3 research outputs found

    The attitude towards tetanus and determination of clostridium tetani antibody levels in health service staff

    No full text
    Bu çalışma, hastalık ve korunma yolları konusunda bilinçli olduğu ve bunun gereklerini yerine getirdiği varsayılan sağlık çalışanları arasında tetanoza yaklaşımı ve koruyucu antikor düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya 53 doktor, 60 hemşire 31 sağlık teknisyeni, ve 30 yardımcı sağlık personeli alınmıştır. Çalışmaya katılanlara bir anket uygulandıktan serum antitoksin düzeyleri ELISA ile ölçülmüştür. Tetanozdan korunma yöntemi olarak en fazla (%55) yara temizliği ve aşılama yanıtı verilmiştir. Çalışmaya alınanların %58'inin son 10 yıl içinde tetanoz aşılarını yaptırdıkları ve bu grubun daha çok doktor ve hemşirelerden oluştuğu saptanmıştır. Kadınlarda aşı olma oranının daha yüksek olduğu, tüm gruplarda yaş ilerledikçe aşı olma oranının azaldığı görülmüştür. Çalışmaya alınanların % 53'ünde tetanoz antitoksin düzeyi 1 IU/ml ve üzerinde, %21'inde ise 0.1 IU/ml'den daha düşük bulunmuştur. Yaş ilerledikçe antitoksin fitresinin düştüğü saptanmıştır. Doktor ve hemşire grubunda tetanoz antikor titre ortalamasının diğerlerinden anlamlı olarak yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, hastalık konusunda daha bilinçli olmanın daha düzenli aşılamayı ve daha yüksek antitoksin düzeyi ile birlikte daha iyi korunmayı sağladığı, ancak erişkin aşılanmasına daha fazla önem verilmesi gerektiğini göstermektedir.The aim of this study was to determine the approach to tetanus prevention and also the tetanus antibody levels in health care workers. The study group consisted of 174 people: 53 doctors, 60 nurses, 31 laboratory technicians and 30 health employees. Tetanus antibody levels were determined by ELISA after a questionaire was filled by the health care workers. In terms of tetanus protection methods; with 55% wound care + vaccination was the highest choice of response. When the vaccination times were examined, 58% of the participants, mostly doctors and nurses, reported that they had been vaccinated in the last ten years. The rate of vaccination in women was found higher (89%) than in men (73%), and with increasing age, the rate of being vaccinated decreased. Antibody liters were less than 0.1 IU/ml in 21% of the study group. The antibody titer levels were found to decline with age. Antibody liter levels were higher in doctors and nurses than in other groups of health personnel. In conclusion, this study showed that education is an important factor for protection against tetanus. However, declining antibody titers with age emphasizes the importance of adult vaccination

    Türkiye’de nonvalvüler atriyum fibrilasyonlu hastalarda vitamin K antagonisti ve yeni oral antikoagülan kullanımı uygulamalarını değerlendirmek için epidemiyolojik çalışma - AFTER*-2 çalışması dizaynı

    Get PDF
    Amaç: Atriyum fibrilasyonu (AF) önlenebilir iskemik inmenin en sık nedenlerinden biri olup artmış kardiyovasküler morbidite ve mortaliteyle ilişkilidir. Ülkemizde yeni oral antikoagülan kullanım sıklığı, vitamin K antagonisti kullanan hastalarda Uluslararası Düzeltme Oranı’nın (INR) etkin düzeyde kalma oranı ve AF tedavi yönetimi ile ilgili büyük bir çalışma mevcut değildir. Bu çok merkezli çalışmada amacımız nonvalvüler AF hastalarında epidemiyolojik verilerin analizi, takibi ve değerlendirilmesidir. Çalışma planı: Kırk iki merkezden elektrokardiyografisinde en az bir defa AF atağı tespit edilmiş ardışık 4100 erişkin hasta çalışmaya alınacaktır. Romatizmal mitral darlığı ve protez kapak hastalığı olan AF hastaları çalışmaya alınmayacaktır. Hastalar birinci yılın sonunda majör kardiyak sonlanım noktaları (ölüm, geçici iskemik atak, inme, sistemik tromboembolizm, majör kanama ve hastane yatışı) açısından değerlendirilecektir. Bulgular: İlk sonuçlar Haziran 2015 yılında bekleniyor. Majör kardiyak sonlanım noktaları açısından veriler Ocak 2016’da elde edilecektir. Sonuç: AFTER-2 çalışması ile ülkemizdeki non-valvüler AF hastalarının oral antikoagülan tedavi kullanım sıklığı ve çeşidi, varfarin alan hastalarda etkin INR düzeylerinde kalma oranı ve benimsenen tedavi yönetimi belirlenecektir. Ayrıca, ülkemizde AF’li hastalarda majör istenmeyen olay sıklığı ve bu olayların bağımsız belirteçleri de ortaya çıkarılacaktır (AFTER-2 Study ClinicalTrials.gov number, NCT02354456). Anahtar Kelimeler: Antikoagülan ilaç; atriyum fibrilasyonu/epidemiyoloji; ilaç kullanımı; elektrokardiyografi; uluslararası düzeltme oranı; varfarin.Objectives: Atrial fibrillation (AF) is one of the most common causes opreventable ischemic stroke and is related to increased cardiovasculamorbidity and mortality. There is a lack of data in Turkey on the use onew oral anticoagulants (NOACs), and time in therapeutic INR range (TTR) in vitamin K antagonist users and AF management modalityIn this multi-center trial, we aimed to analyze, follow and evaluate the epidemiological data in non-valvular AF patients. Study design: Four thousand one hundred consecutive adulpatients from 42 centers with at least one AF attack identified on electrocardiography will be included in the study. Patients with rheumatic mitral valve stenosis and prosthetic valve disease will be excluded from the study. At the end of one year, the patients will be evaluated in terms of major cardiac end points (death, transient ischemic attack, strokesystemic thromboembolism, major bleeding and hospitalization). Results: First results are expected in June 2015. Data about majocardiovascular end-points will be available in January 2016. Conclusion: The rates and kind of oral anticoagulant use, TTR in vitamin K antagonist users and main management modality applied in non-valvular AF patients will be determined by AFTER-2 studyIn addition, the rate of major adverse events (MACEs) and the independent predictors of these MACEs will be detected (AFTER-2 Study ClinicalTrials.gov number, NCT02354456.)

    Mihmanlı’nın MİDE KANSERİ VE CERRAHİ TEDAVİSİ’’ 3. Baskı

    No full text
    corecore