17 research outputs found

    Posrednička uloga povjerenja u rukovoditelja u učinku percepcije rodne ravnopravnosti na prijavu seksualnog uznemiravanja na radnome mjestu

    Get PDF
    The primary purpose of this study is to determine the mediating role of trust in the manager in the effect of the perception of gender equality on sexual harassment reporting in the workplace. This research is a relational survey model based on the quantitative research method. It has been determined that participants\u27 perceptions of gender equality had a significant and positive effect on sexual harassment reporting and trust in managers. Also, a positive effect of trust in the manager on sexual harassment reporting was determined. Trust in the manager plays a mediating role in the effect of perception of gender equality on sexual harassment reporting in the workplace, implying that sexual harassment reporting in the workplace has cultural roots, such as the perception of gender equality, and trust in the manager predicts this perception.Svrha ovog istraživanja je prije svega utvrditi posredničku ulogu povjerenja u rukovoditelja u učinku percepcije rodne ravnopravnosti na prijavu seksualnog uznemiravanja na radnome mjestu. Riječ je o modelu relacijskog istraživanja koje se temelji na kvantitativnoj istraživačkoj metodi. Utvrđeno je da su percepcije sudionika o ravnopravnosti spolova imale značajan pozitivan učinak na prijavu seksualnog uznemiravanja i povjerenje u rukovoditelja. Osim toga, utvrđen je pozitivan učinak povjerenja u rukovoditelja na prijavu seksualnog uznemiravanja. Povjerenje u rukovoditelja ima posredničku ulogu u učinku percepcije rodne ravnopravnosti na prijavu seksualnog uznemiravanja na radnome mjestu. Ovaj rezultat pokazuje da prijava seksualnog uznemiravanja na radnome mjestu ima kulturološke korijene, kao što je percepcija rodne ravnopravnosti, a povjerenje u rukovoditelja predviđa tu percepciju

    Teknolojik Gelişmeler Çerçevesinde Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) Alanında Yapılan Çalışmaların İncelenmesi

    No full text
    Pazarlama yaklaşımları zaman içerisinde geliştikçe, başarıda merkez unsur “müşteri” olmuştur. Bu bağlamda müşteri memnuniyetinin sağlanması ve memnuniyet yoluyla işletmelere karşı sadakatin arttırılması için; Müşteri İlişkileri Yönetimi (MİY – CRM) alanındaki çalışmalar da önemli hale gelmiştir. Müşteri bilgisine sahip olmak, bu bilgileri takip etmek, her işletmenin büyük verisini oluşturmaktadır. CRM’de başarının anahtarı ise, elde edilen bu verilerin ihtiyaçlara göre analiz edilmesi ve kullanılabilir hale getirilmesidir. Veri analizine dayalı bu bilgiler ile faaliyetlerine yön veren işletmeler, memnun müşterilere daha yüksek oranlarda ulaşabilmektedir. Teknolojik gelişmeler, müşteri verilerinin toplanması, analiz edilmesi, elde edilen bilgilerle uygulamaların geliştirilmesi ve özellikle saha uygulamaları alanlarında verimliliğin arttırılmasını sağlamaktadır. Sosyal medya alanındaki işletme faaliyetlerinin artması, Sosyal CRM kavramını ortaya çıkarmıştır. Başarılı CRM için göz ardı edilemeyecek şikâyet yönetimi uygulamaları, bu kapsamda daha da önem kazanmıştır. Bu alanda yapılan akademik çalışmalarda, hem saha uygulamaları hem de kavramsal gelişmeler incelenmektedir. Bu çalışma kapsamında; 2012 yılı ve sonrasında işletme alanında Müşteri İlişkileri Yönetimi ile ilgili yapılan tez çalışmalarının içeriklerinin analiz edilerek, gelişmelerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. İlk aşamada, ulusal tez merkezi taranmış; 8 doktora, 56 yüksek lisans olmak üzere toplamda 64 adet teze ulaşılmıştır. Bu tezlere yönelik yapılan içerik incelemesinde en fazla kullanılan anahtar kelimelerin; memnuniyet (16), sadakat (15), sosyal CRM (11), satış (8), performans (8), marka (6), veri (6) ve bölümlendirme (4) olduğu tespit edilmiştir. Araştırmalarda; anket, örnek olay, derinlemesine mülakat ve veri madenciliği yöntemleri kullanılmıştır. Bu kapsamda tezlerde yapılan araştırmalarda; bankacılık (6), e-ticaret (6), telekomünikasyon (5) ve turizm (5) sektörlerinin ön plana çıktığı görülmektedir. Bahçeşehir ve İstanbul Aydın üniversitelerinin 4’er tez ile bu alanda ön planda yer aldığı tespit edilmiştir. Bu bilgilerden hareketle, işletmelerin marka algısı ve satış başarılarında; müşteri memnuniyeti ve sadakatinin önemli olduğu; bunu sağlamanın yolunun da büyük ölçüde başarılı CRM uygulamalarından geçtiği görünmektedir. Teknolojik gelişmelerle birlikte bu alanda da Sosyal CRM kavramının ön plana çıktığı, müşterileri sosyal medyadan takip etmek ve onlara özel uygulamalar geliştirmenin önemi ortaya konmuştur. Bundan sonra da bu alanda araştırmaların artacağı öngörülmektedir

