137 research outputs found

    Düşünme Stilleri Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirliği

    Get PDF
    The aim of this study is to determine the bilingual equivalence, reliability, and validity of the Thinking Styles Scale for Turkish university students. The sample consists of 268 students who are currently studying in the Faculty of Education at Selçuk University. The construct validity of (he scale was established through Factor Analysis. Thirteen sub-scales were established using Varimax and Component Factors analysis. The scales’ reliability were maintained through Cronbach Alpha and the re-test techniques. The findings revealed that all the sub-scales had high reliability. However, in different sub scales of the scale, significant differences were observed in students’ gender variables and their study field.Bu çalışma Düşünme Stilleri Ölçeği’nin (DSÖ) dilsel eşdeğerlik, güvenirlik ve geçerlik analizlerini yaparak, Türkiye koşullarına uygunluğunu saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya Selçuk Üniversitesi, Eğitim Fakültesi’nden 268 öğrenci katılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğine ilişkin bulgular faktör analizi yöntemi ile sağlanmıştır. Varimax ve Component Faktör Analizleri’ne dayalı olarak 13 alt boyut ortaya çıkmıştır. Ölçeğin güvenirliğine ilişkin bulgular Cronbach Alfa (iç tutarlılık) ve puan değişmezliği teknikleri ile sağlanmıştır. Bulgular alt ölçeklerin iç tutarlılığına ve puan değişmezliğine ilişkin güvenirlik katsayılarının yeterli düzeyde olduğunu ortaya koymuştur. Ölçeğin çeşitli alt boyutlarında, öğrencilerin, cinsiyet ve öğrenim gördükleri alan değişkenine bağlı olarak manidar farklar gözlenmiştir

    Hipertansiyon Hastalarında Bilinçli Farkındalık Düzeyinin İlaç Uyumuna Etkisi

    Get PDF
    ÖZ Amaç: Çalışmada hipertansiyon hastalarının bilinçli farkındalık düzeylerinin antihipertansif ilaç uyumuna olan etkisi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya katılmaya onam veren kişilerden okur yazar olan, en az bir yıldır antihipertansif kullanıyor olan 18-65 yaş aralığındaki hipertansif hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Ölçek doldurmayı engelleyecek düzeyde mental yetersizliği ve/veya mental hastalığı bulunanlar çalışma dışında bırakılmıştır. Kesitsel ve tanımlayıcı bir araştırmadır. Katılımcılara sosyo-demografik veri formu, Bilinçli Farkındalık ölçeği (BFÖ) ve Modifiye Morisky Tedavi Uyum ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Yaş ortalaması düşük olan hastaların ilaç uyumu düşük olarak saptandı. Cinsiyet, eğitim düzeyi, çalışma durumu ve medeni durum açısından bakıldığında gruplar arasında ilaç uyumu açısından anlamlı fark yoktu. Ailesinde hipertansiyon öyküsü olanlarda ilaç uyumunun düşük olma oranı orta-yüksek olma oranına kıyasla anlamlı şekilde yüksekti. İlaç uyumu skorlarında hipertansiyon hastalığının süresi açısından istatistiksel açıdan anlamlı bir fark yoktu. BFÖ skor ortalamaları ilaç uyumu orta-yüksek olanlarda anlamlı şekilde daha yüksekti. Sonuç: Çalışma sonuçlarımız hipertansif hasta grubunda ilaç uyumunun düşük olduğu, farkındalık ve uyum arasında anlamlı bir ilişki olduğu yönünde kanıt sunmaktadır. Diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi hipertansiyon hastalarında da ilaç uyumunun artırılması, bu amaçla ilaç uyumunu etkileyen farkındalık düzeyinin artırılması hayati önem arz etmektedir. Çalışma verilerimiz bu alanda yapılacak klinik müdahaleler için farkındalık oluşturacaktır

