19 research outputs found

    Physiological Function of Melatonin

    No full text
    Melatonin pineal bez tarafından salgılanan ve gece-gündüz ritmini düzenlemekle görevli olan bir hormon olup, 1991 yılında antloksldan etkilerinin varlığı gösterilmiştir. Melatoninin pineal ekstrelerde izolasyonundan sonra, fotoperiyodizm, puberte ve uyku gibi pek çok fizyolojik ve patolojik durumda rolü araştırılmıştır. Amfofilik yapısı ve küçük moleküllü olması nedeniyle organizmada yaygın dağılım gösterir, hücresel kompartmanlara kolayca girer. Güçlü antloksldan özelliği olan bu doğal bileşik İn vltro ve İn vlvo güçlü bir sitostatik ajandır. Melatoninin etkinliği; oküler hastalıklarda, diyabette, romatold artrltte, flbromyaljlde, kronik yorgunluk sendromunda, enfeksiyon hastalıklarında, nörolojik hastalıklarda, uyku bozukluklarında, yaşlanmada ve depresyonda gösterilmiştir. Bu derlemede melatoninin farmakoklnetlk özellikleri İle fizyolojik ve farmakolojik etkileri özetlenmiştir.Melatonin; secreted from the pineal gland. Is an endojen hormone that Is responsible for regulation of the light-dark cycle and which antioxidant effects have been shown firstly In 1991. Following Its Isolation from pineal extracts, the role of me¬latonin In many pyslologlcal and pathological events like photoperlodlsm, puberty and sleep has been Investigated. Me¬latonin Is ubiquitously distributed and because of Its small size and amphiphilic nature. It Is able to reach easily all cellular and subcellular compartments. It Is a natural occurring compound with well-known antioxidant properties and has been proven as a powerful cytostatic drug In vitro as well as In vivo.The efficacy of melatonin has been assessed as a treatment of ocular diseases, blood diseases, gastrointestinal tract diseases, cardiovascular diseases, diabetes, rheumatoid arthritis, fibromyalgia, chronic fatigue syndrome. Infectious diseases, neurological diseases, sleep disturbances, aging and depres¬sion. This review summarizes the pharmacokinetic properties and physiologic and pharmacological effects of melatonin

    Determination Of The Effect Of Melatonin/Kisspeptin Interaction On Puberty Age And Hormones Responsible For Ovulation In Female Rats In Prepubertal Period

    No full text
    Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu Tarafından 12.SAĞ.BİL.04 Proje Numarası Ile Desteklenmiştir.Bu araştırmanın amacı, prepubertal dönemde pinealektomili dişi sıçanlarda melatonin/kisspeptin etkileşiminin puberta yaşı ile ovulasyonda görevli hormonlar üzerine etkisini incelemektir. Araştırmada; pubertaya ulaşmamış, 25 günlük yaşta ve 60-80 gram canlı ağırlıkta, 126 adet dişi Wistar albino sıçan kullanıldı. Çalışma süresince hayvanlar 12 saat aydınlık ve 12 saat karanlık ortamda, oda sıcaklığında (20-24°C) tutularak, ticari pelet sıçan yemi ve normal çeşme suyu ile ad libitum beslendi. Sıçanların 108'ine pinealektomi, 18'ine ise sham pinealektomi operasyonu gerçekleştirildi. Sıçanlar 29 günlük yaşa ulaştığında ağırlıkları kayıt altına alınarak her bir grupta 18 sıçan olacak şekilde 7 gruba ayrıldı. Gruplar; kontrol (Sham), pinealektomi (PE), melatonin (PE+M), kisspeptin (PE+Kiss), kisspeptin antagonisti (PE+KissA), melatonin + kisspeptin (PE+M+Kiss) ve melatonin + kisspeptin antagonisti (PE+M+KissA) olacak şekilde oluşturuldu. Sham ve PE gruplarına 0,1 ml/24 h intraperitonal serum fizyolojik; PE+M grubuna günlük 0,5 mg/kg subkutan melatonin; PE+Kiss grubuna günlük 1 µg/kg intraperitonal kisspeptin, PE+KissA grubuna günlük 1 µg/kg intraperitonal kisspeptin antagonisti uygulandı. Tüm gruplarda enjeksiyonlar 21:00-23:00 saatleri arasında yapıldı. Hormon uygulamaları her gruptan 6 sıçan olacak şekilde (PE ve Sham hariç) 30 sıçana prepubertal 33. güne kadar; 30 sıçana siklus başlangıcından sonraki ilk foliküler döneme kadar; 30 sıçana ise siklus başlangıcından sonraki ilk luteal döneme kadar sürdürüldü. Sıçanlara 12 saatte bir vajinal açıklık kontrolü yapılırken, 33 günlük yaşta vajinal açıklık oluşmamış sıçanların her gruptan 6 adeti alınarak son hormon uygulamasını takiben 20. dakikada genel anestezi altında kalplerinden kan alınarak