    Hastane tercihinde; kişisel, kurumsal, çevresel faktörler ve marka imajının etkisi : İstanbul ilinde bir araştırma

    No full text
    Bireylerin en önemli ihtiyaçlarından biri sağlıktır. Sağlıklı olmak için, bireysel çabalar yeterli olmadığı durumda, sağlık kuruluşlarından profesyonel hizmet almak gerekmektedir. Doğru sağlık kuruluşunu tercih etmek için her birey belirli bir karar alma sürecinden geçmektedir. Bu çalışmada amaç, bireylerin sağlık kuruluşu tercihine etki eden kişisel, kurumsal, çevresel faktörler ile kurumların marka imajının sağlık kuruluşu tercihine etkisini incelemektir. Bu amaçla, ortaya konan keşifsel model çerçevesinde ilk olarak uzmanlarla görüşme yapılmış, takiben yapılan pilot çalışma sonrasında anket uygulamasına geçilmiştir. Kolayda örneklemenin kullanıldığı İstanbul’da yapılan araştırmada, yüz yüze anket yöntemiyle toplamda 657 ankete ulaşılmış, bunlardan 628 adedinin kullanılabilir nitelikte olduğu tespit edilip, analize dahil edilmiştir. Yapılan analizlerin sonucunda; “Hastane Marka İmajı”nın ve “Kurumsal ve Çevresel Etmenler”in “Hastane Tercihi” üzerinde istatistiksel anlamlı etkilerinin olduğu; “Sağlıklı Yaşam Tarzı Davranışı”nın “Hastane Tercihi” üzerinde net bir etkisinin olmadığı, ancak alt boyutlarda istatistiksel anlamlı etkilerin olduğu tespit edilmiştir.One of the most important needs of individuals is health. In order to be healthy, when individual efforts are not sufficient, it is necessary to get professional service from health institutions. Each individual goes through a certain decision-making process in order to choose the right health institution. The aim of this study is to examine the personal, corporate, environmental factors and the brand image of the on the choice of health institution. For this purpose, within the framework of the experimental model that was put forward, firstly the experts were interviewed, and then a questionnaire was applied after the pilot study. In the study conducted in Istanbul where convenience sampling was used, a total of 657 questionnaires were reached by face to face survey method, 628 of them were found to be usable and included in the analysis. As a result of the analyzes made; \"Hospital Brand Image\" and \"Corporate and Environmental Factors\" have statistically significant effects on \"Hospital Preference\"; It has been determined that \"Healthy Lifestyle Behavior\" has no clear effect on \"Hospital Preference\", but there are statistically significant effects in sub-dimensions

    Hastane tercihinde kişisel, kurumsal, çevresel faktörler ve marka imajının etkisi: İstanbul ilinde bir araştırma

    No full text
    Bireylerin en önemli ihtiyaçlarından biri sağlıktır. Sağlıklı olmak için, bireysel çabalar yeterli olmadığı durumda, sağlık kuruluşlarından profesyonel hizmet almak gerekmektedir. Doğru sağlık kuruluşunu tercih etmek için her birey belirli bir karar alma sürecinden geçmektedir. Bu çalışmada amaç, bireylerin sağlık kuruluşu tercihine etki eden kişisel, kurumsal, çevresel faktörler ile kurumların marka imajının sağlık kuruluşu tercihine etkisini incelemektir. Bu amaçla, ortaya konan keşifsel model çerçevesinde ilk olarak uzmanlarla görüşme yapılmış, takiben yapılan pilot çalışma sonrasında anket uygulamasına geçilmiştir. Kolayda örneklemenin kullanıldığı İstanbul’da yapılan araştırmada, yüz yüze anket yöntemiyle toplamda 657 ankete ulaşılmış, bunlardan 628 adedinin kullanılabilir nitelikte olduğu tespit edilip, analize dahil edilmiştir. Katılımcıların en fazla tercih ettiği özel hastane sorulmuş olup, en fazla tercih edilen AC ve MP hastaneleri özelinde analizler yapılmıştır. Yapılan analizlerin sonucunda; “Hastane Marka İmajı”nın “Hastane Tercihi”ni olumlu yönde etkilediği; “Sağlıklı Yaşam Davranışı” ile “Kurumsal ve Çevresel Etmenler”in “Hastane Tercihi” üzerinde net bir etkisinin olmadığı, ancak alt boyutlarda farklı gruplarda farklı anlamlı etkilerin olduğu tespit edilmiştir

