11 research outputs found
Les menées safavides en Anatolie au XVIe siècles et les mesures prises à leur encontre par l’État ottoman
Savaş Saim. Les menées safavides en Anatolie au XVIe siècles et les mesures prises à leur encontre par l’État ottoman. In: Anatolia moderna - Yeni anadolu, Tome 9, 2000. pp. 47-96
Adana Sancağından Adana Karyesine "Göç Ve Kuruluş"
XVIII. Yüzyılın ilk çeyreği içinde, Kuzey Suriye ve Çukurova
bölgeleri ile Bozok/Yozgat taraflarından göçürülen, büyük çoğunluğu
Kaçar ve Harmandalılardan oluşan Türkmen aşiretlerinin İç Batı Anadolu
bölgesindeki metruk yerlere yerleştirildiği anlaşılmaktadır. Muhtemelen
Toroslar boyunca batıya doğru gerçekleşen bu nüfus hareketliliğinin,
Aydın taraflarından kuzeye doğru yöneldiği ve söz konusu
sahada nihayete erdiği söylenebilir. Bu çalışmada, işte bu nüfus hareketliliği
esnasında Adana/Osmaniye yörelerinden gelen bazı Türkmen
aşiretlerinin, Uşak’ın yaklaşık 55 km. batısında “Adana” ismini taşıyan
iki köy kurmaları hususu ve konar-göçerlikten yerleşik hayata geçiş
süreçleri aydınlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmada temel olarak nüfus
ve temettuat defterleri ile salnameler ve konu ile ilgili diğer arşiv
kayıtları kullanılmıştır. Ayrıca yerel kaynak bağlamında mezar kitabeleri,
yazarın çocukluğunun geçtiği bölge olması hasebiyle sözel bilgi
ve yaşanmış bazı hatıralar da konunun açıklığa kavuşturulmasında değerlendirilmeye
alınmıştır. Dolayısıyla bu çalışma, bilhassa iskân tarihimiz
açısından küçük bir katkı olarak değerlendirilme umudu taşımaktadır
DEDEBÂLİ COMMUNITY AND DEDEBALILAR VILLAGE OF UŞAK DISTRICT
Dedebali ve Dedebali aşiretinin, Moğol baskısı sonucu Celaleddin Harezmşah ile birlikte Anadolu’ya gelen Harezm Türklerinden, Kirman bölgesinden geldikleri için de Kirman/German/Germiyan Türklerinden olmaları kuvvetle muhtemel görünüyor. Harezmlilerin, Moğol baskısından kaçan diğer bütün unsurlar gibi Batı Anadolu taraflarına çekildikleri ve buralarda kurulan beyliklerde etkin roller oynadıkları; Dedebali’nin ve kendi adını taşıyan cemaatin de bu şekilde Kars’tan Manisa taraflarına ve daha sonra Türklerin ilerlemesine paralel olarak Balkanlara doğru parça unsurlar halinde yerleştikleri düşünülmektedir. Günümüzde Uşak-Sivaslı’ya bağlı Tatar beldesinin bir mahallesini teşkil eden Dedebalılar’ın ve hatta Dedebaliler ile ilişkisi kuvvetle muhtemel olan Hacım Sultan’ın da bu süreç dâhilinde değerlendirilmesi gerekmektedir.It seems higly probable that Dedebali and Dedebali people were part of Khwarezm Turks, who escaped from the Mongol oppression and immigrated to Anatolia with Jalal ad-Din Khwarezm Shah, and they were also connected with Kirman/German/ Germiyanid Turks because they arrived from Kirman region. It is thought that the Khwarezmshahs, like all the other groups escaped from the Mongol oppression, retreated to Western Anatolia and played active role in Beyliks founded in the region and likewise Dedebali and his namesake congregation also moved from Kars to Manisa and later in paralel with advancement of Turks settled dispersedly through the Balkans. Dedebalılar today is a neighbourhood of Tatar, which is a town within the boundaries of Uşak-Sivaslı, and this village should be evaluated within the scope of this process, as well as Hacım Sultan, who has a highly likely connection to Dedebalılar