ötenazileri sağlandı. Vajinal açıklık kontrolü ile vajinal açıklığın oluştuğu gün kayıt altına alınırken, 12 saatte bir olacak şekilde vajinal yıkama yöntemiyle östrus takibi yapıldı. Vajinal yıkamanın kontrolünün yapılması için alınan kanlarda progesteron düzeyi belirlendi. Foliküler ve luteal dönemde bulunan tüm grupların her birinden altı sıçana son enjeksiyon uygulamalarının 20. dakikasını takiben kalplerinden kan alınarak ötenazi gerçekleştirildi. Araştırmada prepubertal 33. günde, melatonin uygulamasının pinealektomi (PE) grubuna kıyasla vajinal açıklık ile siklus görülme yaşını geciktirdiği, serum GnRH ve FSH düzeylerini azalttığı görülmüştür. Kisspeptin uygulaması ise tersine, Sham ve PE gruplarına göre vajinal açıklık yaşı ile siklus başlangıç yaşını kısaltırken, serum GnRH ve LH düzeylerini artırmıştır. Aynı zamanda prepubertal dönemde (33. gün); kisspeptinin, melatonin tarafından geciktirilmiş vajinal açıklık ile siklus başlangıç yaşını kısalttığı, aynı şekilde azalmış GnRH ve LH düzeylerini yükselttiği tespit edilmiştir. Ayrıca araştırmada; kisspeptin antagonisti, PE grubuna göre siklus başlangıç yaşını düşürürken, prepubertal 33. gün GnRH ve FSH düzeylerini de PE ve Sham grubuna göre azaltmıştır. Foliküler dönemde ise; kisspeptin uygulanan PE+Kiss ve PE+M+Kiss gruplarında diğer gruplara göre serum GnRH ve LH düzeyleri daha yüksek belirlenmiştir. Sonuç olarak; melatoninin GnRH ve FSH’ı baskılayarak pubertaya erişme süresi üzerindeki olumsuz etkisini kisspeptinin önlediği belirlenmiştir. Kisspeptinin aynı zamanda foliküler dönemde LH salınımını uyararak ovulasyonda görev aldığı görülmekle beraber; gerek pinealektomi operasyonunun yapıldığı yaş gerekse melatonin ve kisspeptinin uygulama doz, süre ve şekline bağlı olarak sonuçların değişebileceği düşünülmektedir.The aim of this study is to examine the effect of melatonin/kisspeptin interaction on puberty age and hormones responsible for ovulation in pinealectomized female rats in prepubertal period. In the study, 126 female Wistar albino rats at the age of 25 days with 60-80 grams of live weight were used. During the study, animals were kept at 12 hours light and 12 hour dark at room temperature (20-24°C), and fed ad libitum with commercial pelleted rat chow and regular tap water. Pinealectomy operation was performed to 108 of the rats and sham pinealectomy operation was performed to 18 of the rats. The weights of the rats were taken under record when they reached to 29 days of age and divided into 7 groups so that each group consists of 18 rats. Groups were created as; control (Sham), pinealectomy (PE), melatonin (PE+M), kisspeptin (PE+Kiss), kisspeptin antagonist (PE+KissA), melatonin + kisspeptin (PE+M+Kiss) and melatonin + kisspeptin antagonist (PE+M+KissA). 0.1 ml/24 h intraperitoneal serum physiologic to Sham and PE groups, daily 0.5 mg/kg subcutaneous melatonin to PE+M group, daily 1 mg/kg intraperitoneally kisspeptin to PE+Kiss group, daily 1 mg/kg intraperitoneal kisspeptin antagonist to PE+KissA group were administered. In all groups, injections were applied between 21:00 and 23:00 hours. Hormone administrations to 6 rats from each group (except PE and Sham) were continued until prepubertal 33th day to 30 rats, the first follicular period following the start of cyclus to 30 rats, and the first luteal period following the start of cyclus to 30 rats. Rats were checked for vaginal opening every 12 hours, and 6 rats with no vaginal opening at the 33 days of age from each group were taken and euthanized at the 20th minute following the final hormone administration under general anesthesia by taking blood from their hearts. The day of vaginal opening formation was taken under record with vaginal opening control, and oestrus monitoring was carried out every 12 hours by using vaginal douche method. Six rats from every group at follicular and luteal phase euthanized at the 20th minute following the final hormone administration under general anesthesia by taking blood from their hearts. For the control of vaginal douche, progesterone levels in the blood samples taken were determined. In the research, it was found