Factors that are effective in surgery preferences of patients diagnosed with breast cancer who are admitted to radiation oncology clinics

OBJECTIVE In this study, the factors affecting the choice of treatment were investigated in patients diagnosed with breast cancer who were treated with breast-conserving surgery or mastectomy. METHODS Factors that may be effective in surgical choice were aimed to be determined by retrospectively examining patient files regarding age, pathological type, diameter and lateralization of the tumor, number of lymph nodes in the axilla, estrogen and progesterone receptor (ER and PR), c-erbB-2 status, the place of residence, center of operation and distribution of patients according to years. The relationships among the data in this study were examined using statistical methods. RESULTS The mean age of the patients was 52.06±11.91 (age range: 28–86). Tumor lateralization was the right side in 44.4% of the patients and the left side in 55.6% of the patients. There were significantly more modified radical mastectomy (MRM) surgeries in the cases with left-sided lateralization and more breastconserving surgeries (BCS) in the patients with right-sided lateralization (p=0.001). Significantly more BCSs were found to be performed when the tumor diameter was less than 2.5 cm, and more MRMs were performed as the nodal stage increased (p=0.000, p<0.001). The patients with positive PR receptors were treated with BCS significantly more frequently (p=0.005). The presence of radiotherapy facilities increased the frequency of BCSs, and the MRM rates were higher in the patients living in rural areas. CONCLUSION We found that the patients with good prognostic characteristics known for breast cancer were more frequently treated with BCSs, whereas the patients with poor prognostic characteristics were more frequently treated with MRMs. We also found that being younger, living in a city, having right-sided lateralization and radiotherapy facilities increased the choice of BCS

Factors associated with Genital Hygiene Behaviours in pregnant and non-pregnant women in Turkey

Purpose: This descriptive study was conducted to determine the factors associated with genital hygiene behaviours in pregnant and non-pregnant women.Method and material: Seventy pregnant women and 70 non-pregnant women, aged between 25 and 45 years, who were in the third trimester of pregnancy and presented to the Gynecology and Obstetrics Clinic at the Faculty of Medicine in Konya Province, Turkey, were included in the study. The data were gathered using a questionnaire with 26 questions designed by the researcher using the Genital Hygiene Behavior Inventory (GHBI).Results: There was no significant difference between the GHBI scores of the pregnant and non-pregnant women (p&gt;0.05). Therefore, both groups were combined, and it was aimed to discover the factors associated with genital hygiene behaviours more effectively. A positive correlation between the GHBI scores and the monthly income was found, whereas there was a negative correlation between the GHBI scores and age, marriage age, number of pregnancies, and birth (p&lt;0.05). There was a significant difference between the GHBI scores and the educational status of the women and their husbands, the employment status of the women and the perceived income status (p&lt;0.05). A statistically significant difference was found between the groups in terms of GHBI scores and the women’s pain and/or bleeding experience during sexual intercourse, vaginal douching, and training on the hygiene of the genital area (p&lt;0.05).Conclusion: There was no significant difference in genital hygiene behaviours between the pregnant and non-pregnant women. This may be attributed to the fact that the genital hygiene practices of women who did not have sufficient knowledge of genital hygiene before they became pregnant did not change during pregnancy. Therefore, we suggest that midwives provide both pregnant and non-pregnant women with training on genital hygiene

Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Yeni Sayı: Cilt 24 Sayı 2

Değerli okuyucularımız, Cumhuriyet İlahiyat Dergisi’nin 24. Cilt 2. Sayısına hoşgeldiniz. Bu sayımızla birlikte 25. yaşımıza girecek olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bilim tarihinin insanın varlığını sürdürme çabası içinde sorduğu sorularla başladığını söyleyebiliriz. Akademi ise bulduğu cevapları saklama ve aktarma çabasının sonucudur. Bu iki çabanın ürünü olarak da bilimsel araştırma ve literatür oluşmuştur. Günümüzde bilimsel araştırmalar yapmak kadar ulaşılan sonuçları geniş bir okuyucu kitlesine ulaştırmak da önemlidir. Artık neredeyse tüm bilimsel birikime online erişim vasıtasıyla ulaşmak mümkünken ülkemizde yapılan değerli bilimsel araştırmalar da kütüphanelerin sınırlarını aşıp dünyaya ulaşmayı hak etmektedir. Cumhuriyet İlahiyat Dergisi sahip olduğu format ve yayın ilkeleri ile uluslararası yayın kriterlerini yerine getirerek hızlı bir ivme kazanmış ve ilim dünyasının dikkatini çekmeyi başarmıştır. Cumhuriyet İlahiyat Dergisi bünyesinde geliştirilen İsnad Atıf Sistemi ve 2018 ve 2019 yıllarında gerçekleştirilen çalıştaylar ile de İlahiyat Alan Dergilerinin yayın kalitesini artırmaya dönük bir dizi kararlar alınmış ve birçoğu uygulamaya geçirilmiştir. Üçüncü çalıştay, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi iş birliğinde “Sosyal Bilimler Akademik Yayıncılık Çalıştayı III” adıyla 26 Aralık 2020 tarihinde çevrim içi olarak düzenlenecektir. Çalıştayın teması, “Hakemli Dergi Yayıncılığı” olarak belirlenmiştir. Bu anlamda dergimiz hem yeni bir ekol hem de akademik yayıncılığın kalitesini artırma gayreti ile bir okul olma misyonunu sürdürmektedir. 15 Haziran ve 15 Aralık’ta olmak üzere yılda 2 sayı ve 1 özel sayı yayınlamayı misyon edinmiş olan dergimiz yeni yayın döneminde de yoğun bir ilgiye mazhar olmuştur. 1ocak – 1 Mart 2020 döneminde Din Bilimlerinin birçok alanından 72 makale değerlendirilmek üzere dergimize ulaşmıştır. Yayın ilkelerimiz ve İsnad Atıf Sistemi gözönünde bulundurularak gerçekleştirilen ön kontrolden sonra makaleler intihal tespit programı kullanılarak kontrol edilmiştir. Ön kontrolü tamamlanan ve benzerlik oranı %15’in altında olan makaleler hakem değerlendirme sürecine gönderilmiştir. Bu sayımızda, söz konusu 72 çalışma içinden ön değerlendirme ve intihal taramasından geçen makaleler hakem değerlendirmesine sunulmuş ve 29 orijinal araştırma makalesi akademik içerik açısından yayımlanmaya uygun bulunmuştur. 24. Cilt 1. sayımızda hakem süreci tamamlanan 14 makale birlikte toplam 43 makale Dergi Yayın Kurulumuz tarafından Aralık sayımızda yayınlanmak üzere kabul edilmiştir. 18 makale bu sayımızda; 25 makale ise Temel İslam Bilimleri temalı makalelere tahsis ettiğimiz Özel Sayımızda siz değerli okuyucularımızın ilgisine sunulmuştur. Dergimizin 24. Cilt 2. Sayı’sında Din Bilimleri alanından birçok güncel ve ilgi çekici araştırmayı sizlere sunmaktan heyecan ve mutluluk duyuyoruz. Bize emanet edilen değerli çalışmaları uluslararası alana taşımak için geniş bir ekiple tüm gayretimizi gösterdiğimizi ifade etmek isteriz. Yeni sayımızda başta makale sahibi değerli bilim insanlarımıza, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, Rektörlüğümüz Basımevi personeline ve özellikle dergimizin yayın aşamasında değerli emekleri olan alan editörlerimiz Dr. Öğr. Üyesi Adem Çiftçi, Arş. Gör. Maruf Çakır, Arş. Gör. Esma Güneş, Arş. Gör. Bayram Ünce, Arş. Gör. Sena Kaplan, Arş. Gör. Gülistan Aktaş, Arş. Gör. Hamit Demir, Arş. Gör. Merve Yetim, Arş. Gör. Rukiye Göğen, Arş. Gör. Ömer Faruk Özbek, Arş. Gör. Salime Bera Kemikli, Arş. Gör. Naim Yaman, Arş. Gör. Sema Tombul, Arş. Gör. Nurgül Akdoğan, Arş. Gör. Ayşe Mine Akar, Arş. Gör. İlknur Bahadır, Arş. Gör. Adil Koyuncu ile Arapça dil editörü Prof. Dr. Ömer Faruk Yavuz ve İngilizce dil kontrolü sorumluluğunu üstlenen alan editörlerimiz Dr. Öğr. Gör. Miyase Yavuz Altıntaş, Dr. Öğr. Üyesi Zuhal Ağılkaya Şahin, Dr. Metin Güven, Dr. Öğr. Üyesi Kenan Tekin, Dr. Öğr. Gör. Hakime Reyyan Yaşar ve ekibimize yeni katılan Dr. Öğr. Üyesi Meryem Berrin Bulut ve Dr. Arş. Gör. Elif Hilal Karaman’a teşekkürlerimizi sunarız. 15 Haziran 2021’de yayınlanacak bir sonraki sayımız için makale kabul tarihlerinin 1 Temmuz -1 Eylül 2021 olduğunu hatırlatır çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz

Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Yeni Sayı: Cilt 24 Sayı 3

Değerli okurlarımız, Cumhuriyet İlahiyat Dergisi’nin 24. Cilt 3. Sayısı Temel İslam Bilimleri Özel Sayısına hoş geldiniz. Bu sayımızda da birçok güncel araştırmayı sizlere sunmaktan heyecan ve mutluluk duyuyoruz. Bize emanet edilen değerli çalışmaları uluslararası alana taşımak için geniş bir ekiple tüm gayretimizi gösterdiğimizi ifade etmek isteriz Temel İslam Bilimleri temalı makalelere tahsis ettiğimiz özel sayımızda 25 makale siz değerli okurlarımızın ilgisine sunulmuştur. 15 Aralık 2020 itibariyle dergimizi tarayan başlıca indeksler ve taramaya başlama tarihleri şöyledir: WORLDCAT (Başlangıç: 15/12/1996) ULAKBİM TR DİZİN (Kabul: 13/11/2015; 2012 Yılı 16. Cilt 1. Sayıdan itibaren) CROSSREF DOI (Başlangıç: 15/06/2014) OAJI / Open Academic Journals Index (Kabul: 08/08/2015) SHERPA/RoMEO (Kabul: 21/08/2015) INDEX COPERNICUS INTERNATIONAL (Kabul: 08/12/2015) OPENAIRE (Başlangıç: 15/12/2015) ERIH PLUS: The European Reference Index for the Humanities and the Social Sciences (Kabul: 25/03/2016) TEI: Türk Eğitim İndeksi (Kabul: 20/04/2015) DRJI: Directory of Research Journals Indexing (Kabul: 25/04/2016) ESJI: Eurasian Scientific Journal Index (Kabul: 29/04/2016) SIS: Scientific Indexing Services (Kabul: 04/05/2016) SAIF / Scholar Article Impact Factor (Kabul: 05/05/2016) SOBIAD: Sosyal Bilimler Atıf Dizini (Kabul: 07/05/2016) ATLA RDB©: ATLA Religion Database© - EBSCO (Başlangıç: 20/05/2016) PKP INDEX: Public Knowledge Project Index (Kabul: 09/06/2016) ASOS: Academia Social Science Index (Kabul: 15/06/2016) BROWZINE Academic Journal Collections (Kabul: 07/07/2016) J-GATE: E-Journal Gateway (Kabul / Accepted: 07/07/2016) ROAD: Directory Of Open Access Scholarly Resources (Kabul: 24/08/2016) DOAJ: Directory of Open Access Journals (Kabul: 02/09/2016) MLA International Bibliography -EBSCO ve ProQuest (Başlangıç: 14/06/2016) İDEALONLİNE: Türkçe Online Kütüphane (Kabul: 21/09/2016) CEEOL: Central and Eastern European Online Library (Kabul: 06/10/2016) EBSCO Humanities International Index (Başlangıç: 07/01/2016) EBSCO Humanities Source Ultimate (Başlangıç: 07/01/2016) RESEARCH BIB: Academic Resource Index (Kabul: 25/01/2017) CORE Database (Kabul: 30/01/2017) PHILPAPERS: Bibliography of Philosophy (Kabul: 01/02/2017) ROOT INDEXING: Journal Abstracting and Indexing (Kabul: 12/02/2017) SWI: Scientific World Index (Kabul: 17/03/2017) ESCI: Emerging Sources Citiation Index (Başlangıç: 01/01/2016) ProQuest (Kabul: 27/10/2017) EuroPub (Kabul: 08/11/2017) Index Islamicus (Kabul: 13/12/2017) Scopus (Başlangıç: 01/01/2016; 20/1; Kabul: 23/01/2018) Bu sayımızda başta makale sahibi değerli bilim insanlarımıza, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, Rektörlüğümüz Basımevi personeline ve özellikle dergimizin yayın aşamasında değerli emekleri olan alan editörlerimiz Dr. Öğr. Üyesi Adem Çiftçi, Arş. Gör. Maruf Çakır, Arş. Gör. Esma Güneş, Arş. Gör. Bayram Ünce, Arş. Gör. Sena Kaplan, Arş. Gör. Gülistan Aktaş, Arş. Gör. Hamit Demir, Arş. Gör. Merve Yetim, Arş. Gör. Rukiye Göğen, Arş. Gör. Ömer Faruk Özbek, Arş. Gör. Salime Bera Kemikli, Arş. Gör. Naim Yaman, Arş. Gör. Sema Tombul, Arş. Gör. Nurgül Akdoğan, Arş. Gör. Ayşe Mine Akar, Arş. Gör. İlknur Bahadır, Arş. Gör. Adil Koyuncu ile Arapça dil editörü Prof. Dr. Ömer Faruk Yavuz ve İngilizce dil kontrolü sorumluluğunu üstlenen alan editörlerimiz Dr. Öğr. Gör. Miyase Yavuz Altıntaş, Dr. Öğr. Üyesi Zuhal Ağılkaya Şahin, Dr. Metin Güven, Dr. Öğr. Üyesi Kenan Tekin, Dr. Öğr. Gör. Hakime Reyyan Yaşar ve ekibimize yeni katılan Dr. Öğr. Üyesi Meryem Berrin Bulut ve Dr. Arş. Gör. Elif Hilal Karaman’a teşekkürlerimizi sunarız. 15 Haziran 2021’de yayınlanacak bir sonraki sayımız için makale kabul tarihlerinin 1 Temmuz -1 Eylül 2021 olduğunu hatırlatır çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz. DÜZELTME: Cumhuriyet İlahiyat Dergisi’nin 22. Cilt 1. Sayısı’nda yayımlanan “Türkiye ve İngiltere Din Eğitimi Politikalarının Karşılaştırılması. Doktora Tezi, Oxford Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İngiltere 2018” başlıklı tez özeti çalışmasında sahven yanlış yazılan orcid numarası orcid.org/0000-0003-2832-3445 olarak tashih edilmelidir. Dr. Öğr. Üyesi Abdurrahman Hendek