    Üniversite Öğrencilerine Yönelik Girişimcilik Ölçeğinin Geliştirilmesi

    Get PDF
    Gönümüzde bireylerin, girişimcilikleri büyük önem kazanmıştır. Girişimcilik; emek, teknoloji, sermaye ve doğal kaynaklar olarak sayılan üretim faktörlerini bir araya getirerek mal veya hizmet üretme eylemlerini kapsar. Girişimci ise; mal ve hizmet üretmek amacıyla, pazardaki fırsatlarıdeğerlendiren, sermaye, doğal kaynaklar ve emek gibi üretim faktörlerini bir araya getirerek riski üstlenen kişidir. Bu araştırmanıamacı, üniversite öğrencilerinin girişimciliklerini ölçebilecek güvenilir ve geçerli bir ölçme aracıgeliştirmektir. Araştırmanın çalışma grubunu Selçuk Üniversitesinin farklıbölümlerinde okuyan 474 öğrenci oluşturmuştur. Ölçeğin yapıgeçerliliğine ilişkin bulgular faktör analizi yöntemi ile sağlanmıştır. Temel bileşenler analizlerine dayalıolarak ölçeğin maddelerinin tek bir faktörde boyutta toplandığıgörülmüştür. Ölçeğin güvenirliğine ilişkin bulgular Cronbach alfa İç tutarlılık ile sağlanmıştır. Bulgular ölçeğin iç tutarlılığına ilişkin güvenirlik katsayısının yeterli düzeyde olduğunu ortaya koymuştur. Ölçek toplam puanlarında, öğrencilerin cinsiyet değişkenine göre manidar farklar bulunamamıştır

    Short and Midterm Outcomes in Patients With Acute Myocardial Infarction: Results of the Nationwide TURKMI Registry

    No full text
    This recent Turkish Myocardial Infarction registry reported that guidelines are largely implemented in patients with acute myocardial infarction (MI) in Turkey. We aimed to obtain up-to-date information for short- and midterm outcomes of acute MI. Fifty centers were selected using probability sampling, and all consecutive patients with acute MI admitted to these centers (between November 1 and 16, 2018) were enrolled. Among 1930 (mean age 62 +/- 13 years, 26% female) patients, 1195 (62%) had non-ST segment elevation myocardial infarction (NSTEMI) and 735 (38%) had ST segment elevation myocardial infarction (STEMI). Percutaneous coronary intervention (PCI) was performed in 94.4% of patients with STEMI and 60.2% of those with NSTEMI. Periprocedural mortality occurred in 4 (0.3%) patients. In-hospital mortality was significantly higher in STEMI than in patients with NSTEMI (5.4% vs 2.9%, respectively; P = .006). However, the risk became slightly higher in the NSTEMI group at 1 year. Women with STEMI had a significantly higher in-hospital mortality compared with men (11.2% vs 3.8%; P < .001); this persisted at follow-up. In conclusion, PCI is performed in Turkey with a low risk of complications in patients with acute MI. Compared with a previous registry, in-hospital mortality decreased by 50% within 20 years; however, the risk remains too high for women with STEMI

    Right Ventricular Functional Improvement after Pulmonary Rehabilitation Program in Patients with COPD Determined by Speckle Tracking Echocardioga araphy

    No full text
    Background: Although right ventricular (RV) dysfunction in pulmonary diseases has been associated with increased morbidity, tools for RV dysfunction identification are not well defined. Objective: The aim of this study was to evaluate the magnitude of RV dysfunction by means of speckle tracking echocardiography (STE) in patients with chronic obstructive pulmonary disease (COPD) and to investigate whether STE could be used as an index of RV improvement after a pulmonary rehabilitation (PR) program. Methods: Forty-six patients with COPD undergoing PR program and 32 age-sex matched healthy subjects were enrolled. RV function was evaluated at admission and after PR program by conventional two-dimensional echocardiography (2DE) and STE. In addition, exercise tolerance of subjects was evaluated using the six-minute walk test (6MWT). Results: COPD patients had worse RV function according to STE and 2DE as well. STE was more sensitive than conventional 2DE in determining RV improvement after PR program - RV global longitudinal strain (LS): 20.4 +/- 2.4% vs. 21.9 +/- 2.9% p < 0.001 and RV free wall LS: 18.1 +/- 3.4% vs. 22.9 +/- 3.7%, p < 0.001). RV free wall IS was directly related to distance walked at baseline 6MWT (r = 0.58, p < 0.001) and to the change in the 6MWT distance (6MWTD Delta) (r = 0.41, p = 0.04). Conclusions: We conclude that STE might be as effective as 2DE for evaluation of global and regional RV functions. STE may become an important tool for assessment and follow-up of COPD patients undergoing PR program to determine the relationship between RV function and exercise tolerance
    corecore