that, on the 33th day, melatonin administration, compared to pinealectomy (PE) group, delayed the vaginal opening and cyclus formation, whilst decreased the serum GnRH and FSH levels. Kisspeptin administration, on the contrary, compared to Sham and PE groups, expedited the vaginal opening and cyclus starting age, while increased the serum GnRH and LH levels. At the same time in prebubertal period (33th day), it was found that kisspeptin shortened the vaginal opening and cyclus starting age delayed by melatonin, and likewise, increased the reduced levels of GnRH and LH. Also in the study, kisspeptin antagonist, compared to PE group, shortened the cyclus starting age, while decreased the prepubertal 33th day GnRH and FSH levels, compared to PE and Sham groups. In the follicular phase, in kisspeptin administered PE+Kiss and PE+M+Kiss groups, serum GnRH and LH levels were found higher than the other groups. As a result, it was found that kisspeptin avoided the negative impact of melatonin on the duration to reach puberty by suppressing GnRH and FSH. Also, it was seen that kisspeptin takes a role in ovulation by stimulating LH secretion in follicular period, and it is contemplated that the results may change depending on both the age the pinealectomy operations were performed and the dose, duration and method of melatonin and kisspeptin administration

    Nazogastrik tüpün doğru yerleştirilmesinde stetoskopla dinleme, kolorimetrik kapnometri ve pH ölçümü yöntemlerinin etkililiği

    No full text
    Bu araştırma, stetoskop ile dinleme, kolorimetrik kapnometri ve pH ölçüm yöntemlerinin nazogastrik tüp yerleşimini belirlemedeki etkililiğinin incelenmesi ve radyografinin yerine kullanılabilecek en güvenilir hasta başı yöntemin belirlenmesi amacıyla metodolojik olarak planlanmıştır. Araştırma, 1 Nisan 2018-30 Nisan 2019 tarihleri arasında Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi yetişkin yoğun bakım ünitelerinde (koroner yoğun bakım, genel yoğun bakım, cerrahi yoğun bakım, nöroloji yoğun bakım) yürütülmüştür. Örneklem kriterlerine uyan hastalar içerisinden olasılıksız örneklem tekniği kullanılarak seçilen ve yeni uygulanan 88 nazogastrik tüp uygulaması çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmada uygulanan nazogastrik tüplerin yerleşim yerlerinin belirlenmesi için; steteskopla dinleme, kolorimetrik kapnometri ve pH yöntemi olmak üzere üç yöntem kullanılmıştır. Nazogastrik tüpün yerleşim yerinin ilk doğrulaması klinik hemşiresi tarafından stetoskopla dinleme yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. İlk doğrulamanın ardından aynı hasta üzerinde araştırmacı tarafından kolorimetrik kapnometri cihazı ile ikinci bir doğrulama yapılmıştır. Cihazın belirttiği sonuç kayıt edildikten sonra son olarak araştırmacı tarafından mide sıvısı çekilerek sıvının pH ölçümü gerçekleştirilmiştir. Nazogastrik tüp uygulamasının yerleşim yeri stetoskopla dinleme, kolorimetrik kapnometri ve pH ölçümü yöntemleri ile yapılan doğrulamanın hemen ardından eş zamanlı çekilen radyolojik filmler (altın standart) ile doğrulanmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde tanımlayıcı istatistikler ile Eta analizi, Cohen Kappa uyumluluk testi ve yöntemlerin duyarlılık ve özgüllüklerine ilişkin analizler yapılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p0.05 olarak kabul edilmiştir. Nazogastrik tüp yerleşimini doğrulamada "stetoskopla dinleme yöntemi" ile radyolojik değerlendirme (altın standart) arasında zayıf bir uyum (%26.3) olduğu, "pH ölçümü" ve "kolorimetrik kapnometri" yöntemlerinin radyolojik değerlendirme sonuçları ile uyum göstermediği belirlenmiştir. Stetoskopla dinleme yönteminin radyolojik değerlendirmeye göre duyarlılığının %98.6, özgüllüğünün %20, pH ölçüm yönteminin ise duyarlılığının %63, özgüllüğünün %33.3 olduğu belirlenmiştir. Çalışmamızda herhangi bir akciğer yerleşimi olmadığı için kolorimetrik kapnometri yöntemi için duyarlılık ve özgüllük hesaplanamamıştır. Araştırma sonuçlarına göre nazogastrik tüp yerleşimini doğrulamada stetoskopla dinleme, kolorimetrik kapnometri ve pH ölçüm yöntemlerinin güvenilir yöntemler olmadığı