Namazın osteoartrit ve osteoporoz üzerine etkisi

İslamiyetin beş şartından biri olan namaz, tekrarlayıcı hareketler eşliğinde dua okuyarak yapılan bir ibadet şeklidir. Namaz; sabah, öğlen, ikindi, akşam ve yatsı olmak üzere her gün beş defa kılınır. Ek olarak erkekler cuma ve bayram namazı, ile cenaze namazı kılmakla yükümlüdür. Bu çalışmadaki amaç, düzenli günde beş vakit namaz kılan hastalarda, tekrarlayıcı hareketlerden oluşan namazın diz ve kalça osteoartriti ile osteoporoz üzerine etkisini araştırmaktır. Bu prospektif çalışmaya en az 10 yıl namaz kılan 46 hasta ve kontrol grubu olarak namaz kılmayan 40 hasta alındı. Her hasta standart sorgulama formu ile değerlendirildi, eklem muayeneleri yapıldı ve çeşitli laboratuvar parametreleri çalışıldı. Çalışmaya alınan tüm hastaların ön-arka karşılaştırmalı kalça ve diz (ayakta) grafileri çekildi. Grafiler, birbirinden bağımsız iki farklı araştırmacı tarafından değerlendirildi, önce Kellgren ve Lawrence (K&L) evrelemesine göre puanlandırıldı, daha sonra eklem aralıkları çelik cetvel kullanılarak ölçüldü ve milimetrik olarak en yakın değerler kaydedildi. Tüm hastaların lumbal ve femur bölge kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçüldü. Bu çalışmada, namaz kılan hastalarda Heberden nodülü, Bouchard nodülü ve karpometakarpal hastalık daha fazla bulundu. K&L evrelendirilmesi ile diz ve kalça eklem aralığı ölçümleri, namaz kılan ve kılmayan hastalar arasında farklılık göstermedi. Lumbal bölge kemik mineral yoğunluğu namaz kılanlarda düşük saptandı. Kadın cinsiyeti, yaş, Heberden ve Bouchard nodülü ile düşük lumbal KMY arasında anlamlı ilişki saptandı. Sonuç olarak, namazın diz ve kalça osteoartriti üzerine etkisinin olmadığı, el osteoartriti ile ilişkili olabileceği düşünüldü. Namaz kılanlarda lumbal KMY’da azalma saptandı, bu konuda gelecekte yapılacak olan çalışmalar yol gösterici olacaktır

