3 research outputs found

    Taze ve tespit edilmiş tavşan böbreği üzerinde morfometrik araştırmalar.

    No full text
    Amaç: Bu çalışmada formaldehit tespitinin böbrek morfo-metrisine etkisi ile böbreği oluşturan yapıların hacim ölçümlerinin ve ilgili yapıların böbrek içerisindeki hacimsel oranlarının Cavalieri prensibi kullanarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 9 adet sağlıklı erkek Yeni Zelanda beyaz tavşanına ait böbrekler kullanıldı. Taze böbreklere ait ağırlık verileri elde edildikten sonra craniocaudal uzunluk, dorsoventral ve mediolateral çap ölçümleri dijital kumpas yardımı ile yapıldı. Her bir böbreğe ait hacim ölçümleri Arşimed prensibi ile gerçekleştirildi. Bu işlemlerden sonra taze böbrekler %10 formol içeren kaplarda 15 gün süre ile tespit edildi. Tespit edilen böbrekler üzerinde taze böbreklerde yapılan ölçüm işlemleri tekrarlandı ve böbreği oluşturan yapıların (korteks, medulla ve pelvis re-nalis) hacimleri Cavalieri prensibi ile hesaplandı. Bulgular: Taze (15.8±0.26 mm) ve tespit edilmiş (14.8±0.32 mm) sağ böbreklere ait dorsoventral çap değerleri arasında istatistiki olarak önemli fark tespit edildi (p0.05) oranında artış olduğu tespit edildi. Öneri: Taze ve formol ile tespit edilmiş böbreklere ait elde edilen morfometrik verilerin gelecekte invaziv ve noninva-ziv metotların kullanıldığı böbrek hastalıkları üzerinde yapılacak çalışmalara katkı sağlayacağı düşünüldü.Aim: The aim of this study was to investigate the effect of formalin fixation on the morphometry of kidneys, and to assess the volume and fractions of its constituents using the Cavalieri principle. Materials and Methods: In this study, kidneys of nine healthy male White New Zealand rabbits were used. After weighing the kidneys, craniocaudal length, and mediolateral and dorsoventral diameters of fresh kidneys were measured with digital calipers, and the volume of each kidney was estimated using Archimedes' principle. The fresh kidneys were kept in a container of 10% formalin solution for 15 days. The Cavalieri principle was utilized for the determination of volume and the volume fraction of renal constituents. Results: The differences in the dorsoventral diameter of fresh (15.8±0.26 mm) and fixed (14.8±0.32 mm) right kidneys were found to be statistically significant (p<0.05). The relative organ weights were determined to be 0.38±0.02% and 0.38±0.01% for the left and right kidneys, respectively. After formalin fixation, the weights of the left and right kidney increased by 7.33% and 7.56% respectively, and an increase in volume was determined between fresh and fixed left (7.13%, p<0.05) and right kidneys (3.34%, p>0.05). Conclusion: It is believed that obtained morphometric data will contribute to studies involving the investigation of kidney diseases using invasive and non-invasive methods

    At omuriliğinin gri ve ak maddesinin seçici boyanması

    No full text
    Medulla spinalis’te yer alan gri ve ak madde oranları diffuz ve kompresif omurilik hastalıklarının teşhisinde önemli klinik para- metrelerdendir. Bu parametrelerin tespitinde histolojik metotlar kullanılmasına rağmen, histolojik çalışmalarda doku büyüklüğüne bağlı bazı güçlüklüklerle karşılaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, bahsedilen zorlukları aşmaya yönelik olası modifikasyonları değerlendirmektir. Çalışmada, Shetland pony ırkına ait C6 segmentinden sistematik rastgele örnekleme kuralına sadık kalınarak elde edilen 9 doku kesiti kullanıldı. Medulla spinalis’in dehidrasyon işlemi sırasında vakum uygulaması yapıldı. Dokuların parafin blokları hazırlandı, dokular 10 µm kalınlığında kesilerek farklı histolojik boyalar ile boyandı. Modifiye May - Grunwald - Giemsa (MMGG)’nın yer aldığı 6 farklı boyama metodunun boyama performansları karşılaştırıldı. Hematoxylin & eosin (H&E), May-Grunwald-Giemsa (MGG), Masson’s trichrome (MT), AgNORs, Kluver Barrera (KB) ve MMGG ile boyanan kesitler tek kör grup tarafından makroskopik ve mikroskopik olarak değerlendirildi. Boyaların performansları Likert skalası kullanılarak en kötü (1) en iyi (5) olmak üzere değerlendirildi. Vakum uygulamasının yetersiz doku dehidrasyonundan kaynaklanan problemleri ortadan kaldırdığı görüldü. MMGG, at medulla spinalis’inde gri ve ak madde ayrımında en başarılı boya olarak tespit edildi.The ratio of gray and white matter is an important clinical parameter in the diagnosis of diffuse and compressive diseases of the spinal cord. Although histological methods are used to determine this parameter, there are some difficulties encountered in histological studies related to tissue size. The aim of this study was to evaluate possible modifications to overcome these difficulties. In the study, nine tissue samples taken from the C6 segment of a female Shetland pony and selected by systematic random sampling were used. The dehydration process of the spinal cord of the horse was supported by applying a vacuum. Paraffin blocks were prepared and cut into 10 µm sections to be stained separately with the different staining methods. Six different staining methods, including Modified May - Grunwald - Giemsa (MMGG), were compared and used to image entire slides. The stains, Hematoxylin & eosin (H&E), May-Grunwald-Giemsa (MGG), Masson’s trichrome (MT), AgNORs, Kluver Barrera (KB) and MMGG, were evaluated macroscopically and microscopically by participants who were unaware of which staining methods had been used. The staining methods were scored from worst (1) to best (5) using a Likert scale. Vacuum application was found to reduce the difficulties related to inadequate tissue dehydration. MMGG was selected as the best staining method in differentiating gray and white matter in the spinal cord of the horse
    corecore