Türkiye’de Günah Vergileri Kapsamında Özel Tüketim Vergisi Uygulaması ve Etkinliği

Vergiler kamu harcamalarının finansmanını karşılamak olan mali amaç yanında günümüzde birçok mali olmayan amaç için de kullanılmaktadır. Mali olmayan bu amaçların başında kamu sağlığının korunması gelmektedir. Devletler kamu sağlığının korunması amacıyla insan sağlığına ve çevreye zararlı tüketim ve faaliyetler üzerinden vergi almaktadır. Günah vergisi olarak adlandırılan bu tür vergisel uygulamalar son yıllarda birçok ülke tarafından kullanılmaya ve ekonomik hayatı etkilemeye başlamıştır. Türkiye’de de adı günah vergisi olmamakla beraber Türk vergi sistemi içerisinde sigara ve alkol üzerinden alınan Özel Tüketim Vergisi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Özel tüketim vergisinin zararlı olduğu düşünülen bu tür mallar üzerinden özel olarak alınması günah vergisi niteliğini güçlendirmektedir. Bu çalışmada, günah vergilerinden en önemlisi olan sigara ve alkol mamulleri üzerinden ülkemizde alınan Özel Tüketim Vergisinin uygulaması ve etkinliği incelenmektedir. Sigara ve alkol üzerinden alınan Özel Tüketim Vergisinin bu ürünlerin tüketimini azaltmadaki rolü tablolar yardımıyla analiz edilmiştir. Çalışmada ulaşılan sonuca göre sigara ve alkol üzerinden alınan vergilerin bu ürünlerin tüketimini tek başına azaltmadaki etkisi oldukça sınırlı düzeydedir. Özel Tüketim Vergisi diğer kamu mücadele politikaları ile birlikte uygulandığında ise tüketim üzerinde daha fazla etkili olmaktadır

Türkiye’de Özel Sektör Dış Borçlarının Gelişimi ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri

Gelişmekte olan ekonomiler ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanması için sermaye birikimi ve tasarrufa ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyacın giderilmesinde yurtiçi ve yurtdışı tasarruflar kamu ve özel sektör için kaynak oluşturmaktadır. Yurtiçinde sermaye birikimi ve tasarrufların yetersiz olması devletleri yurtdışı tasarruflara yöneltmektedir. Önceleri kamu sektörünün sıklıkla kullandığı yurtdışı tasarruflardan günümüzde özellikle gelişmekte olan ülkelerde özel sektör de faydalanmaya başlamıştır. Öyle ki özellikle son yıllarda ülkemizde özel sektör dış borcu kamu sektörü dış borcunu oldukça geride bırakmış, hatta toplam dış borcumuzun büyük çoğunluğu özel sektör dış borçlarından oluşur hale gelmiştir. Çalışmanın amacı Türkiye’de özel sektörün dış borç gelişimi incelenerek, özel sektör dış borcunun ekonomi üzerindeki etkileri değerlendirilmesidir

Effect of the Use of Natural Gas-Diesel Fuel Mixture on Performance, Emissions and Combustion Characteristics of a Compression-Ignition Engine

A compression ignition engine with a mechanical fuel system was converted into common rail fuel system by means of a self-developed electronic control unit. The engine was modified to be operated with mixtures of diesel and natural gas fuels in dual-fuel mode. Then, diesel fuel was injected into the cylinder while natural gas was injected into intake manifold with both injectors controlled with the electronic control unit. Energy content of the sprayed gas fuel was varied in the amounts of 0% (only diesel fuel), 15%, 40%, and 75% of total fuel’s energy content. All tests were carried out at constant engine speed of 1500 r/min at full load. In addition to the experiments, the engine was modeled with a one-dimensional commercial software. The experimental and numerical results were compared and found to be in reasonable agreement with each other. Both NO x and soot emissions were dropped with 15% and 40%, respectively, energy content rates in gas–fuel mixture compared to only diesel fuel. However, an increase was observed in carbon monoxide emissions with 15% natural gas fuel addition compared to only diesel fuel. Although smoke emission was reduced with natural gas fuel addition, there was a dramatic increase in NO x emissions with 75% natural gas fuel addition

Dentofacial Morphology in Third Molar Agenesis

Objective:In the literature, some studies show a relation between tooth agenesis and craniofacial morphology, whereas other authors conclude that dental agenesis exerts little influence on dent facial structures. The objective of this study was to determine the existence of any relation between bilateral agenesis of the maxillary and/or mandibular third molars and the anteroposterior dimensions and vertical growth pattern of the jaws.Subjects and Methods:Sixty-eight subjects between the ages of 13 and 17 years with bilateral agenesis of maxillary third molars (group I, n=37), bilateral agenesis of the mandibular third molars (group II, n=19), and agenesis of all third molars (group III, n=12) as well as 33 subjects without third molar agenesis (group IV) were selected from the radiology archive. A before and after treatment orthopantomograph and the pretreatment cephalometric radiograph of the subjects were used. Several angular and linear parameters representing the anteroposterior dimensions and vertical growth pattern of the jaws were measured on cephalometric radiographs. The data were analyzed by Kolmogorov-Smirnov test, analysis of variance for 1 factor, and independent-samples t test. Statistical significance was set at p,0.05.Results:When the agenesis groups (groups I, II, and III) were compared with the control group, it was found that all parameters representing the anteroposterior dimensions of both jaws (A-Ptm, CoA, ANS-PNS, CoB, CoGn, CoPog, and ABRB) were significantly smaller in all agenesis groups (p,0.05). The parameters reflecting the vertical growth pattern did not represent any difference among the groups (p.0.05).Conclusion:In subjects with bilateral or total third molar agenesis, the anteroposterior dimensions of both jaws were smaller in comparison with subjects without tooth agenesis. Vertical growth pattern of the jaws did not differ among the groups