    İşletme Biliminde Kuramsal ve Pratik Pazarlama Konuları

    No full text
    Toplum halinde yaşayan insanlar birbirleri ile olan ilişkilerinde, zamanla yaşantılarında edindikleri tecrübe ve alışkanlıklarla oluşturdukları temel değer ve normlara göre hareket etmektedir. Zaman içerisinde yaşam tarzlarının ve kullanılan imkanların farklılaşması ile toplumsal değerlerin de farklılaştığı görülmektedir. Bu aşamada tüketim ile toplumsal değerler arasında karşılıklı bir etkileşimin olduğu da söylenebilmektedir.Toplumu oluşturan bireyler tarafından paylaşılan değer ve normlar kültürü meydana getirir. İnsanlar bu kültürel norm ve değerlere ait oldukları toplumdan dışlanmamak adına uyum göstermekte ve onlara uygun davranışlar sergilemektedir. Toplumu oluşturan diğer bireylerin de bu kültürel değerlere uyum göstermeleri beklenir. Bu bağlamda toplumda oluşan ortak düşüncelere dayalı davranış standartları gelişmektedir. Bireylerin artan ihtiyaçlarına bağlı olarak daha fazla tüketen bireylerle tüketim olgusunun gündelik yaşam içindeki yeri her geçen gün daha fazla büyümektedir. İşletmeler de bireylerin tüketim ritüelleri içerisinde yer alabilmek adına iletişim stratejilerini tüketici odaklı olarak geliştirmekte, sadık tüketicilere sahip olmak için tüketim kültüründen beslenerek kültürel ve toplumsal değerlerin bir parçası olmayı hedeflemektedir. Bu amaca yönelik kullanılan reklamlar, günümüzde etkisini arttırarak toplumsal hayatın pek çok noktasında hissettiğimiz kültürel bir kaynak haline gelmektedir. Toplumsal ve kültürel değerlerin işlendiği duygusal içerikli reklamlar, tüketim ritüelleri oluşturmayı hedeflemektedir. Bu ritüeller üzerinden yayılmaya başlayan tüketim kültürü, hem kültürün tüketimine hem de tüketim aracılığı ile yeni kültürlerin ortaya çıkmasına aracılık etmektedir. Toplumsal değerlerin oluşmasında en önemli etmenlerden biri de dini inançlardır. Bu bağlamda, ülkemizdeki nüfusun büyük bir çoğunluğunun Müslüman olmasından dolayı, dini bayramların olduğu zamanlardaki reklamlarda bayrama özgü çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Ramazan Bayramı’nda, gelen misafirlere ikram edilmek üzere şekerleme ve çikolata satın alınması, artık gelenek haline gelmiş olan bu satın alma davranışının da bir tüketim kültürü oluşturduğunu göstermektedir. Bölümün içerisinde yer alan araştırma çalışmasında; bireylerin toplumsal ve kültürel değerlere yönelik tutumu, reklama yönelik tutumu ve markaya yönelik tutumu değerlendirilerek, bu değişkenlerin tüketici satın alma davranışına olan etkisi değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, “Ülker Ece Çikolata Ramazan Bayramı Reklam Filmi” vaka çalışması niteliğinde incelenmektedir. Ayrıca kantitatif yöntemler kullanılarak, bu araştırma içerisinde kullanılan ölçekler arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı da incelenmiştir. Bu bağlamda, 62 katılımcı ile derinlemesine mülakat, 343 kişinin katılım sağladığı online uygulama ile anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan korelasyon analizi ile araştırmada kullanılan ölçeklerin arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkinin var olduğu söylenebilmektedir. Yapılan regresyon analizi sonucunda ise; “Toplumsal ve kültürel değerlere yönelik tutum, satın alma niyetini pozitif yönde etkiler” hipotezini doğrulamadıysa da, aslında “Toplumsal ve Kültürel Değerler” ile “Satın Alma Niyeti” arasında tek yönlü bir etkinin değil, korelasyon analizinde tespit edilen ilişki ile, bu kavramlar arasında karşılıklı bir etkileşimin olduğu tespit edilmiştir. Diğer hipotez testleri ile; “Reklama yönelik tutum, satın alma niyetini pozitif yönde etkiler’’ ve “Markaya yönelik tutum, satın alma niyetini pozitif yönde etkiler” hipotezleri doğrulanmıştır. Kullanılan ölçeklere, yapılan derinlemesine mülakat ile eklenen değişkenleri de göz önünde bulundurduğumuzda; ilgili literatürde yer almayan değişkenlerin de eklenmesi ile, ek bir fayda ortaya konduğu söylenebilmektedir. Araştırma sonuçlarının, sektörel uygulamalarda nasıl kullanılacağının değerlendirmesi ile bölüm sonlandırılmaktadır. Elde edilen bulgular ışığında; toplumsal ve kültürel değerleri içeren reklam filmi kullanmayı planlayan ve bu çerçevede tutundurma faaliyetleri yürütmek isteyen işletmelerin hedef kitlelerini tanımlarken özellikle eğitim ve gelir durumlarını dikkatle incelemesi gerektiği ortaya konmuştur. Bunun yanında; ürün özelliği itibari ile toplumsal değerlerle doğrudan ilişkili olan ürünlerin marka inşasında, bu değerlere etki eden tüm unsurları göz önünde bulundurarak ön analizleri yapması, pazarda başarılı olmasında en önemli kriterlerden olduğu görülmektedir. Tutundurma faaliyetlerine başlamadan önce, doğru araştırma ve analizlerin yapılması pazar başarısında anahtar rol oynamaktadır
    corecore