effect of knowledge, COVID-19-related perceptions, and public trust on protective behaviors in Turkish people. Methods: Data were collected from an online survey (Turkish COVID-19 Snapshot Monitoring) conducted between July 2020 and January 2021. The recommended protective behaviors (hand cleaning, wearing a face mask, and physical distancing) to prevent COVID-19 were examined. The impacts of the following variables on protective behaviors were investigated using logistic regression analysis: knowledge, cognitive and affective risk perception, pandemic-related worry content, public trust, conspiracy thinking, and COVID-19 vaccine willingness. Results: Out of a total of 4210 adult respondents, 13.8% reported nonadherence to protection behavior, and 86.2% reported full adherence. Males and young (aged 18–30 years) people tend to show less adherence. Perceived self-efficacy, susceptibility, and correct knowledge were positively related to more adherence to protective behavior. Perceptual and emotional factors explaining protective behavior were perceived proximity, stress level, and worrying about the relatives who depended on them. Trust in health professionals and vaccine willingness were positive predictors, while conspiracy thinking and acquiring less information (<2, daily) were negative predictors. Unexpectedly, trust in the Ministry of Health showed a weak but negative association with protection behavior. Conclusions: Perceived stress, altruistic worries, and public trust seem to shape protection behaviors in addition to individuals’ knowledge and cognitive risk perception in respondents. Males and young people may have a greater risk for nonadherence. Reliable, transparent, and culture-specific health communication that considers these issues is required

    Structure with Participle in Uzbek Turkish

    Get PDF
    Türkçede temel cümleye bağlı yan cümle konumundaki fiilimsili yapılar, bir fiilimsi ve bu fiilimsinin yönetim alanında bulunan söz ya da söz öbeklerinden meydana gelir. Bağlı olduğu temel cümlenin yüklemini zaman, yer, durum, vasıta vb. bakımlardan tamamlayan bu yapılar, Türkçenin söz diziminde önemli bir yer tutarlar. Çalışmanın asıl konusunu oluşturan sıfat-fiilli yapılar da bir sıfat-fiil ve bu sıfat-fiili türlü yönlerden tamamlayan sözlerden meydana gelmiştir. Bu tür yapılarda sıfat-fiil, bir yandan kurduğu yan cümlenin yüklemi olma görevini üstlenirken bir yandan da nitelediği öge ile birlikte bağlı olduğu temel cümlede çeşitli roller üstlenir. Bu kapsamda çalışmamızda Chomsky’nin üretici-dönüşümsel dilbilgisi ile yönetim ve bağlama kuramlarındaki derin yapı ve yüzey yapı kavramlarından hareket edilerek Özbek Türkçesindeki sıfat-fiilli yapılar biçimsel ve işlevsel özellikleriyle incelenmeye çalışılmıştır. Derin yapıdaki basit yapılı bir cümlenin, dönüşümler yoluyla yüzey yapıya yansımış yeni şekli olduğu kabul edilen bu yapılar, sıfatfiilin nitelediği ögenin derin yapıdayken özne ya da tümleç (nesne, yer tamlayıcısı, zarf) olmasına bağlı olarak tümleç sıfat-fiilli yapılar ve özne sıfat-fiilli yapılar şeklinde ikiye ayrılmıştır. Ayrıca nitelediği ögenin düşmesiyle bu ögedeki çekim eklerini üzerine alarak adlaşan sıfat-fiillerin kurduğu yapılar da adlaşmış sıfat-fiilli yapılar şeklinde üçüncü bir tür olarak değerlendirilmiştir.Having the characteristic of dependent clause of the main clause, gerundial structures in Turkish consist of a gerundial and phrases or phrase groups which are under the control of this gerundial. Complementing the verb of the main sentence in terms of time, place, state, instrument etc., these structures have an important place in the syntax of Turkish. Being the main topic of the study, structures with participles consist of a participle and phrases which complement this participle in terms of various aspects. In such structures, while the participle is the verb of the dependent clause that it creates, it also undertakes various roles in the main sentence that it is dependent on with the component it describes. Within this scope, in our study, the structural and functional features of the structures with participles in Uzbek Language are attempted to be analyzed by considering the deep structure and surface structure concepts of Chomsky’s transformational generative grammar and management and contextualization theories. These structures, which are assumed to be the new form of a simple structured sentence reflected in the surface structure through transformations, are divided into two categories as being structures with object participles and structures with subject participles depending on the fact that the unit described by the participle is the subject or the object (object, complement, adverb) of the deep structure. In addition, structures created by participles which have become noun by taking inflectional suffixes of the unit which is lost are evaluated as a third type as being structures with nominalized participles

    Mukîmî

    Get PDF

    The polysemic structure of the word ḳatıġ in historical Turkish dialects

    Get PDF
    Sahip olduğu kavramlar ve bu kavramların anlatımında tutulan yol bakımından doğaya bağlı bir dil olan Türkçe, anlatım gücünü de daha çok doğadan almaktadır. Canlı ve güçlü bir anlatıma sahip olan Türkçenin söz varlığı bu açıdan incelendiğinde insandan doğaya, doğadan insana, doğadan doğaya gibi aktarmalarla ortaya çıkan kelime veya kelime gruplarının varlığı dikkat çekmektedir. Dilin temel niteliklerinden sayılan aktarmalar, çok anlamlılık denilen dil hadisesinin de başlıca sebeplerinden biridir. Çok anlamlılık kelimelerin, çeşitli aktarmalar ve anlam genişlemeleri sonucu temel anlamlarıyla ilişkili yeni anlamlar kazanıp birden çok kavramı yansıtır hâle gelmesidir. Kelimelerin kazandığı yeni anlamların tespiti, metinlerin özellikle de tarihî metinlerin doğru olarak anlamlandırılması ve anlam derinliğinin ortaya çıkarılmasında büyük önem taşır. Tespit edilen her yeni anlam, anlam bulanıklığını ortadan kaldırır. Çok anlamlılık, dilin işlenmişliği ve söz varlığı açısından ulaştığı seviyeyi yansıtması bakımından da önemlidir. Bu doğrultuda çalışmamızda Türkçenin tarihî metinlerinde yaygın olarak görülen ḳatıġ kelimesinin çok anlamlı yapısı üzerinde durulmuştur.Connected to nature in terms of its concepts and paths expressing these concepts, Turkish language takes its expression power rather from nature. Turkish has a vivid and strong expression, and an analysis of Turkish vocabulary in this respect demonstrates the existence of words or phrases which derived from metonymies such as “from man to nature”, “from nature to man”, and “from nature to nature”. Metonymies, a fundamental quality of languages, is one of the primary causes for the literary element called polysemy. Polysemy means that words acquire new meanings associated with their original meaning, through various metonymies and extensions, and become polysemic. The identification of newly acquired meanings of words is of great importance for discovery of deeper meanings in and correct interpretation of texts, especially historical ones. The identification of each new meaning clears any blurs in interpretation. Polysemy is also significant as it shows the advancement level of a language and its richness in vocabulary. In this respect, this study deals with polysemic structure of “ḳatıġ”, a word common in the historical Turkish texts
    corecore