Rüstem Paşa Vakfiyesi Orijinali ve Sivas Ali Baba Zaviyesine Dair Bazı Yeni Bulgular
16. asır Sivas’ının en önemli simalarından birisi olan Ali Baba zaviyesi ve
vakıfları üzerine gerçekleştirdiğimiz çalışmalar, 1984’te Sivas’ta başladığımız
akademik hayatımızın seyrinde çok önemli bir yere sahip olmuştur. O yıllarda
hepsini saygıyla andığım Ali Baba evladından Sayın Ruhi Başeğmez, Hüseyin
Tekkeşinoğlu ve Şemsi Yılmaz Susamış’tan alınan zaviye arşivine ait belgelerle
çalışmalarımız başlamıştır. Çalışmalarımız, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü,
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Başbakanlık (Cumhurbaşkanlığı) Osmanlı Arşivi ile
Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Sivas Kongre Müzesi Arşivi’nden toplanan
belgelerle desteklenmiştir. Kanuni’nin veziriazamı Rüstem Paşa’nın 1546 tarihli
vakfiyesi ile oluşmaya başlayan zaviye arşivi, muhtelif sebeplerle Ali Baba evlâdının
farklı kolları elinde kalmıştır. Nitekim Ali Baba evladından olduğu anlaşılan
Sayın M. Tahir Ezgi ve Tahir Aslandaş’tan alınan bazı belgeler, Gazi Üniversitesi
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi’nde Ali Sinan Bilgili ve
Selahattin Tozlu tarafından yayınlanmıştır. Zaviye üzerine çalışmalarımızı yürüttüğümüz
1986-1991 sürecinde kendisine ulaşamadığımız yine Ali Baba evladından
Sayın Ali Remzi Susamış, 2016 yılı başlarında bir vesile ile bizimle temas
kurmuş ve Rüstem Paşa vakfiyesinin orijinali ile Ali Baba evladından Es-Seyyid
Şeyh Ali’nin birisi Türkçe istinsah birisi Arapça te’lif iki kitabı ve yine zaviye arşivinde
bulunan bir Kadirî tarikatı silsilenamesini tarafımıza göndermiştir. Bildirinin
amacı işte bu orijinal kaynakları ilim camiasına tanıtmaktır
gilizce başlık yazılacak
Selçuklular önderliğinde Orta Asya’dan başlayıp Orta Avrupa’ya kadar uzanan ve nihayetinde
Anadolu’da sükûnet bulan Türk göçünün, ağırlıklı olarak konar-göçer topluluklarca gerçekleştirildiği
söylenebilir. Büyük Selçukluların konar-göçer Türk topluluklarını Bizans sınırına, Anadolu kapılarına
doğru yerleştirmeleriyle başlayan bu toplumsal-tarihî süreç, 1220’li yıllarda başlayan Moğol istilası ve
sonrasında yaşanan benzer olaylarla artarak devam etmiş görünmektedir. Moğollarca yıkılan Harzemşahlar ülkesinden Anadolu’ya sığınan Türk topluluklarından birisi olan Dedebalılar Cemaati ve cemaatin Anadolu ve Balkanlardaki izleri, bu çalışmanın konusunu teşkil etmiştir. Bu konudaki ilk çalışma
Uşak kazası Dedebalılar köyü üzerine gerçekleştirilmişti. Harmancık kazası Dedebalı karyesini konu
edinen bu ikinci çalışmanın ardından Tırnova sancağına bağlı Dedebalı karyesi, çalışmanın son halkasını
oluşturacaktır
Osmanlı Dönemi Arşiv Belgelerinin Alevilik Araştırmaları Bakımından Önemi
Osmanlı dönemi arşiv malzemesinin, bilhassa Safeviye tarikatının
Safevi Devleti’ne dönüştüğü süreçle (XV.-XVI. asırlar) ilgili kısmı, o
devirdeki ifadesiyle Kızılbaşlığın günümüz ifadesiyle Aleviliğin ortaya
çıkışı ve gelişmesinin anlaşılabilmesi bakımından büyük katkı sağlayacağı
düşünülmektedir. Bu çalışmada, daha önce mühimme defterleri üzerinde
gerçekleştirdiğimiz tahliller örnekleminde tasnifi yapılan bazı arşiv