saptanmıştır. İlaveten yaş arttıkça mide pH değerinin de arttığı, kolorimetrik kapnometri yönteminin özefageal ve duodonal yerleşimi ayırt etmede başarısız olduğu bulunmuştur.This research was planned as a methodological study with the aim of investigation of the efficacy of auscultation, colorimetric capnometry and pH measurement methods used to verify the correct placement of the nasogastric tube and determining the most reliable method to be used in place of radiography. The research was conducted between 1 April 2018 and 30 April 2019 in adult intensive care units (coronary intensive care, general intensive care, surgical intensive care and neurology intensive care) of Söke Fehime Faik Kocagöz State Hospital. The study group was formed with newly applied 88 nasogastric tubes which were selected by using the non-probability sampling technique in patients who suitable for the sample criteria. For the determination of placement locations of nazogastric tubes, three methods as colorimetric capnometry, auscultation and pH method were used. The first confirmation of the placement of the nasogastric tube was performed by a clinical nurse with auscultation. After the first confirmation, a second confirmation was performed by the researcher with colorimetric capnometry technique on the same patient. After recording the result of the colorimetric capnometry, finally, gastric fluid was withdrawn by the researcher and pH of the fluid was measured. The location of the nasogastric tubes were confirmed by simultaneous taken radiological films (gold standard), following the confirmation with auscultation, colorimetric capnometry and pH measurement methods. In the statistical analysis of the data, descriptive statistics, Eta analysis and the Cohen Kappa compliance test were used to analyze the sensitivity and specificity of the methods. Statistical significance was accepted as p 0.05. It was found that there was a weak adaptation (26.3%) between auscultation and radiological evaluation to confirm nasogastric tube placement. pH measurement and colorimetric capnometry methods were not adaptation with radiological evaluation. The sensitivity of the auscultation was 98.6%, the specificity was 20%, the pH methods'sensitivity was 63% and the specificity was 33.3%. In our study, sensitivity and specificity could not be calculated for colorimetric capnometry method since there was no lung location. According to the results of the research, it was found that the methods of auscultation, measuring pH and colorimetric capnometry were unreliable methods in confirming the location of nasogastric tubes. In addition, it was found that the pH of the stomach increased with increasing age and colorimetric capnometry method failed to distinguish the esophageal and duodonal location

    Physiological Function of Melatonin

    No full text
    Melatonin pineal bez tarafından salgılanan ve gece-gündüz ritmini düzenlemekle görevli olan bir hormon olup, 1991 yılında antloksldan etkilerinin varlığı gösterilmiştir. Melatoninin pineal ekstrelerde izolasyonundan sonra, fotoperiyodizm, puberte ve uyku gibi pek çok fizyolojik ve patolojik durumda rolü araştırılmıştır. Amfofilik yapısı ve küçük moleküllü olması nedeniyle organizmada yaygın dağılım gösterir, hücresel kompartmanlara kolayca girer. Güçlü antloksldan özelliği olan bu doğal bileşik İn vltro ve İn vlvo güçlü bir sitostatik ajandır. Melatoninin etkinliği; oküler hastalıklarda, diyabette, romatold artrltte, flbromyaljlde, kronik yorgunluk sendromunda, enfeksiyon hastalıklarında, nörolojik hastalıklarda, uyku bozukluklarında, yaşlanmada ve depresyonda gösterilmiştir. Bu derlemede melatoninin farmakoklnetlk özellikleri İle fizyolojik ve farmakolojik etkileri özetlenmiştir.Melatonin; secreted from the pineal gland. Is an endojen hormone that Is responsible for regulation of the light-dark cycle and which antioxidant effects have been shown firstly In 1991. Following Its Isolation from pineal extracts, the role of me¬latonin In many pyslologlcal and pathological events like photoperlodlsm, puberty and sleep has been Investigated. Me¬latonin Is ubiquitously distributed