Chemoradiotherapy for elderly patients with rectal cancer: A single‑institution study

Introduction: The incidence of cancer, particularly rectal cancer (RC), in older adults is gradually increasing. The aim of the present study was to evaluate radiotherapy (RT) and chemoradiotherapy (CRT) results, clinicopathological features, and survival factors in older patients with RC. Methods: We evaluated patients aged ≥65 years with RC treated at a radiation oncology clinic. The demographic, clinical, and histopathological data of the patients were obtained by reviewing their medical records. The toxicity criteria of the Radiation Therapy Oncology Group were applied. Results: Among 401 patients with RC, 183 (45.6%) were older adults (65–92 years). Furthermore, 122 (66.7%) patients had clinically stage 3 and above RC, and 183 and 91 patients received RT and neoadjuvant CRT, respectively. Surgical treatment was performed for 116 (63.4%) patients, 41 (34.4%) and 76 (65.6%) of whom underwent postoperative CRT and preoperative RT, respectively. Grade 3 or higher toxicity was observed in 22 (18.9%) patients during CRT. RT was performed in 64 patients(35%) at a 1–15‑day interval. The mean follow‑up duration was 34.7 (range, 1.4–149.0) months. The 2‑ and 5‑year overall survival (OS) rates were 71.4 and 37.4%, respectively, and the 2‑ and 5‑year disease‑free survival (DFS) rates were 65.7 and 35.3%, respectively. OS was 49.4 and 34.9 months for patients aged 65–74 and ≥75 years, respectively. Survival was shorter in patients with the advanced geriatric disease (p = 0.013). In the multivariate analysis, factors affecting overall and DFS were age, distance from the tumor to the anal canal, and metastasis (p < 0.05). Conclusion: The results of this study suggested that the selection of treatment modalities for older patients with RC should be based on performance status and not age. RT and CRT were safe treatment modalities for older patients with RC, particularly for those who could not undergo surger

The protective effects of red ginseng and amifostine against renal damage caused by ionizing radiation

This study aimed to elucidate the effects of amifostine (ethyol) (AM), a synthetic radioprotector, and red ginseng (RG), a natural radioprotective agent, against the toxic effect of ionizing radiation (IR) on kidney tissues through changes in biochemical and histopathological parameters in addition to contributions to the use of amifostine and RG in clinical studies. Five groups were established: Group I (control, receiving only saline by gavage), Group II (IR only), and Group III (IR+AM, 200 mg/kg intraperitoneally (i.p.). Group IV (IR + RG, 200 mg/kg orally once a day for 4 weeks), and Group V (IR+RG+AM, 200 mg/kg orally once/day for 4 weeks before IR and 200 mg/kg AM administered (i.p.) 30 min before IR). All groups, except for the control group, were subject to 6-Gy whole-body IR in a single fraction. 24 h after irradiation, all animals were sacrificed under anesthesia. IR enhanced MDA, 8-OHdG, and caspase-3 expression while decreasing renal tissue GSH levels (p < .05). Significant numbers of necrotic tubules together with diffuse vacuolization in proximal and distal tubule epithelial cells were also observed. The examination also revealed substantial brush boundary loss in proximal tubules as well as relatively unusual glomerular structures. While GSH levels significantly increased in the AM, RG, and AM+RG groups, a decrease in KHDS, MDA, 8-OHdG, and caspase-3 expression was observed, compared to the group subject to IR only (p < .05). Therefore, reactive oxygen species-scavenging antioxidants may represent a promising treatment for avoiding kidney damage in patients receiving radiation