malzemesi gruplandırılarak belirli başlıklar altında konumuz itibariyle
değerlendirilmiştir. Bu kapsamda tahrir, muhasebe, avarız ve nüfus
defterleri; vakıflar ve vakfiyeler; fetvalar; ahkâm ve mühimme defterleri
ve nihayet devlet arşivleri internet sitesinde yapılan tarama sonucu farklı
tasniflerde bulunan konumuzla ilgili belgeler kısaca tahlil edilmeye
çalışılmıştır. Elbette bu belge türleri dışındaki tasniflerde de konumuzu
alakadar eden belge ve bilgiler mevcuttur. Bunların başında her türlü
toplumsal olayın yansıdığı şer’î mahkeme sicilleri gelmektedir. Ancak bu
tür çalışmaların çok daha geniş ekipler tarafından çok uzun bir zaman
diliminde yapılabileceği konuya vâkıf olanlarca takdir edilecektir. Bu
yüzden bu çalışmada daha ziyade belirli örneklerle arşiv belgelerinin
önemi vurgulanmaya çalışılacaktır
İstimalet: Bir Osmanlı Yönetim Klasiği
İstimalet denildiğinde, genellikle Osmanlı Devleti'nin, Balkanlarda ilerleyişini kolaylaştıran uzlaştırıcı bir siyaset biçimi akla gelmektedir. Bir taraftan, İslam hukuku çerçevesinde can-mal güvenliği ile dinlerinde serbestlik tanımak ve eski feodal bağlılıklardan kurtarmak gibi çeşitli vaatlerle yerli gayrimüslim ahaliyi kazanmak, diğer taraftan Ortodoks kilisesini ve manastırları himaye etmek, vergilerden muaf tutmak, dini vakıfları desteklemek ve ayrıca feodal yerli askeri sınıfı Osmanlı askeri sınıfı içine alarak bir bakıma onların eski imtiyazlarını devam ettirmek ve böylece köylüyü, kiliseyi ve Osmanlı öncesi askeri sınıfları kazanarak, kendi fetihlerini kolaylaştırmak, olarak tarif edebileceğimiz Osmanlı istimalet politikası, gerçekten de Balkanların Osmanlı hakimiyetine girerek asırlar boyu bu hakimiyetin devam etmesinde ve bu toprakların İslamlaşmasında etkili olmuş görünüyor
The Effect of Infliximab on Intestinal Anastomosis Healing in Rats
Intestinal anastomosis healing is a complex physiological process in which many local and systemic factors play a role. One of the significant cytokines in this process is TNF-α. Infliximab is a chimeric monoclonal antibody which binds to TNF-α with high affinity. Although this agent is used in ulcerative colitis and Crohn’s disease, intestinal surgery may be required in these patients. In this study it was aimed to determine whether or not there was any negative effect of preoperative single dose infliximab treatment on intestinal anastomosis healing. Two groups of 10 rats were formed. One of these groups was administered with a single dose of infliximab 8 mg/kg as a 20-minute intravenous infusion from the femoral vein. Four days after the infusion, a full layer incision was made to the colon and anastomosis was applied to all the rats. At 7 days after anastomosis, the subjects were sacrificed. The anastomosis segment was removed and the bursting pressure was measured. Tissue samples were taken from this segment for hydroxyproline concentration and histopathological examination. A blood sample was taken to measure TNF-α values. No statistically significant difference was determined between the groups in terms of bursting pressure, tissue hydroxyproline concentration or histopathological scoring. A single dose of 8 mg/kg infliximab administered 4 days preoperatively was not found to have any negative effect on intestinal anastomosis healing in rats