and because of Its small size and amphiphilic nature. It Is able to reach easily all cellular and subcellular compartments. It Is a natural occurring compound with well-known antioxidant properties and has been proven as a powerful cytostatic drug In vitro as well as In vivo.The efficacy of melatonin has been assessed as a treatment of ocular diseases, blood diseases, gastrointestinal tract diseases, cardiovascular diseases, diabetes, rheumatoid arthritis, fibromyalgia, chronic fatigue syndrome. Infectious diseases, neurological diseases, sleep disturbances, aging and depres¬sion. This review summarizes the pharmacokinetic properties and physiologic and pharmacological effects of melatonin

    Determination Of The Effect Of Melatonin/Kisspeptin Interaction On Puberty Age And Hormones Responsible For Ovulation In Female Rats In Prepubertal Period

    No full text
    Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu Tarafından 12.SAĞ.BİL.04 Proje Numarası Ile Desteklenmiştir.Bu araştırmanın amacı, prepubertal dönemde pinealektomili dişi sıçanlarda melatonin/kisspeptin etkileşiminin puberta yaşı ile ovulasyonda görevli hormonlar üzerine etkisini incelemektir. Araştırmada; pubertaya ulaşmamış, 25 günlük yaşta ve 60-80 gram canlı ağırlıkta, 126 adet dişi Wistar albino sıçan kullanıldı. Çalışma süresince hayvanlar 12 saat aydınlık ve 12 saat karanlık ortamda, oda sıcaklığında (20-24°C) tutularak, ticari pelet sıçan yemi ve normal çeşme suyu ile ad libitum beslendi. Sıçanların 108'ine pinealektomi, 18'ine ise sham pinealektomi operasyonu gerçekleştirildi. Sıçanlar 29 günlük yaşa ulaştığında ağırlıkları kayıt altına alınarak her bir grupta 18 sıçan olacak şekilde 7 gruba ayrıldı. Gruplar; kontrol (Sham), pinealektomi (PE), melatonin (PE+M), kisspeptin (PE+Kiss), kisspeptin antagonisti (PE+KissA), melatonin + kisspeptin (PE+M+Kiss) ve melatonin + kisspeptin antagonisti (PE+M+KissA) olacak şekilde oluşturuldu. Sham ve PE gruplarına 0,1 ml/24 h intraperitonal serum fizyolojik; PE+M grubuna günlük 0,5 mg/kg subkutan melatonin; PE+Kiss grubuna günlük 1 µg/kg intraperitonal kisspeptin, PE+KissA grubuna günlük 1 µg/kg intraperitonal kisspeptin antagonisti uygulandı. Tüm gruplarda enjeksiyonlar 21:00-23:00 saatleri arasında yapıldı. Hormon uygulamaları her gruptan 6 sıçan olacak şekilde (PE ve Sham hariç) 30 sıçana prepubertal 33. güne kadar; 30 sıçana siklus başlangıcından sonraki ilk foliküler döneme kadar; 30 sıçana ise siklus başlangıcından sonraki ilk luteal döneme kadar sürdürüldü. Sıçanlara 12 saatte bir vajinal açıklık kontrolü yapılırken, 33 günlük yaşta vajinal açıklık oluşmamış sıçanların her gruptan 6 adeti alınarak son hormon uygulamasını takiben 20. dakikada genel anestezi altında kalplerinden kan alınarak ötenazileri sağlandı. Vajinal açıklık kontrolü ile vajinal açıklığın oluştuğu gün kayıt altına alınırken, 12 saatte bir olacak şekilde vajinal yıkama yöntemiyle östrus takibi yapıldı. Vajinal yıkamanın kontrolünün yapılması için alınan kanlarda progesteron düzeyi belirlendi. Foliküler ve luteal dönemde bulunan tüm grupların her birinden altı sıçana son enjeksiyon uygulamalarının 20. dakikasını takiben kalplerinden kan alınarak ötenazi gerçekleştirildi. Araştırmada prepubertal 33. günde, melatonin uygulamasının pinealektomi (PE) grubuna kıyasla vajinal açıklık ile siklus görülme yaşını geciktirdiği, serum GnRH ve FSH düzeylerini azalttığı görülmüştür. Kisspeptin uygulaması ise tersine, Sham ve PE gruplarına göre vajinal açıklık yaşı ile siklus başlangıç yaşını kısaltırken, serum GnRH ve LH düzeylerini artırmıştır. Aynı zamanda prepubertal dönemde (33. gün); kisspeptinin, melatonin tarafından geciktirilmiş vajinal açıklık ile siklus başlangıç yaşını kısalttığı, aynı şekilde azalmış GnRH ve LH düzeylerini yükselttiği tespit edilmiştir. Ayrıca araştırmada; kisspeptin antagonisti, PE grubuna göre siklus başlangıç yaşını düşürürken, prepubertal 33. gün GnRH ve FSH düzeylerini de PE ve Sham grubuna göre azaltmıştır. Foliküler dönemde ise; kisspeptin uygulanan PE+Kiss ve PE+M+Kiss gruplarında diğer gruplara göre serum GnRH ve LH düzeyleri daha yüksek belirlenmiştir. Sonuç