Tubal splenosis: unusual location of the spleen

İntroduction: Splenosis is defined as the autotransplantation of splenic tissue to abnormal locations after splenic injury. Heterotopic spleen can be found within the abdominal and pelvic cavities. We report a tubal splenosis case in a 48 year old woman who underwent splenectomy following a blunt trauma 41 years prior to presentation. Case report: A 48 years old gravida 3, para 3, was admitted to our gynecology clinic for pelvic pain, menstrual irregularities and abnormal bleeding. The patient had a six months history of sonographically detected 40 x 20 mm pelvic mass. She also had a blunt trauma and splenectomy history from 41 years ago. Total abdominal hysterectomy with bilateral salpingo-oophorectomy was performed. Intraoperative exploration revealed a 40 mm sized suspicious mass immediately adjacent to the right fallopian tube. The histopathologic examination of the specimen reported normal splenic tissue with polymorphous small lymphocytes, granulocytes, and frequent hemosiderin laden macrophages. Discussion: Posttraumatic pelvic splenosis is a rare condition. Splenosis should be kept in mind as a differential diagnosis especially for patients with a history of posttraumatic splenectomy who are scheduled for pelvic mass surgery. Although most of the patients are diagnosed postoperatively, if preoperative diagnosis could be made, there is no medical indication for this normally functioning tissue to be resected

Muslim women choice for gender of obstetricians and gynecologist in Turkey

Objective: It would generally be thought of that the Muslim women especially preferred female obstetricians/gynecologists (ob/gyn). The aim of this study is to investigate the gender preference of Turkish Muslim women regarding ob/gyn, and identify other features that affect their choice.Methods: In this study it has been included 710 women attending to gynecology and antenatal clinics and they have been asked to complete a survey questionnaire containing 16 items and requiring opinion on whether they want to be examined medically by a female or male ob/gyn and have no preference. The questions have also contained the reasons for the stated preference.Results: Of all participants, 230 (32,3%) preferred to have a female ob/gyn, 380(53,5%) declared no preference, and 100(14,2%) preferred to have a male ob/gyn. The reasons for female preference were i) having a very good communication (36%), ii) embarrassment (32%) and iii) feeling comfortable with female ob/gyn (27%). Surprisingly, only 5% women responded that the religious orders are important in their preference. The participants who have larger family, lower level of education, lower income, higher unemployment, parity of 4 and over, and first gynecological examination, have preferred female ob/gyn (p&lt;0,05). One hundred women who preferred to be examined by a male doctor stated that the reasons for their preference were i) surgical skills (45%), ii) even tempered (35%) and iii) understanding problems better (20%).Conclusions: The majority of women have expressed no preference about gender of their ob/gyn, but a significant proportion of the remainder would prefer to be examined by a female doctor when they have been given the choice. However the religious effects on female ob/gyn preference have been found much less than the cultural effects

İleri yaş monoartritle başvuran psödogut olgusu

Kalsiyum pirofosfat dihidrat depolanma hastalığı KPPD olarak bilinen psödogut eklem aralığında kristal birikimi ile seyreden romatolojikbir hastalıktır. KPPD kristal depolanma hastalığı sıklıkla ileri yaşta aralıklı artrite neden olan bir hastalıktır. KPPD en sık olarak diz, el bileği, omuz ve kalça eklemlerini tutar. Hiperparatiroidizm, hemokromatozis, hipomagnezemi, hipofosfatemi KPPD ile ilişkilidir. İleri yaşta monoartritle başvuran hastalarda KPPD ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Bu çalışmada KPPD ve paratiroid adenomu saptanan olgu sunulmaktadı