olarak; melatoninin GnRH ve FSH’ı baskılayarak pubertaya erişme süresi üzerindeki olumsuz etkisini kisspeptinin önlediği belirlenmiştir. Kisspeptinin aynı zamanda foliküler dönemde LH salınımını uyararak ovulasyonda görev aldığı görülmekle beraber; gerek pinealektomi operasyonunun yapıldığı yaş gerekse melatonin ve kisspeptinin uygulama doz, süre ve şekline bağlı olarak sonuçların değişebileceği düşünülmektedir.The aim of this study is to examine the effect of melatonin/kisspeptin interaction on puberty age and hormones responsible for ovulation in pinealectomized female rats in prepubertal period. In the study, 126 female Wistar albino rats at the age of 25 days with 60-80 grams of live weight were used. During the study, animals were kept at 12 hours light and 12 hour dark at room temperature (20-24°C), and fed ad libitum with commercial pelleted rat chow and regular tap water. Pinealectomy operation was performed to 108 of the rats and sham pinealectomy operation was performed to 18 of the rats. The weights of the rats were taken under record when they reached to 29 days of age and divided into 7 groups so that each group consists of 18 rats. Groups were created as; control (Sham), pinealectomy (PE), melatonin (PE+M), kisspeptin (PE+Kiss), kisspeptin antagonist (PE+KissA), melatonin + kisspeptin (PE+M+Kiss) and melatonin + kisspeptin antagonist (PE+M+KissA). 0.1 ml/24 h intraperitoneal serum physiologic to Sham and PE groups, daily 0.5 mg/kg subcutaneous melatonin to PE+M group, daily 1 mg/kg intraperitoneally kisspeptin to PE+Kiss group, daily 1 mg/kg intraperitoneal kisspeptin antagonist to PE+KissA group were administered. In all groups, injections were applied between 21:00 and 23:00 hours. Hormone administrations to 6 rats from each group (except PE and Sham) were continued until prepubertal 33th day to 30 rats, the first follicular period following the start of cyclus to 30 rats, and the first luteal period following the start of cyclus to 30 rats. Rats were checked for vaginal opening every 12 hours, and 6 rats with no vaginal opening at the 33 days of age from each group were taken and euthanized at the 20th minute following the final hormone administration under general anesthesia by taking blood from their hearts. The day of vaginal opening formation was taken under record with vaginal opening control, and oestrus monitoring was carried out every 12 hours by using vaginal douche method. Six rats from every group at follicular and luteal phase euthanized at the 20th minute following the final hormone administration under general anesthesia by taking blood from their hearts. For the control of vaginal douche, progesterone levels in the blood samples taken were determined. In the research, it was found that, on the 33th day, melatonin administration, compared to pinealectomy (PE) group, delayed the vaginal opening and cyclus formation, whilst decreased the serum GnRH and FSH levels. Kisspeptin administration, on the contrary, compared to Sham and PE groups, expedited the vaginal opening and cyclus starting age, while increased the serum GnRH and LH levels. At the same time in prebubertal period (33th day), it was found that kisspeptin shortened the vaginal opening and cyclus starting age delayed by melatonin, and likewise, increased the reduced levels of GnRH and LH. Also in the study, kisspeptin antagonist, compared to PE group, shortened the cyclus starting age, while decreased the prepubertal 33th day GnRH and FSH levels, compared to PE and Sham groups. In the follicular phase, in kisspeptin administered PE+Kiss and PE+M+Kiss groups, serum GnRH and LH levels were found higher than the other groups. As a result, it was found that kisspeptin avoided the negative impact of melatonin on the duration to reach puberty by suppressing GnRH and FSH. Also, it was seen that kisspeptin takes a role in ovulation by stimulating LH secretion in follicular period, and it is contemplated that the results may change depending on both the age the pinealectomy operations were performed and the dose, duration and method of melatonin and kisspeptin administration
    corecore